Şükürler olsun ki okul çıkışı eve dönerken , sabah karşılaştığım soğuk muhalefeti , etkinliğini az da olsa yitirmiş evlerine dönen zavallı ölümlülerin biraz da olsa rahat hareket edip , dönüş yollarında daha az çile çekmesine olanak sağlamıştı .
Yine de okul binasından çıkıp arabama gidene kadar geçen süre de bile sabah ki kadar olmasa da üşümüştüm .
Okuldan uzaklaşıp eve giden yola ve trafiğe çıktığımda dikkatimi ne kadar akan trafiğe vermek istesem de düşüncelerim Ceyhun ' un çıkmadan önce söylediği özel ders konusundaydı . O da kendince haklıydı ve bana yardımcı olmaya çalışıyordu . Fazladan birkaç kuruşun kimseye zararı olmazdı . Sonuçta çalışıp emeğimin karşılığını alacaktım . Hepsi iyiydi hoştu da , ben fazladan zamanı nasıl ayarlayacaktım . Bu sene bir aksilik olmazsa mezun olacaktım bu tamamdı , güzeldi de ayrıca . Birde üstüne mezuniyet konseri vardı , hadi bu da tamam olsun . Eskişehir ' e geldikten kısa bir süre sonra başladığım özel derslerimi de bu yoğunlukta aradan çıkarıyordum ama bu yeni ders henüz kimselere söylemediğim , aslına bakılırsa kendime bile itiraf etmediğim konservatuar da master yapmak için çalışmaya ayıracağım zamanıma sekte vurabilirdi .
Trafiğin tenhalaşmasından eve bir hayli yaklaşmış olduğumu farkettim . Bu farkındalıkta beni biraz da olsa düşüncelerimden uzaklaştırmış oldu . Oturduğumuz apartmanın yakınına , yani sabah arabayı aldığım yere arabamı park ettim . Emniyet kemerimi çıkarıp dışarıya adımımı attığım da sabah ki kadar olmasa da ona yakın bir soğukla karşılaştım . Hemen kabanımın önünü kapatıp , gevşek olan kaşkolumu sıkıca boynuma sardım . Çabuk hareketlerle arka koltukta ki , yükte ağır pahada hafif , manevi değeri ölçülemez kemanımı ve sırt çantamı aldım . Koşar adım olmasını istediğim ama zeminin buzlanmasından dolayı başaramadığım adımlarla apartmanımızın girişine düşmeden , başıma bir halel gelmeden ulaştım .
Korkum düşecek olmamdan değildi aslında , düşüpte kemanımın başına birşey gelebilecek olmasındandı . Malum bu rahmetli babamın bana aldığı ilk ve tek kemandı . Elimde ki kemandan başka iki kemanım daha vardı , hatta bir tanesini İstanbul dayken verdiğim özel derslerden kazandığım parayla almıştım , yani kendim çalışıp , kazanıp almıştım ama yine de canım babamın aldığı başkaydı , onun elleri değmiş , parasıyla alınmış , sevgisiyle bezenip bana verilmişti . Peki bu kadar kıymet verdiğim kemanı neden buzlu havada okula götürmüştüm ? Çünkü en çok onu çalmaktan hoşlanıyordum ve çalmayı onda öğrendiğim için sanki kendimi çalarken kemanımla bütünleşmiş gibi hissediyordum . Bütün önemli müzik aktivitelerimde babamın kemanıyla varlık gösterdiğim için , benim için önemli olan , mezuniyet konseri çalışmalarını da onunla yapmayı istediğim için bugün yanımda götürmüştüm . Mezuniyet konserinin önemi , eğer üstün bir performans sergilersem bana master yolunu açacak olmasındandı . Kendime bile itiraf etmemiştim demiştim ya bu master olayını , demek ki itiraf etmeden plan yapmaya başlamışım bile bilinçsizce . Herneyse Allah dan bu değerli kemanımın başına kötü birşey gelmeden ikimiz de tek parça olarak dışarısının soğuğuna inat sıcacık evimize girdik .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)
RomanceHayat herkese adil davranmaz . Bazıları hayatlarını yaşayabilmek için çalışmak zorundayken Bazıları ise ağzında gümüş kaşıkla doğacak kadar şanslıdır . Herkes eşittir bu hayatta ama bazıları daha eşit . Birbirleriyle karşıl...