Mahkumiyet (+18)

De siredtohopeless

4.3M 97.2K 59.8K

❗️Kitap ağır cinsellik ve vahşet içerir❗️ ... "Söz verebilir misin, Liya?" "Sana söz veriyorum, seni sevmekte... Mais

1. Bölüm : TUTSAK
2. Bölüm : KURTARICI
3. Bölüm : KAÇIŞ
4. Bölüm : MEKAN
5. Bölüm : KIRIK
6. Bölüm : BANA AİTSİN
7. Bölüm : KORKU
8. Bölüm : KARIŞIKLIK
9. Bölüm : SİYAH ŞEHVET
10. Bölüm : TEHDİT
11. Bölüm : DURDURULMAZ
12. Bölüm : YANLIŞ
13. Bölüm : HİSLER
14. Bölüm : ADALET
15. Bölüm : İTİRAF
16. Bölüm : GEÇMİŞTE KALAN
17. Bölüm : KISKANÇLIK
18. Bölüm : KATİL
19. Bölüm : HATA
20. Bölüm : ÇARESİZ
21. Bölüm : KAYIP
22. Bölüm : KÖRDÜĞÜM
23. Bölüm : ONSUZ
24. Bölüm : YENİDEN
25. Bölüm : YARALAR
26. Bölüm : TAKAS
27. Bölüm : ÖZÜR
28. Bölüm : ALEV
29. Bölüm : BEKLENİLMEYEN
30. Bölüm : İHANET
31. Bölüm : DELİK
32. Bölüm : ÇÖKÜŞ
33. Bölüm : ACI
34. Bölüm : GEÇ
35. Bölüm : ZAMANIN SORUSU
36. Bölüm : ÖZGÜRLÜK
37. Bölüm : EKSİK
38. Bölüm : TESLİM
39. Bölüm : KÜVET
40. Bölüm : DEĞİŞİM
41. Bölüm : İKİ BEDEN BİR RUH
42. Bölüm : LANET
43. Bölüm : MAZİNİN BIRAKTIĞI YARA İZİ
44. Bölüm : ALKAN
45. Bölüm : YENİ
46. Bölüm : OYUN
47. Bölüm : ÇOCUK
48. Bölüm : BİTİK
49. Bölüm : RÜVEYDA
50. Bölüm : YÜK
51. Bölüm : KÜÇÜK
52. Bölüm : ANLAYIŞ
53. Bölüm : MASKELİ BALO
54. Bölüm : ÖLÜM TANRISI
55. Bölüm : KİR
56. Bölüm : ŞİKAYET
57. Bölüm : HİSSETMEK
58. Bölüm : BURUK SEVİNÇLER
59. Bölüm : DİŞİ ASLAN
60. Bölüm : GÜCÜN DÖNÜŞÜ
61. Bölüm : SEVDALI RUHLARIN TENLERLE DANSI
62. Bölüm : KARŞI KARŞIYA
63. Bölüm : UNUTULAN GERÇEK
64. Bölüm : DUYGULAR
65. Bölüm : KOYU FANTAZİLER
66. Bölüm : CİVAN
67. Bölüm : İTALYA
68. Bölüm : ANNE
69. Bölüm : DEĞER
70. Bölüm : KARDEŞ
71. Bölüm : EV
29. OCAK 1994
72. Bölüm : YENİ HİSLER
73. Bölüm : SANAT ESERİ
74. Bölüm : YAKIŞ
75. Bölüm : BİLİNMEMEZLİK
76. Bölüm : DÖNÜM NOKTASI
77. Bölüm : DÜŞMAN
78. Bölüm : TEHLİKE
79. Bölüm : KÖTÜ İNSANLAR
80. Bölüm : UZAK
81. Bölüm : ZARAR
82. Bölüm : İKİ YÜZLÜ
21. TEMMUZ 1999
83. Bölüm : SARSILMA
84. Bölüm : YAKLAŞAN SON
85. Bölüm : KAZANIŞ VE MAĞLUBIYET
86. Bölüm : YAŞAM
87. Bölüm : ODAK
88. Bölüm : DÜZEN
89. Bölüm : İMKANSIZ
90. Bölüm : GELİŞME
91. Bölüm : KAYBOLAN BENLIK
92. Bölüm : BARIŞ
93. Bölüm : UMUT
94. Bölüm : HAZIRLIK
95. Bölüm : YARDIM
96. Bölüm : MİNİK
97. Bölüm : DENİZ
98. Bölüm : İHBAR
99. Bölüm : 16. EKİM
Yeni Kurgu: SESSİZ

100. Bölüm : FINAL

16.8K 400 442
De siredtohopeless

Final

29. Ocak 2043...

-

Sevgili Günlük,

Bugün okuldan kaçtım. Çünkü canım okula gitmek istemedi. Sürekli ders dinleyip, derste sıkılıp ve ardından kötü not yazmaktan sıkılmıştım. Kafam almıyordu, çalışarak neden zamanımı boşa çıkarayım ki?

Ayrıca, bugün çok daha önemli bir gün.

29. Ocak...

Bugün babamın doğum günüydü. Eğer hayatta olsaydı, kırk dokuz yaşında olacaktı.

Bende en çok huzur bulduğum yere gelmiştim.

Annemle babamın yanına.

İkisinin de mezarının ortasında oturup hep düşünürdüm veya günlüğüme yazıp, acımı ve içimde kalanları böyle dünyaya haykırırdım. Daha doğrusu bir kağıt parçasına yazardım ve kimse içimde olan kıyametleri bilmezdi.

Ben böyle bir çocuktum işte.

Acısını içinde yaşayan ve dışına yansıtmayan, güleryüzlü, sakin, duygusal ve kibar bir çocuktum.

Bu huylarım anneme çekmiş.

Biraz annemden bahsedeyim mi? Biliyorum, çok bahsettim ama bence dünyanın en güçlü kadını hakkında ne kadar çok konuşsam, o kadar az kalır, öyle değil mi?

Annem çok güzel bir kadındı... Sarı saçları, mavi gözleri, güzel gülümseyişi ve balık etli vücuduyla benim gözümde Marilyn Monroe'den bile çok daha güzeldi. Güzellik bir yana, çok güçlü ve dik başlı bir kadındı. Kimsenin onu ezmesine izin vermemişti hiçbir zaman. Her acı ile daha da hırslanmış ve yükselmişti annem. Böyle gözü kara bir kadındı.

Maalesef ben on yaşındayken annemi kaybetmiştim. Trafik kazası, klasik ölüm nedeni işte... Klasik olmayan güzel bir kadına, klasik bir ölüm verilmesi bence haksızlıktı. Leyla abla, babamı düşündüğü için dikkatsiz sürdüğünü varsayıyordu. Çünkü annem, babamın doğum gününde ölmüştü.

Hatırlıyorum o anları...

On yaşındaydım, salak bir çocuk değildim. Annemin öldüğünü anladığımda hiç ağlamamıştım, sessizliğe bürünüp hayata kapanmıştım. İnsanlardan korkmaya başlamıştım, o küçücük yaşta kimsesiz gibi hissetmeye başlamıştım ama kimsesiz olmamıştım hiçbir zaman.

Uzay abi, Leyla abla, Koray abi, Efekan abi, Kaan abi, Civan abi, Rüveyda abla ve birçok daha kişi hep benim yanımda olmuşlardı. Uzay abi ve Leyla abla beni büyütmüştü ve hala da onlarla yaşıyorum. Onları canım kadar seviyordum, hele ki Uzay abiye çok düşkündüm.

Onlar, annemle babamı hayatları boyunca tanımışlar. Belki buna ihtiyacım vardı?

Annem ile babamı hissetmeye ihtiyacım vardı.

Babam öldükten sonra annem hiç eskisi gibi olmamıştı. Bana olan ilgisi ve sevgisi bir gün bile azalmamıştı ama her gece nasıl ağlayarak uyuyakaldığını hatırlıyordum. Evet küçüktüm, ama hatırlıyordum ve bu beni o kadar üzdüğü için bugüne kadar unutamamıştım.

Uzay abi ve Leyla abla hep oturur, annemle babamın aşk hikayesini anlatırlardı bana... Yaşadıklarını anlatırlardı, nasıl sevdiklerini anlatırlardı, annemle babamı daha iyi tanımamda yardımcı olurlardı...

Ve annem o kadar sevmiş ki, babam öldüğünde her gün onun için yaşamaya devam etmiş, sürekli etrafa gülücük saçıp çılgınlıklar yaparmış. Fakat her gece yalnızca o yatağın içine girince tüm acısını çıkarmıştı ve bunu benden başka kimse bilmiyordu.

Annem babamı o kadar güzel sevmiş ki, babamın her hatasında onu affedip ona yeniden bir şans vermişti. Çoğu kişi bunu eleştirir, böyle bir kadına gurursuz derler ama, hiç sevmemiş olan insanlara neden inanılsın ki?

Benim annem çok güçlü ve özgüvenli bir kadındı, tam bu yüzden babamı her seferisinde affetti çünkü babamı çok sevdi. Sevgi, gurursuzluk değildi. Sevgi, güçlülüktü. Sevdiğini her hatasında affetmek gurursuzluk veya salaklık değildi, bunun adı güçlülüktü. Çünkü tüm dünya babamdan nefret edip ona karşı gelirken, bir tek annem onu kabul etmişti ve onu sevmişti. Bir tek annem onun gerçek yüzünü gördüğü için onu sevmekten asla vazgeçmemişti.

Düşünsenize, yıllardır sevdiğiniz adamla evleniyorsunuz, o adam kocanız oluyor ve birlikte bir çocuğunuz oluyor. Ondan sonra o adamı kaybediyorsun? İçten içe ölmez miydi bir insan?

Ama annem?

Annem her sabah babamsız o yatakta uyanmıştı ve güleryüzüyle herkesin gününü aydınlatmıştı. Her gün, babam için yaşamaya devam etti ve mutlu olmaya çalıştı.

İşte buna güçlülük denirdi.

Annem babamı her seferinde affettiği için gurursuz değildi. Bunu yapabildiği, ne kadar özgüvenli olduğunu gösteriyordu aslında.

Babam hakkında konuşalım mı biraz da?

Şu an mezar taşına baktığımda yüzümde bir gülümseme canlanmıştı. Hoş, biraz ağlıyordum ama sorun değildi.

Babam öldüğünde beş yaşındaydım. Şimdi on sekiz yaşındayım ve onu hiç tanıyamadığım için çok öfkeliydim. Nasıl büyüdüğümü hiç göremediği için çok üzgündüm.

En kötüsü de ne biliyor musunuz?

Tüm dünya ve içerisinde yaşadığım bu iğrenç ülke, babamı bu hikayenin kötü adamı olarak görmüşlerdi. Babam öldüğünde herkes rahatladı, çünkü kötü adam ölmüştü ve tehlike bitmişti. Ve herkes huzurunu bulmuştu.

Ama bizden çalınan huzuru hiç kimseye helal etmiyordum. Babam öldüğünde rahatlayan herkesin içi kan ağlasın diye umuyordum.

Benim babam kötü biri değildi. O çok cesur ve fedakâr birisiydi. Sevdikleri için gerektiği her şeyi yaptı, çok kötülükler yaptı ve bundan çekinmedi. Bu onu kötü biri değil, cesur biri yapıyordu.

Benim babam, Alihan Karalı, benim kahramanımdı.

Hayatı boyunca özgürlüğü ve mutluluğu için savaşan bir adama kötü demek haksızlık olmaz mı?

O gün babam bizim için çıktı o yola. Bizim için öldü ve ölürken bile bizi düşündü ve gülümsedi. 16. Ekim 2030'da tüm ülke, kötü bir seri katilinin ölümüyle sevindi. Ama ölen kötü bir seri katili değildi.

O gün orada ölen adam bir koca ve bir babaydı. O gün orada ölen adam, hayatı boyunca savaşıp da hiçbir zaman zaferi görememiş olan bir adamdı.

Ve kim ne derse desin, benim babam kötü birisi değildi. Hiçbir zaman olmamıştı. Ve ben ona hiçbir zaman kızmamıştım. Nasıl kızardım ki? Yaptığı her kötülüğü iyilik için yapmış bir adama nasıl kızardım? Yaptığı her şeyi sevdikleri için yapmış, yaralı bir adama nasıl kızılırdı?

Yaptığı her kötülüğe rağmen, benim babam mutlu bir sonu hak etmişti.

Ama o mutluluğu bulamadı...

Babamın mutluluğunu hep bozmuşlardı.

Annemin de öyle.

Çünkü biliyordum ki, babamın öldüğü gün, annemin içindeki o küçük kız da ölmüştü ve bir daha asla o küçük kız geri dönmemişti, çünkü babam ölmüştü...

Uzay abi oturup bana annemle babamın hikayesini ve benim hikayemi anlatırken, oturup sessizce ağlamıştım. İkisinin de hatalarını dinleyip ikisini de anladığım için, onlara hiç kızmamıştım. Annemle babamın eski gençlik fotoğraflarına bakıp mutlu olmuştum her gün.

O kadar güzellerdi ki yan yana, o kadar çok yakışıyorlardı ki...

Onları nasıl ayırabildi ki bu kötü dünya?

Yıllar sonra mutluluklarını ve huzurlarını nasıl bozmuşlardı?

Her şeyin sorumlusu dedemdi. Ve dedemi, babama yaptıkları için asla affetmeyecektim. Babaannemi de aynı şekilde. Babamın hayatının mahvolmasına neden olan iki insan, ve onlardan son nefesime kadar nefret edecektim.

Ve elimde olsa, onları kendi ellerimle öldürürdüm.

16. Ocak...

Emre amcamın ve babamın öldüğü gün... O tarihe ne zaman yaklaşsak huzursuz olurdum. Babamın ölümünü bana hatırlatan her acıyla daha çok güçlensem de, her zaman eksik hissedecektim. Onun sevgisini nasıl tattığımı unutmuştum, hatırlamıyordum. En kötüsü buydu ya zaten?

Anne sevgisini tatmıştım, hem de her hücreme kadar. Annem beni o kadar güzel sevip büyütmüştü ki, babamın yokluğunu aramamıştım bile. Çocuktum işte, büyüyünce bu değişti. Babamın hikayesini öğrendiğimde her gün, her gece nasıl olduğunu düşünmekten uyuyamamıştım ve çok ağlamıştım.

Uzay abi, her anlattığında hala kendisini tutamayıp ağlardı karşımda. Babamla olan ilişkisini betimlemeye kelimeler yoktu. Birbirlerinden nefret eden iki dostlar olmuşlardı, fakat bir yerde hep birbirlerine ihtiyaçları olmuştu. Uzay abi babamı hep sevmişti ama babam olanları hiç aşamamıştı, Uzay abinin ihaneti onu belki de son nefesine kadar yaralamıştı.

Leyla abla ise her darbeyle daha da güçlenmişti. Babam öldüğünde kendi acısını tamamen unutmuştu, çünkü annemin yanında olmak istemişti. Leyla abla, Emre amcamı kaybettiği için annemin acısını çok iyi anlamıştı ve annemin yanından hiçbir zaman ayrılmamıştı. Babamın ölümü onu çok etkilemişti ama bunu annemin yanında hiç göstermemişti.

Başka anlatacak ne kalmıştı ki?

Biraz kendimden bahsedeyim madem...

Adım Deniz, on sekiz yaşındayım, 1.81 boyundayım, hobilerim yazmak, çizmek ve spor yapmak, büyüyünce avukat olmak istesem de çalışmak içimden gelmiyor, çok sevdiğim güzel bir sevgilim var, gözlerim masmavi ve babama çok benziyorum...

Duruşum, yürüyüşüm, yüz hatlarım, hareketlerim, yakışıklılığım ve ses tonum babamı çok andırıyormuş dedi Uzay abi ve Leyla abla. Ve ben daha güzel bir iltifat düşünemiyordum...

Çünkü babamın gençliği gerçek dışı bir şeydi. Annemin ona neden aşık olduğunu çok iyi anlıyorum, aynı babamın ona neden aşık olduğunu çok iyi anladığım gibi.

İki güzel insandan, çok daha güzel bir insan çıkardı sonuçta?

Ah, bu huyumda babama çekmiş!

Kendimi çok beğeniyordum ve yürüyen egonun tekiydim!

Ama bence övünmeliydim, çünkü ben Alihan Karalı ve Liya Arsalan'ın oğluydum. Annem'in büyüttüğü çocuktum. Babamın sevgisini hiç tatmamıştım ama bizim için kendi hayatından vazgeçmesi bizi ne kadar çok sevdiğini anlatmaya yeterdi de değerdi de...

Annemle babamın hikayesini bir kitap haline getirsem, tüm dünya suskun hale gelirdi. Babamın bu hikayedeki kötü adam olarak ölmesini değiştirsem, gerçekleri herkese göstersem, herkes bu hikayeye kalbini feda ederdi.

Ama bunu yapmayacaktım.

Annem ve babamın hikayesini içimde, kalbimde taşıyacaktım ve kimseye anlatmayacaktım. Babamın bu hikayedeki kötü adam olmadığını dünya bilmemeliydi. Alihan Karalı'nın gerçek kimliğini kimse görmemeliydi. Bu aşk hikayesini kimse kirletmemeliydi.

Onların güzel fakat acılı hikayesini kalbimde taşımak benim görevimdi. Çünkü bu hikayenin tekrardan yaşanmaması için elimden geleni yapmam benim vazifemdi.

Anne...

Baba...

Ben sizin hikayenizi yeniden yazacağım...

———

Günlüğünü kapatan olgun genç elini soğuk taşa koydu ve uzun parmaklarıyla annesinin isminin üzerinden geçtiğinde yaşlı yüzünde canlı bir gülümseme ve güzel gamzeleri ortalığı aydınlattı. Daha sonra parmaklarını sağ tarafa yönlendirdiğinde babasının isminin üzerinden geçti ve gözyaşları yanaklarından, onların toprağına aktı.

Bir şey demeden ayağa kalktığında günlüğünü sırt çantasına attı. Annesiyle babasının mezar taşına bakmaya doyamadı, onların yanında durmaya doyamadı, onların varlığına hiç doyamadı...

"Deniz!"

Mavi gözlü çocuk kafasını kaldırıp mezarlığının önünde duran güzel sarışın kıza baktığında hüzünlü yüzünde hemen bir tebessüm belirdi. Çantasını heyecanla sırtına attığında büyük adımlarla güzel sevgilisine doğru yürüdü ve onu kollarının arasına alıp mis kokan saçlarına öpücükler kondurdu.

Sonra Deniz, sarışın güzelini kollarının arasına alarak uzaklara adımladı.

Bitmiş bir aşk hikayesini yeniden başlatmak için...
















• Bölüm Sonu •

Bu hikayeye böyle bir son yakışmadı mı sizce de?

Nasıl hissediyorsunuz güzel kızlarım? Benim gibi delicesine ağlıyor musunuz yoksa ekranınıza mı gülümsüyorsunuz? Bittiği için çok mu üzgünsünüz yoksa mutlu musunuz? Hangisi? Hadi buraya hissettiklerinizi bırakın. 🤍

13 yaşımdan beri yazdığım hikayenin sonuna geldim ve seneye, nisan ayında 18 olacağım. Bu kitabı ilk yazdığımda hiç buralara geleceğimi tahmin etmezdim. Ama sizin sayesinde buralardayım ve inanın bana, sizi ne kadar çok sevdiğimi anlatmaya kelimeler bile yetmez.

Ben Alihan Karalı ve Liya Arsalan ile büyüdüm. Onlara veda etmek çok zordu, ama başardım. Onların hikayesi de bitti. Her şeyin başlangıçı olduğu gibi bir bitişi de var sonuçta...

Umarım bu finali, bu hikayeye yakıştırmışsınızdır. Umarım hikayemi baştan sona beğenmişsinizdir ve umarım onları hiç unutmazsınız! Çünkü ben bu hikayeyi, bu hikayenin bana kattıklarını ve bu hikayenin bana bu güzel okurları verdiğini asla unutmayacağım.

Yeni kurgum için burada bir duyuru yapacağım yakında, beni orada da destekler misiniz güzellerim? Beni bırakmayın!!!

Sizi çok seviyorum. Bana kattığınız her şey için çok teşekkür ederim, desteğiniz, sevginiz, eleştiriniz, her şeyiniz için çok teşekkür ederim! Sizi gerçekten çok seviyorum! ❤️

Yakında görüşmek üzere... <3

Continue lendo

Você também vai gostar

12.7K 777 20
Savcı Sevim İpek Karalar & Yüzbaşı Kadir Ateş Akarsu
4.3M 97.2K 103
❗️Kitap ağır cinsellik ve vahşet içerir❗️ ... "Söz verebilir misin, Liya?" "Sana söz veriyorum, seni sevmekten asla vazgeçmeyeceğim. Senden vazgeçtiğ...
15.6K 1.2K 20
Her Türk asker doğardı. Lakin sadece bazılarının yaşamı asker olarak son bulurdu. Onlar vurulduklarında değil, unutulduklarında ölenlerdi. Onlar şanl...
7.8K 199 13
Kıvılcım Ve Ömer baharlarını yaşarken bir gecede hayatları sonbahara döner ve hiç bidaha güneşi görmemek üzere kapanır defterleri.ömerin hayatı değiş...