Bu noktada ciddi bir kavga kaçınılmaz görünüyordu. Başını sallayıp kılıcının kabzasını nazikçe sıkan Sör Artina'ya endişeli bir bakış attım. O anda—
"Majesteleri! Majesteleri!"
Uzaktan birisi koşarak geldi ve prense seslendi. Arkama döndüm ve onun Prens Heinley'i sık sık takip eden mavi saçlı şövalye olduğunu gördüm. Adı Sör McKenna mıydı?
Önümüzde durdu, acilen konuşmadan önce nefes nefese kaldı.
"Majesteleri, sanırım artık gitmelisiniz!"
"Sorun nedir?"
Sör McKenna Büyük Dük Kaufman'a bakarken tereddüt etti. Şövalye onun önünde konuşup konuşmaması konusunda kararsız görünüyordu.
Prens Heinley'e döndüm ve ona başımı salladım.
"..."
Acele etmesini tercih ederdim ama bana pişman bir bakışla baktı ve sonra dikkatle tek dizinin üstüne çöktü. Gözlerini sürekli üzerimde tutarak elimin üstünü hafifçe öptü. Sör McKenna sabırsızlıkla kıpırdandı.
"Seninle sonra konuşacağım, Kraliçem."
Ayağa kalkarken sesi yumuşaktı, başımı salladığımda arkasını döndü ve Sör McKenna'yla birlikte oradan ayrıldı. Yavaş, nazik öpücüğünün aksine, adımları hızı tempoluydu. Bunun Batı Kralı'yla bir ilgisi olup olmadığını merak ettim...
Prens Heinley'nin kafasının arkasına baktım ve iç çektim.
"O prensle arkadaş mısın?"
Aniden Büyük Dük Kaufman'ın varlığını hatırladım ve hızla ona döndüm. Garip bir ifadeyle bana bakıyordu.
"O prensle arkadaş mısın?"
Tekrar sordu.
"Bence o harika bir adam."
Onunla arkadaşça davrandığımı söyleyemezdim ama yalan söylemek de istemediğim için ılımlı bir cevap verdim. Ancak Kaufman'ın yüzü sadece buruştu. Onu dikkatle gözlemledim.
"Kıskanç mısın?"
"Öyle görünüyor. Az önce boğazını sıkmak üzereydim."
"Ama yapmadın."
"Evet, ağzımdan çıkanları kontrol etmek benim için zordu."
Ona anlayışlı bir gülümseme sundum, o da umursamaz bir şekilde omuz silkti.
"Birini bu kadar duygunun harekete geçirmesi inanılmaz."
"...Nasıl hissediyorsun?"
"Hiç kıskandın mı?"
"Kıskanmak..."
Sovieshu beni Rashta'yla ilgilenmem için zorladı. Kalbimdeki o acı verici duygu kıskançlık mıydı?
"Belki."
Onunla aynı fikirde olduğum anda Büyük Dük Kaufman beklenmedik bir cevap verdi.
"Bunu çok kolay itiraf ediyorsun."
"Bana aşk iksiri verdiğin için çok sinirlenen sendin."
Yüksek bir sesle güldü, ellerini ceplerine koydu ve bakışlarını indirdi.
"Moralini mi bozdum?"
"Büyük Dük'ün mücadelesini izlemek o kadar da kötü değil..."
"Bunu eğlenceli mi buluyorsun?"
"Cevap vermem gerekiyor mu?"
Büyük Dük Kaufman dudaklarını büzdü.
"Daha önce hiç bu kadar yoğun bir kıskançlık hissettiğini sanmıyorum, bu yüzden sana şunu söyleyeyim; sanki görünmez bir şey kalbimin yanında bağırıyor. Ben de o sesi dinlemek istiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Remarried Empress (Yeniden Evlenen İmparatoriçe) TÜRKÇE ÇEVİRİ
Historical Fiction''Boşanmayı kabul ediyorum.'' Sovieshu yarı rahatlamış, yarı pişman bir ifadeyle bana baktı. Maskaralık mı yapıyordu, yoksa samimi miydi? Şu ana kadar iyi bir meslektaş ve mükemmel bir imparatoriçeydim. Hiç kavga etmemiştik; ta ki o onu getirene kad...
