41.Bölüm

7.8K 682 24
                                    

Şükürler olsun ki okul çıkışı eve dönerken , sabah karşılaştığım soğuk muhalefeti , etkinliğini az da olsa yitirmiş evlerine dönen zavallı ölümlülerin biraz da olsa rahat hareket edip , dönüş yollarında daha az çile çekmesine olanak sağlamıştı .

Yine de okul binasından çıkıp arabama gidene kadar geçen süre de bile sabah ki kadar olmasa da üşümüştüm .

Okuldan uzaklaşıp eve giden yola ve trafiğe çıktığımda dikkatimi ne kadar akan trafiğe vermek istesem de düşüncelerim Ceyhun ' un çıkmadan önce  söylediği özel ders konusundaydı . O da  kendince  haklıydı  ve  bana  yardımcı  olmaya  çalışıyordu . Fazladan  birkaç  kuruşun  kimseye  zararı  olmazdı . Sonuçta  çalışıp  emeğimin  karşılığını  alacaktım .  Hepsi  iyiydi  hoştu da  , ben  fazladan  zamanı  nasıl  ayarlayacaktım . Bu  sene  bir  aksilik  olmazsa  mezun  olacaktım  bu  tamamdı , güzeldi de  ayrıca . Birde  üstüne  mezuniyet  konseri  vardı  , hadi  bu da  tamam  olsun . Eskişehir ' e  geldikten   kısa  bir  süre  sonra  başladığım  özel  derslerimi de  bu yoğunlukta  aradan  çıkarıyordum  ama  bu  yeni  ders  henüz  kimselere  söylemediğim , aslına  bakılırsa  kendime  bile  itiraf  etmediğim  konservatuar da  master  yapmak için  çalışmaya  ayıracağım  zamanıma  sekte  vurabilirdi .

       Trafiğin  tenhalaşmasından  eve  bir  hayli  yaklaşmış  olduğumu  farkettim . Bu  farkındalıkta  beni  biraz da  olsa  düşüncelerimden  uzaklaştırmış  oldu . Oturduğumuz  apartmanın  yakınına  , yani  sabah  arabayı  aldığım  yere  arabamı  park ettim .  Emniyet  kemerimi  çıkarıp  dışarıya  adımımı  attığım da  sabah ki  kadar  olmasa da  ona  yakın  bir  soğukla  karşılaştım . Hemen  kabanımın  önünü  kapatıp , gevşek  olan  kaşkolumu  sıkıca  boynuma  sardım . Çabuk  hareketlerle  arka  koltukta ki  , yükte  ağır  pahada  hafif  , manevi  değeri  ölçülemez  kemanımı  ve  sırt  çantamı  aldım . Koşar  adım  olmasını  istediğim  ama  zeminin  buzlanmasından  dolayı  başaramadığım  adımlarla  apartmanımızın  girişine  düşmeden , başıma  bir  halel  gelmeden  ulaştım .

        Korkum  düşecek  olmamdan  değildi  aslında , düşüpte  kemanımın  başına  birşey  gelebilecek  olmasındandı . Malum  bu  rahmetli  babamın  bana  aldığı  ilk  ve  tek kemandı . Elimde ki  kemandan  başka  iki  kemanım  daha  vardı , hatta  bir  tanesini  İstanbul dayken  verdiğim  özel  derslerden  kazandığım  parayla  almıştım , yani  kendim  çalışıp , kazanıp  almıştım  ama  yine de  canım  babamın  aldığı  başkaydı  , onun  elleri  değmiş , parasıyla  alınmış  , sevgisiyle  bezenip  bana verilmişti . Peki  bu  kadar  kıymet  verdiğim  kemanı  neden  buzlu  havada  okula  götürmüştüm ? Çünkü  en çok  onu  çalmaktan hoşlanıyordum  ve  çalmayı  onda  öğrendiğim  için  sanki  kendimi  çalarken  kemanımla  bütünleşmiş  gibi  hissediyordum . Bütün  önemli  müzik  aktivitelerimde  babamın  kemanıyla  varlık  gösterdiğim  için  , benim  için  önemli  olan  , mezuniyet  konseri  çalışmalarını da  onunla  yapmayı  istediğim  için  bugün  yanımda  götürmüştüm . Mezuniyet  konserinin  önemi  , eğer  üstün  bir  performans  sergilersem  bana  master  yolunu  açacak  olmasındandı .  Kendime  bile  itiraf  etmemiştim demiştim ya  bu  master  olayını , demek ki  itiraf  etmeden  plan  yapmaya  başlamışım  bile  bilinçsizce . Herneyse  Allah  dan  bu  değerli  kemanımın  başına  kötü  birşey  gelmeden  ikimiz de  tek  parça  olarak  dışarısının  soğuğuna  inat  sıcacık  evimize  girdik .

Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin