Tek gecelik mutluluk

187 3 1
                                    

Eve gittiğimizde Ezra bizi mis gibi yemek kokularıyla karşıladı.  Fırında yaptığı tavukla midelerimize güzel bir ziyafet çekmiştik. Isabel ve Brenda Grace'i arayıp buraya çağırmıştı. Geldiğimizi bilmediği için ona büyük süpriz olucaktı. Terasta sigaramı içerken, Yün hırkama biraz daha sarındım. 

Dönünce napıcam?.. 

Sürekli düşünmek kalbime ağır geliyordu artık. Bazen sadece dünyadan toz bulutu olup kaybolmak istiyordum. 

Keşke başarabilsen Jess.. 

Bu zamana kadar yaşadıklarım keşke hayatımı kolaylaştırabilseydi. Hep uzaktan mutluluklara baktım. Bir dönem umut doluydum. Aşk romanları kitaplığımdan eksik olmazdı, hüzünlü sevgi dolu filmlerde ağlamayı çok severdim. İnsanlara inanmayı, umut etmekten pes etmiyceğimi düşünürdüm. Michael içimdeki bu duyguları uyandırmıştı. Ne kadar korksamda inanığım şey o aşk romanları, ağlamalı filmler olmuştu. Sanırım kararımı vermiştim. Costa'da kalıcaktım. İçime serin havayı çektiğimde daha rahatlamış hissediyordum.

  Gülümse.. Gülümsemek güzeldir.. 

Sigaramı söndürüp içeriye girdiğimde, Brenda'nın üzerinde bornozuyla oturduğunu gördüm.

"-Sanırım herkes duşa giriyor?" dedim koltuğa oturarak.

"-Grace birazdan burda olur hazırlanmalıyız." dedi saçlarını kurutarak Brenda.

"-Peki Grace ne giyinicek?"

"-Annesi onun için inanılmaz bir kıyafet yolladı bize. Gel sana gösteriyim" dedi Brenda ayağa kalkarak. 

Cİdden merak ediyordum bu yüzden  ayağa fırlayıp onu takip ettim. Şirin odaya girdiğimizde dolabın sapına asılmış olan beyaz küçük taşlardan oluşan elbiseye bakakaldım. Hayatımda bu kadar masum birşey görmemiştim. Uçuş uçuş olan tülleri, yukarıda daha sıkı bir şekilde tasarlanmıştı. Grace'in bedenini sıkı bir şekilde sarmalayacağı kesindi. 

Umarım rahat nefes alır..

"-Mükemmel dimi?" dedi Brenda eteğin uçlarından tutarak.

"-Tek kelimeyle bayıldım. Ona çok yakışıcaktır" dedim gülümseyerek. 

İkimizde kapının çalınma sesiyle birbirimize baktık. Kapıya doğru koşmaya başlamıştık.

"-Çabuk saklanın" dedi Isabel fısıldayarak. Adriana ve Emily'le birlikte kapının arkasına dizildik. Gülüşlerimizi bastırmak için ikisine de kızgın bir bakış yolluyordum. Isabel kapıyı açınca Grace'in içeriye girdiğini gördüm

"-Tanrım gerçekten çok yoruldum" dedi Grace bezgin sesiyle. 

Cümlesini bitirdiği anda hepimiz üzerine atlamıştık. Neye uğradığını şaşırıp bize dönünce yüzündeki şaşkınlık ifadesi yerini tuhaf ve mutlu bir gülümsemeye bırakmıştı.

"-Siz burda ne arıyorsunuz?" diye şakıdı kollarını hepimize sararken.

"-Bugün burda bulunuş  amacımız bu şehri bu akşam burda dağıtmak" dedim her cümlemin sonuna bastırarak.

"-Unuttunuz sanmıştım" dedi şaşkın yüz ifadesiyle.

"-Bazen senin beyinsiz olduğunu düşünüyorum" dedi Isabel.

"-Elbisen ve sana lazım olucak herşey hazır hazırlanmaya başlasan iyi edersin çünkü kendi partine geç kalmak istemezssin sanırım" dedi Brenda kaşlarını havaya kaldırarak.

"Siz gerçekten orospusunuz!" dedei Grace hepimize sarılarak..

^^^^^

Aynada ki yansımama baktım. Sanki karşımda duran insan ben değildim. Kırmızı üst tarafı dar olan elbisem gögüslerimi yukarıya kaldırmıştı. 

GeceWhere stories live. Discover now