"Öyle olsun beyefendi. Ben üniversite sınavına çalışırken solunumu bırakıp fotosentez yapmış insanım. Kereste değil her türlü bitki türü olur benden." -F
...
"Marinette, sen takım kaptanısın! Biraz daha motive olamaz mısın?" Marinette ağrıyan kafasını tutarak koça başını salladı. Antrenman olan gün başının ağrıması kadar büyük bir şanssızlık nadiren başına gelirdi.
Kafasına aniden çarpan hentbol topu ile zaten dengede durmadığından sırt üstü devrildi. Ardından biri onu sırtına alıp yürümeye başlamıştı. "Koç, ben Marinette'in iyi olup olmadığına bakarken takım devam etse olur mu?" Koçtan onay alınca kenardaki banklara oturdu.
"Luka, sen harika bir ayrıntısın, resmen kurtardın beni." Luka gülümsedi ve çantasından bir kruvasan, açılmamış şişede su ve ağrı kesici çıkardı. Marinette karnını doyurup ilacı içtikten sonra memnuniyetle gülümsemişti.
Luka genç kızın başını dizlerine koyarak saçlarını okşamaya başladı. Marinette de gözlerini kapatarak anın tadını çıkardı. "Sahi Luka, senin ne işin var burada? Sporu sevmediğini sanıyordum." Luka omuz silkti ve bakışlarını genç kızdan ayırdı. "Sporu seviyorum. Sadece okulda, herkesin gözü önünde oynamayı sevmiyorum. Bir ara seni takımımla tanıştırırım, birlikte oynarız." Marinette küçük bir kafa sallama ile onayladı.
"Ha bir de, Adrien beni parçalayacakmış gibi bakıyor. Aynı bakışlardan mı atayım yoksa kalkıp ağız burun dalayım mı?" Marinette kıkırdadı. "Boşver. Havlayan köpek ısırmaz derler. Kuduz köpek işte." Luka da bu sözler üzerine içten bir şekilde gülümseyerek genç kızın saçlarını okşamaya devam etti.
...