Kızdan Mafya!

By ucan_kedi

486K 15.6K 1.1K

More

Kızdan Mafyada Olurmuş! -DÜZENLENECEK-
1. Bölüm -DÜZENLENECEK-
2.Bölüm -DÜZENLENECEK-
3. Bölüm -DÜZENLENECEK-
4. Bölüm
5.Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
Üzgünüm :(
Açıklama
31. Bölüm
32. BÖLÜM
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
Uyan Ey TÜRK!
36. Bölüm
37. Bölüm
Özürlerimi İleteceğim Maalesef

25. Bölüm

7.2K 270 22
By ucan_kedi

Multimedya da Esra ☻

♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥

          Benim konuşmam ile Almila üstünde ki şaşkınlığı atarak koşup Esra'ya sarıldı, tabi bende arkasından onların üstüne zıpladım yani bildiğiniz zıpladım. Hepimiz yere devrilirken kahkahalarımız bahçeyi doldururken korumalar kedinin ciğere baktığı baktığını görünce yerden kalkarak içeri girdik, kaldığımız sarılmaya ora da devam ettik.

          Esra bizim çok sevdiğimiz değerli birisiydi ama 2 yıl önce anne ve babası onu ret edince yurt dışına babaannesi ve dedesinin yanına gitmişti. 5 Yıl önce onun yanında kaçırılmaya kalktığımız için gerçek kimliğimizi öğrenmişti ondan sonra ise birbirimize her şeyi anlatmıştık aramızda asla bilinmezlikler olmayacak diye de yemin etmiştik ama iki yıl önce gittikten sonra bir süre konuşmuş ama bizim eğitimlerimiz sayesinde irtibatımız gün geçtikçe azalmış ve en sonda kopmuştu yaklaşık bir yıldır tamamen habersizdik. Esra fiziksel olarak tanımıyla tamamen Victoria secret meleklerini andıracak fiziğe sahipti, sarı uzun saçları mavi gözleri ile birçok erkeğin gönlünü kaptırmasına sahip olmuştur ayrıca boyu da 1.74 bizimle neredeyse aynı. {Amanda gerçekte 1.61 ama hikayede 1.78}

* Hangi rüzgar attı seni buraya?
(Esra)- İstiyorsan gideyim?
* Daha yeni geldin dur daha atacağım zamanlarda var.
(Esra)- Yüzüme söyle bari.
* Tamam tamam şaka bir yana bir sorun mu var?
(Esra)- Var....
(Annem)- Bunu ayakta mı konuşacağız kızlar içeri geçin, bu arada hoş geldin sarı.
(Esra)- Hoş buldum Semroş ;)
(Babam/ Arda/Ece)- Hoş geldin.
(Esra)- Hoş buldum, Ardacım acaba valizlerimi Şunların odalarının yanında ki odaya koymalarını söyler misin?
(Arda)- Tabi ki.
(Esra)- Bir süre burada kalmam da sakınca yok değil mi? Ev bulana kadar sadece.
(Annem)- Ne evi kızım burada kal.
(Esra)- Bende isterdim ama tek ben değilim Babaannemgil de gelecek, beni ev bulmam için önceden gönderdiler.
+ Buraya mı taşınıyorsunuz?
(Esra)- Hayır, 1 ay kalacağız sadece.
+ Sorun ne?
(Esra)- Şey, ımm bizi birileri rahatsız ediyordu biz de bir süre buraya kaçtık.
+ İyi olmuş, Burada kalın ev filan tutmayın işte.
(Esra)- Maalesef olmaz benim için sorun yok ama dedem rahat edemez.
* Onlar ne zaman geliyorlar?
(Esra)- Üç gün sonra.
(Babam)- İstersen sizde bu mahalle de oturun.
(Esra)- Boş ev var mı ki?
(Babam)- Mahallenin başında ki baş komiserin buradan taşındıklarını duydum.
+ Evet evet onlar yaklaşık bir haftadır yoklar.
* Evlerini satıyorlar mı ki?
(Arda)- İnternette gördüm satıyorlarmış.
(Esra)- Cidden çok iyi oldu bu, hem size yakın hem de rahat.
* Tamamdır, sen şimdi yol yorgunusundur hadi yatalım.
(Esra)- Kızları görmeye gidelim mi yarın?
+ Ah buradalar artık, sabah kahvaltıda görürsün.
(Esra)- Ama?
+ Babam annemi halletti.
(Esra)- Bu arada Ahmet amcagil nerede konusu açılmışken?
* Tatil için yurt dışına çıktılar.
(Esra)- İşler?
+ Hadi yatalım artık, yarın anlatırım.
(Esra)- Olur hem bende yorgunum.

          Sıra ile yukarı doğru yol aldık, annemgil ikinci katta ayrılırken üçüncü kata Arda, ben, Almila ve Esra kalmıştık. Arda da odasına doğru yol alırken hepimize iyi geceler dedi. Esra'nın odasını gösterdikten sonra onunla beraber odasına dalış yaptık biz yatağa kurulurken o da valizinin birini açıp içinden kıyafet alıp üstünü banyo da değiştirdi sonra bizim yanımıza oturdu.

+ Sorun ne?
(Esra)- Hangi sorun?
* Türkiye'ye geri gelmene sebep olacak sorun.
(Esra)- Imm, şey..
+ Hadi ama.
(Esra)- Biraz sabırlı ol Yağmur.
+ Huop orada dur bana Yağmur dememen üzerine anlaşmıştık seninle.
(Esra)- Hayır anlaşmadık sen beni uyardın her seferinde bende sana inatla Almila yerine Yağmur dedim.
+ O zaman anlaşalım bana Yağmur dememelisin.
(Esra)- Hadi ya niye? Hem Yağmur daha güzel bir isim.
+ Masumluğu simgeliyor resmen ama benim masumlukla alakam yok.
(Esra)- Hayır bence masumsun.
+ O kadar öldürdüğüm kişiye rağmen mi?
(Esra)- İyi birisini öldürmedin hiç.
+ Bu beni masum yapmaz.
(Esra)- Benim görüşlerime göre yapar.
+ O zaman anlaşalım sadece biz bize olduğumuz da de.
(Esra)- Denerim.
+ Denerim değil tamam, bu arada konuyu değiştirdiğinin farkındayım.
(Esra)- Başlıyorum o zaman, beni iyi dinleyin. Ben orada dedemin şirketin de çalışıyordum biliyorsunuz, işte bir gün klişe bir şekilde koltukta kapıya ters yönde oturmuş telefon ile uğraşıyordum sonra odaya aniden eli silahlı adamlar daldı birisi başıma silah dayadı ben korkudan arkamı dönmedim ilk başta ama sonra adam tehdit ederek konuşmaya başlayınca arkamı döndüm, adam benim erkek olmamı bekliyor olmalı ki cümlesini biraz bocalayarak tamamladı. Neyse işte siz benim inadımı bilirsiniz adamın dediğini yapmayacağımı filan söyledim o da bana yapacaksın filan gibisinden tehdit etti eğer kabul etmezsem sonuçlara katlanacağıma söyledikten sonra çekip gittiler. Ben de dediklerini yapmadım bir hafta sonra biz evde yokken eve girip evi dağıtmışlar şirkete gelip odamı yerle bir ettiler gözümün önünde bende çıldırdım gidip emirleri veren adama tokat attım ardından dizimi emanetine geçirip iki büklüm olmasını sağladım sonrada ensesine sıkı bir kol darbesi ile yere düşürdüm.
+ Heheyt be kimin arkadaşı.
(Esra)- Yağmur sözümü kesme, neyse adam çıldırdı bu sırada diğer adamlar beni kollarımdan tuttu ben kurtulmaya çalışırken adam ayağa kalkıp karşıma geçti baştan aşağı süzdükten sonra elini kaldırdı ben tokat atacak diye gözümü yumdum ama adam yüzümü okşadı çok şaşırdım ama adam bana doğru eğildi bu sırada diğer adamlar çoktan beni bırakmıştı ama karşımda ki belimden tutmuş kendine çekmeye çalışıyordu neyse işte gözlerimi açtıktan sonra göz göze geldik bu sırada eğilmesi durdu gözüme bir süre baktıktan sonra "Elin ağırmış güzelim, tam benim sevgilime yakışır şekilde. Bana bak sevgilim bu ilk ve son anladın değil mi?" dedi aq neye uğradığı mı şaşırdım hiçbir şey diyemedim bir süre sonra kendimi toparlayıp "Senin gibi birinin hiçbir şeyi olmam ne sevgilisinden bahsediyorsun?" dedim adam beni kendine daha sıkı çekip aramızda ki mesafeyi iyice kapattı "Hiçbir şeyi değil her şeyi olacaksın." Diye tısladı yani bildiğin tısladı sesi çok korkutucuydu ama benim ya konuştuğu lanet inattan bir türlü vazgeçmedim. "Asla!" dedim adam iyice sıktı beni bir ara ayaklarımın havalandığını bile hissettim sonra eğilip öptü "Benimsin bunu aklına kazı!" dedi sonra odada ki tüm adamları öldürüp çıktı aq ben de ortada sik gibi kaldım. Çok geçmeden polis filan geldi beni sorguya çektiler her şeyi anlattım güvenliğimiz için uzaklaşmamızı söylediler ama şirkette çok önemli bir proje vardı ayrılamayacağımızı belirttik güvenlik ayarladılar ama ne fayda her sabah uyandığımda o adamı yanımda buldum sürekli kavga ile kovdum ama her seferinde geldi, polisler de bir halt edemiyordu işte biz de proje biter bitmez uzaklaşma kararı aldık dedemle, bende sizi şirket yüzünden tanıyan dedeme önerdim onların yanında güvende oluruz filan dedim ilk başta inanmadı sonra bende sizin de şirketten dolayı çok fazla tehlike ile karşılaştığınızdan dolayı eviniz de güvenlik önlemleri olduğunu söyledim sonra dedem birkaç kişi ile konuştu güvende olacağımızdan emin oldu buraya gönderdi beni onlarda üç gün sonra gelecek.
* Yuh aq daha yok muydu? Hikaye mi yazıyorsunuz bu ne ya?
+ İsmi ne? Yakışıklı mı bari?
(Esra)- Bende aynısını ona dedim "Benim olduktan sonra hikaye de oluruz roman da" dedi, ismi Brian, Yakışıklı olması ne faydaaa.
+ Yani yakışıklı.
(Esra)- Hemde nasıl ama korkutucu.
* Korkmasan yavşarsın yani?
(Esra)- Bulmuşum taş gibi parça kaçar mı? Hem gıcık takıntılı bir pislik bence.
+ Nerden anladın?
(Esra)- O kadar yanım da yattı bırakta anlayayım nasıl biri olduğunu, ayrıca defolun artık çok uykum var.
+ Tamam tamam sen uyuyabilecek misin Brian'sız?
(Esra)- Defoooool! Yağmur.
+ Neyse soyadı neymiş bakalım bu Brian'nın?
(Esra)- Bilmiyorum.
* İyi hadi artık yatma vakti.

          Odasından çıktıktan sonra kendi odamıza geçtik uyumadan önce evdeki güvenlik önlemlerini biraz daha artırdık ardından Simge'ye mesaj ile bu Brian'ı bulmasını istedim. Şirketler arasında bağ olduğundan dolayı şirketin güvenlik kamerasına ulaşabilir ya da polislerin elinden bilgi bile alabilirdi Simge ile Hakan onlara güvenerek üstümü değiştirip yatağıma yattım ve uykunun beni kavramasına izin verdim.

          Sabah erkenden Almi ile kalkarak sporumuzu yapmış biraz yüzmüş ardından eve girip sıcak bir duş aldıktan sonra üstümüze siyah şort ve siyah salaş tişört giyindik silahlarımızı belimize yerleştirdikten sonra ayağımıza da siyah spor ayakkabılar geçirdikten sonra saçlarımızı ve biraz da makyaj yaparak aşağı kahvaltı sofrasına indik herkes buradaydı hala tehlike geçmediği için kimse dışarı çıkmıyordu, eğlenceli bir şekilde kahvaltı yaptıktan sonra Esra da bizimle beraber şirkete gelmek için yukarı hazırlanmaya gitti bizde kapının önünde onu beklerken elinde telefon ile Arda yanımıza geldi.

(Arda)- Abla, Burak ve Yasin buluşalım mı dediler bende evden çıkamayacağım için buraya davet ettim sorun olur mu?
* Ne sorunu tabi ki gelsinler selam söyle ayrıca.
(Arda)- Tamam tamam söylerim, neyse kolay gelsin size.
+ Saol bu arada öğretmenin öğlene sonra gelecek.
(Arda)- Tamam.

          Arda içeri girerken Esra hazır şekilde kapıdan çıktı. O kendi arabasına giderken bizde siyah kurşungeçirmez Porsche panemaraya bindik her zaman ki gibi arabayı bağırttırarak ayrılırken bende telefonundan mesajlara gelen postalara bakıyordu, Esra arkadan bizi takip ediyordu.

* Brian Kerr: Ünlü Kerr şirketinin sahibi ayrıca yer altında da önemli bir isim polis ve birçok kişinin korkmasına sebep vermekte, kendilerine yanlış yapan kişi veya kurumları direk ortadan kaldırmaktalar. Brian bugüne kadar hiçbir kızla birlikte olduğu görülmemiştir tahminen bakire, sebebi ise kız kardeşinin tecavüz edilerek bırakılması, kız kardeşi eve geldiğinde babası tarafında da tecavüze uğramıştır bunu intihar etmeden önce yazdığı mektupta öğrenen Brian kardeşinin kanını yerde bırakmayarak ona dokunan herkesi acı çektirerek öldürmüştür en başta babasını öldürmüştür annesi yatalak bir hasta olduğu için ******* Hastanesinde bakım görmektedir. Brian adamlarının önünde küçük asla düşmemiştir düştüğü anda ise o adamları ve kendi adamlarını direk öldürmüştür tamamen acımasız ve sadist olarak bilinmektedir.
+ Adamımız baya sıkı ha?
* Öyle ama Esra'ya ya da şirkete bir kaybı olmamış.
+ Abayı yakmış Esra'ya ha.
* Bende onu anladım bu okuduklarımdan.
+ Başka bir şey yok mu? Şuan neredeymiş filan?
* En son dün hastanede annesini ziyaret etmiş ardından bu sabah beşte Fransa'ya kalkan uçağa binmiş.
+ Fransa ne alaka?
* Bilmem.
+ Neyse birazdan şirkette oluruz bugün önemli çok bir şey yok iki şirket içi toplantı artı birde şu bizim elemanları değiştirme işi var sadece.
* Tamam.

          Şirketin önünde arabayı durdurduktan sonra şirkete girmek üzereyken kapının önünde bekleyen Gül'ün eski sekreteri duruyordu biraz ağlamış olmalı ki göz makyajı akmıştı, bizi görünce koşarak yanımıza geldi.

(Kız)- Ne olur affedin beni ben bilemedim bir salaklık ettim.
+ Şirkette işin yok artık.
(Kız)- Lütfen affedin.
* Hayır defol şirkete giremezsin bundan sonra.

          Kızı dinlemeyerek şirkete girdik bize selam verenlere bizde karşılık vererek ilerliyorduk asansöre bindikten sonra Esra'ya benim odama geçmesini bizim kısa bir işimiz olduğunu söyleyerek Reklam departmanın da indik. Gül'ün odasına giderken gördüğümüz kişiyi hiç beklemiyorduk bence, Evrim sekreter sandalyesine oturmuş işi anlatan Gül'ü dinliyordu.

* Günaydın.
(Gül)- Günaydın Berna Hanım, Almila Hanım.
(Evrim)- Gü-günaydın.
+ Size de günaydın, yeni çalışana ilk ve son kez uyarı yapmak üzere geldik. Evrim hanım burası önemli bir kurumdur ona göre hareket etmelisiniz dedikodu gibi gereksiz konuları iş saatleri dışında yapmanızı rica ederiz, iş süresi içerisinde mutlaka iş başında olmalısınız umarım anlamışsınızdır.
(Evrim)- Tabi ki Almila Hanım.
+ O zaman kolay gelsin ayrıca ilk iş günün iyi gider umarım.
* Kolay gelsin Gül Hanım.
(Gül/Evrim)- Saolun.

          Reklam departmanından bizim kata kadar çıktık tabi bu sırada çalışanları kontrol ettik verilen selamları filan karşıladık beraber benim odama yöneldik ikimizde odaya girdikten sonra arkamızdan sekreterler geldi.

* Günaydın kızlar bugün ikimiz de burada olacağız o yüzden Almi'nin de dosyalarını filan buraya getirin Esra ne alırsın?
(Esra)- Çilekli milkshakeye hayır demem.
* Duydunuz kızlar ona da bir çilekli milkshake bunları tamamlayın sonra geri gelin.

          Kızlar çıktıktan sonra ben masama yerleşirken Esra ve Almi içerdeki toplantı masasına oturdular ben önümde ki dosyalara bakarken kızlar da gerekli dosyaları ve bizim içeceklerimizi de beraberinde getirmişlerdi. Dosyaları filan tamamladıktan sonra kapının yanına geçerek yapmaları gereken işi yaptılar.

(Ayşe)- Bugün saat 8.00 da şirket içi yapılan mali görüşmeniz var ondan sonra saat 10.00 da reklam departmanından yeni proje için yapılan birkaç örneğin size sunumu var.
(Fatma)- İstediğiniz kişileri de saat 11.30 a küçük toplantı odasına çağırdık. Birde saat 11.00 da şirkete bağlı bir lokantanın müdürü sizinle konuşmak istedi.
+ Tamam, sorun yok, bu arada Florida ki şirketle iletişime geçin oradan istediğim birkaç proje çizimi var. Buraya bağlarsan ben gerisini hallederim, mimar Bay Endress'i istiyorum.
(Fatma)- Anlaşıldı.

          Kızlar çıktıktan sonra bizde önümüzde ki dosyalara dönmeden önce Esra sıkılmasın diye bize gelen şirket içi bilgilerin olduğu raporları Esra'ya yıktık o da bunu bekliyormuş gibi direk kabul ederek okumaya başladı, hepimiz dosyaların içine gömülmüş yapılması gerekenleri yaptık saat sekiz olduğunda ben ve Almi toplantıya gelirken Esra'ya da gelmesini istemiştik ama o bunun yerine şirkette gezineceğini söyledi. Biz sıkıcı 1.30 saatlik toplantıya girip çıktıktan sonra geri benim odama geçip dosyalara gömüldük yarım saate kadar ben önümde ki dosyaları bitirmişken Alminin dosyalara da el attım. Yarım saatin sonunda bütün dosyalar bitmiş imzaları atmış eksikleri Fatmagile söylemiş onların düzeltilmesini istemiştik. İkinci toplantı için ayağa kalkarken Esra hala ortalıkta yoktu kendi başının çaresine bakabileceğini düşündüğümüz için sunum odasına geçtik Almi ile kısa reklamları izlerken beğenip beğenmediklerimizi söyledik bu toplantı yarım saate biterken biz yine odamda ki yerimizi aldık bu sefer bizim arkamızdan da Esra girdi arkasında 4 kız ve 2 erkek vardı. Esra yanımıza otururken çalışanlar utanç ile kafalarını eğdiler.

(Esra)- Bakın size kimleri getirdim.
* Kim bunlar?
(Esra)- Bu iki kızı yemekhane de yemek yer ve dedikodu yaparken yakaladım belirtmeliyim ki dedikodu sizin hakkınızdaydı. Şu kız ve oğlanı yangın merdiveninde yiyişirken yakaladım ve şu oğlanda kıza asılıyordu kız da ona şirketin ortasında tokat atarken yakaladım peşimde sürükledim.
+ Aferin kız işe yaradın.
(Esra)- Yağ- Almi!
+ Tamam tamam sana bir şey demiyorum, neyse bakalım kendinizi nasıl savunacaksınız sizi bekliyoruz.
(Dedikoducu kız1)- Şey...
* Aslı ve Ebru sizi daha önce dedikodu yaparken yakalamış ve uyarmıştım demi?
(Aslı)- Evet, ama affedersiniz söz bir daha olmayacak.
+ Bize bu sözlerle gelme Aslı. FATMA! Tak tak tak.... Gir.
(Fatma)- Beni mi çağırdınız?
+ Evet Fatma sen bize Mevlit beyi çağır hızlı olsun.
(Fatma)- Emredersiniz.
(Ebru)- Ne olur bizi atmayın, biz ne yaparız o zaman.
+ Bunu uyarılarımızı dinlemeden önce düşünecektiniz.
(Aslı)- Ama...
* Susun ikiniz, şimdi gelelim Cansu ve Fatih'e sizi daha önce ben uyarmadım.
+ Bende uyarmadım o yüzden sizi de ilk ve son kez uyarıyoruz sevgili olabilirsiniz ama burası önemli bir şirket bu yüzden ne yapacaksanız dışarıda yapacaksınız yoksa sizin de sonunuz bu ikisi gibi olur. Bundan sonra dikkat ikinizin üzerinde olacak ona göre.
(Cansu/Fatih)- Anlaşıldı.
* Berk seni daha önce çalışanları rahatsız etmemen konusunda uyardım ben değil mi?
(Berk)- Şey, evet.
* Uyarıma rağmen devam ettin hem de her seferinde farklı bir kıza, bu yüzden senide çıkarmak zorundayız ama sen biraz daha dur bakalım burada seni özel bir fırça eşliğinde kovacağız.
+ Asel senin hiçbir suçun yok rahat olabilirsin ama biri sana asılmaya çalışınca kendin halletmeye çalışma bize söyle.
(Asel)- Tamam Almila hanım.
...... Tak tak tak......
* Gir.
(Mevlüt)- Beni çağırmışsınız.
* Evet Mevlüt Bey, Berk, Aslı ve Ebru'nun şirkette ki işine son veriyorsunuz. Çıkış işlemlerini yapın ve gerekli ücreti ödeyin lütfen.
(Mevlüt)- Tabi Berna hanım.
+ Aslı ve Ebru'yu alarak çıkın Berk'i de biraz sonra göndereceğiz onunda çıkış işlemini yapın ama.
(Mevlüt)- Tamam Almila hanım.
+ Cansu, Fatih gözler üzerinizde haberiniz olsun ve Asel sende kendine dikkat et çıkabilirsiniz.
* Berk geç sende karşımıza otur.
+ Berk bildiğimize göre sen liseye giden erkek kardeşine bakıyormuşsun.
(Berk)- Evet.
+ O zaman neden bizi dinlemeyip de işinden oldun, ne yapacaksın şimdi?
(Berk)- Affedersiniz, ciddi bir maksatla yapmıyordum asılma işini canım sıkıldığı için yapmıştım.
+ Canın sıkıldığı için işinden oluyorsun ama.
* Her neyse Berk seni Kurt kolejinde öğrenci işlerine yerleştiriyorum bu sayede biraz rahat durursun belki, kardeşin için yapıyoruz bunu sakın yanlış anlama. Bir daha böyle bir şeyden haber alırsak oradan da olursun haberin olsun.
(Berk)- Çok çok çok teşekkür ederim ben nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.
+ Kardeşinle biraz vakit geçir yeter.
* Her neyse şimdi odadan defol ve bu iyiliğimizi de kimseye söyleme.
(Berk)- Tamam, teşekkür ederim ve kolay gelsin.
(Esra)- Bu da neydi şimdi?
+ Poyraz yani Berk'in kardeşi Mimar olmak için uğraşıyor ek ders filan alıyor çizimlerini iyileştirmek için sınavla değil de yetenek ile girmeye çalışacak, onun için abisi olabildiğince yardım etmeye çalışıyor işte ailesi yok denilebilir.
(Esra)- Benimle aynı durum mu?
* Yok hayır onların ailesi bir köyde çalışıyorlar ama kazandıkları para annelerinin tedavi parasına gidiyor.
+ Her neyse, saat nasıl buldun şirketi?
(Esra)- Bunlar dışında her şey güzeldi iyi disipline olunmuş ve dikkatli bir biçimde iş yapılıyordu etraf temizdi bir kere, ayrıca tuvaletlerde bile leylak kokusu vardı yani ferahlatıcı, temiz çalışkan bir şirketiniz var valla tebrik ederim sizi.
+ Sağ ol biraz zor olsa da yapıyoruz işte bir şeyler.
(Esra)- Şirketin yanında Ahmet amcanın yerine her türlü geçtiniz herhalde.
* Evet, yani demek istediğin yer altıysa evet.
+ Bu arada sen kendini Fransa da göstermiş olabilir misin?
(Esra)- Bunu nasıl öğrendiniz?
* Öğreniriz biz ama tek öğrenen biz değiliz anlaşılan.
+ Brian Fransa'ya uçmuş bu sabah.
(Esra)- Yaptığım plan işe yaramış desene.
+ Anlat.
(Esra)- Şirkette çalışan bir arkadaşım durumu biliyordu onunla anlaştık o Türkiye'ye kendi adına bilet aldı bende kendi adıma Fransa'ya bilet aldım ve içinde az bir miktar olan kartımı ona verdim kullanması için.
* Plan iyi ama işe yaramaz.
+ Hafta sonuna yerini bulur.
(Esra)- Nasıl olur ki ya?
+ Kızı bulduğu an yerini öğrenir ve kızı öldürebilir de.
(Esra)- Ne?
* Bunu düşünmedin mi hiç?
+ Neyse Azrak'ı ayarlayalım öğle yemeğine bakalım o neler yapabilecek.
* Bence de o yapar iyi bir şeyler.
(Esra)- Kız mı? Erkek mi?
+ Erkek.
* Bugün senin ev işini de yapalım.
...... Tak tak tak.......
* Gir.
(Ayşe)- Efendim, lokanta müdürü sizinle görüşmek istiyor.
+ Gelsin içeri.
(Müdür)- Mer- merhaba.
* Aaa siz mi geldiniz buyurun?
(Müdür)- Şey şey çok şaşkınım da.
+ Anlıyoruz, biraz geç kalmadınız mı yahu?
(Müdür)- Bazı işler çıktı onlarla ilgilenmekten geç kaldım.
+ Her neyse, ne için gelmiştiniz?
(Müdür)- Lokantanın aylık gelir gider tablosunu ve kazançları getirmiştim.
+ Tamamdır onları Finansman departmanından Ayşen hanıma ulaştırmanız iyi olur.
(Müdür)- Diyecek bir şeyiniz yoksa ben kalkayım.
+ Tamam kolay gelsin size.
* Bu arada bugün saat 12 buçuğa 4 kişilik bir masa ayarlayın şefin önerisinden.
(Müdür)- Anlaşıldı.
* Eee anlat bakalım Esra raporlarda neler vardı?
(Esra)- 8/9 İşçi şikayet edilmiş iş yapmamak üzerine bir de personel katında ki kahve makinesi bozukmuş. İşçilerin adını küçük bir kağıda yazdım.
* İyi, Hadi toplantı odasına geçelim biraz da orada bekleyelim sonra da çıkarız önce yemek yeriz seni hallederiz sonra hastaneye gideriz.
(Esra)- Hastane de ne işimiz var?
+ Birkaç arkadaş bizim yüzümüzden hastanedeler de.
(Esra)- Tamam, gidelim bakalım.

          Küçük toplantı odasına geçtikten sonra bir süre konuşarak herkesin gelmesini bekledik kızlar herkesin geldiğini söyleyince Almi kalkıp ne yapmaları gerektiğini anlattı bende ne kadar gizli olduklarını kendi adlarına bir şey yaparlarsa yakalayıp işten atacağımızı filan bahsettim ondan sonra oradan ayrılarak yer ayırttığımız lokantaya giderek Azrak'ı bekledik o da gelince yemeklerimiz servis edilmeye başladı.

+ Azrak senden bir yardım isteyecektik.
(Azrak)- Nasıl bir yardımmış?
* Şu gördüğün şahsın bir süre kayıp olması lazım ama bizim yanımızda kaybolması.
(Azrak)- Kimden saklayacağız?
(Esra)- Briandan.
* Brian Kerr.
(Azrak)- Of sıkı kayaya toslamış, ne yaptı ki ona?
+ Aslında bir şey yapmadı sayılır.
* Yani kısaca adamın işini aksatmasına rağmen hala yaşıyor ve ayrıca onunla uyumuş öpüşmüş biri.
(Azrak)- Öp- öpüşmüş?
(Esra)- Bunu anlatmasanız olmaz mıydı?
(Azrak)- Bu detay asıl önemli olan.
(Esra)- Neden?
+ Adamımız kızlara o gözle bakmıyor.
(Esra)- Ne yani homoseksüel mi?
(Azrak)- Kesinlikle hayır, bunu dediler diye kaç adamı öldürmüşlüğü var bunu duymasın sakın.
* Duysa bile bu salağa bir şey yapamaz bence.
+ Ayrıca kıza sevgilim deyip deyip duruyormuş yani aklını taktıysa ki bence taktı.
* Evlerine girip beraber uyuyorlarmış her sabah kovulmasına rağmen ger gelmiş.
(Azrak)- Owww işimiz kesinlikle imkansıza yakın ama denerim.
(Esra)- Ne oluyor, bir si-öhöhöh bok anlamadım.
* Adamımız bakire, kız kardeşine tecavüz edildikten sonra hiçbir kızla cinsel
anlamda yaklaşmamış öpmemiş bile.
(Esra)- Yuh o bakire miymiş?
* Her neyse, ne yapıyoruz Azrak?
(Azrak)- Ayağa kalk bakalım.
+ Adı Esra.
(Azrak)- Oturabilirsin Esra, Brian çok dikkatlidir onun için en baştan değiştireceğiz neredeyse sorun olur mu?
(Esra)- Ondan kurtaracaksa hayır.
(Azrak)- O zaman anlatayım ilk başta göze direk hitap eden mavi gözlerini yeşille değiştireceğiz aslında kahverengi yapardım ama seninki onun altından belli olur yeşil lenste mavilerde arada olacak o yüzden onu es geçtik yüzünü makyaj ile değiştirebiliriz burnunu daha büyük dudaklarını olduğundan küçük gösteririz hilelerle vücuduna gelince göğüslerini sargı bezi ile sarar daha küçük durmasını sağlarız karnına ise hamile görüntüsü vermesini sağlayacak bantta benzer bir şey vereceğim onu sararsın yeterli olur bence en fazla bu şekilde değiştirebiliriz bir de şişman kostümü var ama onu bu sıcakta giyersen içinde pişersin o yüzden istemezsin galiba?
(Esra)- Evet o dursun.
(Azrak)- Tamam kıyafetlerde elbise seçmiyoruz, tişörtler vücuda yapışandan olmalı karnı ortaya çıksın, pantolon ise tam tersine bol seçip o sütun bacakları ortadan kaldırdık mı tamam. Saçını boyatır mısın?
(Esra)- Asla!
(Azrak)- O zaman peruğa yöneliyoruz, hmmm kızıl bir peruk ile saçlarını kapatırız tamam işimiz bitti.
* Yemekten sonra dediklerini yapmaya gideriz.
(Azrak)- Gideriz ama o adamın elinden o kadar kolay kurtulamazsınız, bu şekilde bile tanır bence. Çok dikkatlidir birde dediklerinizin payı var kesin tanır bakışından bile anlar bence.
+ Denemekten zarar gelmez birde şu bizim çiplerden istiyorum her ihtimale karşı.
* Ayrıca bugün bizimle beraber gezdi saklaması sana kaldı.
(Azrak)- Tamam oldu bil.
+ Adamımız şu an Fransa da küçük bir oyun sayesinde orada arıyor ama doğruyu bulmasına az kamıştır.
(Azrak)- Tamam, kızımızı aslında İzmir de diye gösteriyorum.
+ Güzel olur.
(Azrak)- Uçaktan ne zaman indin?
(Esra)- Dün saat 22.30 da indi.
(Azrak)- Tamam geceyi geçirmek için arkadaşlarına geldin ondan sonra sabah da İzmir'e yol aldın.
+ Güzel, ben doydum.
* Bende.
(Azrak)- Senin de doyduğunu umarak hadi yola çıkalım.
(Esra)- Tamam.
(Azrak)- Beni takip edin güvenli ve aradığımızı bulabileceğimiz bir yere gidiyoruz.
+ Tamam.

           Mekandan çıktıktan sonra biz ikimiz kendi arabamıza geçerken onlarda kendi arabasına geçti. Arabayı bu sefer ben kullanıyordum Almi ise camdan dışarıyı izliyordu. Mekana geldiğimizde Azrak'ın gösterdiği yere oturduk o ise bir süre sonra elinde gerekli tüm malzemeler ile yanımıza geldi Esra üstünü giyerken bizde oturduk konuşmaya başladık, Esra için bizim ki gibi yüzük olmaması kararına vardık çünkü anlamış olabilirlerdi o yüzden bizde iç çamaşırına yerleştirme kararı aldık Azrak kendisi yerleştirip bize verecekti yarın sabah.

          Esra giyip çıktığında gerçekten tanınmayacak kıvama gelmişti, oradan çıktıktan sonra yakında olan kuaföre giderek Azrak istediği makyajı anlatmıştı bizde izleyerek bir süre onun yerine biz yapmak için makyajın detaylarını öğrendik gerekli makyaj malzemelerini aldıktan sonra arabaya koyduk ondan sonra Azrak ile vedalaşarak hastaneye doğru yola çıktık, hastaneye geldiğimiz de arabaları park ederek Cem'in odasına yöneldik.

          Cem'in odasına kapıyı çalıp girdik içeride babası Fuat amca, abisi Çınar ve kız kardeşi Alya vardı. İçeri girdiğimiz de Esra kısa süreli duraksa da sonra kendine gelip içeri girdi ama Çınar ile kaçamak bakışlar atıyorlardı birbirlerine, bunun altından bir yaşanmışlık hikayesi çıkacaktı ama ne zaman bakalım. İçeri girdikten sonra yarım saat kadar herkesle konuşmuştuk Fuat amca gerekli açıklamaları Cem'e yaptığını söylemişti bir arada. Odadan çıktıktan sonra Soydan'ın yanına uğramış ve onu yormadan biraz konuşmuştuk, en sona geldiğimizde ben Esra'yı tutarak Barlas'ın yanına doğru gittik Almi ise cama doğru yöneldi son gelişinden sonra içeri giremiyordu galiba. Barlas'ın yanına oturduktan sonra yaklaşıp yanağından öptüm bu sayede daldığı düşüncelerden çıkabilmişti.

(Barlas)- Siz ne ara geldiniz?
* Az önce geldik.
(Barlas)- Anladım.
(Esra)- Merhaba ben Esra.
(Barlas)- Hı hı.
(Esra)- İnsan hiç yoktan yalancı bir gülümseme sunardı, odun.
(Barlas)- Tabii, kardeşim içerde yatarken gülebilirdim sana.
(Esra)- Şey pardon ben bilmiyorum.
(Barlas)- Tamam, sus artık.
* Barlas, bugün de mi eve gitmedin?
(Barlas)- Sence?
* Yapma ama böyle, Aras uyanınca seni böyle mi görsün istersin ha?
(Esra)- İkizler mi?
* Esracım hadi sen bir Almi'ye bak.
(Barlas)- Uyanacak demi?
* Tabi ki uyanacak başka seçeneği yok zaten.
(Barlas)- Yok tabii.
* Bak Aras uyanınca seni böyle görmesin gözlerin kan çanağı eminim hemşirelerin getirdiği kahveden başka bir şey içmiyorsundur, yemeğini yemediğini biliyorum da.
(Barlas)- Yiyemiyorum, o öyle içerde yatarken.
* Gel, bak Almi burada sende bir şey ye yoksa Aras'ın uyanmasını göremeyeceksin.
(Barlas)- Ama...
* Seni duymuyorum Barlas, geleceksin benimle aşağıya hadi kalk.

          Barlas ayağa kalkınca hafif sendeledi eliyle yanında ki duvardan destek alarak doğruldu galiba gözünün önü karamıştı ki bir süre hareketsiz durdu. Ona destek olmak amacı ile kolunun altına girdim kolunu omzuma attım ve beraber aşağı kantine indik, onu masanın tekine bıraktıktan sonra iki tane karışık tost ve iki ayran aldım. Yanına giderek uzattım eline aldı ufak ısırdı geri koydu, bir iki böyle yapınca benimde canım sıkıldı elime aldım bir güzel iki tostu da ona yedirdim. Ten rengi hiç yoktan yerine gelmişti bakışları daha iyi görünüyordu ama uykusuzluktan torbalanmış gözaltları ve kırmızı gözleri yorgun olduğunu belli ediyordu beraber yukarı çıktık.

* Daha iyi misin?
(Barlas)- Evet, sayende.
* Ama pis kokuyorsun, hadi gel şurada kısa bir duşa gir.
(Barlas)- Yok, hayır olmaz.
* Neden olmasın?
(Barlas)- Hadi ben duştayken uyanırsa ya da bir şey olursa.
* Ben yanındayım bir şey olursa sana söylerim hem çok uzağa değil yandaki oda da olacaksın. Ayrıca aklına kötü bir şey getirme.
(Barlas)- İlk bana söyleyeceksin ama?
* Söz, hadi gir şu odaya içeri birazdan temiz kıyafet koyarım onu giyin tamam mı?
(Barlas)- Bak söz verdin?
* Güvenmiyor musun sen bana? Söz işte.
(Barlas)- Sadece beş dk bir şey olmaz herhalde.
* Olmaz hadi git, kıyafetler şimdi gelir.

          Barlas kafası ile onaylayıp odaya doğru yönelirken bende bizim adamlara söyledim onlar da beş dk içinde kıyafetleri getirmişlerdi, Barlas'ın odasına giderek poşeti kapının kenarına koymuştum ki kapı açıldı Barlas bir eli ile belinde ki havluyu tutuyor diğer eli ile saçlarını kurutuyordu, karın kasları göze çarptı kalbimin ritmi hızlanırken dışarı yansıtmamak için büyük bir uğraş sergiledikten sonra gözlerine baktım tek eli havada kalmış gözlerinde endişe vardı.

(Barlas)- Ar-Aras'a bir şey mi oldu?
* Yok hayır kıyafetlerini getirmiştim.
(Barlas)- Ohh bir an ona bir şey oldu diye çok korktum.
* Korkma ona bir şey olmayacak.

          Görsel şölenin baştan aşağı bir kez daha süzdükten sonra yaklaşıp yeni yeni çıkmaya başlayan sakallarının üzerinden öptüm, Üstünü giyinmesini söyleyerek odadan dışarı çıkıp derin bir nefes bıraktıktan sonra şimdi dudaklarıma değen yumuşak ten ile beraber hafif sakalını düşünmesinin sırası olmadığını fark ederek kendimi toparladım.

          Almila ile Esra'nın yanına yaklaştım, Almi başını Esra'nın omzuna koymuş Aras'ı izliyordu. Yanlarına yaklaşınca beni fark ettiler, camdan Aras'a bakarak içimden "Hadi enişte, bu salak geç kaldı ama sen gecikme uyan artık." dedikten sonra eski koltuğa geri döndüm. Barlas'a odadan çıktıktan sonra camın oraya gitti bir süre izledikten sonra yanıma geldi başını omzuma yasladı bende elimi kaldırıp saçları ile oynamaya başladım. Yarım saat kadar bir süre bu şekilde kaldık Barlas'ın uyuduğunun farkındaydım ve rahatsız etmemek adına yerimden hareket etmiyordum, Almila gitme vaktinin geldiğini söyleyince onunla beraber Barlas'ı duş aldığı yani Aras'ın yanında ki odaya koyduk ayılıyor gibi olsa da uykusuzluktan dolayı geri uyudu. Çımadan önce bir kez daha öptükten sonra hastane önlemlerini yenileyerek oradan ayrıldık.

          Evin önüne geldikten sonra arabayı park ederek dışarı mahalleye çıktık ilk önce karşıda ki eve gittik, karşımızda tonton yaşlı bir çift vardı. Onlarla uzun uzun konuşarak sonunda mahallenin sonunda ki eve taşınmayı ikna edebildik bu sayede Esra uzağa değil tam karşımıza taşınmış olacaktı, ayarladığımız adamlar gelerek eşyaların yerini değiştirdiler bu sayede tonton teyze ve amcamız da eski evlerini taşımış gibi olacaklardı değişikliği fark ettirmemek adına bu yola başvurduk. Yeni gelen eşyalar yerleşirken aydınlık tükenmiş yerini karanlığa bırakmıştı bu da demek oluyordu bizim zamanımız.

          Esra ile beraber bizim eve geçtikten sonra akşam yemeği yemiş ardından üstümüzü değiştirerek depoya geçtik bugün önemli olduğunu düşündükleri iki adam yakalamışlardı, bu aralar diğer işleri boş bıraktığımız için depoda adam çoğalmıştı o yüzden toplu ötme günü planlıyordum. Bütün adamları gideceğimiz depoya toplatmıştım geniş bir yuvarlak oluşturmuş ortaya elimize geçen iki adamı koydurmuştum çünkü bu adamlara karşı acıma duygumuz yoktu bu adamlara yaptığımız işkence sayesinde diğerleri de çözülecek çözülmeyeni itina ile konuşturacaktık.

          Mekana geldiğimiz de dışarıda aşırı önlem alınmıştı Hakan bu adamların iyi bilgi bildiğini söylediği için bu önlem tuhafımıza gitmemişti bize selam verenlere selam vererek içeri girdik tam da istediğim şekilde adamları ayarlamışlardı, ilk başta giderek tokat yumruk tekme gibi yollarla bazı adamlar üzerinde sinirimizi boşalttık bu sayede daha mantıklı düşünebilecektik yaklaşık beş adam konuşturduktan sonra yeterli olduğunu düşünerek ortaya yöneldik iki sandalye çekerek adamların karşısına geçtik Esra da sandalyesini yaklaştırarak yanımıza geldi, adamların ağzını açtırdık.

+ Nasıl gidiyor?
(Adam1)- Çok iyi.
+ Güzel, Show'dan memnun kaldınız mı?
(Adam1)- Hem de nasıl, çok komiksiniz.
* Ah biliyoruz, ne eğlenceli kızlarız ama değil mi?
(Adam2)- Hı hı.
* Siz bunlarla konuşmazsınız o yüzden bunu yapacağımızı düşünmeyin.
(Adam1)- Aslında biz hiç konuşmayız hiç kendinizi yormayın.
+ Öyle mi dersin?
(Adam1)- Kesinlikle.
* Sen ne dersin?
(Adam2)- Aynısı.
+ Ne yapmalıyız sence bugün bunlara?
(Esra)- Benim en sevdiğim işkenceyi yapın?
* Olabilir ama en sona, bence kendilerine bırakalım şu anlık.
+ Olur, Simge kartları getir canım.

          Simge kartları getirince bende açarak adamlara doğru uzattım daha doğrusu ağızlarına doğru uzattım, kan kırmızısı olan 7 karttan 2 tane seçmelerini istedim. İlk adam seçtikten sonra onun kartını Esra'ya verdim o açarken diğer adama da seçtirdim onları da Almi'ye verdikten sonra kalanları Simge ile gönderdim. Kızlar kartları açtıktan sonra ilk Esra ardından da Almi okudu işkenceleri.

(Esra)- Gerdirme ve Sandalyemiz seni bekliyor.
+ Seni ise böcek ve kafa ezici geldi.
* Bunlar işe yaramaz ama olsun.
+ Hakan öğrencileri çağır bakalım.
(Hakan)- Hemen.
* Kaç kişiler?
(Simge)- 25.
* Ne kadar süredir bizimleler?
(Simge)- En az 5 yıl.
+ Güven kazanmış özel kişiler değil mi?
(Simge)- Evet.

          İçeri giren 25 kişiyi rahat bir şekilde süzdük ikimiz de, İri, yapılı ve çoğunluğu da kaslıydı ama aralarında biri vardı 1.70 boylarında diğerlerine göre kaslı sayılmayan inceden biri idi bu benim dikkatimi çekmişti ama ses etmeyerek olacakları görmeyi bekledim, kendilerine uzatılan kartlardan işkence seçerek emirleri beklediler "Aç!" emrinden sonra herkes kağıtları açıp şanslarına çıkan işkence aletlerini alıp sırası ile adamların başına geçtiler. Dikkatimi çeken adamın elinde ip vardı, anlaşılan beyin işkencesini yapacaktı ama dayanabilir miydi belirsiz. Sırası ile gezerek işkencelerin nasıl yapılacağını anlattık herkese ondan sonra bizde ortaya geçtik ilk biz başlayacak sonrasında onlar yapmaya başlayacaktı.

          Çok konuşan adam için sandalye ile ve diğeri içinde kafa ezici ile başladık, adamı sandalyeye oturtturduktan sonra Almi onun başına geçerek vurmaya başladı bu sayede sandalyeye dik bir biçimde bağlanmış camların batması derine girmesine sebep oluyordu bende adamın kafasına demirden yapılmış kafasını kafese sokmuş gibi olmasını sağlayan aleti giydirdim ondan sonra yanındaki sıkılığını ayarlayan yerden sıktırmaya başladım. Almi adamın ölmemesini sağlayacak yerde durdu bende adamın dişlerini kırdıktan sonra biraz daha sıkıştırarak can çekişmesini sağladıktan sonra durdum ve açtım adam kan ve kırılan dişleri çıkarırken bende Almi ile adamı oturduğu yerden kaldırdık normal sandalyesine attık. Hakan ile Simge bizim adamlara bakarken bizde diğer adamlara yapmaları için emir verdik onlar yaparken bizde takıldıkları yerde yardımlarına koşuyor ve nasıl yapmaları gerektiğini öğretiyorduk. Cılız adam ise üstün başarı göstermiş tamda ona anlattığımız şekilde burnundan sokup ağzından gelmesini sağlayıp bir iki çekişte adamı konuşturmuştu bile, onun yanına giderek sessizce bir tebrik çektikten sonra çıkışta kalmasını söyledim ondan sonra diğerlerine yardım etmeye başladık adamların bir çoğu konuşmuşken konuşmamak için ısrar edenleri tuttuk. Adamları durdurarak yine devreye biz girdik ikinci işkence için gelenlere bakıp yine adamların başına geçtik Almi adamı tahtadan yapılmış alana yatırıp ellerini ve ayaklarını gerdirilecek şekilde bağlarken bende adamın kafasından aşağı reçel bal şeker gibi yapışkan maddelerle kaplayıp üstüne ekmek ufağı gibi kırıntılar döktüm ondan sonra bende elini ve ayağını bağladım.

          Adamı koyacağımız kap basitti içi her türlü öldürmeyen böcek ve örümcekle doluydu kaptan çıkmamaları içinde kapın üstüne böcekleri ve örümcekleri uzak tutan bir ilaçla kaplanmıştı, adamın kafasına çıkmamaları içinde bu ilaçtan boğazına sürdüm. Almi aletin kolunu çevirerek adamın acı çekmesini sağlarken bende Hakan ile adamı tutarak kutunun içine koyduk aç böcekler adamın üstünü kaplarken o da acı çekiyordu. Almi adamın sınırlarında durduktan sonra bende adamın ayağına bağladım iptan tutup kutudan kaldırdım üstüne ilaç sıkarak böceklerin gitmesini sağladıktan sonra yere attım. Biz yine sandalyemize oturduktan sonra adamların bir süre kendileri toparlamalarını bekledik.

+ Adamlar nerede?
(Adam1)- Sana ne ahh.
+ Adamlar nerede?
(Adam1)- Sana ne?
+ Bilir misin gerilmiş karın kaslarına zarar vermek üzereyim.
(Adam1)- Yap. Ahhhh. (Almi gergin olan karnında bıçakla desenler çizmeye başlamıştı). AHHHHH, DUR.
+ Adamlar nerede?
(Adam1)- Bizde bilmiyoruz.
* Doğru mu söylüyor?
(Adam2)- Ef- efed. (Adamın dişlerini kırdığımdan sesleri anlamsız çıksa da anlamıştık eveti.)
* Kimliklerini söyleyin adamların.
(Adam2)- Pil-miyoğ.
* Patronunuzun kimliğini bilmiyor musunuz?
(Adam1)- Yanımız da maskeli ahh geziyorlar.
* Sırada ki kim?
(Adam1)- Bilmiyoruz.
* SIRADA Kİ KİM?
(Adam1)- Bilmiyoruz.
+ Hakan, Esra'nın istedikleri geldi mi?
(Hakan)- Gelmek üzere, biraz zor bulunan maddelerdi.
+ 5 Dk'nız var sadece.
* Kaç tane maskeli kaldı?
(Adam1)- Bilmiyoruz.
* Kaç tane?
(Adam1)- Bilmiyoruz.
* Emin misin?
(Adam1)- Bilmi- Ahhhhhh (Adamın koltukaltında ki gerilmiş liflerini kestikten sonra üzerime kan sıçradı biraz uzaklaştıktan sonra inlemesini dinlemeye başladık.)
+ Sırada ki kim?
(Adam1)- AHH Bilmi- Ahhh yoruz.
+ Sırada ki kim, dün gelip söylemiş.
(Adam1)- Bize söylediğini Ahhhh biliyorsanız Ahhhh kim olduğunu da bilirsiniz.
* Bilsek sorar mıyız mal?
(Adam1)- Bilmiyorum.

          Diğer adamı bayıldığı için kendine getirmek amaçlı su döktükten sonra diğer adamı biraz daha gerdirdik kolunun altını kestiğim yerden daha fazla kan gelirken birkaç çıtırtı geldi ve ayaklarında hareketlilik kesildi yani ayakları yerinden çıktı. Adam acıdan inleyip dururken bir süre sonra kan kaybından dolayı kendinden geçti onu da ayılttıktan sonra ellerini ve ayaklarını çözerek yere bıraktık. Bu adam diğerine göre daha inatçı olduğu için bu adamın ölmesine şimdiden belirlediğimiz durumdu. İçeriye kocaman poliprolenden yapılmış bir kap ve poliprolenden bir kabın içinde diğer kaba sığacak Hidroflorik Asit özenli bir şekilde getirildi. Simge gelen gaz maskelerini ve gözlükleri bize verdi diğer adamlarda aldıktan sonra herkes taktı. Bu işkence değil adamı yok etme yoluydu, hidroflorik asit poliprolen hariç her şeyle tepkimeye girer ve onu sıvı hale getirirdi {Gerçekte de doğrudur.} yani adamları canlı canlı eritecektik. Bu kalan asidi özel bir alanda muhafaza ettiğimiz için de gelmesi biraz zaman almıştı.

          Adamları kısa bir sorgu daha geçirdikten sonra aynı cevapları aldıktan sonra çok konuşan adamı kabın içine attık Almi ile beraber kabı dikkatli bir biçimde boşalttık içeride ki herkesin beti benzi atarken adam asidin içinde eriyip yok oldu.

+ Sırada ki kim?.....
* Hey duymuyor musun?
(Adam2)- O-oğa ney olu?
* Eridi, öldü.
+ Şimdi sen cevaplıyor musun yoksa senide mi atalım içine, sırada ki kim?
(Adam2)- Bü-şya YIL-YILMAS.
* Şirkette çalışan mı?
(Adam2)- ef-efed.
+ Hakan hemen ona göre ayarla adamlarını hızlı.
(Hakan)- Tamam.
* Kaç maskeli kaldı?
(Adam2)- Al- aldı ama bi-biyi dağa var.
+ Kim?
(Adam2)- Bi-bilmiyom ma-maskel-lilere yar-dım ede-ceğ-ğini söy-lü-lüyor.
+ Maskeliler ne diyor bu işe?
(Adam2)- Öl-öldü-çek-ler.
* Neden?
(Adam2)- Bi-bilmi-yorum.
+ Başka ne biliyorsun?
(Adam2)- Bu- bu kadar.

          Adamın kafasına bir kurşun ile daha fazla acı çekmesine izin vermeden öldürdüm, Almi diğer adamlara döndükten sonra.

+ Konuşmayan herkesi asidin içine atın.

          Adamlar asidin içinde eriyen adamı gördükleri için hemen ötmeye başladılar ardından kafalarına ya da kalplerine bir kurşunla hepsinin infazı oldu onları da çöplüklerine göndererek işimizi bitirmiş olduk. Herkes çıktıktan sonra o adam kalmıştı, ilk başta etrafında süzdükten sonra üstündeki gömleği çıkararak iyice kaslarına filan inceledim ondan sonra Hakan ile kısa bir dövüş sergilemesini istedikten sonra dövüş şekline de baktım gayet iyi dövüşüyordu. Adam'ın adını öğrendikten sonra geliştirmesi gereken yönlerini öğrenerek yolladım onun arkasından Simge'ye adamın bilgilerinin yarın elimde olmasını söyleyerek beni bekleyen kızların yanına giderek eve doğru yol aldık.

          Eve geldiğimizde yorgun olduğumu anlayarak üstümü değiştirip kızların yanına uğradıktan sonra yatağa girerek güzel bir uyku çekmek için hazırlandım.

♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥♫♪♣♠♥

Hepinizi seviyorum umarım beklediğinize değen bir bölüm olmuştur. Yorumlarınızı bekliyorum ☻

Continue Reading

You'll Also Like

Sarı bukle By ID

General Fiction

44.3K 5.9K 14
interseksüel birey içerir. .... "Ben ona ait değilim, insan sevdiğine ait olur." "Ya kime aitsin? Kiminsin?" İç çekti..." Senin..." .... 🤍
173K 16K 45
Kerem Aktürkoğlu & Kumsal Yıldız
2.2M 207K 42
"Benim topraklarımda ölmek için özel bir nedene gerek yok." Mihra Elnurova, Türkiye'nin güneyinde yer alan, ufak bir Türkmen ülkesi olan Karahan'da...
201K 8.6K 30
siz: askerim biçim biçim siz: ölürüm asker için siz: teröristler bana düşmandır siz: asker sevdiğim için Siz: çevik asker giderken siz: teröristler ç...