Jack'in hazırlanmasını beklemek benim için zorlu bir süreçti diyebilirim. Ama kesinlikle uslu durdum. Jack'le birlikte yola koyulduğumuzda hava hafif serindi, yüzüme çarpan serinliğin bedenimi de kucaklaması bir olmuştu. Jack'le kollarımız birbirine değe değe aylak aylak yürüyorduk. Jack bana dönerek
"-Costa'da işler nasıl? Kahvelerinizi çok özledim" dedi çarpık gülüşüyle
"-Çok iyi gittiğini söylemem"
"-İşler kötü mü gidiyor?"
"-Fazlasıyla kötü. Emma Costa'yı devretmeye karar verdi." dedim. Yüzünü buruşturarak bana döndü.
"-Bu gerçekten kötü haber. Yeni iş aramaya başladın mı?"
"-Emma Costa'da kalmamı sağlayacağını söyledi. Yeni bir patrona alışmanın pek benlik olmadığını biliyorum. Her kim gelirse anlaşamıycağımızı biliyorum. Ama bu iş benim benliğim. Bırakmak istemiyorum." dedim.
"- Sen mücadeleyi asla bırakmazssın. Eminim bir çözüm bulacaksındır" dedi umut dolu ses tonuyla.
"-Umarım" diyip Casablanca'nın kalabalık girişine baktım.
"-Geceye hazır mısın?" dedim muzip sesimle.
"-Her zaman" dedi tehditkar sesiyle.
5 dakika sonra içerideydik. 2 kat aşağıya inmiştik. Eski koyu,cilalı parkeler insana 90'lı yılları anımsatıyordu. Hafif ter kokusu, damarlarınızın içine dolan müzik sizi ilk girdiğinizde sarhoş edebilirdi. Kadınların üzerlerindeki seksi kıyafetler ortama daha heyecanlı bir hava katıyordu. Kalçalarım müziğin ritmiyle hareket ederken sanki daha da güçlendim. Jack hemen arkamdaydı. Bara doğru ilerlerken kızları içki sırasında hemen barın önünde gördük. Yanlarına yaklaştığımızda bizi neşeyle karşılayıp, öptüler. Tanrım ikisi de inanılmaz seksiydiler.
Keşke sevgili olabilseydik.
İçimden bu düşünceye güldüm.
"-İçkileri kim ısmarlıyor bakalım" diye sordum muzipçe.
"- Her zamankinden?" diye kaşlarını kaldırdı Emily.
"- Tabi ki !!" diye bağırdım.
Arkamı dönüp ortamı süzmeye başladım. İyi parçalar olduğunu söyleyebilirdim. İçkilerimizi kısa bir sürede almıştık.
"-Emma gerçekten Costa'yı devrediyor olamaz dimi?" dedi Adriana şüpheci ses tonuyla.
"-Tam olarak bu bok gerçekleşiyor"
"-Napmayı düşünüyorsun?"
"-Şu an için tek düşündüğüm ölene kadar içmek" diyerek güldüm.
Biralarımızı tokuşturduğumuzda herkesin keyfi çoktan yerine gelmişti. Kafamı Jack ve Emily'e çevirdiğimde konuştukları konuyu anlamaya çalışıyordum.
"-Ne konuşuyorsunuz" diye bağırdım.
"-Emily'e platonik aşkını sordum" dedi Jack.
"-Şu seksi platonik aşkın?" dedim kaşlarımı kaldırarak.
"-Seksi,yakışıklı,piç, orospu çocuğu olan mı?" diye destekledi Adrianada..
"-Evet şu seksi, yakışıklı,piç, orospu çocuğu olan. Bazen kalbinize söz geçiremezsiniz çocuklar. Eğer bugün partiye gelirse onunla konuşucam.Bunu yapıcam"diye şakıdı Emily.
Adriana ve ben ıslık çalarken, Jack'te alkışlıyordu.
"-Bu akşam birilerinin yüzü gülücek" demekle yetinmiştim.
Ortam daha da kalabalıklaşmaya başlıyordu. Bedenime sürtünen bedenlere itinayla cevap veriyordum. Hepimiz kendimizi dans etmeye vermiştik. Bu sıcak ortamı seviyordum. Adriana'nın kulağıma eğilmesiyle dans etmeye ara vermiştim.
"- Tatlım, şu an bu ortamı mükemmel yapabilcek en güzel şey var yanımda" dedi.
"- Sen gerçekten orospusun " diye şakıdım.
Emily ve Jack'i kollarından sürükleyip yangın merdivenine gittik. Emily ve Jack oldukça şaşkın gözüküyordu. Bu hallerine içimden gülmeden edemedim.
"-Eğlencemi bölmenizin umarım geçerli bir sebebi vardır" dedi Emily.
Adriana Emily'e el hareketi çektikten sonra küçük çantasını karıştırdı ve içinden sardığı otu çıkardı.
"-Özür dilerim kızlar tam bir orospuyum" dedi Emily muzip bir tavırlaJack çoktan merdivenlere kurulmuş bize gülüyordu.
"-Size hayranım cidden" dedi .
Elimizde iki adet olduğu için şanslıydık. İçtikten sonra içeriye doğru yola koyulduk. Karanlık ışıklar beni çoktan içine hapsetmişti. Kendimi içeri girerken tanrıça gibi hissediyordum. Şarkının bas kısımları kanımda patlıyordu resmen. Bedenime, vücuduma girişi kalp atışlarımı hızlandırıyordu. Kalabalığı yararak orta kısma ilerledim. İnsanlar bedenime çarptığında 100 misli hissedip hepsinin yüzlerini beynime kazımaya çalıştım. Kollarımı yukarıya kaldırdım. Gözlerimi kapadım. Bileğimi diğer elimle kavrayarak, kolumdan aşağıya iniyordum. Kalçalarımı her bas kısımda daha çok hareket ettiriyordum. Bedenime yaslanan bedenin sıcaklığını hissettim. Önüme dönmedim. Ellerimi boynuna götürdüm,saçlarını okşadım. Onun o olduğunu hayal ediyordum. Bedenim yanıyordu sanki. Kalçalarımı kasıklarına daha da bastırdım. Gögüslerimi avuçladığında , o gözlere bakmak istedim. O gözlerden gözlerimi ayırmamak istedim. Hatta o gözlerde boğulmayı göze almak istedim. Önüme döndüğümde hayal kırıklığım öyle çabuk esir aldı ki beni oldukça şaşkındım. Onun olmadığını tabi ki biliyordum. Karşımda duran iyi bir parça vardı. Mavi gözleri ona soğuk bir hava katsa da, tutuşunun size hiç soğuk hissettirmediğini söylemeliyim.Dudaklarını esir aldım. Beni kahverengilerden çekip almasına izin verdim. Düşünmek istemiyordum.
Artık nefes almam gerektiğine karar verdiğimde çocuğa gülümseyip kalabalıktan çıkmaya çalıştım. Kızları aramak için etrafıma bakınıyordum. Neden onları hep içki sırasında buluyordum? Yanlarına doğru ilerledim..
"-Dans ettiğin çocuk için puanımızın 7.5'tan 8 olduğunu bildirmek isterim " dedi Adriana.
"-7.5 verenin Emily olduğunu biliyorum" dedim sırıtarak.
"- Zor beğendiğimi bilirsin" dedi Emily bilmiş bir tavırla.
Etrafıma bakındım ama Jack'i görememiştim. Öpüştüğümü görse bile bozulmıycağını biliyorum çünkü biz sevgili değildik. Onu bu yüzden gittiğimiz çoğu yere çağırıyorum.
"-Jack nerde?" dedim kızlara dönerek. İkisi de aynı anda sırıtarak köşedeki duvarı işaret ediyorlardı. O tarafa döndüğümde sarışın bir hatunu öptüğünü gördüm. Gülümsedim.
"-Sanırım herkes hayatından memnun" dedim.
"-Kızlar sıçtım ben" dedi Emily. Adriana ve ben aynı anda kaşlarımızı çattık.
"-Seksi,piç ve orospu çocuğu burda" dedi Emily sıkkın bir ses tonuyla.
Adrianayla kahkalarımızın birbirine karışması bir oldu.
"-Siz gerçekten çok kötü orospularsınız" dedi Emily düşman ses tonuyla.
"-Gecenin başında dediğini hatırlatmamıza gerek yok sanırım" dedi Adriana.
"-Bok kafalılar" diye bağırdı Emily.
"- Bu gece bu görevi tamamlıycaksın. O çocuğa git ve konuş" dedim diplomatik ses tonumla.
Söylediklerim ona iyi gelmiş olacak ki bordo dar elbisesinin içinde dikleşti. Omuzlarına gelen sarımsı saçlarını geriye savurdu. Uzun ışıltılı küpeleri sallanınca ona daha seksi bir hava kattı.
"-Bu akşam o çocuk benim.."
Emily
Adımlarımı yere vururken kendimden çok emindim. Yanından geçtiğim birkaç çocuk bana en güzel gülüşlerini gönderdi. Kafamı çevirip hedefimin yanına yürümeye devam ediyordum. İnsanların arasından geçerken gözleri beni bulmuştu.Gözlerini gözlerimden ayırmadım. Sanırım istesemde bunu yapamazdım. İnsanlar yavaşlamışken, müzik yavaşlamışken her saniyenin tadını çıkardım. Gözleri aşağıya kaydı.Gögüslerimde, bacaklarımda dolandı. Gözleri beni bulduğunda, ateşi gördüğüme yemin edebilirim. Yanında 3 tane kız vardı. Kızların hepsi aynı anda bana döndü. Gözlerimi ondan hiç ayırmadım.Yüzlerimizin arasında 5 cm vardı.
"-Benimle dans etmeye değer birilerini aramıştım" dedim ve yavaşça dudaklarımı yalayıp devam ettim.
"-Ancak yanlış gelmişim" dedim ve arkamı döndüm. Kolumu tutan el yüzünden gidemedim. Aslında tenime değen tutku yüzünden gidemedim.
"-Daha iyi bir fikrim var" dedi erkeksi ses tonuyla.. Kafamı ona çevirdiğimde içimde dolup taşan şeyin ne olduğunu düşündüm. Kolumdan çekerek beni yangın merdivenine sürüklüyordu. 4 kat çıktık sanırım. Çatıya gelmiştik. Bütün şehir ayaklarımızın altındaydı,ışıklara bakakaldım Derin bir nefes aldığımda elini belimde hissediyordum.
"-Beğendin mi?" dedi.
"Burda ölebilirim" dedim. Manzaram o kadar güzeldi ki ölmek için daha mükemmel yer olamazdı...