Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)

Por fusyaleopar

599K 42.7K 1.4K

Hayat herkese adil davranmaz . Bazıları hayatlarını yaşayabilmek için çalışmak zorundayken Bazıları... Más

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14 . Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
20.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37 .Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
FİNAL

29.Bölüm

8.8K 774 22
Por fusyaleopar

Çok rahat geçtiğini söyleyemeyeceğim yarı uykulu , yarı uykusuz gecenin ardından sabaha ulaşabilmiştim sonun da . Bazen sabaha , başını yastığa koymanla güneşi göz kapaklarında hissetmen arası ışık hızıyla ulaşırsın , bazen de yatakta ki her dönüşünün hesabını tutarsında bir türlü saatin dönüş hızını artıramazsın . Ben bu ikinci tarifi birebir yaşadığım gecenin sonunda sabahla buluşmuştum .

Akşam üstü eve döndüğüm zaman anneme bugün için planladığımız tanışma olayından bahsetmiştim ve aldığım cevapsa

" Şu gizemli Gönen beyefendiyle beni ne zaman tanıştıracaksın " olmuştu .

Bir de işin bu yönü vardı . Ben Gönen ' in ailesiyle tanışma olayına kendimi o kadar kaptırmıştım ki annemin de böyle bir beklenti içinde olduğunu hiç aklıma getirmemiştim . Oysa Gönen dün üstü kapalı da olsa bu konuya temas etmişti . Neyse ki annemin Gönen ' le tanışması olayı Gönen ' i endişelendirmesi gereken bir konu olduğundan şu an için bunu düşünmeme gerek yoktu onu sırası gelince düşünürdüm .... Ya da aklıma gelen fikirle hem annemi mutlu edebilir hem de Gönen ' i benim yaşadığım beklenti anksiyetesine sokmadan işi kolaylıkla halledebilirdim . Nasıl mı ? Şöyle ki Gönen beni almaya gelmeyecek mi ? Gelecek ...O geldiği zaman eve çağırıp kaşla göz arası annemle tanıştırıp hem anneme öncelik tanımış ve onu çiğnememiş olacaktım hem de Gönen' e bu olayı önceden haber vermediğim için benim şu an yaşadığım sıkıntıyı yaşamasına fırsat vermemiş olacaktım . Düşüncemi beğenip kendime hak verdikten sonra kıyafet dolabımın karşısına geçtim . Akşama ne giyeceğim konusu da benim için ayrı bir açmazdı . Kıyafetlerimin hepsini , tabi ki yazlık olanları , kalktığımda düzelttiğim yatağımın üstüne serdim . Karşılarına geçip bir elimi belime bir elimi de çeneme koyduktan sonra çatık kaşlar ve düşünceli bakışlarla tek tek hepsini incelemeye başladım . Ne kadar süre bu işle meşgul oldum bilmiyorum ama mutfaktan annemin

" Şebnem " diye seslenmesi ile başımı kapıya doğru çevirip

" Efendim " cevabıyla yaptığım işe ara vermek zorunda kaldım .

" Madem uyandın neden mutfağa gelmiyorsun ? " Sorusu annemin odama yaklaşıyor olduğunu gösterecek şekilde yakınımdan ve yüksek  sesle  gelmişti . Ardından da odamın kapısı açıldı . Annem yatağın üstünde yığılı kıyafetlerimi görünce

" Ne yapıyorsun ? Kıyafetlerinin içinden artık giymeyeceklerini seçip bir fakire mi vereceksin ? "

Kurduğu bu iyi niyetli cümleye benim verdiğim yanıtsa oldukça tepkisel ve birazcıkta kabaydı

" Hayııır ! Tabi ki "

Söylediğim kelimelerin biraz kaba ve ukalaca olduğunu düşünüp biraz daha yumuşatarak

" Hayır anne . Onu da yaparım başka zaman ama şu an ki dağılma sebebim akşam ne giyeceğim kaygısına bir son vermek için "

Annem tipik anne edası ile beklenen cevabı verdi

" Yavrucuğum sen ne giyersen giy çok güzel olacaksın "

" Anne bu cevabın bana hiç yardımcı olmadı "

Gülümseyerek yanıma gelip , tek koluyla omzumdan tutup beni kendine yaklaştırıp kapıya doğru yürümeye başladı . Bulunduğumuz pozisyon sebebiyle bende onunla yürümek zorunda  kaldım . Bir yandan da konuşuyordu

" Sana yardımcı olacak şeyi biliyorum "

Mutfağa yaklaşırken

" Neymiş o ? " diye sordum

Mutfak masasına hazırlanmış kahvaltıyı gösterirken

" Tabii ki mükemmel bir kahvaltı . Önce güzelce karnımızı doyuralım sonra ne giyeceğine karar verirsin "

Anneme cevap bile vermeden masada ki yerime geçtim ve yemeye başladım .
Kahvaltım  bittiğinde  en  azından  hangi  renk  giyeceğime  karar  vermiştim . Kesinlikle  kırmızı ....

        Bu  rengi  seçmemin  bir kaç  nedeni  vardı ;
Birincisi  kırmızı  olsun  üç  kuruş  fazla  olsun  atasözünü  doğrulamak  için
İkincisi  kızın  çirkinse  kırmızı  giydir  konulu  bir  diğer  atasözünü  denemek  için  diyeceğim  ama  bu  konuda  Gönen  fikrini  açık  bir  şekilde  belirtmişti . Çok  güzel  olduğumu  ve  ne  giysem  yakıştığını  söylemişti  geçmiş  zaman  . Kırmızı  giyecek  olmam  çirkinliğimi  kamufle  etmek  için  değil  yani . Bütün  bunlarda  bizi  neye  götürüyor  üçüncü  sebebe ; Bütün  renklerin  yanında  kırmızının  bana  çok  yakıştığını  düşünen  sevgilimin  ailesinin  yanına  genetik  eğilim  gösterir ve  beni  beğenirler  umuduyla  kırmızı  bir  elbiseyle  gitmek  en  doğru  seçim  olacaktı . Tabi ki  ilk  intiba  kuralı  söz  konusu  olduğun da . Aslında  benim  için  önemli  olan  yakınen  tanıdıktan  sonra  beni  beğenmeleri  ve  sevmeleriydi .

         Buluşma  vaktimize  kadar  zaten  iki  tane  olan  kırmızı  elbiselerimden bir  birini , bir  diğerini  giyip  çıkararak  kararsızlık  denizinde  boğuldum  ve  sonun da  Gönen ' in  üzerimde  daha  önce  görmediği  canlı  kırmızı , sıfır  kollu ,  derin  olmayan   V  dekolteli  diz  üstü,  klasik  , modacıların  tabiri  ile " Her  kadının  dolabında  bulunması  gereken "  keten  elbisemde  karar  kıldım . Annem  her ne kadar  davranışlarımın  tuhaflığına  müdahale  etmek  isteyip  " Sakin  ol "  desede  ben  bir türlü  sakin  olamıyordum  Gönen  gelinceye , hatta  bu  gün  sona  erinceye  kadar da  sakin  olacağımı  hiç  zannetmiyordum .

Sonunda beni alma vakti yaklaşınca balkona çıkıp beklemeye , bizim sokağa girince de planımı uygulamaya koymaya karar verdim . Balkona çıktığımın üçüncü dakikasında sokağın başında onun arabası göründü . Benim sevgilim dakik ötesiydi . Şimdiye kadar hiç bir buluşmasına değil geç kalmak her zaman gelmesi gerekenden daha önce geliyordu . Bugün de kendinden beklenenin aksi gibi davranmadı . Hemen beyaz sandaletlerimi giyip aşağıya indim , saniyelik bir farkla o da arabasını benim tam önüme park etti . Arabadan inip mutlu bir yüzle yanıma yaklaşırken

" Heyecandan olsa gerek , geldim dememe fırsat bırakmadan sen aşağıya inmişsin "

Elimi uzatıp ılık elini tutarken ve bir yandan da bizim aparmanın girişine yönlendirirken

" Söylediklerinde de doğruluk payı var ancak daha da önemli bir sebebten dolayı erkenden aşağıya indim ve şimdide seni yukarıya yani bizim eve çıkarıyorum "

Gönen yürümeyi bırakıp olduğu yerde kalakaldı . Tuttuğum elinin kasıldığını ve bu kasılmanın eliyle sınırlı kalmadığını hissedebiliyordum .

" Neden ? " diye sordu . Şakınca ve biraz da duyduklarına inanamıyormuş gibi çıkmıştı sesi .

Yüzümü tamamen dönüp , vücudumu ona daha da yaklaştırarak sesimin sevimli çıkamasına özen göstererek

" Çünkü bugün annemle tanışmanı istiyorum "

Yüzünde ki şaşkınlık ve inanamamazlık ifadesi yavaş yavaş silinirken yerini söylediklerime hak verir bir ifade yerleşti

" Haklısın , bence de çıkıp annenle tanışmalı ve ondan hem müsade istemeliyim hemde beni görüp kızının kiminle , bu akşam vakti evden çıktığını bilmesini sağlamalıyım "

Duyduklarımın şaşkınlığı ile , şaşırmıştım çünkü onun da benim gibi aileyle tanıştırılma olayına ayak direyeceğini zannetmiştim .

" Yanlış duymuyorum değil mi ? Söylediklerinde ciddisin "

Yüzünde oluşan ve bana sonsuz güven veren gülümsemesiyle

" Tabi ki ciddiyim . Aslında senin değil benim bunu düşünmem gerekirdi . Kaç kez buluştuk en azından bir seferinde annenle karşılaşıp , konuşmalı kendimi tanıtmalıydım "

Bu adamı seviyordum ! Samimiyetini , düşünceliliğini , centilmenliğini herşeyini .

Apartmanın giriş bölümünden sonunda merdiven kısmına geçmiş yukarı çıkarken bir yandan da heyecandan hızlanmış nefeslerimizi normal seyrine sokmaya çalışıyorduk .

Aşağıya inerken açık bıraktığım kapıyı iterek tamamen açılmasını sağladım . Annemin mutfakta olduğunu biliyordum ve o yöne doğru seslendim

" Anne ! Bakar mısın , seninle tanıştırmak istediğim birisi var "

Annem telaşla ellerini küçük bir mutfak havlusuna kurulayarak mutfaktan çıktı ve bizim yanımıza geldi . O da hiç beklemiyordu Gönen ile tanıştırılacağını . Ama hiç bozuntuya vermeden yüzüne kontrollü bir gülümseme kondurdu . İlk cümle annemden geldi , zaten aksi beklenemezdi

" Neden kapıda bekliyorsunuz içeri girsenize "

Ben tam yok anne geç kalıyoruz diyecektim ki , Gönen benden önce davranıp ayakkabılarını çıkarıp içeri girdi . Bende onu takip ettim . Annem , bizim hem misafir hem de oturma odası olarak kullandığımız evin en büyük odasına geçmemiz için eli ile işarette bulundu . Ben hemen Gönen ' in önüne geçerek ona oturabileceği yeri gösterdim ama  o  oturmadı  ve  annemi  bekledi .Çok alakasız biliyorum ama bir yandan da neden evlerde misafir odası diye bir kavram var onu düşünüyordum . Gerçi bizim şimdi ki ev küçük olduğu için odalar arası böyle bir görev bölümü yapmamıştık ama daha önce ki oturduğumuz yerlerde oda sayısı fazla olduğundan evin bir ve en büyük odası misafir odası olarak adlandırılır ve ani misafir gelme ihtimaline karşı itina ile temizlenir ve korunurdu . Bana çok saçma gelirdi ama öyleydi . Sırasıymış gibi bu düşüncede nereden çıkmıştı . Kendi kendime gülümseyerek kafamdan bütün geçirdiklerimi kovdum ve kendimi hayatımda ki iki önemli insanı tanıştırma görevine verdim .

" Anne ! Gönen , Gönen bu da benim güzeller güzeli annem "

Gönen bir adım öne çıkarak elini uzattı , annem de karşılığında kendinin kini

" Çok memnun oldum efendim . "

" Ben de çocuğum "

Yanımda duran Gönen ' in nefes alış verişlerinden heyecanının çok yüksek olduğunu anlıyordum . Elini tutup onu rahatlatmak isterdim ama Nihal sultanın karşısında böyle bir harekete cesaret edemezdim .

" Ayakta kalmayın oturun . " dedi annem eliyle yer göstererek

" Peki efendim "

Hepimiz oturmuştuk . Konuşma nasıl ilerleyecekti merak ediyordum . Annem bütün soğukkanlılığı ile kontrolü eline aldı . Sanki bilmiyormuş gibi hangi bölüm mezunu olduğunu , gelecekteki planlarını , ailesini falan sordu . Zavallı Gönen de her birine ince bir sabırla cevap verdi . Annem bir anne gibi değilde , öğretmen gibi yaklaşmıştı olaya . Sonunda sorgusu bittiğinde onun gözlerinden Gönen ' i beğendiğini ve onay verdiğini anlamıştım .

Bizi azad ettiğinde yarım saatimizi Gönen ' in sorgulanması ile geçirdiğimizi farkettim .

En sonunda kendi sorguma , pardon kendi tanıştırılmama gitmek için arabaya binip yola çıkmıştık .

     Her  zaman  trafiğin  yavaş  akmasından  şikayet  ederdim  ama  bu  sefer  gideceğimiz  yere  daha  geç  gidelim  diye  trafiğin  tıkanmasını  istiyordum . Maalesef  bu  isteğim  gerçekleşmediği  gibi  yollar  neredeyse  boş  sayılabilecek  kadar  açıktı .

     Şehrin  dışında  yeni  yapılara  sıklıkla  rastlanılan ,  orman  içinde  birbirinden  bir  hayli  uzak , mimarisi  eskiyi  yansıtan  ama modern  esintiler de taşıyan villaların  bulunduğu  bir  yere  geldik . Diğerlerine  göre  ormanın  içine  daha  da  saklanmış , kamerayla  çekiyor  olsaydım  biz  yolda  ilerledikçe yavaş  yavaş  görüntüye giren  diyebileceğim  gizemlilikte  devasa  bir  mülkün  önünde  durduk . Mülk  diyorum  villa  desem  küçük , şato  desem  masalsı  ve  gerçeklikten  uzak  olurdu . Mülk  diyorum  hah  tamam  buldum  malikane .... Malikanenin  önünde  durduk . Ona  gönderdiğim  kaçamak  bakışlarımdan  inmekte  tereddüt  ediyor  olduğumu  anlamış  olacak ki  bana  güven  vermek  ister  gibi  elimden  tuttu  ve

   " Tereddüt  edecek  hiç bir  şey  yok . Senin  bütün  korkutmalarına  rağmen  annenle  tanıştığım  halde  hala  tek  parçayım "

    Söylediklerine  gergince  güldüm .

   "  Yani  korkmamam  gerektiğini mi  söylemeye  çalışıyorsun ? "

    Diğer  elini de  yanağıma  getirip  koyduğunda , hiç  düşünmeden   yüzümü  avucuna  yaslayıp  güven  tazeledim

    "  Evet  tam  olarak  bunu  söylüyorum . Senin  gibi  kendine  güvenli  ve  cesur  bir  kızın  neden  bugün  bu  kadar  çekingen  olduğunu  bir  türlü  anlamıyorum "

     Zorla  gülmeye  çalışarak

    "  İnan  ben de  bilmiyorum "  dedim

     " Hadi  bekleyerek  daha  fazla  gerginliğini  artırmayalım  bir  an  önce  bitirelim  bu  işi "

     " Hadi  bakalım "

      İkimizde  arabadan  inip  tekrar  yan yana  geldiğimizde  Gönen  bana  güç  vermek  için  elimi  tuttu . Bu  şekilde  bahçeden  geçip giriş  kapısına  ulaştık  o  kapıyı  çalmak  için  zile  uzanırken  bende  elimi  elinden  çekmeye  çalıştım . Bir  yandan da kulağına  doğru

   "  Bizi  bu  şekilde  görmeleri  hiç  hoş  olmaz  "  diye  fısıldadım .

    Gönen  hiç  istifini  bozmadan

   "  Neden ? Sen  benim  sevgilimsin ve  sevgililerin de  elele  tutuşmasından  daha  doğal  ne  olabilir ki "

     Haklıydı  ve  ona  hak  verdiğimi  göstermek  için  daha  fazla  itiraz  etmedim  ve  sustum . Bu  sırada  orta  yaşlı  kadın  bir  çalışan  kapıyı  açtı  ve  güler  yüzle

    " Hoş geldiniz  Gönen  bey  anneniz  ve  babanız  da  sizi  salonda  bekliyorlar "

    " Teşekkür  ederim  Gülümser  hanım "

      Somon  renginin  hakim  olduğu  holden  daha  girişte  aydınlığın  kucakladığı  , beyaz  rengin  bezeli  olduğu  büyük  salona  girdik . Biz  girene  kadar da  Gülümser  hanım  bize  eşlik  etti .

      Salon  baştan  aşağıya  lüksün  dibine  vurmuştu . Eşyaları  tarifleyecek  kelime  bulamıyordum  diyeceğim  ama  benim  yaşadığım  durum  bulamamak  değildi  bilmemekti . O  kelimeleri  bilseydim  bulmam  zor  olmazdı .

       Salona  girince  ben  gayri ihtiyari  hafifçe  Gönen ' in  arkasına  çekildim . O  ise  beni  yanına  çekti . Bu  sırada da  bize  doğru  yaklaşan  orta  boylu , kumral  ve  güzel  bir  kadın  konuşarak  dikkatimi  ona  vermemi  sağladı

     " Hoş  geldiniz , özellikle de  sen  kızım . "

     " Hoş bulduk  efendim " dedim  sesim  titreyerek . Bu  Gönen ' in  annesiydi  ve  gerçekten  çok  güzeldi . Aslında  güzelden  çok  zarifti  diyebilirim . Yüzündeki  şefkatli  gülümseme  ona  ısınmamı  sağlamıştı .

       Biz  girdiğimizden  beri  oturduğu  koltuktan  kalkmayan  heybetli  adam da  Gönen ' in  babasıydı  anlaşılan . Günler  öncesinden  beri ve  hatta   birkaç  dakika  önceye  kadar yaşadığım  bütün  çekincelerin , tanışmak  istemememin  , korkularımın  sebebi  karşımızda  oturan  ve  ciddiyeti  sebebiyle  yüzünü  tam  olarak  değerlendiremediğim adam  olabilir miydi . Bunları  düşünürken  Gönen ' in  annesi  boş  olan  elimi  tutup  benim öne  doğru  birkaç  adım  atmamı  sağladı  ve  Gönen de  bu  sırada  elimi  bırakmak  zorunda  kaldı .

     "  Seni  Gürkan  beyle  tanıştırayım  yani  Gönen ' in  babasıyla "




NOT : Keyifli  okumalar .

Seguir leyendo

También te gustarán

3.3M 119K 65
Berdel'e kurban gitmiştim. Hiç tanımadığım, bilmediğim bir adamla evlendiriliyordum. İkiz erkek kardeşim yerine ben hayatta kalmıştım, ben yaşamıştım...
35.5K 7.4K 62
ZÜMRÜT YANGINI "ARİYA" DÜZENLENDİ. YENİ BÖLÜMLERİ YAZILIYOR...
1.5K 210 9
𝙈𝙞𝙩𝙨𝙪𝙧𝙞 𝙗𝙞𝙧 𝙯𝙖𝙢𝙖𝙣 𝙨𝙤𝙣𝙧𝙖 𝙤𝙠𝙪𝙡 𝙙𝙤𝙡𝙖𝙗𝙞𝙣𝙖 𝙗𝙞𝙧𝙖𝙠𝙞𝙡𝙖𝙣 𝙢𝙚𝙠𝙩𝙪𝙥𝙡𝙖𝙧𝙞 𝙛𝙖𝙧𝙠 𝙚𝙙𝙚𝙧.
3.5K 369 44
Amerika da okurken aşık olduğu adamın peşinden büyük umutlarla Türkiye'ye gelen bir kadın. Başta herşey mükemmel ilerlerken,zamanla kadın adamın onu...