Zindan

By PearlHarbor35

6.2M 182K 56.2K

Karşımdaki adamın bakışları ruhsuzdu. Taş kalpli ve duygusuzdu. Hareketleri sert ve umursamazdı. Tolgay Par... More

Bölüm-1
Bölüm-2
Bölüm-3
Bölüm- 4
Bölüm-5
Bölüm-7
Bölüm-8
Bölüm-9
Bölüm-10
Bölüm-11
Bölüm-12
Bölüm-13
Bölüm-14
Bölüm-15
Bölüm-16
Bölüm-17
Bölüm-18
Bölüm-19
Bölüm-20
Karakter Değişimi
Bölüm-21
Bölüm-22
Bölüm-23
Bölüm-24
Bölüm-25
Bölüm-26
Bölüm-27
Bölüm-28
Bölüm-29
Bölüm-30
Bölüm-31
Bölüm-32
Bölüm-33
Bölüm-34
Bölüm-35
Bölüm-36
Bölüm-37
Bölüm-38
Bölüm-39
Tanışma
Bölüm-40
Bölüm-41
Bölüm-42
Bölüm-43
Bölüm-44
Bölüm-45
Bölüm-46
Bölüm-47
Bölüm-48
Bölüm-49
Bölüm-50
Soluksuz Tutku
Bölüm-51
Bölüm-52
Bölüm-53
Bölüm-54
Bölüm-55
Bölüm-56
Bölüm-57
Final/1
Final/2
Teşekkürler

Bölüm-6

167K 5.2K 1.5K
By PearlHarbor35


Tüylerimi ürperten sesin sahibi hemen yanı başımdaydı. Nefesi kulağıma çarparken donakalmıştım. O ise gülümsedi ve benden ayrıldı. Hemen karşımda duran sandalyeye rahat tavırlarla oturdu.

Ben ise robot gibi ifadesizce sandalyeye yığıldım. Yığıldım dedim çünkü kullandığı kelimeler beynimi istila etmişti.

Ne kadar Tolgay'dan kurtulmak istesem de o bir şekilde yolunu bulup karşıma çıkmayı başarıyordu.

Herkes gülerek konuşurken ben önümdeki menüye boş boş bakıyordum.

Tolgay git gide daha umursamaz ve kaba oluyordu. Annemlere iyi çocuk rolünü sergilerken sadece ikimizin bulunduğu alanlarda kaba ve pişkince konuşuyordu.

Aylin abla'nın sesiyle bakışlarımı menüden kaldırdım.

"İyi misin Bade'cim?"

İyi değilim diyemedim. Senin, kendini bilmez oğlun yüzünden son günlerimin berbat geçiyor diyemezdim. Annem Aylin ablayla iyi anlaşıyordu. Bu samimiyetin nereden geldiğini bilmesem de üstelememiştim.

"İyiyim, lavaboya gitmem lazım sadece."

Sandalyemi çektim ve midemdeki bulantıyla lavaboyu soracak birisini aradım. Adamın biriyle ilgilenen 35 yaşlarındaki garsona "Bakar mısınız, lavabo ne taraf da?" diye sordum.

Adam ilerideki siyah mermerle döşenmiş koridoru göstererek "Koridor bitiminin hemen sol tarafında. Sağ taraf ise gece kulübümüze çıkmaktadır."

Sana gece kulübünü soran mı vardı? Gereksiz açıklama yapan insanlardan oldum olası haz almıyordum. Baygın bakışlarla teşekkür edip beni kasvetlere boğan koridora girdim.

Koridor kırmızı led ışıklarla aydınlatılmıştı. Fazla ışık yaymasa da önümü görebildiğime şükrediyordum. Sol tarafa döndüm ve kapının üstünde etekli olan resme baktım ve kapıyı ittirip içeri girdim.

Lavabo temiz ve ferahtı. Sadece iki kız vardı ve birbirlerine bir şey anlatarak makyajlarını tazeliyorlardı.

Onlara aldırmadım ve suyu açıp yüzümü yıkamaya başladım. Su saçımın uçlarını ıslatsa da önemsemeyip suyu kapattım ve yandaki oto makineden havlu kağıt alıp yüzümü güzelce kuruladım. Çöp kutusuna buruşmuş havlu kağıdı attım.

Kapıdan dışarı çıkıyordum ki kızın sorusuyla durdum ve arkamı döndüm.

"Güzel saçlar, nerede boyattın?"

Kaşlarım saçlarımla birleşircesine kalktı. İnsanların saçlarımla alıp veremediği neydi? Kabul ediyordum Türkiye'de doğal sarışın fazla yoktu ama bu saçımın boya olduğu anlamına gelmiyordu.

"Saçlarım boya değil, doğal rengi böyle."

Yanındaki kız arkadaşını dürttü ve "Şanslı kız, öyle saç rengimin olmasını çok isterdim."dedi.

Arkadaşı ona cevap vermezken bana başka bir soru yöneltti.

"Kulübe geldin sanırım. Bizimle takılmak ister misin?"

Bu soruyu üstümü süzerken sormuştu. Kısa şortum ve topuklu ayakkabılarımla kulübe uygundum. Gülümsedim.

"Hayır restoranda yemek yemek için ailecek geldik. Başka sefere takılırız."

Tabiki de onlarla takılmayacaktım. Amacım başımdan savmak ve biran önce buradan kaybolmaktı.

"Tamam, yarın gece buluşalım o zaman."

Başımı salladım ve bir şey sormalarına izin vermeden dışarı çıktım. Benle eş zamanlı olarak erkeklere ait lavabodan da Çağrı çıkmıştı.

Görünmek istemesem de o beni çoktan görmüştü.

"Bade?" ses tonu heyecanlıydı ve ela gözleri pırıl pırıldı.

"Çağrı?"

Çağrı'yı sahilden ayrıldıktan sonra ne aramıştım nede mesaj atmıştım. Onu bir daha görmeyeceğimi düşünürken o burada karşıma çıkmıştı.

Geldi ve bana sarıldı. Bu samimiyet nereden geliyordu anlamamıştım. Alt tarafı sahilde 1-2 saat takılmıştık. Bozulmaması adına bende sarıldım. Yaşına tezat düşen ağır parfüm kokusu burnuma doldu. Hoş koku olsa da Çağrı'da beğenememiştim.

"Bütün hafta aramanı bekledim, Niye aramadın?"

Şimdi işin içinden çık çıkabilirsen. Yalan uydurma zamanıydı. Kolaylıkla yalan söyleyebilirdim. Bu alışkanlığımı sevmiyordum ama çoğu zaman başımı dertten kurtarıyordu.

"Telefonumun ekranı kırıldı, o yüzden arayamadım."

Suratı düştü ama kendini kısa sürede toparladı.

"Kulübe mi geldin?"

Ne kulüpmüş be, görende dünyanın gece merkezlerinden birisi sanacaktı.

"Hayır ailecek restoranda yemeğe geldik."

Anladım dercesine başını salladı. Yeterince oyalanmıştım ve annem birazdan buraya damlardı.

"Neyse benim gitmem lazım, görüşürüz."

"Telefon numaranı versen olur mu? Senin arayacağını sanmıyorum."

Yalan uydurduğumu anlamış mıydı? Oysaki güzel yalan söylediğimi düşünüyordum.

O sırada sert bir ses ismimi söyledi.

"Bade!"

Gözlerimi Çağrı'dan çekip alev alev olmuş gözlerle bize bakan Tolgay'a çevirdim. Sinirden yüz hatları gerilmişti.

Neye sinirlendiyse durduk yere?

Çağrı Tolgayı göstererek "O kim?" dedi. Tolgay cevap vermeden ben konuştum.

"Önemsiz biri, boşver sen."

Bu lafımdan sonra Tolgay iyice kasıldı. Üstüme atlayıp beni şuracıkta öldürebilirdi.

Çağrı Tolgay'ı süzdü ve bir şey demedi. Ortam yeterince gerilmişti ve benim buradan sıvışmam gerekiyordu.

"Tamam söylüyorum numarayı kaydet."

Çağrı gülümsedi ve titreyen elleriyle telefonunu çıkardı. Heyecanlı olması çok tatlıydı. Numarayı titreyen elleriyle kaydetmesi zor olacağı için telefonu elinden aldım ve hızlı bir şekilde numaramı kaydedip geri verdim.

Çağrı neşeli bir sesle "Te-teşekkür ederim." dedi.

Bir adımla Çağrı'ya yaklaştım ve kollarımı boynuna doladım. Çağrı temasımla titredi. Gerçekten benden hoşlanıyordu.

Geri çekildim ve "Görüşürüz" dedim. Çağrı cevap veremezken Tolgay'ın yanından geçtim ve restoranda geri dönmek için karanlık koridorda yürümeye başladım.

Bir iki adım attıktan sonra geri çekildim ve kırmızı ışığın aydınlattığı duvara yapıştırıldım. Sırtım bu ani hareketle sızlamıştı.

Tolgay kararmış gözlerle karşımdaydı. Gördüğüm kadarıyla fazla sinirliydi ve bu hoşuma gitmemişti.

Elini başımın hizasında duvara yasladı ve kolu kaçmam için engel oldu. Kolu sinirden kasılmıştı ve damarlarını bu karanlıkta bile görebiliyordum.

Buram buram parfüm kokuyordu. İtiraf etmem gerekirse güzel ve tahrik edici bir kokusu vardı.

"Ne yapıyorsun sen?"

Nefesi dudaklarımın üstüne düştü. Tahrik olmamıştım ama bu yakınlık rahatsız ediciydi. Hele bu yakınlık Tolgay'lasa hiç tahammül edemezdim.

Omuz silktim." Ne yapmışım?"

Kural bir zarar görmek istemiyorsan sonuna kadar salağa yat. Dudakları gerildi. Kendini zor tutuyordu. Erkek olsam şuan yeri boylayacağıma yüzde yüz emindim.

"Bal kafa, kafanı bedeninden ayırmamam için tek bir neden söyle?"

Korkudan nefesimi tuttum. Mümkünmüş gibi duvara iyice yaslandım.

"Cevabını bekliyorum." Dedi ve diğer elinide başımın hizasında duvara yasladı. Şimdi iki taraftanda gidişim kapatılmıştı. Tolgay iyice yaklaşmıştı. Ayakkabımın ön burnu onun ayakkabısının üstündeydi.

Zaman yaratacak bir hamlem olmadı ve bu yüzden aklıma geleni pat diye söyledim.

"Güzelim."

Gözleri iyice koyulaştı ve birden ellerini duvardan çekti. Bir adım geriledi ve bir şey demeden lavabonun oraya doğru yürüdü.

Bende kendimi toparladım ve annemlerin masasına doğru yürümeye devam ettim. Beynim iflas etmişti. Tolgay'ı çözmek gerçekten zordu. Benden ne istediğini bile bilmezken her seferinde benimle uğraşıyordu.

Yaşadıklarımı evde düşünmeye karar verip sırtımı dikleştirdim. Sandalyemi çektim ve oturdum.

Aylin abla "Tolgay nerede kızım, en son sana bakmak için masadan kalktı."

"Lavaboya gitti."

Samet amca" Sen siparişini ver kızım."

Başımı salladım ve önümdeki menüyü alıp boş boş incelemeye başladım. Olmayan iştahım kapanmıştı. Yemekle aram fazla yoktu ve yemek delisi bir insan hiç olmamıştım.

"Mevsim salatası alayım."

Annem ve babam bu isteğimi normal karşılarken Samet amca ve Aylin abla şaşırmıştı.

"Doyacak mısın kızım onunla?" Aylin ablanın ağzından kelimeler şaşkınlıkla dökülmüştü.

"Doyarım."

Samet amca üstelemedi ve garsona siparişleri söyledi. Tolgay gitmeden önce siparişini söylemiş olmalıydı çünkü 6 kişilik liste saymıştı Samet amca.

Garson başını sallayıp gözden kaybolurken Tolgay'da rahat tavırlarla sandalyesine oturdu. Yüz hatları yumuşamıştı ve sanki az önce sinirlenen o değilmiş gibi gülümsüyordu.

Dengesiz!

Bende kimseyle muhatap olmamak için telefonumu çıkardım ve oyalanmaya çalıştım. Arkadaşlarımdan gelen birkaç mesajı cevaplarken bilmediğim numaradan mesaj gelmişti.

05** *** ** **

"Selam, ben Çağrı."

Cidden bu kadar hızlı mıydı?

Cevap vermeden mesajlardan çıktım. Cevap vermeye halim yoktu ve şuan sıkıcı muhabbet çekemezdim.

Aylin abla "Buraya bakın." Telefonu kaldırmış özçekim yapmak için hazırlanıyordu. Gülümsedim ve Aylin abla fotoğrafı çekti.

"Çok güzel oldu, hemen atıyorum bunu."

Nereye atacağını anlamamıştım ama telefonumda yukarıdan aşağıya düşen bildirimle açıklığa kavuşmuştu.

Aylin Parçak sizi bir gönderide etiketledi. Bu kadın ınstagram hesabımı nereden bulmuştu?

Fotoğraf ikinci dakikasından 70 beğeniyi geçmişti. Tolgay yamuk bir sırıtışla ekrana bakıyordu ve pezevenk oldukça havalı çıkmıştı. Tolgay'ın etiketine tıkladım. Pek aktif değildi sanırım çünkü 12 gönderisi vardı.

Bu kadar az gönderiye takipçi sayısı fazlaydı. 6347 takipçisi vardı. Attığı fotoğraflarında havalı ve yakışıklı olması kesinlikle tesadüf değildi.

Bu arada salatamda gelmişti. İnternetimi kapattım ve telefonumu masanın üzerine bıraktım. Herkes yemeğine başlamıştı. Bende oyalanmadan salatamı yemeye başladım.

Yemeklerimiz bitmişti ve şuan tatlılarımızı yiyorduk. Dondurmamı yerken bir yandan da çikolatalı tatlımdan yiyordum. Tatlıyı ilk defa yememe rağmen oldukça beğenmiştim.

Tolgay'da sanki başka tatlı yokmuş gibi aynı dondurma ve tatlıdan almıştı. Neymiş "Bade'nin damak zevkine güveniyormuş."

Gerizekalı!

Midemin genişlememesi için tam kararında tatlı ve dondurma yemeyi bıraktım. Yandaki peçeteyle her ihtimale karşı dudaklarımı ve ağzımın kenarını sildim.

Boğazımın yumuşaması için bir yudum su içtim. Şuan keyfim iyidi ve kimsenin bozmasını istemiyordum.

Herkes tatlısının son demlerindeydi. Pardon herkes demiştim Tolgay tatlısın olağanca hızla önceden bitirmişti ve şuan etraftaki kızlara bakıyordu.

Tabiki de bu tiple bakışları karşılıksız kalmıyordu. Masanın yanından geçen kızlar kuyruk sallayıp kıkırdıyordu. Tolgay ise atabildiği en karizmatik bakışlarını kızlar için yolluyordu.

Yakışıklı olsada karakter yoksunu olduğu için tipini gölgelendiriyordu. Ona baktığımı farketti ve bakışlarını benden tarafa döndürdü.

Onla muhatap olmamak adına konuşan anneme odaklandım."Eee millet haberler sizde, anlatın bakalım."

Aylin abla saçlarını düzeltti ve neşeyle konuştu.

"Söyleyeceğimiz habere çok sevineceksiniz. Bu haberin yapıtı olan Tolgay size haberi söylemekten şeref duyacaktır." Aylin abla kelimelerini sonlandırırken eliyle Tolgay'ı göstermişti.

Tolgay oturuşunu düzeltti. Annem ve babama bakarak hayatımı mahvedecek sözleri sarf etti.

"Artık hep beraber olacağız çünkü evinizin bulunduğu caddeden kendimize ev satın aldık."

Annem ve babam sevinçle ayağa kalkıp Aylin abla ve Samet amcaya sarılırken ben aldığım haberle nutkum tutulmuştu.

Tolgay masanın üzerinde eğildi ve ukala tavırla gülümsedi.

"Sana söylemiştim Bal Kafa, bunu sen istedin. Beni özlemene gerek kalmayacak çünkü bundan sonra bol bol görüşeceğiz. Hem de fazlasıyla."

***

Yeni bölüm ile karşınızdayım umarım beğenirsiniz :)

970 okunma oldu ve genç kız edebiyatında 300'leri gördük harikasınız :))

Bu bölüme bol bol yorum ve vote istiyorum. Her vote ve yorumunuz beni çok mutlu ediyor.

Haftada iki bölüm istediğinizi biliyorum ama 3 kitap yazıyorum ve şuanlık haftada 2 bölüm zor gibi ama elimden geldiğince sürprizler yapacağım.

Kendinize iyi bakın, görüşmek üzere (:


Continue Reading

You'll Also Like

2.6K 379 103
Kalmak istedim, hep yanında kalmak istedim. Gözlerinde kalmak, yüreğinde kalmak, sol yanında, ömründe kalayım istedim. Gitmem için onca bahanem varke...
304K 11.8K 63
"Biz.. İkimiz imkansızız." "Neden?" "Çünkü ben siyahım, sen ise beyaz." "Doğru. Ama bir yerde hatan var. Sen siyahsın ve ben de siyaha tutkun..." ~ D...
654K 30.8K 26
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...
1.3M 56.4K 200
Arabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla b...