Clan - Yoonmin

By batsuga

468K 44.5K 23K

''Oysaki Jimin-ah demeyi sevmiştim. Bana yakışıyordu. Ve onu farklı şeyler yaparken de söylemek isterdim.'' |... More

[1]
[2]
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14/1]
[14/2]
[15]
[16]
[17]
[18]
[19]
[20]
[21]
[22]
[23]
[24]
[25]
[26]
[27]
[28]
[30]
[31]
[Final]

[29]

11.5K 1.1K 304
By batsuga


''Jimin-ah!''

Karşıdan gelen Hoseok'un görünce derin bir nefes verdim. O beni odaya sokabilirdi.

''Y-Yoongi nasıl?''

''Ah, o da seni soruyordu. Gidip bakmak is-''

''İstiyorum!''

''Bu kadar heyecanlı olma! Hem kolu yaralı. Pek verimli bir gece geçiremeyebilirsiniz.'' dedi göz kırparak.

Niye gittiğimi sanıyordu bu?

''Hadi gel, yanakların daha fazla kızarmadan seni Yoongi'nin yanına götüreyim.''

Önden gitmesine izin verip onu takip ettim. Kapısının önünde her zamanki gibi kimse yoktu. Merdivenlerin başında da kimseyi görmemiştim.

Hoseok kapıyı birkaç kez tıklattı. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu.

''İyi şanslar, Jimin-ah!'' dedi açtığı kapıdan beni içeri iterken.

Bu davranışından vazgeçmeliydi çünkü artık bu odaya girdiğimde yere kapaklanmaktan bıkmaya başlamıştım.

''Jimin!''

Hızlıca yerden kalktım.

Yatağında oturan Yoongi'ye baktım. Yorgun gözüküyordu ve üstü çıplaktı. Neden çıplaktı? Gördüğüm görüntü birkaç kez yutkunmam gerekti. Kolu sarılıydı ve yanağında boydan boya bir dikiş izi vardı. Bu haliyle bir hayduta benziyordu. Çok etkileyici bir hayduta. Memnuniyetle beni soymasına(!) izin verebilirdim.

''Jimin?''

Kafamı sallayıp düşüncelerimi dağıttım.

''Y-Yoongi?''

''Gelmezsin sanıyordum.''

Şu an köpek yavrusu gibi bakıyordu. Yüzündeki yara olmasa gidip onun yanaklarını sıkabilirdim.

''Neden gelmeyeyim ki?''

Cevap vermedi. Üzgün olup olmadığını merak ediyordum. Benim için değil. Kardeşi için.

Yanına oturdum. Merakla bana bakıyordu. Bir cesaretle yaklaşıp dudaklarına dudaklarımı değdirip geri çekildim.

Elini uzatıp saçlarıma dokunduğunda istemsizce gözlerimi kapatmıştım. Aklıma kanlı ellerinin gelmesi normal miydi, bilmiyordum.

''Benden korkuyor musun?''

Gözlerimi açıp ona baktım.

''Sorumu cevapla.''

Ne demeliydim? Evet de desem hayır da desem yalan söylemiş olacaktım.

Cevap vermek yerine sargılı omzuna burnumu sürtüp minik bir öpücük kondurdum.

''Acıyor mu?''

''Soruya soruyla karşılık vermeye bir son vermeliyiz.''

''Üzgünüm.''

''Sana asla zarar vermem. Anladın mı?''

Öldürdüğü kardeşiydi. Öz kardeşi.

''Jimin?''

Çenemi tutarak ona bakmamı sağladı.

''Benden korkmasını istediğim son kişi bile değilsin, Jimin-ah. Bunu sakın unutma.''

Kararlı ses tonu ve buğulanmış gözleri ona güvenmemi söylüyordu. Elbette ona güveniyordum.

''Tamam.'' diyebildim.

Hafifçe gülümsedi. Bu gülümseme içimi burkacak cinsten bir gülümsemeydi.

''Şimdi sen cevap ver.''

''Karşınızda klan liderinin olduğunun farkındasınız değil mi, küçük bey?''

''Evet ama benim klanımın değil.''

Kıkırdadı. Bu sesi seviyordum.

''Evet?'' dedim dizlerimi büzüp yatağa iyice yerleştiğimde.

''Hafif bir sızı var sadece. Ciddi bir şey değildi sonuçta.''

''Saçının teline zarar gelsin istemiyorum, Yoongi-ya.'' dedim elimi uzatıp alnına düşmüş dağınık saçları düzeltirken.

''Sana bir şey söylemiştim, Jimin. Hatırlıyor musun?''

''Bana bir çok şey söyledin, Yoongi-ah.''

Çarpık bir gülümseme attı. Gülüşünü her gördüğümde karnıma tekme atılıyormuş hissinin geçip geçmeyeceğini merak ettim.

''Ben iyileşene kadar bana böyle seslenmeni yasaklıyorum.''

''Sana Yoongi-ya dememden hoşlandığını sanıyordum, Yoongi-ya.''

''Tanrım, Jimin!''

''Tanrı mı? Mükemmel olduğumu-''

Bir anda beni geriye atıp beni altına almıştı.

''Sözlerimi mi çalıyorsun sen?''

''Bağışlayın, efendim.'' dedim gülerek.

''Cidden Jimin. Düşmanlarım değil, beni sen öldüreceksin.''

Avuç içimle ağzına vurdum.

''Sakın bir daha böyle şeyler söyleme!''

''Seni endişendirdiğim için özür dilerim.''

Elimi tutup içini öptüğünde kıkırdadım. Yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

''Sana söylemem gereken bir şey var.''

''Dinliyorum?''

''Klanından mektup gelmiş. Baban geri dönmeni istiyor. Olanlardan habe-''

''Yoongi!''

Bağırmamla sustu. Böyle bir anda böyle bir konuyu konuşmanın sırası mıydı?

Küçük bir çocuk gibi dudak büzüp yavaşça doğruldu. Bu halini görenler herhalde sabahki savaşçının o olduğuna inanmazdı.

''Artık aramızın kötü olmasını istemiyorum.''

İmalı bakışlarla bana bakıyordu. Onu seviyordum ve ondan ayrılmak istemiyordum. Geçmişte yaşadıklarımız benim suçum değildi. Tamam, belki biraz benim suçum olabilirdi. Ama sonuçta böyle olmasını ben istememiştim.

''Seni yollamayacağım Jimin. Seni benden kimse alamaz. Sen istemediğin sürece seni bırakmayacağım.''

Ona sıkıca sarılma isteğime engel olamayıp üzerine atıldım. Acıyla inlediğinde hızla kollarımı geri çektim.

''Ö-Özür dilerim.''

''Çok fazla özür diliyorsun.''

''Öz-''

''Jimin!''

Beni kendine çekti.

''Gitmeyeceksin, değil mi?''

Cevap vermedim. Sonuçta orası benim evimdi ve Iseul'ü özlemiştim. Orayı evim yapan insanı özlemiştim. Burada mutluydum. Yoongi'nin yanında olmak istiyordum. Ama bir yanımda klanıma dönmek istiyordu. En azından Yoongi iyileşip işlerini yoluna koyana kadar.

Kafasını eğmiş bana bakıyordu. Güven verici bir kaç şey söylemem gerekiyordu ama yapamadım.

''Jungkook'la konuşmalısın.''

Oflayıp geriye yaslandı.

''Orada söylediklerin...''

''Sırası değil, Jimin.''

Sert sesiyle sustum. Jimin demesi gücüme gitmiş olsa da ismim buydu başka bir adla seslenecek değildi ya?!

Beni biraz daha kendine çekince başımı göğsüne yasladım.

''Jungkook'la konuşmalısın.''

...

Sonunda Yoongi uzun süren ısrarlarıma dayanamamıştı ve Jungkook'la konuşmayı kabul etmişti. Aralarında ne olduğunu anlayamamıştım. Bir kuzeni olduğunu öğrendiği için mi bu kadar tuhaftı?

''Gerçekten onu zorladığına inanamıyorum, Jimin. Umarım yarası kötü olur ve bütün klan liderlerine zarar verdiğin için üzerine çullanır.'' dedi Taehyung gülerek.

Taehyung'un yatağının karşısındakine oturmuştuk Yoongi'yle. Jungkook da Taehyung'un ayak ucunda oturuyordu. Geldiğimizden beri konuşmamışlardı. Yoongi ayaklarına bakıyor, Jungkook da elleriyle oynuyordu. Garip bir ortamdı.

''Doktor dikişlerinin açıldığını söyledi.'' dememle karşımdaki ikilinin kıpkırmızı olması saniyeler aldı.

Yanlış bir şey mi söylemiştim?

''Ve kendini yormaman gerektiğini de söyledi.''

Biz odaya girerken hekim de dışarı çıkıyordu. Yoongi'ye arkadaşına yorucu işler yaptırmamasını, dinlenmesi için biraz müddet vermesini söylemişti. Ve sesinde hafif bir azarlama vardı. Yoongi ne olduğunu anlamasa da ona dikkatli olacağını söyledi.

Yarasının nasıl açıldığını anlamıştım yüzlerindeki ifadeden. Bu beni bile utandırmıştı.

''Her neyse, hadi şu şeyi açıklığa kavuşturalım.'' dedi Taehyung ellerini birbirine çarparken.

''Bence de. Yoongi'nin kardeşi de kim?''

''Sana aptal diyoruz ama gerçekten aptal olduğunu düşünmeye başlayacağım.''

Anlamamıştım ki Yoongi'yle Jungkook'un birbirlerine bakışlarını görene kadar.

Yoongi'nin kardeşi Jungkook muydu?

''Ne zaman söyleyecektin?'' dedi Jungkook sonunda başını kaldırıp.

''Yoksa ölene kadar saklayacak mıydın?''

''Jung-''

''Tanrım! Neden hep herkese soğuk davranıp bana yakın davrandığını merak ederdim.''

Diyecek bir şeyi varmış gibiydi ama kafasını sallayıp ellerine bakmaya devam etti.

''Üzgünüm. Seni korumak istedim. Anlamanı beklemiyorum.''

''Anlatmaya çalışmadın bile.''

''Sadece sarılıp buna son verebilir misiniz?''

Jungkook Taehyung'a ufak bir bakış atıp hızlıca odadan çıkıp gitti.

En azından bağırıp çağırmamıştı.

''Yoongi?''

''Mutlu musun?''

''Ben-''

''Sana sırası olmadığını söylemiştim, Jimin. Şu lanet olasıca ısrarın yüzünden...''

Gözlerimin dolduğunu görünce cümlesini tamamlamadı.

Taehyung, ''Gidip biraz dinlensen iyi olacak.'' dediğinde kafasını sallayıp odadan çıktı.

Beni çağırmasını beklerdim. En azından iyi geceler diyebilirdi.

Neden olanların suçlusu benmişim gibi hissetmiştim?

Taehyung boş gözlerle bana bakıyordu.

''Burada kalabilir miyim?''

Omzunu silktiğinde oturduğum yatağa yatıp kıvrıldım.

Continue Reading

You'll Also Like

11.3K 910 5
Min Yoongi, sevgilisi Park Jimin'e ihtiyatcı olan tüm sevgiyi ve ilgiyi gösteriyordu. O Park Jimin için sadece bir sevgili değildi; Min Yoongi, onun...
2.3K 195 4
(Tamamlandı) Min Yoongi aptal bir çocuktu. #minishot
893 117 7
İnsanlığımı yitirmek bir olguydu: Onun kollarında bir ömre bedel geçen birkaç senenin acısı gibi, yavaş yavaş ölüme sürüklüyordu. "Seni mahveden kişi...
3.5K 493 7
❝ Alfa Yoongi bir gün ormanda avlanırken kaybolmuş, zayıf bir omega bulur ve onu geçirdikleri birkaç günün ardından ormandan kurtarmaya çalışır ancak...