Remarried Empress (Yeniden Ev...

Galing kay killasandra

102K 8K 526

''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı ya... Higit pa

Karakterler
1.Bölüm
2.Bölüm
3.Bölüm
4.Bölüm
5.Bölüm
6.Bölüm
7.Bölüm
8.Bölüm
9.Bölüm
10.Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13.Bölüm
14.Bölüm
15. Bölüm
16. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29.Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Bölüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. Bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
56. Bölüm
57. Bölüm
58. Bölüm
59. Bölüm
60. Bölüm
61. Bölüm
62. Bölüm
63. Bölüm
64. Bölüm
65. Bölüm
66. Bölüm
67. Bölüm
68. Bölüm
69. Bölüm
70. Bölüm
71. Bölüm
72. Bölüm
74. Bölüm
75. Bölüm
76. Bölüm
77. Bölüm
78. Bölüm
79. Bölüm
80. Bölüm
81. Bölüm
82. Bölüm
83. Bölüm
84. Bölüm
85. Bölüm
86. Bölüm
87. Bölüm
88. Bölüm
89. Bölüm
90. Bölüm
91. Bölüm
92. Bölüm
93. Bölüm
94. Bölüm
95. Bölüm
96. Bölüm
97. Bölüm
98. Bölüm
99. Bölüm
100. Bölüm
101. Bölüm
102. Bölüm
103. Bölüm
104. Bölüm
105. Bölüm
106. Bölüm
107. Bölüm
108. Bölüm
109. Bölüm
110. Bölüm
111. Bölüm
112. Bölüm
113. Bölüm
114. Bölüm
115. Bölüm
116. Bölüm
117. Bölüm
118. Bölüm
119. Bölüm
120. Bölüm
121. Bölüm
122. Bölüm
123. Bölüm
124. Bölüm
125. Bölüm
126. Bölüm
127. Bölüm
128. Bölüm
129. Bölüm
130. Bölüm
131. Bölüm
132. Bölüm
133. Bölüm
134. Bölüm
135. Bölüm
136. Bölüm
137. Bölüm
138. Bölüm
139. Bölüm
140. Bölüm
141. Bölüm
142. Bölüm
143. Bölüm
144. Bölüm
145. Bölüm
146. Bölüm
147. Bölüm
148. Bölüm
149. Bölüm
150. Bölüm
151. Bölüm
152. Bölüm
153. Bölüm
154. Bölüm
155. Bölüm
156. Bölüm
157. Bölüm
158. Bölüm
159. Bölüm
160. Bölüm
161. Bölüm
162. Bölüm
163. Bölüm
164. Bölüm
165. Bölüm
166. Bölüm
167. Bölüm
168. Bölüm
169. Bölüm
170. Bölüm
171. Bölüm
172. Bölüm
173. Bölüm
174. Bölüm
175. Bölüm
176. Bölüm
177. Bölüm
178. Bölüm
179. Bölüm
180. Bölüm
181. Bölüm
182. Bölüm
183. Bölüm
184. Bölüm
185. Bölüm
186. Bölüm
187. Bölüm

73. Bölüm

416 35 0
Galing kay killasandra

Haber birkaç saat içinde her yere yayıldı. Merkez sarayda herkes bana kaçamak bakışlar attı ve ben geçerken aceleyle sustular. Akşam yemeği vakti gelir gelmez çalışanları geri gönderdim. Bütün gün soğukkanlılığımı korumayı başarmama rağmen yüz kaslarım yorulmuştu.

Rashta'nın bebeği doğduğunda ne yapmalıydım? Önceki imparatoriçenin, imparatorun gayri meşru çocuklarına nasıl davrandığını hatırladım. Çoğuna yeterince adil davranmıştı ama özellikle hoşlanmadığı cariyelerin çocuklarına karşı soğuktu.

"..."

Kolay olmayacaktı. İnsanlar küçük çocuklara karşı sempati duyuyorlardı ve hem Rashta hem de Sovieshu o kadar güzeldi ki bebekleri kesinlikle bir peri kadar sevimli olacaktı. Aynı zamanda İmparator'un ilk bebeği olan bu kadar kıymetli bir çocuğa soğuk davranırsam itibarım yerle bir olur. Şu an bile herkes bana bakıp 'Onun nesi var?' diye fısıldıyordu. Üstelik o çocuğun aptalca* fikirlere kapılmasını istemiyorsam, yaş farkı çok fazla açılmadan kendi çocuğumu doğurmam gerekiyordu.

*Navier'ın 'aptalca' olarak bahsettiği fikirler taht üzerinde hak bildirmek, prens/prenses ünvanı almaya çalışmak vs.

Odama girer girmez koltuğa çöktüm ve derin bir nefes aldım. Sanki çevredeki hava beni ezmeye çalışıyormuş gibiydi.

"Majesteleri."

Başımı kaldırıp yanımda Kontes Eliza'yı gördüğümde elim şakağımdaydı.

"Dinliyorum?"

"Prens Heinley burada. Seni görmek için acele ediyormuş gibi görünüyordu..."

"Prens Heinley mi?"

Sandalyeden doğrulup oturdum. Neden buradaydı?

Gizli bir arkadaş haline geldiğinden beri Prens Heinley beni doğrudan ziyarete gelmemişti; yalnızca dışarıda buluştuğumuzda alışılagelmiş selamlaşmalar ve hoş sohbetleri yapmayı tercih etmişti. Ayrıca Queen için endişelendiğimde onu yalnızca bir kez ziyaret etmiştim. Eğer bizzat gelmişse acil olmalı.

"İçeri gelmesini söyleyin."

Endişelenerek hızla karşılama odasına çıktım. Henüz resmi kıyafetlerimi çıkarmadığım için kıyafet değiştirmeme gerek yoktu. Ben karşılama odasına girdiğimde Prens Heinley içeri girdi.

"Çay ister misiniz Majesteleri?" 

"Evet, teşekkür ederim Kontes."

Kontes Eliza kapıyı arkasından kapatır kapatmaz Prens Heinley yanıma geldi ve kollarını havaya kaldırdı.

"Seni teselli etmek istiyordum. Sana bir arkadaş olarak sarılabilir miyim?"

Ona baktım ve Prens Heinley bana cesaret verici bir şekilde baktı.

"Arkadaşlar, birbirlerini rahatlatmak için birbirlerine sarılırlar."

Ah... demek bunun için buradaydı. Beni neşelendirmek için koşarak buraya geldi. Bir rahatlama duygusu kapladı bedenimi.

"Peki."

Ona doğru adım attığımda bana sıkıca sarıldı.

Omuzlarının sağlamlığını ve genişliğini fark etmeden duramadım. Tanıdık kokuyu içime çekerek alnımı eğdim. Queen'in kokusuydu bu. Queen prens gibi mi kokuyordu yoksa prens Queen gibi mi kokuyordu?

Queen'in sarılışı rahatlatıcı olsa da Prens Heinley'in vücudu çok daha büyüktü. Onun kollarındayken kendimi güvende hissediyordum. Vücudu her şeyin yolunda olduğunu söylüyormuş gibiydi ve tanıdık koku ile tanıdık olmayan kollar arasında zihnimdeki kargaşa yerleşti. Kalp atışının sesi bile bana bir güvenlik hissi veriyordu. Sağlıklı, gürültülü ve hızlıydı.

"Ben gerçekten..."

"?"

"Gerçekten berbat bir pislik olmalıyım Kraliçe."

"Neden bahsediyorsun?"

"Buraya seni rahatlatmaya geldim çünkü üzülmenden korkuyordum. Ama bu arada kötü düşüncelerim de vardı."

"Kötü düşünceler mi?"

Heinley ne hakkında konuşuyordu? Prens Heinley kollarını indirirken ben şaşkınlıkla alnımı çektim ve geri adım attım. Hafifçe geri çekilirken yüzü kızarmıştı.

"Sana çok mu yakındım?"

Ona endişeyle baktım ve o da tereddütlü bir "Ha?" dedi. Kulakları kırmızıya döndü ve ellerini salladı.

"Bu konuda kötü düşüncelerim yoktu, Kraliçem. Kesinlikle hayır. Ben bu kadar heyecanlanan biri değilim."

"..."

Heyecanlı...?

Ona baktım.

"Sanırım deliriyorum."

Prens Heinley sanki toprağın onu yutmasını istiyormuş gibi iki eliyle gözlerini kapattı.

"Benden teselli için bir sarılma istemedin bile. Kendimi bu işe bulaştırdım, değil mi?"

"...Biraz."

Onun sıkıntısını duyunca ağzım açılmadan edemedim.

"Evet, bu arada güldürdün beni. İnsani duygular karmaşıktır."

"Eh, utancımın seni gülümsetmesine sevindim."

Prens içini çekti ve ardından kıkırdadı. Tam o sırada Kontes Eliza elinde çayla içeri girdi. Tepsiyi masanın üzerine bıraktı ve bizi tekrar yalnız bırakmak için aceleyle dışarı çıktı.

Ona bir çay fincanı uzattım ve o da dikkatlice kabul etti. Parmaklarımız birbirine değdiğinde elinin titrediğini hissedebiliyordum. Ona baktığımda bakışları aşağıya doğru kaydı ama yavaşça gözlerini kaldırdı ve yumuşak altın rengi kirpiklerinin altındaki mor gözbebeklerini ortaya çıkardı. Büyüleyiciydi.

"Prens Heinley kadın olsaydın..."

"?"

"İmparator sana hemen aşık olurdu. Gözlerin muhteşem."

"İltifat etmek için tuhaf bir yol."

Bir süre bana baktı, sonra kahkaha attı ve fincanını dudaklarına götürdü.

"Kadın olsaydım Kraliçemin nedimesi olurdum."

"Nedimem mi?"

"Böylece bütün gün birlikte olabilirdik."

"Yani şu an nedimem mi olmak istiyorsun?"

"İlk cümleme değil ikinci cümleme odaklan lütfen, Kraliçem."

Yine kahkahalar yükseldi. Bebekle ilgili haberi duyduktan sonra Prens Heinley'nin yanında rahatladığım için mutluydum, ancak bunun geçici bir ilaç olduğunu ve o gittikten sonra tekrar midemin bulanacağını biliyordum. Tam Queen'i gündeme getirecekken Kontes Eliza tekrar kapıyı çaldı.

"Majesteleri, Düşes Tuania burada."

Düşes Tuania mı?

"İçeri gelsin."

Bu saatte burada ne işi vardı? Düşesle iyi bir ilişkim vardı ama soylu kadınların, nedimelerim dışında, davetsiz bir şekilde akşamları beni ziyaret etmelerine imkan yoktu. Onun sorunlarla uğraşıyor olduğunu bildiğim için şaşırdım. Onun için yapmamı istediği bir şey mi vardı?

Düşes Tuania içeri girdiğinde gözleri ıslaktı.

"Ben çıkıyorum, Kraliçem."

Prens Heinley bu konuşmanın kendisinin katılması gereken bir konuşma olmadığını fark etti, bu yüzden düşes'e başıyla selam verdi ve oradan ayrıldı. Düşesin elini tuttum ve onu kanepeye oturttum.

"Sorun nedir? İyi misin?"

Düşes Tuania'nın sırtı düz ve duruşu zarifti ama her zamankinden daha yıpranmış görünüyordu. Koltuğa oturur oturmaz iki elimi de ellerinin arasına aldı. Onu dürtmek yerine konuşmasını bekledim ve sonunda düşes ağzında kalan kelimeleri boğmayı başardı.

"Majesteleri, bunu sizden istediğim için çok utanıyorum ama...lütfen Vikont Langdel'i kurtarın."

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

11.2K 1.2K 15
Bedenim tir tir titremeye başlamıştı. Gözlerim dolmuş neredeyse ağlayacaktım. Etrafta yeni yeni fark ettiğim geçmişe ait şeyler vardı. Tabelalar, ara...
63.3K 3.5K 20
Aşk, nefret ve intikam hırsıyla dolu kalplerde yer edebilir miydi? İskoçya ve İngiltere arasında yaşanan en kanlı savaşın ardından bir anlaşma yapıld...
12.7K 440 21
Çakırbeyli ailesi hayatlarında ölüm gerçeği her dakika bulunan bir ailedir. Onlar için yaşamın her saniyesi can havli iledir. Daha önce çeşitli tehdi...
144K 9.8K 47
| Düzenleniyor... | Kimberly Lamar, adı çıkmış bir leydi. Erkeklerin gözde sevgilisi. Onunla olmak için sıraya giren insanlar onları piyon olarak kul...