Hayaller ve Aile

112 2 0
                                    


Sabah uyandığımda başım çatlıyordu. Dün o kadar çok eğlenmiştik ki aklıma gelince yeniden kafam sızlamaya başladı. Bugün artık geri dönmeliydik. Kimsenin uyanmamış olduğunu fark ettim. Mutafaga doğru sarsak adımlarla yürümeye başladım. Sigara ve kahve içmeliydim. Suyu ısınması için koyduğumda camdan bakmak için kafamı dışarıya çevirmiştim. Hava oldukça güzel gözüküyordu. Sanırım sıcak havalardan hoşlanmıyorum.. Suyum kaynayınca kahvemi hazırladım. En sevdiğim kısıma gelmiştik. Sigaramı yaktıktan sonra mutfaktaki şirin sandalyelerden birine oturdum. Kızlar uyandıktan sonra yola çıksak iyi olucak diye içimde geçirirken telefonumun yanan ışığı dikkattimi çekmişti. 

Michael

*İyi misin?

Mesajını görünce istemsiz yüzüme sıcak bir gülümse yayıldı. Beni merak etmişti.  İş icabı sorduğunu bilsem de yazarken ellerimin titremesine engel olamadım.

*Daha iyiyim peki sen? 

yazıp göndere bastım. Telefonu alıp mutfaga gitmeye başlamıştım ki telefonum elimin içinde çalmaya başladı. Michael yazısını görünce kalbimin kanatlanıp uçup gitmeye çalıştığını sandım. Çünkü öbür türlüsü imkansızdı. Onu görmeyeli koca 2 gün olmuştu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

"-Nasıl oldun? Daha iyi misin ? " dedi yumuşak sesiyle. 

Sen varsan ben hep iyiyim...

"-İyiyim teşekkür ederim. Yarın işe dönücem merak etme"

"-Onun için aramadım Jess. İyi olup olmadığını öğrenmek için aradım. Birşeye ihtiyacın var mı?" dedi. 

Sana ihtiyacım var..

"-Teşekkürler yarın görüşürüz." 

"-Görüşürüz Jess" dedi. Telefonumu kapattığımda mutsuz hissediyordum Duygularımı kontrol etmekte gerçekten çok zorlanıyordum. Daha önce başıma hiç böyle birşey gelmemişti.Bana neler olduğunu anlayamıyordum. Belki kontrol manyağı değilim ama, bilmediğim şeyleri hissetmek beni korkutuyordu sanırım. İçim sıkılmıştı yine, derin bir nefes verip kızları uyandırmaya gittim. Hazırlanmalıydık. Odaya girdiğimde ikisininde salyasının aktığını gördüm. Az da olsa neşem yerine gelmişti.

"-Hey uyanma zamanı!" dedim sert sesimle. 

Sert olmalıydım yoksa asla uyanmıycaklarını biliyordum. Küçük homurtular duydum. Ama ne anlama geldiğini anlayamadım. 

"-Kızlar eşyalarımı hazırlıyorum ve 1 saate çıkıyoruz. Haberiniz olsun" diyip odadan çıkmıştım. Küçük sırt çantamı hazırlamaya koyuldum.

1 saat sonra

Kızlara veda etmekten her zaman nefret ediyordum. Keşke hep birlikte olabilseydik. Yanlarında olamadığım her an, yanımda olamadıkları her an, bigün telafi edicek şansımız olurdu umarım. Trene doğru ilerlerken son bir kez hepsine dönüp baktım. Yüzlerinde ki hüzün hep aynıydı. Kocaman el sallayıp, son kez buruk bir gülümseme gönderdim hepsine. Trene bindiğimde tek hissettiğim geceden kalma baş ağrıları ve bulantılardı.

"-Başım sikiliyor" dedi Adriana elini alnına götürerek.

"-Al benden de o kadar" dedi Emily katıldığını belli ederek.

"-Çocuklar yol boyunca uyuyabilir miyiz? Çünkü konuşucak gücüm yok.." dedim bitik sesimin son kırıntılarını kullanarak.

"-Harika bir fikir" dedi Adriana. 

GeceWhere stories live. Discover now