Gümüş Kaşık (TAMAMLANDI)

By fusyaleopar

599K 42.7K 1.4K

Hayat herkese adil davranmaz . Bazıları hayatlarını yaşayabilmek için çalışmak zorundayken Bazıları... More

1. Bölüm
2. Bölüm
3. Bölüm
4. Bölüm
5. Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14 . Bölüm
15.Bölüm
16.Bölüm
17.Bölüm
18.Bölüm
19.Bölüm
21.Bölüm
22.Bölüm
23.Bölüm
24.Bölüm
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36.Bölüm
37 .Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42.Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.Bölüm
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
FİNAL

20.Bölüm

12.1K 822 16
By fusyaleopar

       İstanbul ' u  gerçek  anlamda  sevdiğimi  söyleyemem  ama  , bu şehre ayak bastığım da ki  hissettiğim  duygular  sevgiden  daha  farklı  olarak  alışkanlığın  getirmiş  olduğu  özlemdi  zannımca . İnsan  neyi  , niçin  özlerdi ? İşte  bu  sorular da   beni  başta ki  kurduğum  cümleye  götürüyordu . Sanırım  yavaş  yavaş  alışıp , alışarak  özlüyor  , özlediğim  şeyi de  seviyordum . İstanbul ' a bir şekilde alışmış , özlemiştim bunun sonunda da sevecektim galiba ....

Evet ! Roma dan dönmüştüm . İnsan başka bir ülkeden kendi ülkesine geldiğinde havalimanına indiği andan itibaren kendini evinde zannediyor . Kendi ülkesinin kırık döküklüğü el aleminkinin sırça görüntüsünden bin kat daha güzel görünüyor gözüne .

Bir haftalık İtalya maceramız Roma dan başka Floransa da da verdiğimiz konserden sonra sona ermişti . Benim için ise İtalya Gönen ' in beni öptüğü Aşk çeşmesinin önünde bitmişti . Herkes Floransa için heyecanlanırken ben kalbimi ve ruhumu öpücükle birlikte Roma da , belki de Gönen de bırakmıştım . O yüzden Roma da geçirdiğim zamanları neredeyse dakikası dakikasına hafızam da muhafaza ederken , Floransa kafamda bir hayalden ibaretti .

Gönen beni o gün geç vakit kaldığım otele bırakmış ve ertesi günde Türkiye ye dönmüştü . Öpücük ve otele bırakılmam arasında beraber geçirdiğimiz süre boyunca çok fazla konuşmamıştık ama elele uzun süre gezmiş , birbirimizin varlığını ve sıcaklığını hissetmekten de geri kalmamıştık . Konuşursam aramızda ki büyü bozulur diye düşündüm herhalde , şimdi düşününce neden konuşmadığımı daha doğrusu konuşamadığımı bilemiyorum ve aramızda ki büyünün bozulmasından korktuğum varsayımına sığınıyorum . Gönen ' in konuşmama sebebi ise kişiliği olsa gerek onunla tanıştığım zamandan beri çok fazla konuşkan olmadığının farkındayım doğal yapısı konuşkan olmayan biri yaşadığımız olağanüstü durumda kendi yapısının aksine davranacak değil ya . Zaten herşey de kelimelere dökülmek zorunda değil .

Annemin beni kapıdan evin içine alış şekli ve hasretle kucaklaması olmasa sanki buradan hiç ayrılmamışım gibi hissedecektim . Bazen insan yaşadığı düzenin dışına çıkıp tekrar aynı düzene girdiğinde bu düzenden hiç ayrılmamış gibi oluyor . Bende eve geldiğimde tam da bu bahsettiğim duyguyu yaşıyordum ki annemin coşkulu sevgi gösterisi olmasaydı . Bu sevgi gösterisine bende tüm kalbimle karşılık verdim çünkü gerçekten annemi çok özlemiştim . İkimiz çok nadiren birbirimizden bu kadar uzun süre ayrı kalırdık .

Eve geldiğim de vakit öğleden sonra olmuş olsada Nihal hatun bana kahvaltı masası hazırlamıştı hem de en sevdiğim kahvaltılıklarla yani yumurtalı ekmek namı diğer French tost ve onun en yakın dostlarıyla . Kahvaltı sabah öğünü olsada biz Türkler de her öğünü kurtarırdı . Bizden kime sorarsanız sorun günün hangi öğünün de olurlarsa olsunlar kahvaltılıklara asla hayır demezler . Bende bir Türk olduğum için tabii ki de bu kuralın dışında olamazdım . Valizimi odama gelişi güzel koyduktan sonra hemen masada ki yerimi almış , yalnızca bir haftacık ayrı kalmış olsakta demlikte demlenmiş çayı büyük bir iştahla içmeye başlamıştım Çünkü bu bir hafta boyunca İtalya da sadece sallama poşet çaylar vardı ve ben onlara çay demek bile istemiyordum . Çayımı içerken yumurtalı ekmekleri de birer ikişer götürüyordum . O kadar hızlı yiyordum ki bazı lokmaları tam olarak çiğnemiyordum bile . Çiğnemediğim bu lokmaları çay yardımı ile yutuyordum yutarkende zorlanıyordum . Annem durumumun vehametini görmüş olacak ki müdahale etti

" Şebnem kızım yavaş yesene kimse önünden almıyor "

Ağzım dolu halde gözlerimi açarak yarı anlaşılır , yarı anlaşılmaz bir şekilde konuşarak

" Anne ! Bütün bunları ne kadar özlediğimi bilemezsin "

" Gören , duyanda yıllardır önündekilerden mahrum kaldığını düşünür "

Ben yine gözlerimi ayırarak

" İnsan sevdiği , alıştığı şeylerden bir hafta bile ayrı kalsa o bir hafta ona yıllar gibi geliyor "

" Amma abartıyorsun kızım "

Ağzıma yeni bir yumurtalı ekmek tıkarken

" İnan bana anneciğim hiç abartmıyorum "

Böyle yemek ve hasret üzerine başlayan sohbetimiz sonrasında İtalya da neler yaptığım , konserlerin nasıl geçtiği , oraları beğenip beğenmediğim üzerine sorular ve cevaplarla devam etmişti .Neredeyse herşeyi anlatmıştım . Neredeyse !!!! Gönen den bahsetmedim .... Bahsedemedim . Nereden başlayacağımı ve ne anlatacağımı bilmiyordum . Bir sürü şey yaşamıştık ama hala birbirimizin neyiydik , bu konuyu konuşmamış bir sonuca bağlamamıştık . Yaşadığım anların sarhoşluğu ile Türkiye ye dönünce ne olacağımızı bile konu haline getirmemiştim . Aslında ben içten içe bütün bunları Gönen ile konuşmanın yaşadıklarımızın fevkaladeliğini bozacağının ve dillenirse masalsılığını yitireceğinin farkındaydım .
Her şeyi oluruna bırakıp zamanın bana ne yaşatacağını bekleyip görmeliydim .

Gönen ' in telefon numarasını almıştım ve kendiminkini de ona vermiştim . Artık görüşebilmek için tesadüflere ve rastlaşmalara gerek yoktu . İstediğimiz an birbirimize ulaşabilirdik . Sorun ilk önce kimin kimi arayacağındaydı . Döndükten sonra onu hemen arayıp konuşmak istemiştim ama ... İşte aması vardı . Çok hevesli görünmekten korkmuştum . O  benim  ne  zaman  döneceğimi  biliyordu  birkaç gün  arayıp , aramayacağını  beklesem  iyi  olacaktı . Ya da  , ya da  bir  kere de  ben  ondan  önce  davranıp  arasam  kıyamet mi  kopardı  yani . Aklım  fikrim  onunla  doluyken  neden  arama  cesaretini  gösteremiyordum .  Aslında  bunun  sebebi  çok  açıktı  . Doğduğumuz  andan  itibaren  üzerimize  biçilmiş  roller o kadar  içimize  işlemişti ki  bir türlü  sıyrılıp  çıkamıyorduk  içinden . Neydi  bu  roller ?  Kadın  olmak , erkek  olmak . Bu  kavramların  bize  dayattıklarından  bir  tanesinin çıkmazın da  boğuluyordum ben . Yani  kızlar  asla  ilk  talep  eden  olmamalı , ilk  adımı  atmamalı  ve  kendini  ağırdan  satmalı . İyi de  şu  an  onu  görmek , sesini  duymak  için  delirirken  bu  gibi  baskıların  neden  altında  eziliyordum ki ? Allah dan  telefonum  çaldı da  içimde  yaşadığım  gelgitin  çalkantısından  kurtuldum . Telefonun  ekranına  baktığım da  gördüğüm  isme  inanamadım . Biraz  önce  kendi  içimde  yaşadığım  tüm  açmazlar  çözülmüş , geleneksellik  yine  kazanmıştı . Arayan  Gönen di .

        Anneme  yemek  sonrası  yol yorgunluğumu  atabilmek  için  odama  gideceğimi  söylemiş  ve  telefon  geldiğinde  yatakta  oturur  ile  yatar  pozisyonda  kafa  karışıklığımla  cebelleşiyordum . İyi ki  yalnızdım  yoksa  telefonda ki  ismi  gördüğümde  verdiğim  tepkimi  annem  görse  anında  senaryoyu  yazar  , tamamlar  elime  verirdi . Çünkü  oturuyatar  pozisyondan  anında  sıçrayarak  hazır  ol  pozisyonuna  geçmiş  ve  bir  çırpıda  telefonun  aç  tuşuna  basmıştım .

" Gönen , merhaba "

" Sana da merhaba ve hoş geldin "

" Hoş buldum "

Telefonun açılış cümlelerini kurmuş ve ikimizde suskun kalmıştık . Yüz yüze olsak böyle bir durumla vücut dilimle yada bakışlarımla başa çıkabilirdim ancak telefonda karşılıklı susmak çok abes oluyordu . Tam ağzımı açmış bir şeyler saçmalayacaktım ki Gönen ' in bariton sesi kulağımı doldurdu

" Yolculuğun nasıl geçti ? "

" Gayet iyi " Sanki soru sorma sırası bana gelmiş gibi hissederek hemen

" Sen nasılsın ? Neler yapıyorsun ? "

" İyiyim ......... Ben seni şey için aradım "

" Ne için aradın ? "

" Ne zaman buluşabiliriz ? Buluşabileceğimiz en yakın zaman ne zaman ? "

Hemen , şimdi şu an demek istiyordum ama maalesef böyle bir imkanım yoktu . Eve daha yeni gelmiştim ve uzun süredirde yoktum . Anneme bir yerlere gidiyorum diyemezdim . Zaten gidişimi açıklayamazdım . O yüzden istemeye , istemeye

" Görüşebileceğimiz en yakın zaman yarın öğleden sonra olabilir " demek zorunda kaldım .

Gönen ' in telefondan gelen derin soluk alışı duyduğu cevaptan hiçte memnun olmadığını gösteriyordu ama benimde yapabileceğimin en iyisi buydu .

" Peki bugün neden görüşemiyoruz ? "

" Çünkü annemle yeni bir araya geldik ve daha seninle beni yani bizi bilmiyor"

İşte söylemiştim " Biz " demiştim ve Gönen den bunun aksine dair herhangi bir itiraz gelmemişti . Onun da sesinden istemeye , istemeye söylediğini düşündüğüm bir kabullenme cümlesi çıktı

" Peki tamam yarın saat bir de seni evinin önünden alsam olur mu ? "

Hemen itirazlı bir sesle atıldım

" Olmaz ! Yani olmaz çünkü annem bizi bilmiyor ve bu durumda senin beni evin önünden alman onun kafasında agresif soruların oluşmasına sebep olur "

Kurduğum cümle hoşuna gitmiş olacak ki telefondan güldüğünü düşündürten sesi geldi .

" Buna da peki seni yarın saat bir de evinizin yakınlarında ki otobüs durağından alırım "

" Tamam "

" Tamam "

" Yarın görüşürüz "

" Yarın görüşürüz "

Konuşmalarımız eko oluşmuş gibi birbirinin tekrarıydı . Sonunda telefon kapandığında suratımda çenemin ağrımasına sebep olacak kadar büyük bir gülümseme vardı . Bu saatten sonra yarın nasıl gelecekti .

         Vakit  korktuğum  kadar  yavaş  ilerlememişti .  Bavulumu  boşaltmış , kirlileri  makinaya  atmış  yani  bavuldan  çıkardığım  bütün  eşyalarımı  makinaya  doldurmuştum . Annemin  çamaşır  böyle mi  yıkanır ?  Nutku  eşliğinde  çalıştırmıştım .  Sonra  annemin  aklına  geldikçe  sorduğu  sorularına  cevap  vermiş  yol yorgunluğumu  alsın  diye  banyoda  uzun süre  ılık  suyun  altında  keyif  yapmıştım .  Suyun  rahatlatıcı  etkisi , yolun  verdiği  yorgunluk  ve  yarın  Gönen ile  görüşecek  olmamın  oluşturduğu  mutlulukla  yatağa  girer  girmez  uyumuştum .

         Deliksiz  bir  uykuyla  geçirdiğim  gecenin  sabahına  geç  sayılabilecek  bir  vakitte  ulaşmış  ve  güneşli  bir  yaz  gününe  gözlerimi  açmıştım .  İtalya dayken  ve  geldikten  sonra ki  geçen  süre  boyunca  düşünmediğim  ama  sabah  kalkar  kalmaz  aklıma  gelen  bir  düşünceyi  vazgeçmeden  uygulamaya  koymaya  karar  verdim .  Neydi  bu  düşünce ?  Sevgili  anneciğime  Gönen den  bahsetmek !!!!

       Bu  hikayenin  bir  yerinden  başlayıp  bir  şekilde  benim  için  en kıymetli  olan  insana  anlatmalıydım .  Tepkisi  ne kadar  ürkütücü  olabilirdi ki ? Bunu  ona  yaşadıklarımı  anlatmadan  bilemezdim . Annemle  daha  önce  böyle  bir  konu  hakkında  hiç  konuşmamıştık . Değil  böyle  bir  konu  buna  benzer  bir şey  hakkında bile  konuşmamıştık . Eğer  Gönen ' i  sevgilim  olarak  adlandırırsam  o  benim  ilk  sevgilim  olmuş  olacaktı .

         Gece  iyi  bir  uyku  çekmiş  olmamın  bana  verdiği  enerjiyle  annemle  kahvaltıda  konuşmaya  karar  verdim . O   çaylarımızı  koyarken  birden

     "  Anne  seninle  bir  konu  hakkında  konuşabilir miyiz ? "  diye  sordum

    Konuşma  şeklimin  farklılığını  fark  eden  Nihal  Hatun  elinde ki  demliği  çaydanlığın  üstüne  bırakarak  masada ki  yerine  geçip  oturdu .

    "  Tabii  konuşabiliriz de , sen  daha  önce  böyle  izin  alarak  konuşmazdın .  Konuya  pat  diye  girerdin . Söyleyeceğin  şey  önemli  olsa  gerek "

     O  böyle  söyleyince  ani  den  gelen  cesaret  yine  aniden  vücudumu  terketmişti . Ama  geri  adım  atamazdım  buna  bendeki  farklılığın  kokusunu  almış  olan  Nihal  Sultan  izin vermezdi .  O  zaman  ne  yapmalıydım ? Başladığım  işi  bitirmeliydim . Derin  bir  nefes  alıp

     "  Benim  için  çok  önemli . Duyduğun  zaman  senin  içinde  önemli  olacağını  anlayacaksın "

      Annem  meraktan  büyüyen  gözlerini  gözlerime  dikerek

     "  Seni  dinliyorum " deyince  bir  süre  anlatmaya  nereden  başlasam  diye  düşündüm . Bu  süre de  annemin  merakı  katlanmış  olacak ki

     "  Eee  hadi  söylesene "

     "  Hani  bir  akşam  eve  geç  gelmiştim  ve  bir  arkadaşımla  işim  vardı  demiştim ya"

     "  Evet "

      "  İşte  o  benim  arkadaşım  değil "

     "  Neyin  peki ? "

    Bu  işin  beni  bu  kadar  zorlayacağını  hiç  düşünmemiştim .

     "  Arkadaşım  ama  öyle  normal  arkadaşım  değil ........ Erkek  arkadaşım  sayılır "

     Oh  be  sonunda  söylemiştim . Ben  söylemiştim de  annem  algılayabilmiş miydi ?

     "  Ne ? "  diye  bir  çığlık  yükseldi  kadından . Sonra  sesini  alçaltıp  aynı  soruyu  tekrar  sordu
  
        "  Ne ? "

     Fren  patlamıştı  nasıl olsa , bir  kez  söylemiştim  bir  kere  daha  söyleyebilirdim . Çekingen  bir  sesle

    "  Erkek  arkadaşım ...   Herhalde ! "

     "  Ne  demek  herhalde  emin  değil  misin ? "

    Annemin  bu  sorusu  üzerine  Gönen  ile  tanıştığımız  andan  , şu  zamana  kadar  aramızda  yaşananların   '  Öpüştüğümüz  kısım  hariç "  hepsini  anlattım  ve  sordum

      "  Her şeyi  öğrendiğine  göre  sence  biz  neyiz  "  Diye  yüzsüzce  sordum  kadına .

  Ondan  beklenmeyecek  sakinlikle  cevapladı

      "  Bence  aranızdaki  ilişkiye  bir  isim  konacaksa  ben  buna  Aşk  derdim . Siz  birbirinize  aşık  olmuşsunuz "

      Bunları  konuşan  benim  annem miydi ?  Duyduklarıma  inanamamıştım . Gerçi  neden  inanamamıştım ki  annem  tanıdığım  en  romantik  insandı . Gönen ile  aramızda ki  durumu  bu  şekilde  anlandırması  aslında  tam da  ondan  beklenebilecek  bir  davranıştı .

       Annemin  olaya  verdiği  sakin  karşılıktan  bulduğum  arsızlığımla

     "  Anne  bu gün  öğle  vaktinde  Gönen ile  buluşacağım  ne  dersin ? "

       Gülümseyerek

    "  Buluşacağım  diye  kesinlik  bildiren  bir  söz  kullanıyorsun  sonra da  sanki  benim  fikrimi  soruyor muşsun  gibi  ne dersin  diyorsun  . Sen  aklı  başında , kocaman  bir  kızsın  .  Nerde  , nasıl  davranman  gerektiğini  öğrettiğimi  düşünüyorum  ve  sana  güveniyorum  gidebilirsin"

       Konuşması  biter  bitmez  yerimden  kalkıp  boynuna  sarıldım  ve  yanağından  kocaman  öptüm

     "  Teşekkür  ederim  anneciğim "

   Yanağımı  okşayarak

     "  Bir şey  daha  var . Biraz  klasik  olacak  ama  sana  güveniyorum  fakat  diğer  insanlara  güvenmiyorum  bu  yüzden  dikkatli  ol  "

     Kahkaha  atarak

     "  Tamam  olurum " dedim .

        Kırmızı  , diz  üstü , sıfır  kollu  keten  elbisemi  ve  altına da  çarliston  topuklu  beyaz  ayakkabımı  giydim . Değiştiğimi  hissediyordum  çünkü  eskiden  olsa  bir  jean  pantolon  , bir  tişört  giyer  çıkardım  dışarıya . Oysa  şimdi  bütün  dişiliğimi  ön  plana  çıkaracak kıyafetler  giyiyorum .  Annemin  dediği  gibi  ben  aşık  olmuştum  galiba . Galiba  , herhalde  değil  "  Ben  Mehmet  Gönen  Turhanlı  ya  aşık  olmuştum "
Onun  için , ona  güzel  görünebilmek  için  elimden  geleni  yapıyordum .



   NOT : Yorumlarınızı  büyük  bir  şevkle  bekliyor  olacağım . Oylarınız  her  zaman ki  gibi  benim  için  çok  kıymetli . Beğenerek  okuyacağınız  bir  bölüm  olmuştur  umarım . Bölüm  yine  geç  geldi  biliyorum  ama  inanın  fırsat  bulduğum  her  zaman  diliminde  bir  kaç  cümle de  olsa  yazmaya  çalışıyorum .  Sevgiyle  , sağlıkla  ve  huzurla  kalın .

    

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 66.8K 63
KURGUM REKLAM PANOSU DEĞİLDİR!! Yepyeni bir hayattı benimkisi. Acılarımın üstüne bir çizgi çekip yeni bir hayata ilk adımımı atmıştım ama ne var ki...
1.9M 31.5K 52
- Ahh...abim gelicek yapamayız.. Üstümdekileri delice yırtarak çıkardı. - Abini boş ver gece. Bugün gelmeyecek güzelim Erkekliğini boxer'ından çıkar...
959K 10.6K 11
Hayat bana borcun var... Mutluluk... Huzur... Sadakat... Sevgi... Bir Aşk borcun var... Hayat,bana bir "HAYAT"borcun var...
113K 3.9K 13
Aşkını, hafızasını, hayatının tüm ayrıntılarını Marmaris'te bıraktı ve İstanbul'a döndü sarışın ve mavi gözlü güzel kadın. Her şeye baştan başladı. ...