Gece

By zamanmakinesi5991

4.4K 85 2

Süper kahraman değilim. Aşk adamı hiç değilim. İşin kötüsü normal olmayı asla beceremiyorum.. Belki sebebi be... More

Günaydın
Kahverengi
Hormonlar
Neden ben?
Şansımdan bahsetmiş miydim?
İçki sağlığa cidden zararlı mı?
Kötü şakalar...
Tango
Kahve içmekten hoşlanırım.
Korku
Kim yağmurda ıslanmak ister?
Parçalanmak. Çok fazla parçalanmak..
Sana zarar veremem
Tek gecelik mutluluk
Hayaller ve Aile
Hamburger
Benimle gel
Huzur
Mısır Gevreği
Sessizlik
Sen bu aile için hiç bir şeysin..
Sonsuza kadar
2 ay
Mc Donald's
Siyah

Give me love

85 3 0
By zamanmakinesi5991


Yolda giderken benimle hiçbirşey konuşmamıştı. Ağzını açıp tek kelime etmemişti. Arada ona gergin bakışlar atıyordum. Bana dönüp bir kere bile bakmamıştı. Ne düşündüğünü her zaman merak ediyordum. Özelliklede dakikalarca gözlerimin içine baktığında ancak benimle iletişime geçicek tek harekette bulunmamıştı. Tek eli direksiyonda kaşları çatılmış bir şekilde yola bakıyordu. Üzerine giydiği siyah tişörtü kızgın bakışlarıyla korkutucu gözüküyordu. Bu yüzden bende sessizliğimi bozmamaya karar vermiştim. Ona karşı hissettiğim şeyleri neden daha önce hiç hissetmemiştim. Her şey oldukça farklıydı. Yanındayken yalnız hissedemiyordum. Sanki aramızda adını koyamadığım bir bağ oluşmuştu. 

"-Nereye gidiceksin?" dediğinde soruyu anlamaya çalıştım.

"-Eve döndüğümüzde mi?"

"-Evet"

"-Yanlış bir şey mi yaptım?"

"-Sinirliyim" demekle yetindi.

"-Neden?" derken vücudumu ona döndürmüştüm. Arabayı hızlı bir şekilde sağa çekti.

"-Sana kim vurdu?" dediğinde gözlerimi uzağa diktim.

"-Sana soru sordum" dediğinde elini koltuğumun yanına koymuştu.

 Ondan korkuyordum. Bakışları, söyledikleri. Bana tamamen tehlikeyi çağrıştırıyordu. 

"-Babam" dediğimde elimin tersiyle gözümden akan yaşı yakaladım.

"-O an onu gidip öldürebilirdim. Bir kadına vurulması düşüncesine dayanamıyorum. Zavallı" dedi. 

Sesi o kadar öldürücüydü ki yerimde huzursuzca kıpırdandım. Müzik sistemini açtı. Naptığını anlamaz bir şekilde ona bakıyordum.

"-Bu şarkıyı seviceğini düşündüm" dediğinde benim ne sevdiğimi nerden biliyor diye düşündüm.Şarkıyı merakla bekliyordum. Bir anda arabayı dolduran müziğe kulak kesildim.

  Give me love.. 

Neden bu şarkı? 

 Give me love like her,

Tıpkı onun gibi aşkını ver bana

Cause lately I've been waking up alone.

Çünkü son zamanlarda yalnız uyanıyorum  

Gözlerimi ondan ayırmıyordum. Sanki dünya durdu. Arabanın içinde değildik. Deniz kenarındaydık, yeşil çimlerin arasındaydık, koca bir uçurumun kıyısındaydık.

 Paint spotted tear drops on my shirt,
Lekeli gözyaşlarım t-shirtime damlıyor
Told you I'd let them go.
Sana onların gitmesine izin vereceğimi söylemiştim   

Birbirmize yürürken ona ulaşamıyordum. Aslında ona yaklaştığım her adımda biraz daha ondan ayrılıyordum.  Attığımız her adımda birbirimizin karşısındaydık. Gözleri sadece nefes alabilmem için vardı.

 And i'll fight my corner,
Kendi köşemde dövüşeceğim
maybe tonight I'll call ya,
Belki bu gece seni ararım
after my blood turns into alcohol,
Kanım alkole döndükten sonra
no i just wanna hold ya,
Hayır,sadece seni tutmak istiyorum
  

Burdaydı belki. Çok uzağımdaydı belki. Kanımdaydı, bedenimdeydi.

 Give a little time to me, we'll burn this out,
Bana biraz zaman ver, yakıp kül edeceğiz
We'll play hide and seek, to turn this around,
Saklambaç oynayacağız ve buraya geri döneceğiz
all i want is the taste that your lips allow,
Tek isteğim dudaklarını tatmama izin vermen
 

Yasaktı. Nefesi nefesimdeydi. Dudaklarımdaydı. Her an. Güldüğüm, ağladığım her an. İçimdeydi. Kimin olursa olsun. Kimi öperse öpsün. Bana ait tutkuydu.

  give me love 

Bana aşkını vericeğin birgün gelicek miydi? 

Şarkı bittiğinde ikimizde öylece duruyorduk. Bana baktığını hissettim. Çünkü ben ona bakmaya cesaret edemiyordum. Eğer dönüp bakarsam onu öpebilirdim. Bakışlarına karşılık vermeyince arabayı çalıştırdı. Yolculuk boyunca ikimizde konuşmayı reddettik. Havada asılı kalan çekimi onunda hissettiğin emindim. Evimin önünde durduğunda, ona döndüm.

"-Teşekkür ederim" dedim.

"-Rica ederim" dediğinde hala gözlerimin içine bakıyordu. 

"-Ben gidiyim o zaman" dedim

"-Tamam git o zaman" dedi. 

Gözlerini hala çekmemişti gözlerimden. 

Gözlerini benden çekmezssen gidemem..

Dudaklarını yaladığında gözlerim istemsiz olarak dudaklarına kaydı. Hemen bakışlarımı yukarıya kaydırdım. Gözlerini dudaklarımda yakaladığımda hızlanan kalp atışlarımı duyabiliyordum.

"-Gidiyorum" dedim.

"-Git" dediğinde dudaklarıma bakıyordu. 

Şurdan siktir git artık.. 

Kapıyı açtığımda diğer kolumu yakaladı. Tenime değen eli bedenimi yakıyordu. Gözlerimi bileğimi tutan ellerine sabitledim.

"-İyi geceler" dedi.

"-İyi geceler" diyip arabadan indim.

 Eve girdiğimde koşarak merdivenleri çıktım. Kendimi yatağa attığımda midem uzayda süzülüyordu sanki. Neydi bu hissettiğim. 

Al bunu benden..

^^^^^^^^

Costa'yı çok özlemiştim. Zevkle müşterilerin kahvelerini hazırlıyordum. Arada Michael'la konuşup gülüşüyorduk. Saatin öğleni geçtiğini fark etmemiştim. 

Onun yanında hiçbir boku fark etmiyorsun zaten Jess.. 

Rachel kapıdan girdiğinde koşarak yanıma geldi. Boynuma sarıldığında bir süre nefes alamadım. Bir gün beni severken öldürücekti..

"-Tanrım olanları duydum. İnanamıyorum. Annen iyi dimi? Daha fazla orda kalıcağını düşünmüştüm. Gerçekten çok üzüldüm" dediğinde yine nefes almadan konuşmuştu.

"-Sakinleşir misin? Dönmem gerekti. Annemin ameliyatı iyi geçti. Bugünde Jason'la konuştum. Durumu iyiye gidiyormuş" dedim

"-Neden dönmen gerekti" dediğinde bakışları oldukça şüpheciydi.

"-Bunu sonra konuşuruz" dediğimde peşini bırakmıycağını biliyordum. Michael konuşmamızı bölerek

"-O zaman aşağıya inme vakti" dedi. 

Sanırım beni kurtarmıştı.. 

Rachel'la ellerimi kaldırarak masum bakışlar attım. Koşarak Michael'ın arkasına takılmıştım. Aşağıya indiğimizde üzerine önlüğünü geçirdi.

"-Bana çırpma kaplarını ve unu ve şekeri getirir misin?" dediğinde oldukça ciddiydi. 

İşini önemsemesi her zaman hoşuma gidiyordu. Ona itaat edip malzemeleri ve kapları çıkarıp önüne koydum. 

Seni izlemeye bayılıyorum.. 

Dediklerini yaparken bundan oldukça keyif alıyordum. Tam yanında durup, çırpma kapında harcı çırpmasını izliyordum. Parmağına kaba daldırınca kaşlarımı çattım. 

Ne bokum yapıyordu? 

Daha nolduğunu anlayamadan karışımı burnuma sürmüştü.

"-Hey! Naptığını sanıyorsun?" diye bağırdım.

"-Bence böyle daha güzel oldu" derken gülüyordu. 

Savaş.. 

Parmağımı harca daldırıp yanağına sürdüğümde bu sefer ben gülüyordum. Kalanını ağzıma götürüp yalamıştım. Dudaklarıma kayan gözlerini saniyelikte olsa yakaladım.

"-Bana savaş açamazssın " dedim.

"-Öyle mi düşünüyorsun" derken iki elini kaba daldırdığını görünce tezgahın öbür tarafına koştum.

"-Napıyorsun?" derken katıla katıla gülüyordum. Sağa adımımı atınca oda aynı hamleyi yaptı. 

"-Tamam haklısın, çok cıvıttık. Kurabiyeleri yetiştiremiycez" dedi iki elini havaya kaldırarak. Böyle pes edersin işte. Tezgahın kenarında ki peçeteyi alıp yüzümü silmeliydim. Oraya yürüken beni sıkıştırmıştı. 

Sen tam bir göt beyinsin cidden pes ettiğini mi düşündün Jess..

 Yanıma yaklaşırken geri geri gidiyordum. Biraz arkamda duvarla sırtım birleştiğinde korkarak ona bakıyordum. Bana doğru gelirken aklımdan milyonlarca şey geçti.

  Keşke beni öpsen.

Aramızda 1 adımlık mesafe kalınca durdu. İkimizinde nefesleri hızlanmıştı. 

Kim bilir ne düşünüyorsun? 

Sağ taraftan peçeteyi alırken gözlerini bir an olsun benden ayırmadı. Yanağımda ki harcı silerken ona aptal aptal baktığıma eminim. Sildikten sonra uzaklaşmasını bekledim. Yüzlerimizin arasında milimler azalmıyordu. Benden uzaklaşmıyordu.Tam bana bir adım atarken merdivenden gelen ayak seslerini duyunca ikimizde kafamızı o tarafa çevirmiştik. Rachel görüş alanımıza girince bir süre bizi inceledi. Kesinlikle yüzündeki bakış çok komikti. Michael'da bende gülmeye başladık. 

Gülüşün..

"-Sanırım ikinizinde güzel bir kahveye ihtiyacı var" dediğinde Rachel, Michael'ında benimde gözlerimin parladığına yemin edebilirim. Merdivenleri çıkmaya başladığımızda uzun zamandır bu kadar mutlu hissedemediğimi düşündüm. Tezgaha kollarımım dayayıp, Rachel'ı izlerken aklımda milyonlarca düşünce vardı. Kahvelerimizi hazırlayınca, çantamdan sigaramı çıkardım. İkisini elimde tuttuğum için kapıyı açamadım. Gözleri gözlerimle buluşunca sırıttı. 

"-Tabiki kapıyı senin için açarım" dediğinde kelebekler içimde dans ediyordu. 

Çıkıp ilk olarak sigaramı yaktım. Masanın üstünde ki telefonu çalmaya başladı. Kızıl kafayla birbirlerine sarılı olan fotoğrafları ekranda çıkınca kafamı yola çevirmiştim. İçimde birşeyler öldü sanırım. Yada soldu. Çünkü tüm renkler bir anda siyah beyaz olmuştu. 

O senin değil Jess



Continue Reading

You'll Also Like

667K 19.2K 26
(Cinsel içerikli sahneler, yaş farkı ve daddy isuess içermektedir.) Ölü çocukluklar yaşamaya devam eden ölü insanlar doğurur... Kapak @-necirvan a ai...
744K 46.4K 50
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
1.1M 36.5K 40
Bir öğretmen ve bir mafya ? Bir kuralsız kaç kuralı birden yıkabilir ? Aşkın, acının ve heyecan kol gezdiği bir hikaye... Rüzgar&Mehir aşkına birlikt...
850K 38.7K 28
Not: Kitapta +18 unsurlar mevcuttur.. ........................................ ~ZS~....................................... Kına yakmak kendini adama...