Mısır Gevreği

72 2 0
                                    


Sabah her zaman ki saatimde uyanmıştım. Dün akşam hazırlanma telaşına düştüğüm için  yemek yiyememiştim.Gurulduyan karnımın hemen çaresine bakmalıydım.Koltukta doğrulup  ayaklarımı aşağıya sarkıtıp sarsak bir biçimde mutfağa ilerlemeye başladım. Umarım yiyicek birşeyler bulabilirdim. Dolapları karıştırmaya başladığımda sanırım ilk andan aradığım şeyi bulmuştum. Mısır gevreğini elimde tutup, kaselerin yerine bakmaya başladım. 3. denemede kaseleride bulduğumda mısır gevreğimi sütle buluşturup yemeğe koyuldum. 

Tanrım ne ara bu kadar acıkmıştım.. 

Camdan bahçeyi izlemeye koyuldum. Huzurlu gözüküyordu. Hayat hiç bir zaman hayallerinizi gerçekleştirmenize izin vermiyordu. Onunla birlikte yaşadığımızı hayal ettim. Belki sonsuza kadar olmazdı, ama mutlu olabilirdik. O bahçede bizi hayal ettim. Kendime acıyordum. Bu kadar aptal olamazdım.

Böyle şeyler düşünmemelisin Jess

"-Günaydın" dediğindeyerimde sıçradım. 

Üzerimde ki tişörtün kısalığından ötürü ve izinsiz bir şekilde mutfağında mısır gevreği yediğim için utanmıştım. Üzerinde tişörtü yoktu. 

Ölmek için mükemmel bir gün..

"-Günaydın, şey ben özür dilerim. İzinsiz mutfağına daldım" dedim elimde ki kaseyi tezgaha bıraktığımda. Onda anlayamadığım birşey vardı. Telaşlı hareket ediyordu. Bana bakmamaya özen gösteriyordu.

"-Problem değil. Birşeyler atıştırıp çıkalım olur mu?" dediğinde gözlerime bakmamıştı. Kasemi alıp lavaboya doğru ilerlerken karşı karşıya kalmıştık. Ben sağa çekildiğimde oda sağa çekildi, sonra ben sola çekildiğimde oda aynı anda sola çekildi. Kollarımdan beni kavradığında içine çektiği derin nefesi duyabilmiştim, bu sefer gözleri gözlerimin içindeydi. Dudaklarını yalayıp kafasını sağa çevirdi. Neden böyle davrandığını anlıyamıyordum.

"-Jess" dedi zor çıkan sesiyle. Tutuşunu değiştirmemişti. 

Öp beni..

"-Michael" derken sesim fısıltıya dönüşmüştü. 

"-Giyinsen iyi olucak. Çıkalım" dedi boğazını temizlerken. Hayal kırıklığını kucaklarken bedenim hiçte sakin değildi.

"-Benim eve uğramam lazım ilk önce bu kıyafetle Costa'ya gelemem"

"-Tamamdır. Ben seni eve bırakırım. Sonra ordan birlikte Costa'ya geçeriz" dediğinde ses tonu buz gibiydi. Kafamı sallamakla yetindim. Beni mutfakta bırakıp gitmişti. 

Sen tam bir bok beyinsin.. 

Arkasından köpekler gibi baka kalmıştım..

^^^^^^

Costa'ya geldiğimizde işlerimizin başına dönmüştük. Şu sıralar bir şeylerle meşgul olmak bana iyi hissettiriyordu. Arada sırada ona kaçamak bakışlar yolluyordum. Bazen göz göze geliyorduk. Öyle anlarla süratli bir şekilde kafamı tam ters yöne çeviriyordum. Kendimi daha ne kadar işime verdiğimi hatırlayamazken Rachel'ın sesi kulaklarıma doldu.

"-Selam" dedi neşeyle. Gerçekten hiç enerjim yoktu.

"-Selam hoşgeldin" derken sesimin zoraki neşesini anlıycağını biliyordum. Tezgahın arkasına geçip yanıma ulaştı.

"-Noldu" 

"-Birşey yok" dediğimde gözlerini kısmıştı bile.

"-Seni yeterince iyi tanıdığımı biliyorsun dimi?" 

GeceOn viuen les histories. Descobreix ara