Aşkın Son Damlası! [Tamamland...

By KayipYazarNemo

381K 24.1K 2.1K

#Mizah 1 Sessizliğin Sesi! Adlı hikaye'de bulunan Gürkan ve Güneşin hikayesidir! İki hikaye birbirine bağlant... More

#TANITIM#
"1- Bindik bir alamete!"
"2- Sadece uyuyacağız!"
"3- Manyak mısın sen?"
"4- Sen tam bir adisin!"
"5- Senden nefret ediyorum!"
"6- Geçer mi?"
"7- Zaman!"
"8- Pis Ayyaş!"
"9- Konuşmayacağım!"
"10- Neredeydin Sen? Gerizekalı!"
"11- Eminim!"
"12- Bilmiyorsun!"
"13- 7 Yaşındaydım..."
"14- Ne Münasebet?"
"15- Ne yani, gerçekten istemiyor musun?"
"16- Bu nasıl şaka? Hayvan!"
"17- Sen neler yaşadın böyle?"
"18- Oyun Başlıyor!"
"19- Dokunma bana!"
"21- Beni özledin mi?"
"22- Bazı kızlar..."
"23- Kızım nerede?"
"24- 4 Gün sonra!"
"25- Hazır mısın?"
"26- Zehra yok!"
"27- Bulacağız!"
"28- Yapma!"
"Karakterler"
"Aşk Kırıntısı!"
"29- Ben yaptım!"
"30- Çünkü seni seviyorum!"
"31- Karar..."
"32- Karım değil misin?"
"33- Yaktım seni!"
"34- Mühür!"
"35- Evet!"
"37- Zehra ve Efken - Özel Bölüm"
"38- Şimdi biz, şey mi yapacağız?"
"39- Babacığını özlemedin mi?"
"40- Final!"
"Zehra ve Efken'cilere Duyuru!"
"Zehra ve Efken yayımlandı!"

"20- Sonra birgün..."

7.3K 559 14
By KayipYazarNemo

3 gün.. Koskoca 3 gün geçmişti... Ne bir haber alıyordum ondan, ne de nerede olduğunu bulabiliyordum. Ağlamaktan kızaran gözlerim, bir de uykusuzluktan kızarıyordu.

Daha ne kadar sürecekti bu durum? Nereye kadar dayanabilecektim? Uyumamak için, kaç kahve içmem lazımdı? Nerelere gitmem lazımdı? Yağmur teyzeleri arayarak bir bahane ile konuştukça, orada olmadığına emin olup ne kadar daha telefonları kapatmam lazımdı? Biri bana söyleseydi ya? Çıldırmam an meselesiydi. Efken denen heriftende tık yoktu!

Telefonumun melodisini duyar duymaz, hızla elime aldım. Ekranda gördüğüm 'Efken' yazısı ile titremem daha çoğaldı. Neredeyse telefonu açamayacak kadar heyecanlıydım! Umarım bir haber vardı, umarım.

"Bir haber var mı?"

"Sana da merhaba."

"Başlatma merhabana, Efken. Merhabalık durumda mıyım ben?"

"Tamam abicim, agresiflik yapma. Sanırım işin ucu Melih'e dayanıyor."

"Nasıl yani?"

"Telefonda konuşmamız için uygun değil, buluşalım."

****

Efken, buluşma yerimizi söyledikten sonra telefonu kapatıp buluşacağımız yere doğru yürümeye başladım. Zaten pek uzak sayılmazdı. Haydi bakalım hayat, bana götünle gülme!

###

Zehra;

"Güneş, ne olur bir şeyler ye. Kuvvet toplamalıyız. Ben keyfimden mi yiyorum sanıyorsun? Şu haline bak. Dudakların bile kurumuş. Böyle yaparsan nasıl çıkarız buradan? O ruh hastasını nasıl alt ederiz?"

Gerçekten yoksun bir gülümseme sundu bana Güneş. Derin bir nefes çekti.

"Kaç gün geçti? Ben iyice yitirdim umudumu Zehra. Buradan kurtulamayacağız. Ve kurtulamayacaksak, bu ruh hastası ile evlenmek yerine açlıktan ölmeyi tercih ederim."

Bu söylediğine karşı gözyaşlarım kendisini serbest bıraktı. Zaten burası hoş kokmuyordu, kokusu bile insanı hasta edecek türdendi. Terk edilmiş bir tuvaleti olmasa, altımıza sıçacaktık!

Farelerle olan muhabbetimiz bile gelişmişti. Ve Güneş benim gözlerimin önünde eriyordu. Ben ise hiçbir şey yapamıyordum! Melih gelip "Yakında sevgilim, yakında evleneceğiz." lafından başka bir şeysöylemiyordu. Gerçekten bu çocuğun anne babası var mıydı merak ediyordum!

Güneş'in yanına yaklaştım. Kir'den yağlanan saçlarını okşadım.

"Güneş, ne olur yemek ye. Kurtulacağız buradan. Ben eminim ki, Gürkan her yerde seni arıyor. Ya bana ne demeli? Beni arayacak hiç kimsem yok."

Kahretsin doğruydu işte! Yoktu beni arayacak kimsem! En kıymetli varlığımı 7 yaşımda toprağa vermiştim ben. Ve mezarının nerede olduğunu bile bilmiyordum. Bu yaşadıkları evet ağırdı, ama ben daha ağır şeyler atlatmıştım! 

O baba sıfatında olan şerefsiz yüzünden. Yine o anılar gözümün önüne belirince, Güneş'e anlatmak istedim. Acaba bu halde beni dinler miydi?

"Güneş?"

"Efendim?"

Sesi o kadar bitkindi ki...

Anlattıkça, gözyaşlarım daha fazla akacaktı biliyorum. Ama belki de, gözyaşlarımı akıtarak içimdeki acıdan birazcıkta olsa kurtulurdum.

"9 yaşıma gelmiştim.. Sonra birgün, Annemin mezarının yerini öğrenmek istemiştim... Onunla konuşmak istemiyordum ama, yine de annemin mezarının yerini o biliyordu... Ve..."

Geçmiş Zaman;

"Ba... Baabaa."

Kekeledi küçücük kız, Baba'sının korkusundan. Eğer kızarsa, annesine acımayan bu cani adam. Küçük kızına hiç acımazdı. Babasının bakışları onu bulunca, bir adım geri gitti. Babasının bir bakışı ile yerin dibine girmek isteyecek bir hayat yaşıyordu. Peki neden? O bu hayatı hak edecek ne yapmıştı? Bu ceza ona fazla değil miydi? Henüz küçücüktü, anlamıyordu.  Ama zamanla büyüyüp anlayacaktı ki, hayat denen şey sınavdan ibaret. Ve her insan o sınavdan geçer. Kimisi 'Şükür' kimisi 'İsyan' ile..

Toplayabildiği kadar cesaret toplamaya çalıştı ve babasının gözlerinin içine bakmadan konuşmayı denedi. Belki böyle yaparsa daha cesur olacağını düşünmüştü.

"Baba."

Babası sinirlenmişti, sadece Baba diye mırıldanmaya mı gelmişti? Hiddetle "Ne var? Söyle" dedi. Küçük kızının korkusu ile cesaretlenen bir babaydı o.

Onu tehdit ederek susturan bir baba. Eğer gözü dönerse, kendi kızına acımayacak ve anında öldürebilecek bir baba! Tabi böyle bir insana Baba sıfatı yakışırsa.

"Annemin mezarını görmek istiyorum. Beni götürür müsün?"

Babası ayaklanır ayaklanmaz, minik ayakları geri geri gitmeye başlamıştı bile. Babası onu yakasından tuttuğu gibi, banyoya getirdi. Minik kız hata yaptığının farkına varıyordu. Böylesine bir adamdan merhamet beklemek nesineydi? Küvetin yeniden su doldurulduğunu görünce olağan gücüyle "Yapma baba, söz bir daha sormayacağım." dedi. Karşılık bulamadı. Daha çok korktu.

"Baba, lütfen yapma."

Ağlaması, sızlanması baba denilecek şahsiyetin gram vicdanını yerinden kıpırdatmadı minik kızı yakaladığı gibi, kuvetin içine soktu. Ve hızla başını bastırdı.

"Sana gördüklerini unut, anneni unut, öyle biri yok dememiş miydim!"

Küçük kız nefesinin tükendiğini hissettiği noktada, babası başını sudan çıkardı. Tam derin bir nefes çekiyordu ki, aldığı yarım nefes henüz tamamlanmadan bir daha suyun içinde buldu kendisini.

Nefesini tutmalıydı. Nefes alırsa, su boğazına ve burnuna kaçacaktı! Ve can verecekti! Aslında istiyordu bunu. Ama nedense yapamıyordu. Daha ne kadar sürecekti onun bu hayatı bilmiyordu. Bildiği bir şey varsa, sürekli dua etmesi gerektiği ve Allah'tan onu kurtarmasını istemesiydi. Öyle de yapıyordu Zehra. Geceleri el açıp dua ediyordu. İnanıyordu ki, birgün babası cezasını bulacak ve Zehra buradan kurtulacaktı.

Nefes almamak için direndiğinden dolayı babasının söylediklerini sınırlı duyuyordu. Ve yavaş yavaş kendisini onu çağıran karanlığa bıraktı.

"Seni de onun gibi öldürürüm! Anladın mı! Bir daha anmayacaksın adını!"

###

Şimdiki zaman;

Güneş;

"Ağlama, Zehra. Lütfen ağlama."

Bir baba nasıl cani olabilirdi! Allah'ım nasıl. Ona ağlama diyordum ama ben kendim şuan ağlıyordum. Bu halimi unutmuş, ona ağlıyordum. Neden durduk yere bunu anlatmıştı ki?

"Bana ağlama diyorsun ama, şu haline bak."

Ellerimle gözyaşlarımı sildim. Ona güç vermek istiyordum, ama ben güçsüzdüm. Buradan kurtulmak istiyordum ben. Annemi, babamı, Gürkan'ı istiyordum.

Bunun acısı ile daha fazla aktı gözyaşlarım ve ben yeniden sildim.

"Zehra.. ben..."

Lafımı kesti Zehra, ve söylediğinde gerçekten haklıydı.

"Bunu sana neden anlattım biliyor musun?"

Başımı hayır anlamında iki yana salladım.

"Çünkü bu yaşadığın hiçbir şey Güneş. Bu da senin sınavın belli ki. Ve sen böyle isyan edersen, sonucun nasıl olur? Ben çok daha ağırını yaşadım. Herkesin yaşadığı ağırdır. Evet kolay şeyler atlatmıyorsun. Ama ben yanındayım, değil mi? Lütfen bünyene zarar verme. Güç topla ki, onu yenebilelim!"

Doğru! Sen görürsün Melih efendi! Senin o hayatını mahvedeceğim!


Kuzular, ben dinleneyim diyorum ama, yok birileri ( Canımın biri) sağolsun izin vermiyor :)) Büyük tehdit yiyerek bölümü yayınladım el mahkum :) Keyifli okumalar, sizi seviyorum :) 

Continue Reading

You'll Also Like

8K 744 22
Şu anda duramazdı koşması gerekiyordu, eğer peşindeki adamlara yakalanmak istemiyorsa şu anda duramazdı. Koşmaktan nefes alacak hali bile kalmamıştı...
94K 16.3K 125
Bir sanat tarihi öğrencisi ve kadınlardan yana yaralı genç bir iş adamının yolu kesişirse... Kapak tasarımı @viskidekifangirll arkadaşımıza ait kendi...
396K 24.2K 55
Madem başkasına aittin neden baktı ki gözlerin benim gözlerime? Neden izin verdin ki sana bağlanmama? Açil gözlerini kaçırdı karşısındaki adama bakam...
414K 34.1K 55
Romantik/Komedi Yanlışlıkla Aşk Serisi - 2 -Tamamlandı- Bu hikaye bir yatağın kırılması ile başlıyor... Kıran kişi eski koca, Yardım eden kişi mağaz...