Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)

By fusyaleopar

599K 42.7K 1.4K

Hayat herkese adil davranmaz . Bazıları hayatlarını yaşayabilmek için çalışmak zorundayken Bazıları... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14 . Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37 .Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
FİNAL

48.Bölüm

7.9K 680 9
By fusyaleopar

     Her  birimiz  sahne de  ki yerlerimize  teker teker yerleşirken  , bir taraftan da kulağımıza salondan  gelen  uğultular  , dinleyicilerin de  yerlerini  almış  olduğunu  gösteriyordu .

        Keman  çaldığım  için  sahnenin  seyirciye  yakın  olan  kısmında  oturmak  durumundaydım . Bu  durum  zaten  var  olan  heyecanımın  daha da  alevlenmesine  sebep  oluyordu . Orkestra da ki  arkadaşlarımla  göz temasın da  bulunarak  birbirimize  cesaret  ve  güç  aşılıyorduk . Bastığım  yerin  neresi  olduğunun  bilincinden  uzaklaşarak  heyecanın  beni  esir  almasına  izin  verdim  ve  sonunda yerime  oturabildim .

       Gözlerimle  salonu  taradım  ama  önümde  oturduklarını  bildiğim  izleyicilerin  hiç birinin  yüzünü  göremedim . Sahne  aydınlık  konukların  oturduğu  yerse  karanlık  olduğu  için  onlar  bizi  net  olarak  görüyor  olsalar da  biz  onları  göremiyorduk . Benim  yüzünü  görmek  istediğim  tek  insan  Gönen  olduğu , onu da  kuliste  gördüğüm  için  onun  orada  olduğunu  biliyor  olmak  bana  yetmeliydi  şu  durumda , bende  buna  razı  oldum  çaresizce .

        Yalçın  hoca  sahneye  çıkıp  arkası  bize  önü  seyircilere  dönük  şekilde  salonu  selamladı . Onun  bu  saygılı  girişi  üzerine  bizler de  oturduğumuz  yerden  kalkıp  seyirciler  ile  birlikte  hocamızı  ayakta  alkışladık . Biz  yerlerimize  oturup  açılış  parçamız  için  hazırlık  yaparken  Yalçın  hoca  yönünü  bize  döndü . Onun bu  dönüşü  salondaki  seyircilerden  gelen  uğultunun  bıçakla  kesilmiş  gibi  net  bir  şekilde kesilmesine  sebep  oldu .

         Bütün  bunlar olurken  içimde  bir  korku  baş  gösterdi  ya  çalamazsam ya  herşeyi  bir  an da  unutursam  hatta  herşeyi  unutmuş  gibi  hissediyordum  şu an . Sonra  annemin  sınavlardan  önce  bana  verdiği  destek  konuşmaları  geldi  aklıma . O  ne  derdi  hep

   " Kızım  sen  şimdi  aklında  hiç bir  şey  yokmuş  gibi  hissediyorsun ya  bu  çok  doğal . Herkes  böyle  hisseder  ama  eminim ki  soruları  görünce  her şeyi  hatırlayacaksın "

     Sınava  girip  çıktığımda  annemin  haklı  olduğu  ortaya  çıkıyordu  hep  ama  bu  durumun  kadının  daha  önce  söyledikleriyle  ne  alakası  vardı  şimdi  ? Herhalde  şöyle   bir  bağlantı  kurdum  kafamda . Yalçın  hoca  başlamamız  için  işaretini  verince  bende  unuttuğumu  zannettiğim  müziğimi  hatırlayacaktım .

      Salondan  çıt  çıkmazken  beklenen  an  geldi  ve  hocamız  elleriyle  ihtişamlı  bir  hareket  yaparak  başlamamız  için  işaret  verdi . İşte  o  an  herkes  gibi  bende  enstrumanımı  çalmaya  başladım . Nihal  Sultan  yine  haklı  çıkmıştı  soruları  görünce  herşey  aklıma  gelmişti . Yani  hocanın  hareketi  beynimi , parmaklarımı  benden  üstün  bir  gücün  etkisiyle  harekete  geçirmiş  iç  güdüsel  olarak  keman  çalmamı  sağlamıştı . Aslında  bu güç  içimden  , müzik  aşkımdan  kaynaklanıyordu .

      Çaldığımız  notalar  ilerledikçe  müzik  benim  üstümde  değil  ben  müziğin  üstünde  hakimiyet  kurmaya  başladım . Üzerimde ki  heyecanı  tamamen  atmış  kemanımın  üstünde  tam  bir  egemenlik  kurmuştum .

        Parçaların  birini   bitirip  bir  diğerine  geçerken   artık  çaldığımız  müziğin  iyice  keyfine de  varmaya  başlamıştık . Benim  solo  çalacağım  parça  son  çalacağımız  eserden  bir  önceydi . Müziğimizin kesildiği her seferin de dinleyenler tarafından beğenildiğimizi gösteren alkışlamalarının seslerini duyuyorduk .

Hızla  konserin  sonuna  yaklaşırken  sonunda  benim  sıram  gelmişti . Heyecanın  vücudumu  tekrar  etkisi  altına  almasına  izin  vermeden  yerimden  zarifçe  kalkıp  birkaç  adım  atarak  sahnenin  önüne  seyircilerin  biraz  daha  yakınına  geldim . Derin  bir  şekilde  aldığım  nefesimi  , beni  izleyen  seyircilere  fark  ettirmemek     için    kemanımı  boynuma  yerleştirirken  yaptım . Gözlerimi  kapatıp  parmaklarımı  kemanımın  telleri  üzerine  yerleştirdim  ve  yayı  o teller  üzerinde  kaydırmaya  başladım . Notaları  doğru  ve  güzel  bir  şekilde  çıkardığımdan  emin  olduktan  sonra  çaldığım  esere  duygularımı da  katmaya  başladım .

      Chopin ' in  Nocturne  No : 20  adlı  bestesiydi  aylarca  üstünde  çalıştığım  ve  şu an da  sahnede  çaldığım  eser . Hem  çaldığım  müziğin  duygusal  yapısından  hemde  çaldığım  eser de  hata  yapmıyor  olmuş  olmanın  vermiş  olduğu  duygu  yoğunluğuyla  kendimi  sahne de  değil de  odam da  sadece  Gönen  için  çalıyormuşum  gibi  hissettim  . Bu  hisler de  bana  daha  fazla  güven  duygusu  yükleyip  kemanı  daha  bir  tutkuyla  çalmama  sebep  oluyordu .

       Çaldığım  parça  bitip  gözlerimi  usulca  açtığımda  aynı  zamanda  müzikten  başka  sesler de  kulağıma  gelmeye   başladı . Bu  sesler  dinleyicilerden  ve  orkestra  arkadaşlarımdan  yükselen  alkış  sesleriydi . Duyduğum  sesler  şu an da  nerede  olduğumun  bilincine  varmamı  sağladı . Odamda  değildim  ve  beni  sadece  Gönen  dinlemiyordu . Gönen  ile  birlikte  pek çok  kişide  dinlemişti  çaldığım  müziği  ve  beğendiklerini   göstermek  için  istekle  alkışlıyorlardı . Farkına  vardığım  bu  durum  karşısında  samimiyetle   gülümseyip  hafifçe  eğilerek  dinleyicilere  selam  verdim . Yerime  otururken  hissettiğim  duygu  işini  yapmış  olmanın  vermiş  olduğu  rahatlama  değil  beğenilmiş , takdir  edilmiş  olmanın  gururu  ve  tatminiydi .

       Son  parçamızı da  çalıp  konserimizi  bitirdiğimiz de  salon  alkış  sesleriyle  inliyordu . Dinleyiciler  son  parçayı  yeniden  çalmamız  için  alkışlarıyla  ısrar  ediyorlar  bir  yandan da

     " Bir  daha "

     " Bir  daha "

    " Bir  daha "  diye  tempo  tutuyorlardı .

    Yalçın  hoca  gelen  ısrarlara  daha  fazla  dayanamayıp  yerlerimize  yerleşmemizi  işaret  ederek  son  eseri  yeniden  çalacağımızın  komutunu  verdi . Tekrar  ve  bu sefer  daha  bir  coşkuyla  çaldığımız  hareketli  parçanın  sonunda  alkış  kıyameti  altında  konserimizi  sona  erdirdik .

      Biz  sahneden  kulise  geçerken  seyirciler de  salonun terk  etmeye  başlamıştı . Tüm  orkestra   arkadaşlarımızla   kuliste  toplanmış  kendi  aramızda  mutlu  ve  gururlu  bir  şekilde  sohbet  ederken  Yalçın  hoca  ağzı  kulakların da  yanımıza  geldi . Onun  gelmesiyle  hepimiz  konuşmamızı  yarıda  kesip  ortam da  sessizliğin  oluşmasını  sağladık . Hocamız

    " Sizlerle  gurur  duyuyorum  çocuklar  muhteşem  bir  gece  yaşattınız  herkese . Hepinizi  ayrı  ayrı  tebrik  ediyorum  ve  alınlarınızdan  iftiharla  öpüyorum " deyince  bu  sefer  alkış  kıyamet  kuliste  koptu . Hoca  yanımızdan  ayrılınca  heyecanını  kaybetmemiş  olan  bizler  kah  konuşarak  kah şakalaşarak  eşyalarımızı  toplamaya  başladık .

     " Şebnem " diye   adım  seslenilince  başımı  kulisin  girişine  doğru  çevirdim .

       Seslenen  annemdi  ve  yanında da  Gönen ' im  vardı . Sevinçle  onlara  doğru  koşup  ilk  önce  anneme  sarılıp  yanağından  öptüm  sonra da  Gönen ' in  koluna  uzanıp  sevgiyle  okşayarak  selamladım . Ona  da  sarılıp  öpmek  isterdim  ama  yanımda  annem  vardı . Yakışık  olmazdı . Annem  bir şey  söylemezdi  belki ama  böyle  davranmak  şu an  daha  doğru  gelmişti . Her neyse !  Heyecanla

     " Beğendiniz mi ? "  diye  sordum . Annem

     " Beğenmek  de  ne  demek  resmen  bayıldık . Ben  ayrıca  seninle  gurur  duydum . Çaldığın  parçayı  evde  senden  kaç kere  dinledim  ama  sahne de  bambaşka  çaldın "

     Bunun  sebebini  çok  iyi  biliyordum . Gönen di  eseri  önce ki  çaldıklarımdan  daha  güzel  çalmamın  sebebi . Onun  varlığı  beni  daha  güzel  daha  yetenekli  yapıyordu yani o bana  çok  çok  iyi  geliyordu . Bunları  anneme  söylemedim  ama  Gönen ' e  aşkla  bakıp  gülümsedim . Benim  Gönen ' e  bakışımı  gören  annem de  sanırım  neden  sahne de  daha  iyi  olduğumun  cevabını  bulmuş  oldu .

Annem bana tekrar sarılıp öptükten sonra

" Burası çok kalabalık ben sizi dışarı da bekleyeyim sen de bu süre de toparlanırsın " dedikten sonra Gönen ' e gülümseyerek selam verip yanımızdan uzaklaştı .

Annemin kalabalıktan rahatsız olmadığını çok iyi biliyordum . Çok iyi bildiğim başka bir şey daha vardı o da bizi baş başa bırakmak istemesiydi . O giderken arkasından sevgiyle bakıp içimden ' Anlayışlı annem ' diye geçirdim .

Gönen ' e dönüp

" Nasıl buldun bizi gerçekten ? Doğruyu söyle "

Gülümseyerek bana daha da yaklaştı ve iki elini de omuzlarıma uzatıp koyduktan sonra yavaşça okşayarak  kollarıma doğru indirdi .

      " Sana  tabii ki  yalan  söyleyemem " 

     Bana  daha da  sokulup  başını  kulağıma  yaklaştırıp

    " Hatta  tüm  dürüstlüğümle  söyleyebilirim ki  seni   sahne de  keman  çalarken  her  gördüğüm de  oraya  çok  yakıştığını  ve  yüceleştiğini  düşünüyorum . Sana  her  seferin de  yeniden  aşık  oluyorum . Bu defa  ise  dünyaya  sana  aşık  olmaya  geldiğimi  ve  ne olursa  olsun  seni  sevmekten  asla  vazgeçemeyeceğimi  düşünmeye  başladım "

     Söyledikleri  o  kadar  güzel  ve  içimde  oluşturduğu  hisler  o kadar  tarif  edilemezdi ki  ben de  tarif  etmedim  zaten  bunun  yerine  yüzümü  yüzüne  çevirip  sevgi  ve minnetle  dudaklarından  öptüm . Öpüşmemiz  uzun  sürmüş  olacak ki  yanımızdan  geçenlerin  kıkırtıları   ve  alkışlamaları  ile  birbirimizden  ayrılmak  zorunda  kaldık . Bakışlarımı  yere  indirip  alt  dudağımı  dişlerken , bir yandan da  ayağımın  tekini  yerde  bir  ileri  bir  geri  sürüklüyordum . Etrafımızın  bu kadar  dikkatini  çekmiş  olmak  utandırmıştı  beni . Karşılıklı  durmuş  sessizce  kulisin  boşalmasını  bekledik . İlk  konuşma  Gönen 'den  geldi

      " Neden  bu  kadar  sessizleştin ? "

    Aslında  cevabını  biliyordu . Yüzüne  baktığım da  gördüğüm  muzip  gülümsemeden  bildiğini  çok  daha  iyi  anladım . Başını  suratıma  doğru  eğip  gözlerimin  içine  bakmaya  çalışırken

  " Utandın mı  yoksa ? "

    Sadece  kafamı   aşağı  yukarı  sallayarak  sorduğu  sorunun  cevabını  verdim . Gönen  kahkaha  attıktan  sonra  elini  çeneme  koyup  ona  bakabilmem  için yukarı  kaldırdı .

     " Bence  diğerleri  utanmalı  burada  birbirini  seven  iki  insan  sevgisini  gösteriyor  neden  rahatsız  ediyorlar ki ? "

   Kahkaha  atma  sırası  bendeydi

     " Bu  söylediklerin de  artık  yüzsüzlüğe  giriyor "

      " Öyle mi ? "

     " Evet  öyle "

     " O zaman  ben  senin  yanında  böyle  davranıp  yüzsüz  yaftası  yapıştırılmaya  razıyım "

      Gülmem  yüzüm de  yavaşça  kaybolurken

     " Gönen  sana  çok  teşekkür  ederim " dedim

    " Ne  için ? "

     " Biraz  önce  söylediğin  sözler  için  ve  ne  olursa  olsun  benden , bizden  vazgeçmediğin  için "

       O da   ciddileşmiş  beni  kendine  çekip  başımın  üstünden  saçlarımı  öptükten  sonra

    " Şu an  yanımda  ve hayatımda  olduğun  için  ben  teşekkür  ederim . "

   Beni  kendinden  uzaklaştırıp  , gözleriyle  kulisi  taradıktan  sonra

    " Artık  toparlansan da  çıksak  . Annen  dışarda  bizi  bekliyor . Hem  kimse de  kalmadı  burada "

      Ben de  etrafıma  baktığım da  kimsenin  olmadığını  gördüm .

    " Aaa  evet  herkes  gitmiş  "  dedikten  sonra  kemanımı  kutusuna  koyup  Gönen ' in  bana  uzattığı  elini  tutup  bulunduğumuz  yerden  çıktık .

       Binanın  içinde ki  kalabalık  dışına  taşınmıştı  adeta . İnsan  kalabalığı  içinden  annemi  ararken  o bizi  buldu  ve  yanımıza  geldi .

    " Çocuklar  ben  eve  gidiyorum ."

     Bana  hitaben

    " Sen de  çok  geç  kalma "

     Annem  yine  anlayışını  göstermiş  gecenin  kapanışını  Gönen ile  yapmam  için  izin  vermişti .

    " Tamam  anne  ama  nasıl  döneceksin ? "

    " Nasıl  geldiysem  öyle  yani  taksiyle . Unutma  çok  geç  kalma "

    " Kalmam  " dedim  ve  herkes  birbirine  iyi  akşamlar  diledikten  sonra  onun  kalabalığın  içinde  kaybolmasını  izledim .

      Gönen ' e  dönüp

  " İstersen  sana  kahve  ısmarlayabilirim "

    Bakışlarını  yukarı  kaldırıp  düşünüyormuş  gibi  yaptıktan  sonra

    " Ya da  ben  sana  kahve  ısmarlayabilirim "

     Kahkaha  attıktan  sonra  onun  koluna  girip  buradayken  kullandığı  arabaya  doğru  ilerliyorduk ki   gür  bir  sesin

    " Gönen ! "  diye  seslendiğini  duyduk  ve  ikimiz de  sesin  geldiği  yöne  doğru  döndük .

       Bize  ne  çok  yakın  ne de çok  uzak  diyemeyeceğim  bir  mesafe de  duran  Gönen ' in  babası  Gürkan  Beyi  görmüş  olmak  benim  için  gecenin  sürprizi  olmuştu .






NOT : Biliyorum  bölümler  arası  uzuyor ama  malum  ramazan  ve yaz  ayları  geldiği  için  yazmaya  çok  fazla  fırsat  bulamıyorum . Fırsat  bulduğum da  yazıyorum  zaten  hepinizden  peşin  peşin  özür  diliyorum  ve sizden  anlayış  bekliyorum . Keyifli  okumalar . Hoşçakalın .

   


    

Continue Reading

You'll Also Like

5.6K 410 64
Bir aşk düşün uçurumun kenarında; Bir yanı boşlukta, bir yanı sonsuzlukta...
1.4M 60.8K 62
Aile problemleri yüzünden evden kaçmış ve kendi ayakları üzerinde durmaya çalışan, aynı zamanda sinir hastası olan Pare, ucuza gelsin diye ikinci el...
385K 21.4K 34
Bir söz ne kadar kıymetli olabilir ? Ela gözlü Hicran ile gamzeli Gökhan birbirine ahitle bağlanır. Kaderin neler getireceğinden bihaber iken kendile...
35.5K 7.4K 62
ZÜMRÜT YANGINI "ARİYA" DÜZENLENDİ. YENİ BÖLÜMLERİ YAZILIYOR...