Şansımdan bahsetmiş miydim?

186 6 0
                                    


Dünyadaki en şanssız insan ben olabilirdim.Neyi tutsam elimde kalma durumuna çoktan alıştım.Tabi ki bu şekilde yaşamak zordu. Emma'nın Costa'yı devrediceğini söylemesi, kendi lanetim hakkında bir kez daha düşünmeme neden olmuştu. Herşeyin benim şanssızlığımla bir ilgisi olmalıydı. Can sıkıcı bir şekilde iç geçirdim. Keşke olayları yoluna koyabilmemin bir yolu olsaydı. Emma'nın bu hali 3 saattir beni perişan ediyordu. 2 telefon konuşması yapıp, emlakçılarla konuşmuştu. Bu da bana olayın ciddiyetini kanıtlamıştı. İnsanlarla tanışmayı sevmiyordum. Yeni bir patronum olmasını da istemiyorum. Emma ile ilişkimiz çok güzeldi. Derin bir iç çekişin ardından telefonuma baktım.Kızlar gruptan mesaj atmışlardı

Emily

"Akşamı unutmadınız ? :)"

Adriana 

"En seksi kıyafetlerimi hazırladım bile :)"

Emily

"Ben bu konuda baya kararsızım şeytan !"

Adriana

"Kombinlerin fotoğraflarını at sana yardım edeceğim prenses !"

telefonun son titreşimiyle yazmaya karar verdim.

"Gerçekten şu an bok içinde yüzüyorum. Emma Costa'yı devrediyor.. Akşam bana içki ısmarlamak zorundasınız !"

yazıp gönder'e bastım. 

Telefonumu cebime yerlestirip gelen müşterilerle ilgilendim. Bütün gün düşüncelerimin içinde boğulmaya devam etmiştim. İlk defa Costa'yı kapatmak için saatleri saymıştım.Emma'nında keyifsiz olduğu yüzünden okunuyordu. Costa'yı kapatma saatimiz geldiğinde Emma'ya sevecen bir veda edip sonra eve doğru yola koyulmaya başladım. Partiye gitmeden önce üstümü değiştirmeliydim. Belki güzel giyinirsem güzel hissedeceğimi düşünüyordum.Eve girip, merdivenleri tırmanmaya başladım.Odama girdiğimde kendimi yatağa atıp kendime hareketsiz bir 5 dakika verdim. Yorulmuştum.

Hadi Jess götünü kaldırıp hazırlanman lazım.. 

 Dolabımın kapaklarını açıp, yere oturdum.Bugünün rengi ne olmalıydı? Kırmızı fazla hayatın içinden. Kırmızı elbisemin üstüne çarpı işareti yaptım. Mavi elbisemin dekoltesine aşık olsamda, bugün ruhum mavinin tonları kadar açık değildi.Siyah elbisemde gözlerim durdu. Bu en sevdiğim siyah elbisem çünkü tam siyah diyemezssiniz, gece gibi. Sanki gökyüzündeki yıldızlardan üzerine serpiştirmişsiniz hissi veriyordu.Parlaklığı gerçekten gece kadardı. Kısa oluşu, vücut hatlarımı sıkı sıkıya sarışı ve vurucu gögüs dekoltesi bu gece için aradığım şeydi. Aynadaki yansımama baktığımda, kendimi güçlü hissettim. Hafif göz makyajımıda tamamladıktan sonra hazırdım. Ayaklarıma giydiğim kalın topuklarımla tamamlanmıştım.Gitmeden Jack'e uğramaya karar verdim. Birlikte gidebilirdik. Odası bir üst katta olduğu için merdivenleri tırmandım ve kapısını tıklattım. 

"-Hey ben Jess" diye bağırdım.

"-Geliyorum" dedi.

Ancak sesi boğuk geliyordu. 1 dakika bekledikten sonra kapının açılması sesi kulaklarıma doldu. Neden üst bedeni çıplaktı umarım alt kısımda çıplak değildir. Gözlerimi hafif aşağıya kaydırdığımda havluya sarılı olduğunu gördüm.Gülümsedim. Gözlerimin en derinlerine bakarak karşılık vermişti.

"-Çok güzel gözüküyorsun. Daha sık böyle şeyler giymenin hiç bir şeye zararı dokunmaz biliyorsun"

"-Tabi bazı zararları olabilir biliyorsun" 

Bana bir adım yaklaşıp beni kendine çekti.Odanın kapısını kapatıp beni kapıya dayadığında gözlerini gözlerimden ayırmayarak bana meydan okuduğunu biliyordum. Dudaklarını dudaklarıma sürttüğünde, iç çekişim çok gecikmedi. Ellerimi gögsüne koyup, sıcaklığının tadını çıkardım. Ve dudaklarını kabul ettim. Güzel bir kabul edişti. Sıcak ve tatlı nefesi gerçekten beni baştan çıkarmıştı.Beni kapıyla arasında daha çok sıkıştırmaya çalıştı. Elleri gögüslerimde, kalçalarımda gezinirken çok yanlış bir ateşi yakmıştı.Nefes almak için ayrıldığımızda onu durdurdum.

"-Partilere asla geç kalmam" dedim nefes nefese.

"-O zaman hazırlanmaya başlasam iyi olur" dedi sırıtarak. 

Arkasını dönüp havlusunu yere attığında, güzel sıkı poposuna selam vermek zorunda kalmıştım.

GeceWhere stories live. Discover now