Evlenmeden OLMAZ

By mericern

767K 43.1K 4.4K

Ömrü boyunca ufacık detayları bile planlayan, titizlik hastası, aşırı mantıkçı, duygusuz deyim yerindeyse rob... More

Özel Bölüm
1. Bölüm KARMA (part 1)
1. Bölüm KARMA (Part 2)
2. Bölüm Kızmızı Tırnaklı Kız ve Bebek Yüzlü Kurt
3. Bölüm Dert Ortağı (Part 1)
3. Bölüm Dert Ortağı ( Part 2)
4. Bölüm Pişmanlık
5.Bölüm Darmadağın
6. Bölüm Kulübedeki Misafir
7. Bölüm Kelepçeli
8. Bölüm Ece Tipi Depresyon
9. Bölüm Felekten Bir Gece
10. Bölüm Koca Avı
11. Bölüm Bücür Hırsız
12. Bölüm Lanetli Elbise
13. Bölüm Seksi İç Ses
14. Bölüm Trans Yağ
15. Bölüm 3:0
16. Bölüm Tekerlek meselesi
17. Bölüm Çıplak Ayak
18. Bölüm Baskın
19. Bölüm 37.5
20. Bölüm Allah Korusun
21. Bölüm Come Back Jack...
22. Bölüm Ece are you ok?Are you ok?
23. Bölüm Hello Kitty
24. Bölüm Ejderhalı prens
25. Bölüm Yatırtepe
26. bölüm Çelimsiz VIP
27. Bölüm Tazmanya Canavarı
28. bölüm Yalnız Kalplerde Atarlar
29.Bölüm Temel Reis
30. Bölüm Çapraz Sorgu
31. Bölüm Telve
32. Bölüm Yımırta yirmin?
33. Bölüm Yavru Kanguru
34. Bölüm V.I.P mahkum
35. Bölüm Kırılma Noktası
36. Bölüm Minyonların Savaşı
37. Bölüm Mumya
38. Bölüm Dedeye Sahip Çıkalım;)
39. Bölüm Dedecik gittiiiii, gitti, gitti, gitti.
40. Bölüm Fosilzade Part 1
40. Bölüm Fosilzade Part 2
41. Bölüm Müstakbel Kayındedeciğim
42. Bölüm Bim Bam Bom

Özel Bölüm

13.4K 807 22
By mericern

Medya: Görevli sekreter

Tanıtım amaçlı yazdığım özel bölüm çok beğenildiği için okuyucularıma böyle bir süpriz yapmak istedim umarim beğenirsiniz....

"Öldüm mü şimdi ben?" Etrafını saran uçsuz bucaksız beyazlığa baktı korku dolu gözlerle Ece. Çaldığı yüzük yüzünden bay küstahdan kaçarken kendini ölümün kollarında bulmuş olmalıydı. Son hatırladığı arabanın altında kalmaktan onu kurtardığı olsa da pişman olup onu yolun ortasında ezilmeye bırakmış olmalıydı.

"Böyle bir ölümü mü hak ettim ben?" Sokağın ortasında yalnız başına ölmek için çok genç ve sevimliydi. Üstelik daha Furkan'dan öcünü alamamış mükemmel koca adayını nikah masasına oturtamamıştı. Bir kız kurusu olarak can verdiğini düşündükçe kasları geriliyor yüzü asılıyordu.

"Bu kapılarda ne?" Bembeyaz ortam ile aynı renkte kapıları incelerken tam olarak nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. Tamam beyaz eşittir cennet demekti yada yeryüzünde ki insanlara öyle inandırılmıştı. Ama bu kapılardan birini açtığında elinde odun ateşi onu bekleyen bir zebaniyle karşılaşmayacağına onu kim inandırabilirdi. Belki cehennem modern döneme geçiş yapıp yeni dekoruyla insanları rahatlatmak istemişti. Belki de genç kız kapıyı açtığında daha korksun dumura uğrasın diye böyle huzur verici bir giriş ortamı hazırlamışlardı.

Aklına gelen sayısız seçenek vardı Ece'nin. Onca düşünce arasında cennete giriş bileti kazandığını bir kez bile hayal etmemişti.

"Ya şundadır ya bunda, elmacının kızında..." Ona yakın iki kapı arasından birini tekerleme ile seçip içeriye daldı. "Bismillah!"

"En kısa zamanda biz sizinde rüyalarınız yolu ile iletişime geçeceğiz hanımefendi."

"Yine mi bu cadı?" Üzerinde dar kıyafetleri ile masa başında insanların ideal eş adaylarını dinleyen kadına baktı neredeyse burnundan soluyarak Ece. "Neden hep rüyama girip duruyor?"

"Orada beklemede..." Boşta duran sandalyelerden birini gösterdi "...şuraya otur. İşimiz bitti sayılır."

"Öyle mi?" İtiraz etmeden ona buyrulan emri dinledi Ece. Sonuçta kendini zebanilere hazırladığı cehennemi göze aldığı düşünülürse kokoş bir sekreterden işiteceği birkaç hakareti hazmedebilirdi. "O zaman ben bekliyorum şuracıkta."

"Dediğim gibi..." Uysal bir şekilde sandalyeye oturan kızla ilgilenmeyi bırakıp kızını evlendirmek için dilek dileyen yaşlı anneyle ilgilenmeye başladı kadın. "En kısa zamanda kızınızın kaderinde ki eş adayı ile karşılaşması için elimden geleni yapacağım. Üstelik çok bir isteğiniz de yok diğerleri gibi..." Şuan senden bahsediyorum bakışlarını genç kıza atıp "Düzgün bir işi saygılı bir karakteri olsun yeter dediniz." diye cümlesini tamamladı.

"Utanmasa erkek olsun yeter diyecekmiş." Dişlerinin arasından geveleyerek konuştu Ece. Dediklerini duymayan yaşlı kadın sekreter cadıya sunduğu teşekkürler eşliğinde odadan çıkarken "Cimcikleyin beni." dedi. "Uyanayım hemencecik."

"Oradan kalkta karşıma kurul bakalım."

"Oda olur tabi." Az önce yaşlı kadının kalktığı sandalyeye oturdu yavaşça Ece. "Eee! Görüşmeyeli nasılsınız?" Sırtını geriye yaslayıp "Bu arada bir şeyi açıklığa kavuşturalım mı?" diye sordu. "Ben ölmedim değil mi?"

"Hayır, ölmedin." Dilinin ucuna gelen malesefkiyi yutup gülümsemeye çalıştı görevli. "Geçen sefer nerede kalmıştık seninle." Kollarını birbirine dolayıp küstah bir gülüş takındı. "Ahh!Hatırladım. Sevgilinle olası düğününden bahsediyordun."

"Tamam senin eşeğin k*ncık olsun. Sen kazandın." Yüzünü buruşturdu Ece. Karşısındaki küstahlık abidesine tahammül edebilirse eğer iş yerinde ki küstah kızlara da tahammül edebilirdi. Eğer şimdi bu rüyadan alnının akıyla uyanırsa iş yerindekilere teklifi unutun aldatıldım yine de salla gitsin mutluyum diyebilirdi.

"Son gelişmeleri anlat bakalım, dinlemek için sabırsızlanıyorum."

"Sabrını sonuna kadar sınayacağım diyorsun yani?" Kendi rüyasında kendi bilinçaltının altında eziliyordu resmen Ece. Evet her insanın tuhaf çarpık kabusları olurdu. Birde psikolojik olarak gergin ve mutsuz olduğunuzda işler iyice sarpa sarabilirdi. Ama onun kisi bu sıradan keşmekeşten oldukça farklıydı. Ne biliyim Songül gibi yüz kilo olduğunu görebilirdi kabus olarak. Yada Ege gibi o çok çalışarak yaptığı kaslarının aşırı sıcaktan eriyip bittiğini görebilirdi.

Bu gece burada Ece'nin payına düşen Rize'nin yaylalarında Sarıkız'ları sağdığını görmekti. Bembeyaz bir odada tuhaf bir kadına isteklerini sıralayıp kendi hatası olmayan bir aldatılış yüzünden azar işitmek değil.

"Hiç mi hatan olmadığını düşünüyorsun?"

"İç sesimle sohbetime beri karışmasan..." Gittikçe asılan suratını kontrol altında tutmaya çalıştı Ece. Sonuçta kendi kendine yenilmek onun kitabında yoktu. Onda öldür beni emri veren sekreter dahil her şeyin beyninin vicdansız bir oyunu olduğuna emindi. "Yine benden ne istiyorsun?"

"Bunu benim sana sormam lazım. Ben insanlardan bir şey istemem. İnsanlar bizden bir şeyler diler." Dirseklerini masaya dayayıp elini çenesinin altında birleştirdi görevli kadın. Ekranda ki bilgilere bakılırsa genç kız aldatıldığını çoktan öğrenmiş kaderi adım adım şekil almaya başlamıştı.

"Hiç üzgün gözükmüyorsun."

"Neden üzülecek mişim?" Saçlarını savurup küstah bir duruş sergilemeye çalıştı. "Beni kaybettiği için o üzülsün. Umrumda bile değil."

"Ambulansın içinde baygın yarı sarhoş seyahat eden birine göre kendinden çok eminsin." Dediklerini anlamayan kız çattığı kaşlarıyla onu izlerken "Başla bakalım." dedi.

"Neye başlayayım."

"Dileklerini sıralamaya. İnsanlar nedensiz yere buraya gelmezler hayatım.Gerçi ben seni bu kadar erken beklemiyordum. Şuan senin intikam planları yapıyor olman gerekliydi. Neyse dileğin ne?"

"Dileğim mi?" Elini saçlarının arasına geçirip tüm gücüyle karıştırmaya başladı. "Benim öyle büyük bir dileğim yok." Emin misin bakışları atan kadından gözlerini kaçırıp "Küçük bir şey olabilir." dedi.

"Neymiş?"

"Furkan'dan daha zeki, daha yakışıklı, daha zengin, daha sevecen, daha dürüst, daha mükemmel ve en önemlisi daha aşık bir koca istiyorum."

"Anlamadım." Duruşunu bir santim dahi değiştirmeden kızı incelemeye devam etti görevli. "Ömrümde bu kadar fazla dahayı bir cümle içinde görmemiştim."

"Yani çok bir şey istemiyorum." Sırtını sandalyeye dayayıp bacak bacak üstüne attı. "Ondan intikam alabilmem için mükemmel erkeği bay doğruyu bulabilmem lazım." Kımıldamadan onu izleyen kadına bilgisayarı gösterip "Not almayacak mısın?" diye sordu. "Geçen sefer tıkır tıkır bir şeyler giriyordun ekrana."

Söylediklerine rağmen dumur pozisyonunu zerre bozmayan kadını önemsemeyip maddelerini saymaya başladı. "Öncelikle Furkan'dan yakışıklı olmalı. Sonuçta yanımda gördüğünde kıskançlıktan çatlamalı. Sarışın olmaz, daha önceden de dediğim gibi. Sarışınlardan hoşlanmıyorum. Aşırı esmerde istemem. Ben siyah o siyah. Çocuklarımız kara kuru olmasın."

"Çocuklarımız diyorsun?"

"Yani evlendikten sonra, çocuk şart." Elini ince çenesinde gezdirirken derin düşüncelere dalmıştı Ece. Onunla dalga geçen kadını fark edemeyecek kadar ideal erkeğini maddelemek ile meşgüldü. "Sonra Furkan'ın ne kadar maddiyata değer verdiğini düşünürsek, zengin biri olmalı."

"Zengin..."

"Yani kendim için bir şey istediğimden değilde şimdi ben tek çocuğum. Dolayısıyla en az dört çocuk şart. Ehh! Çocuklarım azcıkda olsa bana benzerlerse onları doyurmak zor olucaktır." Parmağına sıkışan yüzüğe bakıp iç çekti. Bay küstahın yanında belli etmek istemese de ona hak vermişti. Bu kadar kısa sürede ne kadar kilo almıştı da yüzük parmağında çakılı kalmıştı.

"Bana tahammül etmeye çalışın gelecek nesil benden beter olacak diyorsun yani?"

Kadının küstah sözlerinin duymazdan gelip saymaya devam etti Ece. "Sıcak bir karakteri olmalı. Ne hata yaparsam yapayım beni affetmeli. Her zaman arkamda duracağını bilmeliyim ama öyle vıcık vıcıkda belli etmemeli hislerini. Kaybetmekten korkacağım biri olmalı. İlişkide ki dinamik çok önemli."

"Tabi tabi..."

"Sonra ilk aşkı ben olmalıyım, tabi son aşkı da. Ama öyle ömrü boyunca kadın görmemiş bir tipte olmamalı. Sonuçta gözü geç açılan daha çapkın olur derler. Kızlar peşinde olsun ama o hiçbirinin farkına varmasın."

"Bu maddeler geçen seferkiler ile neredeyse aynı?" Masanın üzerinde duran kalemlerden birini eline alıp sitresle evirip çevirmeye başladı görevli kadın." Sana henüz yeryüzünde böyle bir erkeğin olmadığını söylemiştim."

"Olmaz olur mu canım?" Oturduğu sandalyeden ayağa fırladı sinirle Ece. "Sanki çok bir şey istiyorum. Kıvanç Tatlıtuğ gibi gözleri ve bebeksi suratı olsun ama o kadar sarışın olmasın. Kenan İmirzalıoğlu gibi karizmatik ve uzun boylu olsun ama o kadar esmer olmasın. Barış Arduç gibi sevsin beni. Ben onun Defne'si olayım ama o her hatamı affetsin. Engin Altan Düzyatan gibi bir sesi Burak Özçivit gibi bakışları Serkan Çayoğlu gibi kasları olsun. Ve en önemlisi sadece beni istesin yanında, sadece beni." Düşük omuzlarını dik tutmaya çalıştı . "Çok mu bir şey istiyorum?" Karşısında ki kadının cevap vermesini beklemeden "Hayır." dedi. "Madem burası gökyüzü, ne istediğimi sormadan önce bana önce birileri cevap versin."

"Ne cevabı?"

"O mükemmel erkeği hak etmediğimi düşünüyorsun değilmi?" Masaya ellerini dayayıp kadına doğru eğildi Ece. "Peki o zaman Furkan'ın bana yaptıklarını hak edicek ne yaptım ben?" Titreyen sesine aldırmadan sağa sola bağırmaya başladı. "Birileri bana hesap vericek bu gün burada. Hani herkes hakettiğini yaşardı. Nerede benim ödülüm. Nerede benim Ömer İplikçi'm nerede benim Fatih Şekercizade'm. Ertan kılıklı Furkan'dan yedim darbemi ama ödülüm nerede benim?"

"Belki de görmüyorsudur? Tanışmışsındır etrafındadır ama..."

"Saçmalık..." Bağırışı yüzünden kalabalıklaşan odaya bakıp iç çekti. "Zaten buradan medet umanda kabahat. Elinde bilgisayar elli metre kare mekanda beyazlar içinde kaçık bir kızıl kafa.Sizin şimdiye ışıklı mışıklı bol aksiyonlu uzay işi bilgisayarlara geçmiş olmanız gerekiyordu. XP'ye değil."

"Tüm bunlar senin hayal gücün hayatım." Elleri birkaç kez yüzünün önünde gezdirdi görevli kadın sinirle. "Bu da dahil. Ben mutlu muyum sanıyorsun? İnsanlar beni Barbara Palvin Emily Didonato olarak hayal ediyorlar. Etraflarını da lüks saraylar içinde altın işlemeli koltuklar süslüyor. Senin hayal gücünde banka hesabın gibi fakirse ben ne yapayım."

"Ben fakir değilim bir kere." Kalktığı demir sandalyeye baktı iç çekerek Ece. Altın işlemeli koltuklar yerine neredeyse pas tutmuş olanları seçtiğine inanamıyordu. "Ben gidiyorum, çıkış nerede? " Az önce içeri girdiği kapıya doğru döndü. "Kendi mükemmel erkeğimi ben bulurum. Kimseye ihtiyacım yok." Görmeyi beklediği kapı yerine bomboş beyaz bir duvarla karşılaşmıştı. "Ne yani hapis mi oldum burada?" Sinirle etrafına bağırıp çağırmaya başladı. Görevli kadının üzerine doğru koşmuş paslı sandalyelerden birine takılıp yere yapışmıştı.

"Acımadı ki, acımadı..." Kapalı gözlerini zorla araladı. Görmeyi beklediği şey kızıl saçlı küstah bir kadının alay kokan yüz hatlarıydı.

"Henüz yapmadım ki?" Elinde dev iğne adım adım ona yaklaşan kıza baktı korku dolu gözlerle Ece.

"O ne için?" Üzerinde hastane kıyafetleri ne zaman nasıl yatırıldığını hatırlamadığı yatağın üzerindeydi.Gülümseyerek ona yaklaşan hemşireye eliyle dur işareti yaptı. Korku tüm bedenini ele geçirirken "Sakın bir adım daha atayım deme. Ciddiyim." dedi. Yatağın üzerindeki yastıkları eline alıp düşmanına doğrulttu. "Şakam yok atarım valla. Nişanımda iyidir, laz kızıyım ben."

"Tetenoz olma riskinize karşı bu iğneyi yapmak zorundayım."

Dediklerini duymazdan gelen hemşire ciddi bir suratla ona doğru yürürken çıplak ayaklarla yere atladı. Koşar adımlarla pencerenin önüne geçip camı açtı. "Atarım buradan kendimi . Bırak o iğneyi yerine."İğne yerine kızıl saçlı küstah sekreteri hatta kıl payı kurtulduğu odunlu zebanileri tercih ederdi genç kız.

"Altıncı kattayız. Üstelik sizde çocuk değilsiniz. Lütfen zorluk çıkartmayın."

Açık camdan aşağıya baktı korku dolu gözlerle Ece. Üçüncü kattan aşağı ölmeden atlamış olabilirdi ama buradan sağ kurtulması imkansızdı. Tereddüt ettiğini anlayan hemşire oralarında ki mesafeyi kapatmış dibinde bitivermişti. "Üzgünüm ama..." Elindeki yastığı hemşirenin başına geçirip "...bu kadar kolay pes edemem." diye bağırdı. Önce yatağın üzerine oradan da koridora açılan kapıya doğru koştu.

"Kaç kızım, kaç." Üzerinde hastane kıyafetleri çıplak ayaklarla hastane koridorunda peşinde ki hemşirelerden kaçıyordu. Etrafında onu yakalamak için çabalayan kişileri birbirine kattığı hastaneyi umursamayacak kadar korkmuş haldeydi. Evet cesur bir kızdı Ece. Üçüncü kattan atlayabilir bir hırsızla arkadaş olabilirdi. Daha önceden babası ile ava bile çıkmış Rize'nin ormanlarında kurtlara çakallara rağmen tek başına yalnız bir gece geçirmeyi eve sağ salim dönmeyi başarmıştı. Çoğu kıza göre eli sopalı ve erkeksi olduğu doğruydu ama söz konusu iğne olunca üç yaşında bir bebek kadar korkak oluyordu. Ardı sıra koşuşturan hemşirelere yenileri de katılırken "O şeyi bana yaklaştırmanıza asla izin vermeyeceğim." diye bağırdı. "Ölsem de olmaz, bırakın tetenoz olayım. Sizene canım."

Koridorda ki hastalar dahil herkes onun peşine düşmüş iş çığırından çıkmıştı. Kaçacak yeri kalmadığını anladığı an önüne gelen ilk kapıdan içeri daldı. Titreyen parmakları ile kapıyı kitleyip arkasına döndü.

"Nasıl yardımcı olabilirim."

"Şey..." Kapıdan gelen bağırışları bastırmak adına birkaç tiz kahkaha attı Ece. Çıplak ayaklarını birbirine sürterken "Benim bir ricam vardı da." dedi. Bakışları masanın üzerinde duran isimliğe değdiğinde "Baş hekim Haldun Paşazade..." diye mırıldandı. "Çok güzel, bula bula düşman hattının komutanını bulmuşum."

"Rican neydi?" Kısacık boyuyla dev kapıya dayanan kıza baktı gülümseyerek yaşlı adam. Kapıya inen yumruklar yüzünden yerinde sıçrayan kızı incelerken sırıtmadan edemiyordu.

"Önemli bir şey değil canım." Neredeyse sırtında ciğerlerinde hissettiği yumruklara aldırmamaya çalıştı Ece. Kilitli bir kapıyı bu kadar zorlamanın anlamı var mıydı? Üstelik burası bir hastane diye düşündü. Tamam o iğnelerden kaçmak adına sağı solu birbirine katmış olabilirdi ama can güvenliği söz konusuydu.Restoranlarda müşteri memnuniyeti önemliyse burada da hasta memnuniyeti önemli olmalıydı. Buradan kurtulduğunda ilk iş o güvenlik görevlisini Ege'ye dövdürmeyi aklının köşesine not aldı. "Küçük bir ricam olacak." Sinirlendiğini belli etmek adına kapıya cevap niteliğinde bir yumruk indirdi. "Eğer benim rehinem olursanız, yani buradan kurtulmam için.Çok memnun olurum."

"Rehine mi?"

"Evet." Dediği sanki sıradan bir şeymiş gibi gülümsedi Ece. "Söz veriyorum canınız yanmayacak." Dağını saçlarını düzeltip başhekime en sevimli pozlarından birini verdi. Shrek'te ki kedi şu halini görse kendinden utanır Polyanna masumluğun sembolü olmaktan vazgeçerdi. Söz konusu ince uçlu iğneler ve aşılar olunca her şeyi göze alabilirdi. Eğer kendi isteğiyle olmazsa zorla diye düşündü. Yaşamak için debelenmekten başka çaresi yoktu.

Continue Reading

You'll Also Like

187K 9.9K 15
Karşımda DNA testi ile ilgili zırvalayan doktora hiç dikkat kesilmedim.Bir anda kızın sevinç nidaları ile abime sarıldığını duydum.Abim ise beni yumr...
151K 6.7K 39
KLASİK BİR GERÇEK AİLE/ABİ KİTABI (Küfür yok) Berbat bir hayat yaşayan İlgi başka bir kızla karıştığını öğrenirse ve tek kız olursa ne olur?
574K 15.4K 16
24/03/2024 tarihinde düzenlenmiştir! "Dedim işte, sen babamızın yüzde 99,9 kızısın." Allah aşkına bu telefonda söylenir miydi? Tamam söyle diyen bend...
69.9K 3.6K 23
Hayatımdaki şanslarını hepsini kullanmış olabilirim.Çünkü bunun bir tek böylece açıklması olabilir!. Sıkıntıdan telefonumdan rastgele numara sallarke...