Kızdan Mafya!

By ucan_kedi

486K 15.6K 1.1K

More

Kızdan Mafyada Olurmuş! -DÜZENLENECEK-
1. Bölüm -DÜZENLENECEK-
2.Bölüm -DÜZENLENECEK-
3. Bölüm -DÜZENLENECEK-
4. Bölüm
5.Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
Üzgünüm :(
Açıklama
31. Bölüm
32. BÖLÜM
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
Uyan Ey TÜRK!
36. Bölüm
37. Bölüm
Özürlerimi İleteceğim Maalesef

27. Bölüm

6.2K 246 13
By ucan_kedi

Hepinizi seviyorum, iyi okumalar.

♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫

* Ama bu adres yeni evi.
(Brian)- Neredeymiş? {İng}
+ Yeni evinde.
{İng}
(Brian)- Yeni bir evi mi var ki?
{İng}
+ Evet.
{İng}
(Brian)- Almaya gidecek miyiz?
{İng}
* Siz gelmiyorsunuz, kız kıza olmamız gerek.
{İng}
+ Azrak sende karının yanına geç olur mu?
(Azrak)- Tabi ki olur.
* İyi geceler.
{İng}
(Brian)- Anlamıyorum sizi ama bu gece Esra ile uyumaya kararlıyım.
{İng}
+ Olmaz.
{İng}
* Planı unutma Brian.
{İng}
(Brian)- Ama-
{İng}
* Hayır olmaz.
{İng}

Brian'ı arkada bıraktıktan sonra evden çıkarak karşıya geçtik, kapıyı çaldıktan bir süre sonra makyajı ağlamaktan akmış Esra bizi karşıladı. Ona sıkıca sarıldıktan sonra kapının önünden çekilip arkamızdan kapıyı kapattık. Onun kendine seçtiği odaya gelip kendimizi yatağın üstüne attıktan sonra Esra'nın akmış makyajını temizleyip gelmesini bekledik, gelene kadar da boş boş birbirimize baktık. O da gelince bizim gibi kendini yatağa attı, hepimiz tavanda özel tasarlanmış yıldızlı ışıklandırmaya bakarken Esra konuşmaya başladı.

(Esra)- Çok korkuyorum, onun bana zarar vereceğinden beni sevmeyeceğinden. Gözüme öyle bir bakıyor ki sanki bulutların üstünde gezdiriyor beni ama ilk bakışları geliyor gözümün önüne beni ikiye katlayıp şişe geçirip ateşe tutacakmış gibi bakıyordu. Korkuyorum, beni sevdiğini söylüyor hissettiriyor ama korkumun önüne geçemiyorum. Mafya olduğu biliyoruz onların nasıl davrandıklarını da biliyoruz, siz de bazen birbirinize sertçe bakmıyor musunuz? Bazen düşmanca davranmıyor musunuz?
+ Korkunun hiçbir zaman faydası olmuyor ki. Biz de ilk başlarda korktuk birimize zarar gelmesinden, sevdiklerimize zarar gelmesinden işte bu yüzden uzak durduk herkesten hatta birbirimizden. Barış ölene kadar böyleydi sonra öğrendik uzak olsak değişmiyor bizde o zaman olduğu gibi yakın olduk onlara yaklaşanların canına okuduk bir daha yaklaşamadılar.
* Hem Brian bizden daha uzun süre bu işin içinde o da anlamıştır nasıl yapması gerektiğini, ayrıca o seni seviyor bunu her türlü bakışından anlayabilirsin. Bugün bile sürekli sana baktı, ilk başlarda kötü davranmış olabilir sonuçta o zaman seni sevmiyordu. Biz seni inatçı biri olarak tanırdık ama sen korkun yüzünden vazgeçiyorsun ha?
(Esra)- Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum, onu sevmeye çalışsam bile sevebilir miyim bilmiyorum.
+ Çalışsam mı? Yuh kızım abayı yakmışsın pardon ama.
(Esra)- Hayır ya yok öyle bir şey.
+ Öyle mi bugün kızlarla konuşurken neden sinirlendin? Ya da Hilal ile görünce?
(Esra)- Hilal?
* İlk geldiği kişi.
(Esra)- Ne yani o sizin ayarladığınız biri mi?
* Belki?
(Esra)- İnanmıyorum ya.
+ Sevginin boyutunu ölçmeye çalışıyorduk, belki sen şu an kabul etmiyor olabilirsin ama bal gibi de âşık olmuşsun ona. Korkunun bunu görmene engellemesine izin verme.
(Esra)- Ne yapmalıyım sizce?
+ Bence biraz zaman geçir hala tereddüt edersen bırak.
* Tut kolundan oturttur nikâh masasına bence hem yakışıklı da.
(Esra)- Yaa Berna.
* Ne?
+ Bu arada salak kız sen niye haber vermeden geldin, hem de buraya?
(Esra)- Biraz hava almaya ve yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
* Geri zekâlı senin yüzünden herkesi ayağa kaldırdık, bir saat önce çatışmaya girdik seni bulamayınca nasıl endişelendik haberin var mı?
(Esra)- Ciddi misin? Yaralı filan var mı?
+ Kimi sorduğuna bağlı.
(Esra)- Ya söylesenize be.
+ Yok, zaten beklediğimiz durumdu hazırdık buna.
(Esra)- Ohh iyi bari bu arada dedemgil saat altı da inecekler.
* Yani bir buçuk saat sonra?
(Esra)- Oha o kadar oldu mu?
* Evet, hadi hazırlan bizde üstümüzü değiştirip gelelim çıkarız.
(Esra)- Tamam.
+ Dedengile nasıl açıklayacaksın durumu?
(Esra)- Aslında onlar dünden razı ama.
* Yuh herkes razı ama hanım abla korkuyor mu?
(Esra)- Yaa.
* Tamam, hadi hazırlan.

Almi ile oradan çıktıktan sonra eve geçtik spor kıyafetlerimizi giyinip aşağı inip bir süre spor yaptık ardından yukarı çıkıp kısa bir duş aldıktan sonra spor tarzı siyah kıyafetlerimizi giyindik. Bir saat geçtiğine emin olunca ses çıkarmadan aşağıya inip Esra'nın evinin yolunu tuttum ben Almi ise garaja giderek büyük bir araba aldı. Esra ile kapının önünde beklerken, Almi beni şaşırtarak bu sefer sessizce yanımıza geldi ikimiz de arkaya otururken Esra hem ağlamış olmasından hem de uykusuzluktan kısa bir uykuya daldı, bu sırada bende şirket ile ilgili olan e-mailleri incelemeye başladım. Kısa süre içinde hava alanında gelince Esra'yı uyandırdıktan sonra arabadan inerek içeride beklemeye yerlerine geçtik, çok geçmeden dedesi ve babaannesi kapıda görünen Esra koşarak onlara sarıldıktan sonra bavullarını ellerinden aldı. Bizde dedesi ve babaannesi ile tanıştıktan sonra Esra'ya yardım ederek bavulları taşımaya başladık, Almi sürücü koltuğuna geçerken ben ve Esra da bavulları bagaja koyduktan sonra o arkaya ben de öne geçtim.

Kısa süreli bir yolculuktan sonra onları yeni evlerine yerleştirdikten sonra yeni korumaları evin etrafına yerleştirdik, uyusunlar diye onları yalnız bırakırken bizde evden Şükrü'yü alarak korumaların durdukları binaların oraya gitmeye başladık. Bugün kaşla göz arasında ayarladığımız kişiyi evinden aldıktan sonra Şükrü'yü yeni iş yeri olan adresi vererek evine bıraktık. Yeni kişi 25 yaşlarında kaslı, güçlü ve zeki birisiydi, ismi Esin Er ailesi yoktu. Onu eve bıraktıktan sonra kısaca işinden bahsettik.

Eve girip kızları uyandırdıktan sonra onları da giyindirerek aşağı indik yeniden arabaya binip hastaneye doğru yol aldık, gelince Barlas ve Aras'ın yanına gitmeden önce kantine uğrayıp Barlas'a yiyecek aldık. Kızla ile Barlas'ın yanına giderken Almi de Aras'ın odasına yöneldi, sessizce uyuyan Barlas'ın yanına oturunca varlığımızı hissetmiş gibi uyandı. Gözlerini ovarken onun ne kadar tatlı olduğunu düşünüyordum, sonunda kendine gelince oturakta dik bir hale geldi. Elimizde ki yiyecekleri önüne uzattıktan sonra kızlara baktım, ikisi de birbirine baktıktan sonra birbirine baktıktan sonra Barlas'ın yanına gelip iki yanağını birden öptüler Barlas buna gülümseyip kızların ikisini de öptü gülümsemeleri bulaşıcı gibi bende gülümsemeye başladım. Almi birden odaya girince bizde ayaklandık aynı zamanda koridorun başında doktor ve hemşire hızlıca buraya geliyordu. İçeri girdiğimiz de Aras'ın uyanmış olduğunu gördüm biraz uzakta kalarak onların birbirine bakıp aptal aptal gülümsemesini izledim ama odun Barlas "Sonunda uyandın be abicim." diye araya girerek ortamın içine sıçana kadar. Doktorlar muayene edip normal odaya alacaklarını söyleyerek bizi odadan çıkarana kadar Barlas'a ters ters baktım daha sonra hep beraber dışarı çıktık camdan Aras'a bakarken hepimizin yüzü gülüyordu. Doktorlar ve sedye ile odadan çıkan Aras'ın peşine biz takıldıktan sonra normal odaya hep beraber girdik, yarım saat kadar iyi misin? Gibi muhabbet yaptıktan sonra Almi bana dönünce demek istediğini anladım kızlara kapıyı gösterince ikiletmeden ayağa kalktılar Aras'ın yanına giderek yanağından Barlas'ın ki öptükten sonra geçmiş olsun dedikten sonra geçmiş olsun diyerek koridora çıktılar bende son kez geçmiş olsun dedikten sonra Barlas'ı kolundan tutarak dışarı çıkardım.

(Barlas)- Noldu ya?
* Ne odunsun ya? Biraz yalnız bırak onları.
(Barlas)- Haa.
* Ya "haa".
(Barlas)- Oh be sonunda uyandı.
* Aynen, umarım artık doktorları sıkıştırmazsın "Neden uyanmadı?" diye.
(Barlas)- İspiklendim mi hemen?
* Unutuyorsun galiba, burası bizim genel durum hakkında bizi bilgilendirmeye zorunlular.
(Barlas)- Yani?
* Off Barlas seninle hiç uğraşmayacağım, güvenlik bizde olabilir ama adamlar yine harekete geçti kendinizi ona hazırlayın.
(Barlas)- Tamam şimdi ararım bizimkileri kuş bile uçurmazlar bu çevrede.
* Ya he he, siz yüzükleri sakın çıkarmayın yeter.
(Barlas)- Tamam.
* Görüşürüz.
(Barlas)- Berna.
* Efen-

Arkamı dönmüş gidecekken seslenmesi üzerine ona dönünce dudaklarıma yapıştı ne olduğu anlamam bir dakikamı almıştı ki bu sırada bizi izleyen ikizler kıkır kıkır gülerek arkalarını döndüler bende Barlas'a karşılık verdim Almi odadan çıkana kadar, zaten çok uzun sürmemişti. Barlas'a gülümsedikten sonra kızları da alarak hastaneden çıktık arabaya yerleştikten sonra onlara uygun spor aletleri almak için alışveriş merkezine doğru yola çıktık.

* Eee kızlar, yabancı diller nasıl gidiyor?
(Sima)- İngilizce de çok iyi olduğumuz söylendi,{İng}
(Mira)- Şu an Almanca üzerinde çalışmak.{Alm}
+ Güzel, bakalım bir de biz test edelim İngilizcenizi.
(Mira)- Nasıl?
+ Şimdi İngilizce konuşacağınız birini arayacağım ve onu bize kahvaltıya çağıracaksınız.
(Sima)- Tamam.
...
(Brian)- Alo? {İng}
(Mira)- Günaydın bayım, biz Berna KESER ve Almila KURT'un kızlarıyız. {İng}
(Brian)- Günaydın? {İng}
(Sima)- Eğer müsaitseniz bugün kahvaltıya bize davetlisiniz. {İng}
(Brian)- Ah ne büyük şeref bu, tabi ki sizin gibi kızları kırmam. {İng}
(Sima)- Saat dokuz da bizim eve bekliyoruz o zaman sizi. {İng}
(Brian)- Geleceğimden emin olabilirsiniz. {İng}
(Mira/Sima)- İyi günler. {İng}
(Brian)- Size de. {İng}
...
* Güzel, akıcı bence başarılı.
+ Bence de.
* O zaman ödülü hak ettiler.
(Sima)- Ne ödülü?
+ Sürpriz.
(Mira)- Nereye gidiyoruz?
* Alışveriş merkezine.
+ Ve de geldik hadi atlayın bakalım.

Gerekli malzemeleri aldıktan sonra hızlı bir şekilde eve geçtik saat dokuz olmak üzereydi, evde kahvaltı masası kurulmuş bizimkilerin gelmesi bekleniyordu. Ben karşıya geçerken Almi korumalar ile konuşuyordu, malum adamlarımız yeniden harekete geçmişti önemleri almak gerekiyordu. Esra'nın uyuduğunu düşünerek bizde ki yedek anahtar ile kapıyı açarak içeri girdim yavaş yavaş Esra'nın odasına çıktım onu uyandırdıktan sonra kahvaltıya beklediğimi söyleyerek eve geçtim.

Kapı çaldığında annemgil de aşağı iniyorlardı, içeri giren Esra'gil ile beraber konuşarak içeri yanımıza geldiler bir süre konuştuk.

(Annem)- Yemeğe başka birini mi bekliyoruz?
+ Evet sultanım.
(Babam)- Kim gelecek?
* Bir arkadaşımız baba.
(Babam)- Tanışıyor muyuz?
* Hayır, yabancı birisi.
(Esra)- Sakın o demeyin.
+ Tamam demeyiz.
(Esra)- İnanmıyorum size ya.
(Ben)- Kim ki?
(Esra)- O burada dede.
(Ben)- Damadımı özlemişim gelsin tabii.
(Esra)- Yaa dede deme ona öyle onu sevmiyorum ben.
(Ben)- O seni çok seviyor ama bak kaçırma gül gibi çocuk.
(Esra)- Sen benim mi dedemsin onun mu ya?
+ Saat 9.30 oldu bu kadar geç kalması normal değil.
(Esin)- Efendim konuşmanızı bölüyorum ama kusura bakmayın.
* Devam et.
(Esin)- Bir sokak aşağıda çatışma başladı, ne yapalım?
* Dışarıda bekle iki araba adam hazırla Brian olabilir ama burada da yeterli adamınız kalsın tuzak da olmasını istemem.
+ Nazlı abla diğer kızlara söyle hemen pencerelerin hepsi kapansın, anne rica etsem yerinize geçer misiniz?
(Ben)- Neler oluyor?
(Esra)- Dede sen takip et beni ben sana içeride açıklarım.
(Nazlı)- Tamam.

Dışarı çıkarak hazır arabaların önünde ki kurşungeçirmez boş arabaya atlayarak çalıştırdık hemen aşağı doğru yaklaşırken sesler daha fazla artmaya başladı. Arabanın tekini diğer taraftan gönderdik ki onları sıkıştıralım ortada, alana geldiğimiz de tam tahmin ettiğimiz gibi Brian olduğunu görünce bizde çatışmaya dâhil olduk, sayıca üstün olduğumuz için kısa sürede adamları almıştık. Tam zamanında gelmiştik çünkü Brian ve dört adamı kalmıştı sağ, Brian'ın sol kolundan kan aktığını görünce yakınımda ki adamın kravatını boynundan alarak Brian'ın kan kaybetmemesi için koluna bağladık. Onu arabaya alarak eve geri geldiğimiz de kapıda bekleyen Esin'e doktoru çağırmasını söyleyerek içeri girdik kurşun içinde kalmıştı ben çıkarırdım ama sinirlere yakın yerde durmuştu tehlikeliydi. Brian koltuğa oturduktan sonra ilk başta hizmetlilerin saklanacağı yere giderek kapılarını açtım onlara sorun olmadığını ve bana ilk yardım malzemelerini getirmelerini söyleyerek içeri geçtim bu sıra da Almi de annemgili çıkarmıştı.

Onlar gelirken Brian'ı yaralı görünce biraz duraksasalar da eski yerlerine geçip oturdular ve kısaca hoş geldin dediler, ben gelen ilk yardım malzemesi ile akan kana baskı yaparken içeriden Esra istemeye istemeye olsa da geldi ama Brian'ı böyle görünce hızlıca gelip yarasına baktı yüzünü buruşturdu.

(Esra)- İyi misin? {İng}
(Brian)- İyiyim sorun yok. {İng}
(Esra)- Ama kolun? {İng}
(Brian)- İyi, hem sol kolum. {İng}
(Esra)- Sen solaksın, ayrıca kurşun derinde yalan söyleme. {İng}
(Brian)- Solak olduğumu bilmen beni şaşırttı doğrusu. {İng}
+ Valla beni de.
(Ben)- Bizim kızın buraya gelmesi iyi olmuş baksana.
(Otelia)- Bence de.
(Esra)- Neyse ki Türkçe bilmiyor ayrıca demeyin öyle şeyler ben sadece kan görünce endişelendim ondan şey yaptım.
(Otelia)- Ne yaptın?
(Esra)- Ya babaanne sende mi?
(Otelia)- Gerçekleri görmeni sağlıyoruz kuzum.
(Arda)- Bence Türkçeyi biliyor.
(Esra)- Ne?
(Brian)- Sadece konuşamıyorum. {İng}
(Esra)- Ne? Bunu daha önce neden söylemedin?
(Brian)- Sormadın ki. {İng}
(Esra)- Ben, şey...
(Nazlı)- Almila Hanım doktor geldi.
+ İçeri gelsin Nazlı abla.
...
* Buyurun doktor, hastamız Türkçe konuşamıyor. Kolundan vuruldu kurşun içeride ama sinire yakın olduğu için dokunmadık.
(Doktor)- İyi yapmışsınız.
+ Burası iyi mi yoksa odaya alalım mı?
(Doktor)- Odaya geçsin.
* Tamam, Nazlı abla müdahale odasını gösterir misin?
(Nazlı)- Buradan.
(Ben)- Kalk kız kocanın yanında git.
(Esra)- Dede-
(Ben)- Sus da git çabuk.

Esra arkalarından geçip gözden kaybolunca hepimiz kahkaha attık tabi Esra geri dönüp bize pis pis bakmış geri gitmişti.

(Ben)- Bunu nasıl yaptınız?
+ Neyi?
(Ben)- Sonunda onunda sevmesini.
+ Sadece korkuyordu.
(Ben)- Ah oralarda yaptıklarını bir görseydiniz, korku filan demezdiniz.
* Esra bu korksa da güçlü durur inadından vazgeçmez.
(Ben)- Bilmez miyim? Bu arada oğlum olacak ve gelinim olacak o meymenetsiz gelmedi demi?
* Yok, yok gelmediler, hem yaklaştırmayız biz onları.
(Ben)- İyi iyi, torunumu nasıl üzdüklerini biliyoruz gelmesinler.
(Otelia)- Brian ne zaman geldi?
+ Dün sabah buradaydı.
(Ben)- Bir günde böyle mi oldu?
* Eee işimizi sağlam yaptık.
(Otelia)- Ne yaptınız anlatsanıza merak ettim.
+ İlk başta...

Esra'yı saklamamızdan Brian'la danslarına kadar her şeyi anlattıktan sonra on dakika kadar havadan sudan konuştuk daha sonra onlarda gelince gecikmiş kahvaltı masasına oturduk. Kahvaltımızı neşeli bir biçimde yaptıktan sonra iki üç saat kadar evde oturduk daha sonra Esragil Brian'ı da alarak kendi evlerine geçtiler. Bizde kızları alarak aşağı kata indik onlara aldığımız eldivenleri ellerine giydirerek yumruk atma alıştırmalarına başladık ve yaklaşık üç saat onlarla alıştırma yaptık. Sonra şirketten gelen önemli bir telefon ile yukarı çıkıp üstümüzü değiştirip şirkete doğru yol aldık. Gelince arabadan inerek anahtarı güvenliğe vererek yukarı çıkmaya başladık 50. Kata gelmek pek kolay olmadığı için bir süre bekledik, sonunda geldiğimizde Ayşe ve Fatma kapının önünde bizi beklediklerini gördüm yanlarına yaklaşınca hemen konuşmaya başladılar.

(Ayşe)- Efendim Arnavutköy de ki restoran için çalışmaların hala devam ettiğini biliyorsunuz, bugün saat 4 civarı inşaat alanında ceset bulunmuş polise haber verilmeden önce şirket arandı bizde hemen sizi aradık.
(Fatma)- Polisler on dakika önce alana gelmişler mahkeme kararı ile inşaat çalışma kısa süreli duraklatılmış, şirketin avukatları şu an polisin yanında ayrıca basına yansımaması için uğraşıyorlar.
* Tamam, kızlar siz işinizi yaptınız.
+ Şimdi polisin yanına gidiyoruz kolay gelsin size.
* Ah bu arada hangi avukatlar var?
(Fatma)- Selçuk, İlker, Selim bey ve Ahu hanım efendim.
+ Selim ayrılmamış mıydı ya? Neyse sen bu işi Emre beye bildir onu karakolda bekliyoruz.
(Ayşe)- Anlaşıldı.

Onların yanından ayrıldıktan sonra polis karakola doğru sürmeye başladım bu sırada Almi de Azrak'ı arayıp durumun özetini geçiyordu içerden yardım almamız gerekiyordu bu işi kimin yaptığını bulmak için. Karakolun önüne geldiğimizde kapının önünde bizi bekleyen Emre beyin yanına giderek içeri girdik o bize ne yapmamız gerektiğini filan anlatırken içeriden bilgi alacağımız adam da yanımıza gelmiş ve olay hakkında bilinenleri bize anlatmıştı. Ceset inşaatın bodrum katında bulunmuş etrafı kapalı olduğundan koku yapınca anca bulmuşlar, kameralarda ise dün gece saat 2 sularında yüzü maskeli adamlar tarafından bırakıldığı gözüküyormuş adamları bir yerden sonra takip edememişler. Dün gece saat 2 sularında partide olduğumuz için suç bizim üzerimize kalma ihtimali çok azdı, diğer avukatların yanına geldiğimizde Selim'in telefonu kapatıp hemen cebe atması dikkatimden kaçmadı ama görmemiş yaptım. Avukatlara yapılacakları Emre anlatmaya koyulurken bizde ifade için ayrı ayrı odalara girdik aynen Emre'nin dediği gibi anlattıktan sonra çıkmıştık avukatlar işle ilgilenirken bizde dışarı çıktık. Dışarıda bekleyen birkaç muhabir yanımıza gelip iki üç resim çekerken korumalar uzaklaştırmak için gelirken onları elimle durdurdum.

(x)- Efendim suçlamalar hakkında ne diyeceksiniz?
* Ortada bir suçlama yok, inşaat alanında dün gece bırakılan cesedin şirkete karşı yapılan bir saldırı olduğu düşünülmekte şuan da kısa süre içinde de polis arkadaşlar suçluyu bulacaklarını biliyoruz.
+ İyi akşamlar.

Gelen arabayı bu sefer Almi sürerken bende yanına oturdum barlar caddesine doğru gidiyorduk.

* Bok bulur polisler, onlar daha gözlerinin önündeki hırsızlığa ölüme dur diyemiyorlar bunu bulacaklar.
+ Maskeliler olabilirler mi?
* Bilmiyorum olabilir ama dikkat dağıtılmak için de olabilir dünde baskın oldu.
+ Aynen medyanın özenle takip edeceği durum.
* Fatma'ya söyleyelim Salı gününe bir basın toplantısı ayarlasın.
+ Tamam, bana uygun, bu arada kızların doğum günü iki hafta sonra 7 yaşına giriyorlar.
* Hm onu da bu hafta içi ayarlayalım. Bu arada Mert nasılmış?
+ İyiymiş ateşi düşmüş sabah o kadar ateşi olunca bize söylemeden ayrılmak kalmışlar ama Hilal söz vermiş başka zaman telefi ederiz diye.
* Ederiz canım günler çuvala girmedi ya.
...
* Alo?
(Koruma)- Efendim Büşra hanımgilin dairesine çıkmaya çalışan bir ayyaş var ne yapalım?
* Sence?
(Koruma)- Mekâna mı alalım yoksa biz mi pataklayalım.
* Mekân dolu siz halledin adamın kimlik bilgilerini de iki saat içinde bana gönder.
...
+ Ne olmuş?
* Büşra'nın evine bir ayyaş girmeye çalışıyormuş.
+ Eski mahallesinden takıntı biri olabilir.
* Belki, kimlik bilgilerini atacaklar öğreniriz o zaman.
+ Aynen.

Araba durunca adamlar koşarak kapılarımızı açtıktan sonra dışarı çıkıp bar'a girdik, Efe hemen yanımıza gelirken ona dökül bakışları atan Almila' ya bakıp konuşmaya başladı.

(Efe)- Çok fazla sorun yok efendim, Neon da iki kavga Rüzgâr da bir taciz olayı, Shot da bir kavga, Nova da iki, Zigana da üç, Mavera da bir ve Fora da beş kavga oldu.
+ İyi ki çok yok.
* Ne yaptınız?
(Efe)- Her zaman ki gibi aşağı aldık biraz ağırlayıp bıraktık, ilk kavgası olmayan kişileri ise bir hafta alınmaması üzerine kovduk.
+ Arada önemli isim var mıydı?
(Efe)- Hayır.
* Tamam, locaya her zamankinden gönder.

Yerimize geçerken Efe de içeceklerimizi barmene söyleyip yerine geçti, etrafı süzerken tanıdık herkese selam verdik. Bar da aksi giden durum yoktu şu anlık, içerisi sigara ter ve alkol kokuyordu, ortada dans edenler masalarda yarı sarhoş konuşanlar ve yiyişenler. Bar yarı karanlık olmasına rağmen bizim üstümüzde parlak bir ışık vardı, burası sadece bizim oturabildiğimiz bir masa olduğu için dikkatleri çekiyordu genellikle. Saat on suları olduğu için yeni yeni dolmaya başlıyordu bizde masaya gelen içkilerimizi yavaş yavaş yudumlarken konuşuyorduk.

+ Azrak bildirdi mekânlara adamlarını göndermiş kapıların sistemi güncellenmiş.
* Güzel, ben de Hakan ve Simge'ye bizim adamları taraf değiştirmediklerini araştırmalarını söyledim.
+ 25 kişinin arasında yerleştirilmiş adam olabilir.
* Bende onu düşündüm hatta şu sıskayı düşündüm araştırdım ama öyle bir durum yok onda ama geçen mekânın yakınına atılmış adamda ip işkencesi varmış.
+ Kesinlikle içeriden biri ama nasıl bulacağız.
* Kapılardan iz çıkmazsa Harun'dan yardım alırız onun kulağı uzundur bizden yer değiştiren varsa öğreniriz hiç yoktan emin oluruz.
+ Tamam, şirketteki döner sermaye ne durumda?
* Güzel tam ucu ucuna yetişiyor, maaşlardan geriye kalan ile yeni proje tam ucu ucuna geliyor.
+ Bu hafta temel atma olacakmış basına haber verilmiş bizde katılacakmışız.
* Hangi gün?
+ Salı.
* Tamam, oldu say, bu hafta okullar kapanıyor ve Arda sınava giriyor.
+ Evet, umarım adamlar sorun çıkarmaz ona.
* Umalım ki öyle olsun, bu arada babam artık evde sıkılmışlar çıkmak istiyorlarmış.
+ Şu adamların güvenirliğini yarın tespit edersek çıkabilirler.
* Kızlara dil hocası, dövüş hocası lazım. Silah konusunda biz devreye giriyoruz.
+ Tamam, sabahları artık bize katılıp uykuları içinde yapılması gerekenleri yaptık mı temelleri hazırlamış oluruz.
* Arda ve Ece içinde hoca ayarlayalım, Arda'nın arabasını geliştirmeleri için gönderdim bu arada.
+ Tamam, Esra'ya saklanma yerlerini göstermeyi unuttuk.
* Sen ara şimdi onu söyle bende şuradaki olay çıkacakmış gibi olan yere gidiyorum.
+ Tamam.

Masadan kalktıktan sonra dans pistinin ortasında birbirinin boğazına yapışmış iki geri zekâlı erkeğin yanına doğru yürümeye başladım, adamları ayıracak gibi olan güvenliği durdurarak ben yanlarına gittim. Uzun boyum sayesinde adamlarla aynı boyda sayılırdık, bundan faydalanarak kafalarını birbirinden uzaklaştırdıktan sonra ellerini de ayırdım. Bu kadar basit olması biraz şüphelendirse de uzatmadım.

* Sorun ne?
(Esmer)- Seni ilgilendirmez.
* Benim mekânım da isen ilgilendirir.
(Kumral)- Senin mi? Kızlar ne zamandan beri bar yönetiyor?
(Esmer)- O zaman bizde başka mekâna geçeriz ya da sokağa.
* Sorun ne beni uğraştırmayın.
(Esmer)- Sa-na-ne.
*Alın şunları aşağı.
(Kumral)- Ne sanıyorsun sen kendini?
* Şu ayaklanan arkadaşlarını adamca uyarın sorun çıkarırlarsa atın dışarı.
(Efe)- Tamam.

Adamları arkamdan mekâna getirirken aşağı inen kapıdan benim geçmem ile uyarı sinyalleri vermeye başladı içeridekiler silahlarını çekip gelince Azrak'ı bu başarılı işi için içimden tebrik ettikten sonra adamlara yerlerini geçmelerini bildiren bakış attıktan sonra kapının durması için telefonumdan onay kodunu girdim. Cihaz susarken adamlarda tekrar kapıdan geçirildi cihaz yine ötmeye başlayınca yeniden susturdum adamlara yaklaşarak küçük ellerde tutulan cihazla üstlerini aradım bir şey çıkmayınca ayakkabılarını çıkardım onları makineye tutunca öttü. Ayakkabıları korumalara verdikten sonra birbirine endişeli bakan salakları gönderilecekleri mekânı söyleyerek yukarı çıktım Efe'ye az önce arkadaşları dediğim adamları da alınmasını ve aşağıda ki adamların yanına bırakılmasını söyledikten sonra yerime geçerken Almi'yi bir adamı döverken gördüm. Yerime geçtikten bir süre sonra Almi de geldi aşağıda olan durumu anlattıktan sonra birde olayın kısa özetini Simge'ye kısa mesajla bildirdim onların özellikle aranmasını filan söyledikten sonra içeride biriken adam olup olmadığını sordum. İçeride bekleyen 7 adam olduğunu söyledi birde şimdi gidecek beş kişi ile az olduğunu düşünerek yarına bırakma kararı aldık.

Dünde uyumadığımız için saat on bir buçukta mekândan çıkarak eve geçtik kendimizi yataklara attık.

♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫♥♠♣♪♫

Kitap olması diye değil kafamı dağıtmak için yazıyorum eğer yazım hataları veya anlamsız yerler varsa affınıza sığınıyorum.

Yorumlarınızı bekliyorum. :*

Continue Reading

You'll Also Like

1.2M 74.6K 76
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
PSİKOLOG BEY By ylü.

General Fiction

3.7M 216K 71
❝Seninle birlikteyken kendimi çok güvende hissediyorum, sanki evimdeymiş gibi.❞ Kleptomani hastası olan Naz, bu duruma bir çare bulmak için arkadaşın...
103K 9.1K 21
Ailesinin zoruyla tatilini fındık toplamaya gitmek için harcayan Enes'in başına Ordu'nun mafyası musallat olur.
312K 8.9K 38
Mirhan ağa kaşlarını kaldırarak karısının saçını okşayarak kulak arkasına aldı. Karısının öpmekten şişen dudaklarına alayla sırıtıp burnunu çenesinin...