Hani elektrik kesilir ve zaman sonra gelir , elektrik kesildikten sonraki karanlığa zar zor alışırsın , hatta tam alışırsın beklemediğin anda her taraf aydınlanır çünkü elektrik gelmiştir . Bu aydınlanmayla şaşkınlık ve sevinç yaşarsın , aynı zaman da da gözlerin kamaşır ortama adapte olmakta zorlanırsın .
Sonra tekrar elektrik gider her yer tekrar karanlık olur elektriğin gelmesinden dolayı yaşadığın sevincin kursağında kalır . Benim şu an da kantinde yaşadığım his ve algı karmaşası da tam olarak böyleydi . Sakince çayımı içerken Gönen ve arkadaşlarını görmemle sanki her taraf aydınlandı . Akabinde Mert ' in ortama girmesiyle aydınlığın keyfini çıkaramadan her taraf tekrar karardı . Tabiri caizse sevincim kursağımda kaldı .Şemsiyesini Gönen ' e teslim etmek başka bahara kalmıştı yani başka uygun bir zaman da verirdim artık . Bunu idrak etmenin bilinciyle çayımı yudumlamaya ve önümde ki ders notlarını anlamsızca karıştırmaya başladım . Bir taraftan da masa da ki arkadaşlarımla sohbet etmeye çalışıyordum . Artık konuştukları konuya ne kadar vakıf oluyordum o tartışılırdı .
Tam olarak olamasa da beni huzursuz eden beyefendilerin varlığını unutmuş değilde orda oluşlarını kabul etmiştim ki istemsizce de olsa gözlerim onların masasına kaydı . Bu göz kaymasının basit bir reflex olmadığını ayağa kalkmış bizim masaya doğru ilerleyen Mert beyefendiyi görmemle anladım . Sanki içimden bir his beni dürtmüştü ve o tarafa bakmıştım . Mert ' in bizim masaya doğru geldiğini görmem ve olacaklara hazırlıklı olmam gerekliydi . Ama ne hazırlığı yapabilirdim ki ? Ne söyleyeceğini ya da ne yapacağını bilmiyordum ki . Bu düşüncelerle nefesimi tutmuş onun bizim masaya doğru gelişini izliyordum . Bizim masa da ki herkeste benim gibi nefeslerini tutmasalarda konuşmalarına ara vermiş benim baktığım yöne doğru bakıyorlardı .
Mert masaya yanaşıp yan masadan boş olan bir sandalyeyi çekip aldı ve hiçbirimizden müsaade istemeden benim yanıma oturdu . Bu nasıl bir özgüven , nasıl bir yüzsüzlüktü ? Onun bu davranışına hepimiz şaşkın yüz ifadeleriyle baktık .
Arkadaşlarım daha da şakındı çünkü Mert ile benim aramda olanları bilmiyorlardı .
Hepsi önce birbirlerine sonra da bana soru sorar gibi baktılar . Ben herkese karşı tepkisiz kaldım Mert ' in ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum . Sağolsun Mert de yapısının sabırsızlığından olsa gerek bizi fazla merakta bırakmayarak konuştu" Şebnem ! Beni arkadaşlarınla tanıştırmayacak mısın ? "
Bizim çocuklar bana sen bu adamla tanışıyor musun der gibi baktılar . Bense onlara çaresizce omuz silktim . Sonra Mert ' e dönüp
" Biz seninle daha doğru düzgün tanışmıyorken nasıl arkadaşlarımla tanıştırılmayı bekliyorsun ? "
Sandalyesini bana doğru daha da çekip kulağıma doğru eğilerek
" Şebnem şimdi beni çok kırıyorsun . Bana yabancı birisiymişim gibi davranıyorsun "
Onun bu yakınlığından rahatsız olup kendimi geriye doğru çekerken gözlerim Gönen ' in olduğu masaya doğru kaydı . Gönen ' in yüz ifadesinden hiç bir şey anlamıyordum ama onun da bu durumdan benim kadar rahatsız olmasını istiyordum . Bir müddet o tarafa baktım ama onunla göz göze gelemedim . Ondan beklediğim yardımı alamayınca kendim işin içinden çıkmaya karar verdim .
" Biz seninle zaten yabancıyız "
Mert kendine güveni tavan yapmış bir şekilde sırıtarak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)
RomanceHayat herkese adil davranmaz . Bazıları hayatlarını yaşayabilmek için çalışmak zorundayken Bazıları ise ağzında gümüş kaşıkla doğacak kadar şanslıdır . Herkes eşittir bu hayatta ama bazıları daha eşit . Birbirleriyle karşıl...