LEYLA

Da gizemmgurbuzz

63.4K 5.8K 2.3K

İskoçya'dan Osmanlıya uzanan destansı bir aşk... Altro

LEYLA
1 İsyan
2- Kaçış
3- Fersah fersah özgürlüğe...
4- Çaresiz bekleyiş...
5 - Beklenmeyen teklif
6 - Zor Karar
7 - Talih Kuşu
8 - Yolun Sonu
9 - Sürgün
10 - Burada Kurt benim!
11 - Misafir
12 - Aytuğ...Ben, gel, su...
13 - An bu an...
14 - Veda
15 - Yeni Düzen
16 - Vicdan
17 - Kibir ve Önyargı
18 - Güzel Ahlak
19-Ey sevgili hoşgeldin...
20 - Kaçak
21 - Kısas
22 - Toz kaçtı...
23 - Sultan Köşkü
24 - Helal edesin...
25 - LEYLA!
26 - Gelin Toyu
27 - Biçare...
28 - Sen Leyla ben Mecnun
29 - Kader...
30 - "Hadi İnşallah"
31 - İki kişi tek nefes "Hu"
32 - Vuslat
33
35 - Kaşık!
36 - Ar ederim!
37 Ben Allah
38
39 Nikah!
40 Yeniden...
41 Gelin
42 Haber
duyuru
43 Mektup...
44 Mecnun...
45 Tevbe
"الن تأتي" 46
47 Vuslat
48 Neredesin...
49 Münasip değil...
50 "Saadet-i Saniyem"
51 Hasret...
52. Bölüm
53 Mahkeme
54 Nasip et ya rab!
55 Ham ham!
56 Eğlence...
--Düğün--
58 Allaha emanet
59. Bölüm
60 Hoşçakalın
Final (1. Kısım)
Seri Sonu Finali
Teşekkür

34 - Aşk yaptı

837 101 31
Da gizemmgurbuzz

Jenna kızının ortaya kurduğu küçük yer sofrasına ardından hala uyumakta olan Robert'e baktı. Kadın inanmakta güçlük çekiyordu. Karanlıkta tam seçememişti lakin renkli halılar ile döşenmiş yuvarlak alana gözlerini kırpıştırdı. Yan yana iki sandık üzerinde ortaları saten kumaştan yeşil mavi pembe yorganlar, az ötesinde yüksekçe tezgah görevi gören altı büzgülü yeşil keten kumaş ile örtülü bir ahşap sıra yüzerinde değişik tahta tabak çanaklar... Testiler... Jenna başını kaldırıp tepesi delik kubbeye ardından kenarlardan sallanan boncuklu süslere de baktıktan sonra kaşlarını kaldırarak çadıra giren kızının elindeki büyük demir testi ve tasa baktı. Laiası bıraktığı gibiydi. Belki bir parça daha canlı yüzü gözü ışıldamış hafif toplamıştı. Oldukça sağlıklı ve güzel görünüyordu. Ardından bağladığı saçlarının ne denli uzadığına bakarak gülümsedi.

"Anne... " Laia elindekileri döşeğin kenarına koyup oturduktan sonra yeniden annesine sarıldı. Şu bir gerçekti ki bundan sonra onunla dalaşmayacak ne derse yapacaktı.

"Kızım" Jenna gözlerini kapatıp iç çektikten sonra onu geri çekip yeniden baktı. "Çok iyi görünüyorsun Laia. Tanrı'ya şükür. Ben öyle korktum ki... Ümidim kalmamıştı artık."

"Kötü şeyler düşünmeyelim anne... Hadi elini yüzünü yıka! Kahvaltı edelim." Laia gülümsedi ardından annesinin üzerinden atlayıp babasına doğru eğildi. Alnı terlemiş yanakları kızarmıştı. "Baba!" Genç kız elini babasının yanağına götürüp fazlasıyla sıcak olduğunun farkına varınca dizleri üzerinde doğruldu. "Ateşi var anne!"

Jenna da kontrol edip kocasının yüzünü kuruladı. "Robert? İyi misin? Hadi uyan!"

"Kalkasım yok Jennam" Robert çok yorgundu.

"Baba? " Laia köşeden bir bez çekip ıslatması ardından babadının alnına koydu. "Börü'ye haber vereyim. Hastasın!"

"Bö- ne? "

" Börü" Laia gülümsedi. "Buranın hekimi"

Robert gözlerini aralayıp kızını gördüğünde gülümseyip yanağını okşadı. "Sorun yok Laia. İyiyim... "

"Yorgun düştün... Çok yoruldun Robert. Sanırım bedenin rahatlayınca salıverdi."

"Hadi baba kalk birşeyler ye." Laia bezi çekip dudaklarını birbirine bastırdı. "Hekimsiz olmaz... "

"Geçer birazdan birşeyim kalmaz. " Robert kolu üzerinde doğrulup kızını kendine çekerek sarıldı. "Çoz özledim Laiam... Güzel kızım."

"Ben de... " Laia bir müddet öyle kaldıktan sonra doğruldu. Ardından ayağa kalkıp ibriği ve tası alarak onlara uzattı. Burada duran su değil akan suyun temiz olduğunu söylüyorlardı bu yüzden suyu akıtmak icap ediyordu. Babası yüzünü yıkaması ardından annesi de yavaşça ellerini ovaladı. Laia kalkıp suyu kapı dışına atarak tası kenara koydu.

"Çok güzel kokuyor." Jenna ayaklandı ardından yattığı yere baktı. Kalınca yan yana iki döşekti. Oldukça rahattı da. Serili beyaz kenarları motifli pamuklu çarşafa tertemiz yastıklara bakıp kızına döndü. "Tüm bunlar senin mi Laia?"

Laia kafa salladı. "Hepsini siz geleceksiniz diye hazırladım... "

Jenna etrafına bakınıp kıyafetlerini aradı. "Heybe nerede Laia? "

"Hepsini yıkadım."

Kadın tek kaşını kaldırarak kızına baktı. Laia asla ev işleriyle bizzat ilgili olmamıştı lakin bilirdi. Kadın etrafın temizliğine ve düzenine gülümseyip kocasına döndü.

"Benimkileri bıraksaydın... " Robert'te güçlükle ayaklanıp başı döndüğünden eliyle gözlerini örttü lakin Jenna'nın kıkırdamasıyla eğilip bileklerinin üzerinde biten pantolon ve gömleğe baktı.

"Akşama kururlar baba merak etme. Sen kahvaltı edip dinlenmene bak. Anne sen de. " Genç kız yatağın baş tarafındaki sandığı açarak içinden Yaman'ın ona aldığı kaftanı çıkarttı. "Bunu giy... Sonrasında sana kumaş alırız burada yeni elbiseler diktiririz."

Jenna kaftana bakıp kumaşını inceledikten sonra kızına gülümsedi. "Bu güzel bir kumaş."

Genç kız annesinin kaftanı giymesine yardımcı olduktan sonra gerileyip ona baktı. Bunun içine sığacak kadar zayıflamıştı. "Güzel oldu..."

"Bu kadına herşey yakışıyor... " Robert sofraya gidip baktıktan sonra eğilip oturdu. Kırılıyordu her yeri. Adam kızının kaseye süt koyması üzerine başını kaldırıp baktı. "Sanırım bırada çay yok."

"Aslında çay yerine çorba içiyorlar lakin değişik kokulu birkaç ot demleyip içtikleri oluyor." Laia gözlerini kıstı. "Evet hastayken... Kahvaltıdan sonra Servi Ana'den isterim."

"Ana? " Jenna kızına baktı.

"Laia annesine de süt koyması ardından gülümsedi. " O bana çok baktı... Yani buraya geldiğimde... "

"Buraya nasıl geldin Laia? Abraham gemiden kaçtığın zamana kadar olan süreyi anlattı. "

"Baba... " Laia başını önüne eğdi. "Ben Abraham'ın ne kadar iyi bir insan olduğunu biliyorum. Ona minnettarım lakin iyi niyetli de olsa... Ben Mısır prensi ile... "

"Evlenmezdin... " Robert kafa salladı. "Bunu biliyorum. "

"Onu ve Adelard Amcam'ı hayal kırıklığına uğratmak korkunçtu lakin o an düşünebildiğim tek şey bir başka yerde tanımadığım adam ve diğer iki kadın ile olmak istemememdi... " Laia içinden şükredip anne babasına baktı. "Oradan kaçtım ve o sırada Antalya'da ki handa bir bizanslı tüccar ile katşılaştım. Bana birkaç defa yardım etti. Ardından ondan ayrılıp söylediğim gibi Constantiniye'ye gelmek için yola koyuldum ve yarı yolda yeniden Ignatius ve yanındaki pislik ile karşılaştım. Timurlu kısık gözlü haydutlar ile mücadele ediyorlardı. Bende yardım ettim...Onların da aynı yere gittiğini birlikte gidebileceğimizi söylediler... " Laia insanın bir başına kaldığında ne denli çaresiz olduğunu hatırladığında önündeki kaseyi gözledi. "Meğer kadın taciriymiş."

"Tanrım... Ah tanrım! " Jenna elini ağzına kapatırken kocası elindeki tahta kaşığı kırıverdi.

"Benimle baş edemeyeceklerini bildiklerinden yandaşlarının yanına gidene kadar herşey normaldi... Ardından ellerine düştüm... Diğer kızlar ile birlikte... Bizi zincirlediler. Gece kızlardan yardım alıp kaçmaları için yardım ederken yakalandım... " Laia babasının kıpkırmızı kesen yüzüne ve annesinin dolu gözlerine karşın gülümsedi. "Adamlardan birinin burnunu koparttım baba. İnsan dişlerinin istediğinde nasıl bir silaha dönüşebileceğini keşvettim. " Laia kendince kafa salladı. "Adam kurtulamayacağını anladığında elim kolum bağlı olduğundan beni biraz patakladı... " Laia gözlerini kırpıştırdı. İki hafta kadarcık yataktan kalkamayacak kadar azdı lakin o kadarını bilmelerine gerek yoktu. "Sonra Türkler geldi... Aytuğ ve alpleri. Hepsini hakladılar... Beni de buraya getirdiler.O zamandan beri buradayım... Bana çok iyi baktılar. Kendi evimi verdiler, beni aralarına aldılar... Dillerini öğrettiler... Sizi aramak için sık sık Constantiniye'ye geldim ve son gelişimde oradaymışsınız... Aytuğ bir dostuna bahsetmiş... "

"Aytuğ? " Robert başını yana yatırdı.

"Bey... Aytuğ Bey... Bu toprakların l-lordu... " Laia bakışlarını kaçırdı.

"Şu sarıldığın güzel lord? " Jenna dudaklarını dişledi.

"Nesi güzel kara marsık! Longness canavarına benziyor! Herif bana kadın muamelesi etti utanmadan!" Robert mızmızlandı. "Ah başım... Her yerim ağrıyor! "

"Seni tanıdığımda sende Longness canavarına benziyordun Robert! " Jenna hafifçe etlenen yanakları kızaran kızına yan gözle bakıp önüne döndü.

"Y-ya siz..." Laia konuyu değiştirmeye çabaladı.

"Dayın sonunda muradına erdi... Sürgün etti bizi. " Robert mızmızlanmaya devam etti.

"S-sür-sürgün d-dayım? " Laia dudaklarını birbirine bastırdı.

"Robert! " Jenna kaş çattı. "Yakalandık Laia... Benim o günkü bağırışımı işiten birileri seni açık etmiş. Bizi idam için evimizden aldılar... Dayın sessizce haber beklememizi söyledi ve Adelard'dan ötürü senin Abraham ile gittiğini biliyorduk. Lakin Adelard hiçbirimize peşine düşüp seni tehlikeye atmamamız için yerini söylemedi... Dayın... O... " Jenna dudaklarını dişledi.

"Sizi korumanın tek yolunu gerçekleştirdi. Çünkü isyanı bastırabilecek tek kişi olduğunu biliyordu... Bunu konuşmuştuk... " Laia annesinin kolunu sıvazladı.

"Evet kızım tam olarak böyle oldu. Bizi zindandan çıkarıp bir gemiye bindirdiler ve İspanya'ya gittik... Yaklaşık bir ay kadar orada Eathan'ın pelerine diktiği altınlar ile bir yaşam kurduk ve Abraham bizi buldu... Ona yazdığın mektuptan ve Constantiniye'den bahsetti. Seni aramak için yardım etmek istediğini söyledi. O gerçekten onurlu bir adam."

Laia başını iki yana salladı. "Ona yaptıklarımdan sonra İskoçya'ya gelmeyeceğini düşündüm... Lakin sizin Abraham'ı bulacağınızı varsaymıştım."

"Abraham tüm yaptıklarından öyle memnun ki... Şayet İskoçya'daki o olayı bilseymiş seni asla evlendirme niyetinde olmazmış... "

Laia ağır ağır kafa salladı.

"Ve işte buradayız... "

"Seni alıp Mısır'a gideceğiz Laia... Abraham bize yeni bir yaşam kuracağını söyledi.

Laia'nın gözleri irice açıldı. " M-mısır? "

Jenna kızının korku dolu bakışlarını fark ettiğinde Robert'in kolunu tuttu. "Bunu sonra konuşalım Robert" diye mırıldandı. " Bu çörekler çok güzelmiş."

"Ekmek... Öyle deniyor." Laia bakışlarını önüne indirip elindekini bıraktı. Onlar olmadan burada kalamazdı. Gitmek istiyorlarsa..." Genç kız ağlamak üzere olduğunu fark ettiğinde dizlerini ovalayıp tavana baktı. "O-orada bir delik var gördünüz mü? K-kara kış gelecekmiş o zaman ocapı içeri alacaklar ve d-duman oradan çıkacak burası da ısınacak... Bu keçenin tutuşmasından hiç korkmuyor gibiler... Bahsettikleri karakış ta ne zaman gelecek acaba... Şu havada üşüyorlar."

Robert kızının tedirgin bir halde susmaksızın konuşması ile dönüp karısına baktı. Jenna ona gülümsediğimde ise kaş çatarak önündekilere döndü. "Hayvan herif..."

---

Laia evvela börüyü babasını görmesi için çağırmış ona ilaç yazdırmıştı. Börü annesi içinde bir krem hazırlayacağını söylemişti.ardından annesi ile Servi Ana'nın çadırına gitmişlerdi. Ahali meraklıydı. Aycan ve Yaman da Servi Ana'nın çadırına gelmiş , annesi ile tanışmışlardı. Laia arada çeviri yapmaktan epey yorulmuştu ki Maral da aralarına katılıp akşam Çolpan Hatun'un onları yemeğe davet ettiğini annesi babası ile tanışmak istediğini söylemesi ile pek heyecanlanmıştı.

"İyi insanlara benziyorlar Laia!" Jenna etraftaki meraklı bakışlara baktı.

Öyleler Laia iç geçirdi. Buradan gitmek istemiyordu.

"Dillerini de iyi çözmüşsün." Jenna kafa salladı.

"Beş ay uzun bir süre." Laia kafa salladı.

"Burayı seviyorsun." Jenna çadırlara baktı yeniden.

"Evet" Laia iç geçirdi.

"Neden? " Jenna kızına tek kaşını kaldırdı.

Laia gözlerini irice açarak annesine baktı. "Çünkü... Çünkü iyi insanlar Aycan, Yaman..." Genç kız ellerini ovalayarak etrafa bakındı ve şeyhini gördüğünde elini uzattı. "Çünkü onu seviyorum." Diye söylendi

"Ne! " Jenna ciyakladı. Kızı dedesi yaşında bir adamı göstermekteydi.

"Evet... O Şeyh... Said Fakih..." Laia adımlarını hızlandırdı.

"L-laia! " Jenna eteklerini toplayıp kızının peşinden ilerledi. "Laia sen aklını mı kaçırdın?"

Fakih, Laia ve peşinden gelen kadına bakarak gülümsedi. Ana atasını bulduğunu işitmişti. "Esselamı aleykum Leyla... Allah muradına erdirmiş çok şükür!"

"Elhamdülillah... " Laia adama gülümsedi. "Bu benim ana... Ata ateş oldu accık uyucu."

"Benim yapabileceğim birşey var mı Leyla?" Fakih kendisine kaş çatan kadına gülümsedi.

"Dua sen bana çok dua!" Laia gözlerini düşürdü.

"Leyla değil Laia! Söyle bu dedeye sana Leyla demesin!"

"Adımı söyleyemiyorlar anne. Leyla diyorlar bana."

"Bu dede Laia! Bunun neyini seviyorsun kızım sen! " Jenna gözlerini irice açarak adamı süzdü.

"Bu dede başka dede anne..." Laia ellerini ovaladı. "Biz çadır gidecü şeyhim."

"Hakikatten ziyan gelmez Leyla."

Laia adamdan gözlerini kaçırdı. Ardından çadıra dönen annesinin peşinden koşturdu.

"Laia! " Abraham önden ilerleyen Leydi Jenna'nın peşinden koşan kıza seslendi.

"Abraham! " Laia gülümseyerek adama döndü lakin Aytuğ'u yanında görünce nefesini tuttu.

"Robert hastalanmış Laia. Ona bakmaya geliyorduk"

"Evet biraz ateşlendi"

Aytuğ kızın serice konuşmasını anlamadığından kaş çattı. "Atan eyimi hatun?"

"Eyi... Yoruldu o çok. "

Jenna Abraham ve Aytuğ Bey'i görünce geri dönüp ikiliye bakarak Keltçe devam etti. "Su gibi delikanlı dururken bula bula dede mi buldun kızım sen?"

"Ne ettin de kızdırdın anayı hatun?" Aytuğ yüzü pancara dönen kıza baktı.

"Benim ana çok sinir!" Laia kafa salladı. "Ben Fakih seviyor dedi. O yanlış anladı. Ben Fakih aşk yaptı sandı."

Aytuğ kaşlarını kaldırarak güldü. "Senin ana aşk yapışın dilemez mi hatun?"

Laia adama gözlerini kırpıştırdıktan sonra Abraham'a döndü. "Çadıra gidelim."

"Laia? " Aytuğ, Abraham ve Jenna çadıra girdiğinde yanındaki kıza baktı.

"Hı? "

"Akşama anam çadıra bekler. Atanı ananı tanımak bilmek ister."

"Söyledi Maral gelecü biz." Laia kafa salladı.

"Birşey anlatmayasın Laia. Abraham onların da yırdundan sürüldüğünü dedi. İmdi bu kadarı kafidir."

"Sen bana yaptırdı söz... Şimdi neden sus diyor beni? " Laia adamın düşen gözlerine karşın kendininkileri de düşürdü.

"Evvela ben bilecem hatun." Aytuğ iç geçirdi.

"Eyi gel ben diyecü sana hepsi."

"Sonra hatun ayıptır atanı görüş icap eder." Aytuğ çadırın bez kapısına elini uzattı. "Desdur var mıdır? "

"Var" Laia kapıyı açıp döşekte yarı oturan babasına baktı. "Baba daha iyi misin? Aytuğ Bey geçmiş olsun demek istiyor."

"Geçti... Geçti... Gel bakalım Aytuğ Bey... " Robert oğlana kafa salladı.

Genç adam saygıdan ötürü adamın elini öpmek için uzanınca kaş çatmasıyla doğruldu.

"Söyle şuna ben oradan genç kız gibi mi duruyorum söylesin bakayım."

Laia gülümsedi. "Baba onların kültürlerinde yaşça büyüklerin elini öpmek saygıdandır. Erkek kadın farketmiyor. "

"Bizim toprakta tek hatun eli öpecü!Sen atam kızıyor onun eli öpüyor diye de!" Genç kız gülmemek için yanağını kemirdi.

"Sizin toprakta gelip senin elini mi öperler Laia! " Aytuğ öfkeyle kıza baktı.

"Birde sinirleniyor utanmaz." Robert oğlana kaş çattı.

"Sen biliyor musun ki Laia gidip bir dedeye aşık olmuş! " Jenna alnını sıvazladı.

"Robert Mısır işini Aytuğ Bey ile konuşalım." Abraham kafa salladı.

"Durun! " Laia ellerini kaldırıp bağırdı. "Tek tek gelin! " Laia Aytuğ'a döndü " Dur Aytuğ Bey... Yavaş olacu siz! "

Genç kız bir süre aradaki iletişimi sağlamak için çaba sarfettikten sonra ortalık normale döndüğünde Aytuğ'u yolculamak için kapı dışına çıktı. "Sen kaç dil konuşursun hatun?"

"Çok." Laia dudaklarını kemirdi.

"Bu konuştukların ne dilidir?"

"Keltçe, İngilizce"

"Seltiş (celtish)nedir hatun?" Aytuğ kaş çattı. "İspanyolca değildir."

"Ben sana diyor biz süylöşümüz gerek... Benim dilim Keltçe'dir. Ben İskoç'um."

"Şkoş nedir hatun?"

Laia gözlerini kırpıştırdı. Ülke adlarını bilmiyordu genç kız. " Sen bana dünya resim bul he mi?"

"Senin atan İspanyol değil mi Laia? " Aytuğ iyiden iyiye gerildi.

"He... Öyle" Laia gözlerini kırpıştırdı. "Yarısı... "

Genç adam iç geçirip açıklığa doğru baktı. "Geçesin içeri."

Laia Aytuğ'un kızdığını düşünerek ellerini ovaladı. "Sana kozu pişirecek ben."

"Sen beni eyi belledin hatun... " Aytuğ kafa sallayıp kadına döndü. "Bol bol edesin" dedi gülümserken. "Pilav da edesin."

"He... Söyle Çolpan Hatun siz bize gelin... Ben misafir... "

"İmdilik" Aytuğ kaşlarını havalandırdı.

"Laia! Gitmedi mi bok herif hala!"

"Ata ses yapıyor bana." Laia dudaklarını dişledi.

"He gidesin hatun. Eyi bakasın atana. Sevmiş midir beni? Üyrönösün!"

"Çok... Çok sevdi... Aşk yaptı..."Laia kendince gülüp içeri girdi.
---

Kesip atayım yine yoksa yazamıyorum... Hep birşey çıkıyor. Düzelticem sonra.


Continua a leggere

Ti piacerà anche

363 104 7
Kapak tasarımı "Hatirlasevgiilii"ye aittir🤍 24 yaşındaki Asel eşinden ayrıldığı için girdiği psikolojik durumda uyuşturucu'ya başlar. Manevi ağabeyi...
3.3K 120 14
Annesi ve babası vefat eden Elis Doğan mecburen halası ve eniştesi ile Mardin'e gider.15 yaşına kadar okula gönderilip okuldan alınır ve ev hanımı ol...
196K 8.1K 30
Daha önceki işinden, kaçtığı ailesi yüzünden ayrılmak zorunda kalan Feride, çalıştığı restorandaki şefin yardımıyla, Kılıç ailesinin yanında işe başl...
20.3K 1.2K 18
1496 yıllarında Osmanlı'nın en korkulan ve saygı duyulan paşası Cemal Paşa ve onun biricik oğlan kölesi Niko'nun aşkı ( kitap tarihten bağımsızdır)