Clan - Yoonmin

By batsuga

468K 44.5K 23K

''Oysaki Jimin-ah demeyi sevmiştim. Bana yakışıyordu. Ve onu farklı şeyler yaparken de söylemek isterdim.'' |... More

[1]
[2]
[3]
[4]
[5]
[6]
[7]
[8]
[9]
[10]
[11]
[12]
[13]
[14/1]
[14/2]
[15]
[16]
[17]
[18]
[19]
[20]
[21]
[23]
[24]
[25]
[26]
[27]
[28]
[29]
[30]
[31]
[Final]

[22]

12.9K 1.2K 863
By batsuga


''Başınızı biraz daha kaldırın.''

Hemşire yüzüme pansuman yaparken ben de köşede kollarını birbirine bağlamış olan Jungkook'la göz göze gelmemeye çalışıyordum. Zaten kadın odadan çıktığında söylenmeye başlayacaktı.

''Vereceğim merhemi sürmeyi unutmayın.'' dedi malzemelerini toplarken.

''Teşekkür ederim.''

Başıyla selam verip odadan çıktı.

Gece yaşadığım şeyleri düşündükçe ağlayasım geliyordu. Yoongi'nin odasına gitmiş ve bir güzel de yüzüme yumruk yemiştim. Bunu yaptığının farkında mıydı, bilmiyorum. Çünkü ben hızlıca odadan çıkarken yüzünde şoka uğramış gibi bir ifade vardı. Söylediklerimin onu bu kadar sinirlendireceğini tahmin etmemiştim. Fazla ileri gitmiştim ama geçmişe dönüp bunu değiştiremezdim.

Bahçeden gelen at seslerine kulak kabarttım.

''Gidiyorlar.'' dedi Jungkook camdan dışarı kafasını uzatmış bakarken.

Yoongi gidiyordu. Dost klanları ziyaret edeceğini söylemişti sevgili ve hala ortalarda gözükmeyen korumam. Ne zaman geri döneceğini kendisinin de bildiğini sanmıyordum. Gerçi bir yerleri ziyaret edeceğine de emin değildim. Belki de sadece buradan uzaklaşmak istemişti.

''Konuşabildin mi onunla?'' dedim kısık bir sesle.

Dudağımın yanındaki yarık yüksel sesle zorlaştırıyordu.

''Maalesef! Bazı aptallar onu o kadar çok sinirlendirmiş ki, etrafındakileri nefes aldığı için bile cezalandıracak duruma gelmişti.''

''Jungkook.''

''Cidden aklında ne vardı?''

''Ben sadece onu görmek istemiştim.''

''Zamanı gelince zaten görürdün Jimin! Yüzünün haline bak. Seni sevdiğine emin misin, buradan hiç de birbirinize aşıkmışsınız gibi durmuyor da.''

Koluna vurdum hafifçe.

''Bunu aşık olduğu kişiyi öldürmeye çalışan biri mi söylüyor?''

''Ona asla zarar vermem.'' dedi ciddice.

''O da gidiyor mu?''

''Sanırım, bilmiyorum. Gitmeyeceğini düşünmüştüm ama Hoseok burada. Yoongi ona bırakır işlerini.''

''Hoseok da kim?''

Yüzünde 'gerçekten mi' der gibi bir ifade vardı.

''Gecenin köründe gizli yerlerden geçip seni liderin odasına götüren kişiyi tanımıyor musun?''

Ah, demek adı Hoseok'tu.

''Sadece ismini bilmiyordum.'' dedim dudak büzerek. Bu canımı yakmıştı.

''Her neyse.'' dedi geçiştirmek için konuyu.

Ondan pek hoşlanıyor gibi değildi.

''Ne zaman dönerler sence?''

''Gerçekten gitme nedenini bilseydim tahmin yürüyebilirdim ama ne yazık ki bilmiyorum.''

Kafamı salladım. Hoseok denilen adamın söylediklerini düşündüm. Ve Yoongi giderken sinirliydi. Umarım benim yüzümden başkalarıyla arası bozulmazdı.

''Gidelim artık.''

Kalkıp Jungkook'un peşinden odadan çıktım.

Birlikte talim alanına gittik. Hiç de en son gördüğüm gibi değildi. Her yerde silahlarla uğraşan iri yarı insanlar vardı. Günlük pratikten çok her an düşmanla savaşacaklarmış gibilerdi. Onların düşmanı olmak istemezdim.

''Hadi! Sana uygun bir şeyler bakalım.''

Birlikte silah ve benzeri şeylerin bulunduğu depoya girdik. Etrafa göz atmaya başladım. Dikkat çekici bir çok alet vardı ama ellerimin küçüklüğünü hesaba katarsak hiçbiri bana uygun değildi. Olsaydı bile onları kaldıracak kadar güçlü olduğumu sanmıyordum.

''Okçulukta nasılsın?''

Kafamı hayır anlamında sağa sola salladım.

''Peki ya bu?'' dedi elindeki baltayı tutarken.

Kendimi onunla birilerine saldırdığımı hayal edince ister istemez güldüm.

''Pek yakıştığımız söylenemez.''

Omuz silkip baltayı yerine koydu.

''Belki de hançer tarzı şeyler seçmeliyim.''

Gülerek ''Düşmanının yaklaşmasını beklerken çoktan ölmüş olursun Jimin.'' dedi.

Sanırım haklıydı.

''Katanaya ne dersin dedi?''

Fazla uzundu. Özellikle de boyuma göre.

''O zaman normal bir kılıç almalısın.''

Üfler gibi bir ses çıkarıp depodaki dolaplardan birinin önünde durdu.

''Min Yoongi'nin güzellerini görmek ister misin?''

Gülüşü sinsice ve komikti.

Dolabı açıp karıştırmaya başladı. Diğerlerine göre daha küçük bir dolaptı ama içinde fazlasıyla şey vardı.

''Şimdi bunların hepsini Yoongi kullanabiliyor mu?''

''Evet ama uzun zamandır görmedim savaşırken. Daha çok kontrollerle ilgileniyor. Beş yaşından beri eğitim alıyor olsak da Yoongi'nin savaşa pek sıcak bakmadığını söyleyebilirim.''

Konuşması bitince bir an duraksadı. Savaşa sıcak bakmadığını söylemişti ama şu anki klanın durumu bunun aksini gösteriyordu.

''Öhm.''

Arkadan gelen öksürme sesiyle irkildim.

''Taehyung!''

''Gittiğini sanıyordum.'' dedi Jungkook önüne dönerken.

''Hoseok'un gitmesi daha uygundu. Benden daha tecrübeli.''

''Eminim öyledir.'' dedi Jungkook mırıldanarak. Tae'nin de onu duyup duymadığına emin değildim.

''Yoongi'nin dolabının karıştırılmasından hoşlanacağını sanmıyorum.''

''Jimin için bir şeyler bakıyorum.''

''Etrafında birçok silah var. Onlardan alabilirsin.''

Jungkook elindekini bir anda yere bırakınca kulak tırmalayıcı tiz bir ses çıktı.

''Ne istiyorsun Taehyung?!''

''Sade-''

''Sadece bizi sinir etmek- pardon beni sinir etmek için mi buraya geldin?''

''Hoseok'la seni yalnız bırakmak istemedim.''

Şimdiki hali deminkine benzemiyordu. Belki de aralarının kızışmasını istememişti.

''Umursamıyorum onu. Sorun değildi.''

''Jungkook.''

Birkaç adım attı ona doğru. Sanırım benim dışarı çıkmam gereken kısım burasıydı. Kıkırdayınca ikisi de bana döndü.

''Ü-Üzgünüm. Ben biraz hava alayım. Malum burası biraz havasız.''

Biri arkamdan adımla seslenmiş, diğeri teşekkür etmişti.

Oturabileceğim bir yer bulabilmek için etrafta dolanmaya başladım. Panayır yerine benziyordu burası.

''Hey! Sen şu çocuksun!''

Bana otuz iki diş gülümseyen çocuğa baktım. Yaşının benden büyük olduğunu tahmin ediyordum. Onu ilk defa görüyordum ama anlaşılan o beni tanıyordu.

''B-Ben Jin. Seokjin. Lütfen bana Jin de.'' dedi hızla elini uzatırken.

''Memnun oldum, Jimin.'' dedim elini sıkarken.

''Biliyorum!''

Bu kadar enerji dolu gözükmesi hoşuma gitmişti. Etrafta hala böyle insanların olması güzeldi.

''Ne yapıyorsun burada? Talim falan yapıyor olman lazım değil miydi?''

''Aslında öyleydi.'' dedim saçlarımı karıştırarak.

''Sadece Jungkook'un işi çıktı. Bende onu beklerken biraz dolaşayım dedim.''

Detaylı bilmesine gerek yoktu.

''Öyleyse sana eşlik etmemde bir sakınca yok?''

''Ah, tabi.''

Yalnız olmamdan iyidir en azından.

''Silah sesinden sıkıldıysan ileride su birikintisi var. Hadi gel!''

Omuz silkip peşine takıldım. Nasılsa yapacak daha önemli bir işim yoktu.

...

-Jungkook-

''Biraz konuşabilir miyiz?''

Kalp atışlarım gittikçe artıyordu.
Uzun zaman olmuştu onunla yalnız kalmayalı ve ben şunan buna hazır değildim.

Adi Jimin hemen de tüymüştü. Bizi yalnız bıraktığı için bir yumruk da benden yiyecekti daha sonra.

''N-Ne konuşacağız?''

Kekelemem hoşuna gitmişti, kıkırdadı.

''Çok hoşuma gidiyor.'' dedi yavaş adımlarla bana yaklaşırken.

''Her zaman soğuk kanlısın ama etrafında ben olduğumda kendini kontrol edemiyorsun. Bu çok hoşuma gidiyor.''

Zar zor birkaç kere yutkundum. Boğazım kurumuştu.

''Yoongi'yle çok benziyorsunuz.''

Yoongi sevdiği çocuğa yumruk atmıştı. Ben de ona yumruk atmalı mıydım?

Ne düşündüğümü biliyormuş gibi yüzünü buruşturdu.

''Tabi şu son hadise dışında. Yüzümü sevdiğini tahmin ediyorum.''

Seviyordum. Sadece yüzünü değil, her bir hücresini seviyordum.

''Jungkook, özür dilerim.''

''Ne için?''

''Sana soğuk davrandığım için.''

''Bunun için özür dilemene gerek yok. Aramızda bir şey olmadığını düşünürsek, soğuk davranman gayet normal.''

''Hayır değil.''

Ayakkabılarının ucu ayakkabımın ucuna değiyordu. Fazla yakındık. Ve bu bir ilkti.

''N-Ne yapıyorsun?'' dedim gömleğimin yakasını tuttuğunda.

''İzin verirsen seni öpeceğim.''

Ardından dudaklarıma yapıştı. Şaşkınlıktan aralık olan ağzımdan dilini içeri ittirdiğinde kendime gelebilmiştim.

Taehyung beni öpüyordu. Hem de ateşli bir şekilde.

Belinden kavrayıp onu etraftaki dolaplardan birine sertçe yasladım. Ağzımın içine doğru inledi.

''Tanrım, Taehyung.''

Boynuna öpücükler bırakırken ara ara da ısırıyordum.

Saçlarımdan kavramıştı. Bu anın görüntüsü bile beni deli etmeye yeterdi.

''J-Jungkook.''

Kalp atışları hızlıydı. Heyecandan nefesi hırıltılı çıkıyordu.

''Seni seviyorum.'' dedim tekrar dudaklarına yapışmadan önce.

''Seni çok seviyorum.''

Continue Reading

You'll Also Like

409K 33.9K 27
Melez Kaplan Taehyung, Melez Tavşan Jungkook ile sevgili olmak istiyordu Ha birde onu altında inletmeyi... [texting+düz yazı] #3 - taekook [13.08.202...
11.3K 914 5
Min Yoongi, sevgilisi Park Jimin'e ihtiyatcı olan tüm sevgiyi ve ilgiyi gösteriyordu. O Park Jimin için sadece bir sevgili değildi; Min Yoongi, onun...
2.4K 198 3
"Senin gibi akıl almaz bir omegayı daha önce hiç görmemiştim." "Ben istediğimi almadan durmam Kansız Kral. Bunu ispatlamam için daha benden ne bekliy...
193K 19.5K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.