Sessiz Ve Sensiz (+18)

By Vega_life

146K 4K 623

Yetişkin İçerik Barındırır ! Yoğun haz... Bu kadardı. Baş döndür, nefes kes ve istediğini al. Tek istediğim... More

B Ö L Ü M B İ R (+18)
B Ö L Ü M İ K İ (+18)
B Ö L Ü M Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M B E Ş (+18)
B Ö L Ü M A L T I (+18)
B Ö L Ü M Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M S E K İ Z (+18)
K A R A K T E R L E R
B Ö L Ü M D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M O N (+18)
B Ö L Ü M O N B İ R (+18)
B Ö L Ü M O N İ K İ (+18)
B Ö L Ü M O N Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M O N D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M O N B E Ş (+18)
B Ö L Ü M O N A L T I (+18)
B Ö L Ü M O N Y E D İ(+18)
B Ö L Ü M O N S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M O N D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ B İ R (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ İ K İ (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ B E Ş (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ A L T I (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M Y İ R M İ D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M O T U Z (+18)
B Ö L Ü M O T U Z B İ R (+18)
B Ö L Ü M O T U Z İ K İ (+18)
B Ö L Ü M O T U Z Ü Ç(+18)
B Ö L Ü M O T U Z D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M O T U Z B E Ş (+18)
B Ö L Ü M O T U Z A L T I (+18)
B Ö L Ü M O T U Z Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M O T U Z S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M O T U Z D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M K I R K (+18)
B Ö L Ü M K I R K B İ R (+18)
B Ö L Ü M K I R K İ K İ (+18)
B Ö L Ü M K I R K Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M K I R K D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M K I R K B E Ş (+18)
B Ö L Ü M K I R K A L T I (+18)
B Ö L Ü M K I R K Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M K I R K S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M K I R K D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M E L L İ (+18)
B Ö L Ü M E L L İ B İ R (+18)
B Ö L Ü M E L L İ İ K İ (+18)
B Ö L Ü M E L L İ Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M E L L İ D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M E L L İ B E Ş (+18)
B Ö L Ü M E L L İ A L T I (+18)
B Ö L Ü M E L L İ Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M E L L İ S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M E L L İ D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş B İ R (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş İ K İ (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M A T M I Ş B E Ş (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş A L T I (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M A L T M I Ş D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş B İ R (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş İ K İ (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş B E Ş (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş A L T I (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş Y E D İ (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş S E K İ Z (+18)
B Ö L Ü M Y E T M İ Ş D O K U Z (+18)
B Ö L Ü M S E K S E N (+18)
B Ö L Ü M S E K S E N B İ R (+18)
B Ö L Ü M S E K S E N İ K İ (+18)
B Ö L Ü M S E K S E N Ü Ç (+18)
B Ö L Ü M S E K S E N D Ö R T (+18)
B Ö L Ü M S E K S E N A L T I (+18)

B Ö L Ü M S E K S E N B E Ş (+18)

484 26 45
By Vega_life

   Yüz bin okuma için çook teşekkür ederim.
Bu bölümün bu güne denk gelmesi tam anlamıyla şans.
 
   En önemli bölümlerde biri bu bölüm...
Keyfini çıkarın...

    İyi okumalar.

Kendinize iyi bakın.

Hoş kalın... 🤍

...

   Bir adamın açtığı yarayı başka biri adam, daha derin bir hale getirmişti. Şimdi bambaşka bir adam yaralarımı sarmak için izin istiyordu. Yüzüm bir yabancının avuçları arasındaydı. Ama bana bahşedilen saf bir huzurdu.

   Babam açmıştı ilk yaramı. Lucas daha da derinleştirdi çatlaklarımı. Dylan ise sarmak için orada bekliyordu beni.

   "Neden senden uzak kalmama izin vermiyorsun?" Dedim içimdeki umudun ben engel olamadan daha fazla büyümemesi için. Eğer umut bir hastalık gibi bir yerde büyümeye başlarsa daha da imkansızlaşırdı iyileşmem.

   Çünkü umut olmazsa kendi kendimi toplamak zorunda kalırdım. Biri bir umut ışığı yakıp bir anda beni karanlığa bırakırsa tamamen kararırdı dünyam.

  Anlımı çenesine yaslarken buldum kendimi. Onunla karşı karşıya geldiğim her anın böyle bir teslimiyetle bittiğini fark etmem uzun sürmedi. Dudaklarının sıcaklığını saçlarımın başlangıç noktasında hissetim. Açık gözlerim benim dahi şaşırdığım huzurla kapandı. Direnmeme gerek yoktu. Ruhum kabul ettiği bir yenilgiye zihnim uğraş vermezdi.

   "Bunu istemediğini biliyorum Angel. Sensizlik fikri darmadağın ediyor beni."

  "Tecrübe etmeni istemem ama. Gittiğim her yere karanlığı götürme gibi kötü bir huyum var, benim." Sözlerim beni güldürdü. Böyle komik geliyordu, ben söyleyince... Ama kanalığına sebep olduğum insanlardan duyunca kırıcı olmayı hiç bırakmıyordu. Hep aynı acı beliriyordu sol yanımda...

   "Sen mi getireceksin bana karanlığı?" O da güldü. Komik bir şey söylemişim gibi.

   "Angel senden gelecekse karanlık bile en cezbedici güzellik olur. Unutma gecenin de bilinmezlikle kaplı bir karanlığı var. Ama yıldızlar da ona ait, hep onunla..."

   Sessizlik ilk kez bu kadar uzun sürdü benim için. Her anımda bir acıyla beraberinde gelen zihnimdeki ses huzura teslim olmama izin verdi.

   İlk yaramı sarması için ona yardımcı oldum. Lucas'ın bana sadece hazza götüreceğini söylediği yolculuğa Dylan'ın elini tutarak çıktım. Bir amaç olmadan her anını hissetmek istediğim bir andı bu.

    Yeni çıkmış sakallarını sardığı yanaklarına dokunup dudaklarımız arasında çok az bir mesafe kalana kadar yaklaştım. Nefesimin dudaklarına dokunduğunu hissetmek beni heycanlandırırdı. Ama asıl heyecalandığım şey sınırlarım yokken onunla bunu hissetmektir. Bir olmanın verdiği hissi böyle tatmak istiyordum.

   "Seni seviyorum Dylan Copper."

   Gülümserken gözlerinin içindeki parıltıya şahit olmak deneyimlediğim en hoş anlardan biriydi. Nefesinin düzensizleşmesi ve kirpiklerindeki fark edilir titreme... Bunların hepsi bir an olsun pişman olmamı engelledi. Onu sevdiğimi söylemem o an verdiğim en doğru karardı.

   O bana aşıktı. Bunu kendisi söylemişti. Şimdi benim ona olan hisselerimi söylemem yanlış ya da gereksiz bir şey olmazdı. İki yana kıvrılan dudaklarının da bu durumdan mutlu olduğu aşikardı. Dudakları aniden dudaklarıma dokundu. Çok sakin bir dokunuşla başlayan öpüşüne ensesine sarılan ellerimle daha yoğun bir anlam yüklendi. Elleri kalçama tutundu. Ve onun yönlendirmesine içgüdüsel olarak katıldı bedenim. Kucağında yerime alırken onun tarafından merdivenlerden yukarıya taşındım. Dudakları dudaklarıma silinmez izler bırakıryor aldığım yeni nefesler ona ait olanlar oluyordu. Bir eli belimi düşmemem için sararken diğeri tişörtümün içine girip tenime dokunmaya başladı. Bir anda kendini benden uzaklaştırdı.

   "Az önce beni sevdiğini söyledin değil mi?"

   Bir kahkaha firar etti dudaklarımdan. Zevkle geriye giden kafamı ona bakmak için eğdim. Gerçekten benden bir tepki bekliyordu. Bu haliyle küçük bir çocuğun masumiyetini anımsatıyordu.

   "Öyle söyledim. Seni seviyorum Dylan, dedim." Gözleri hızla kapandı. Ve yüzünde geniş bir sırıtış belirdi aniden.

    "Bunu bir rüya olduğunu düşüneceğim ama kalp atışlarımın hızını böylesine şiddetli duyabiliyor olmak bunu engelliyor." Söylediği şeyle merdivenin ortasında durup gülümsedi. Bir süre gözlerime öylece baktı. Bir çok fikrin aklında yer edindiğini gördüm gözlerinde.

   Bu gece ikimiz için de birbirimizi kabulleniş olsun istedim. Biz birlikteydik ama duvarlarımda benimle birlikte onunlaydı da.

   Hafif tebessüm ettiğinde bile kırışan gözlerinin kenarına yaklaştım. Kurumuş dudaklarım tenine dokunduğunda daha çok ısındı sanki. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldığını işittim. Bedenim onunla beraber odasına taşınırken dudaklarımı yüzünden farklı noktalara minik buseler bırakmak için çektim.

    Yanağına koyduğum buseyle eli yüzümü kavradı. Yatağa oturduğunda ayaklarım beline daha sıkı tutundu. Islak pantalonuyla durduğunu o an fark ettim.

    "Angel. Seni seviyorum." dedi çelimsiz kalbimin heyecanla daha da hızlı atmasını sağlamak ister gibi. Huzur dudaklarımda saf filtresiz bir gülümseye dönüştü.

   "Birbirimizi kıracağız." Olacakları ön görür gibi kurduğum cümleye başını hafifçe sallayarak onay verdi. Sonra cümlemi tekrarladı.

   "Birbirimizi kıracağız." Öylesine kurmadı bu cümleyi. Birlikte bazı şeylerin önüne geçsek bile birbirimizin önüne geçemeyeceğimizi biliyorduk.

   "Ama yine o kırıkları birlikte saracağız."

   Bir şey söylemem izin vermeden çeneme yanağım arasına bir kaç öpücük bıraktı. Kucağında oturduğum konumu korumak için ensesine sardığım kollarım bedenimi okşayan heyecanla daha çok dolandı boynuna.

   Bir anda tişörtümün eteklerine tutundu parmakları. Ve bedenimi bir fazlalıkta kurtardı. İç çamaşırı gitmediğimi hatırlamamı sağlayan beni onlarca kez çıplak gören adamın gözlerinde oluşan heyecandı. Bana karşı nasıl her seferinde aynı ilgiyi duyduğunu sayesinde anlıyorum. Konu o olunca başkasına ihtiyacım yokmuş gibi geliyordu. Gülümsediğinde sadece o varmış gibi hissediyordum.

   Omuzlarıma ve köprücük kemiklerime sayamayacağım kadar çok öpücük bıraktı. Sağ göğsümü okşarken tüm hücrelerim şaha kalktı. Tanıdık gelen dokunuşlarına rağmen heyecan tüm hisseleri aynı anda yaşattı.

   Bedenim onun kontrolünde havalanırken bir anda yumuşak yatağa bırakıldı. Hissetiğim sakinlik bedenimi olduğu gibi zihnimi de rahat bırakmıştı. Gözlerim kapanırken pantalonunun fermuar sesini duydum. Gülümsememe engel olamadan üzerindeki kıyafetleri bana bakarak sakince çıkardığını gördüm. Yüzünde tatlı bir ifade vardı. Gözlerime bakmak için direnirken bakışları vücuduma kayıyordu.

   İlk kez birinin gözlerime bakmak için verdiği bir mücadele bu kadar tatlı gelmişti gözüme. Onun mücadelesine yardımcı olmak için giydiğim kısa şortun lastiğini tutup yavaşça kalçamdan aşağı indirdim. Bunu o kadar yavaş yaptım ki Dylan üzerindeki tüm kıyafetlerden kurulduğunda bne şortu kalçamdan aşağı yeni indirmiştim. İki eli ellerimi yakaladı. Tek eli iki bileğimi kolaylıkla sardı. Ve başım üzerinde konumlandırdığı ellerimle ona memnuniyetle gülümsedim.

    "Az önceki söylediklerinle kalbime büyük işkence çektirdin Angel. Şimdi bunun intikamını almam gerek." Yaptığım bir şeyin intikamını alınması daha önce böyle heyecanlandırmamıştı beni. Bir eli bileklerimi kafamın üzerine hafifçe bastırırken diğer eli benim asla çıkarmadığım şortumu aşağı çekti. Yardımcı olmak için kalçamı kaldırdım. Ama o şortun diz kapaklarım hizasında kalmasını sağlayıp bıraktı. Sağ göğsümün ucuna dokundu elinin tersi. Sonra yavaşça göğüs kıvrımımdan belime indi. Elinin tersiyle yaptığı bu nefes kesici hareketle inledim. İçgüdüsel olarak yüzüne ve bu ensesine dokunmak istedim ellerim. Aniden çekmek için hamle yaptığım ellerimi sol eli hafifçe okşadı.

    "Sana dokunmam da mı yasak?" Bilerek yüzüne verdiğim nefesimle sert yutkunuşu cevabım oldu. Bırakmamak için direneceğini düşündüğüm ellerimi hızla boşluğunda yaralanıp kurtardım. Ve yüzünü avuçladım. O bunun şaşkınlığını yaşamadan dudaklarına bıraktım dudaklarımı.

  "Sen kötü bir kadınsın Angel Brown." Kahkaham inlemelerim gibi yankılandı odada.

  "Ve sen bu kötü kadına aşık oldun Dylan Copper."

  "Kötü olduğu kadar güzel de. Ne yapsaydım? Kalbim laftan anlamadı."

    Görmeyi bıraksam kulaklarıma dolan sesi verirdi huzuru. Kokusundaki alabora edici duygu olmasa bakışları etkilerdi karşında ürkekçe atma kalbimi.

    Nefes alışverişlerindeki derinliği duyabiliyordum. Sıcak nefesinin tenimi okşaması ayrı işkenceydi. Ve ben bu işkenceden sadece ruhani bir zevk alıyordum. Dizlerimdeki şortun çok esnek olmayan lastiği yüzünden aralayamadığım bacaklarımı onun nazik dokunuşu araladı. Ayak bileğime dokunan işaret parmağı bacağımın iç kısmını okşarken yukarıya tırmandı. Dudakları hala boynumda ıslak imzalarını atıyordu.

   Bir anda durdu. "Ben bir anda...." dedi gözlerime bakmak için kafasını kaldırırken. "Kendimi kaybettim." dedi ve sertçe yutkundu. Durmak istersem duracak gibiydi. Ama buna devam etmek isteğini belli eden gözleri beni gülümsetti. Kalbim bu kadar hızlı atarken...Aklımda onun düşüncesi varken durmak büyük hata olurdu.

   "Sorun değil Dylan. Buna ihtiyacımız var." Ruhlarımız kadar bedenlerimizin de birbirine ihtiyacı var. Kendini rahat hissetmesi için birbirine bastırdığı dudaklarına hızlı bir öpücük verip çekildim. Sonra yapmak istediğim ama çok sık yapamadığım adem elmasına bir öpücük bıraktım.

   Mırıldanmasından bunun onunda hoşuna gittiğini anladım. Kafası geriye giderken yattığım yerde üzerimdeki iri cüssesine minik buseler bıraktım. Bacaklarım arasına sızan eli her şeyi durdurdu. Yüzünde ukala bir gülüş belirirken zevkten alt dudağımı ısırdım.

   Gözlerimin içine bakarak bana dokunması bana yapabileceği zevk verici en büyük işkenceydi.

    Tırnaklarım ensesine saplanırken onunda alt dudağını dişleri arasına almasını izledim. Gözleri görüş açımdan çıktı. Sağ göğüs ucumda hissetim az önce ısırdığım dudaklarını. Dili hoş bir temasla bedenim gererken bacaklarımın arasındaki eli boşluğuma dokundu. Gözlerimi sıkıca yumarken bana verdiği bu hazzı her saniyesine kadar tatmak istedim. Kendimi ona teslim ederken sadece şuana odaklanmış haldeydim. Kokusuna, dokunuşlarına, tenime değen nefesine ve çıkardığı deli edici mırıltılara... Odaklandım sadece... Ona...

   Delirdiğimi çok sık düşünürdüm. Zihnimdeki sesi her duyuşumda, Ans ile her karşı karşıya kalışımda, kendi karanlığıma hapsolduğumda.

   Şimdi hissetiğim duyguların bu kadar güzel olmasına inanamıyordum. Sıklaşan nefes alışverişi benimkiyle yarışır düzeydeydi. Onunla daha önce de birbirimizi tamamlamıştık ama şimdi ona onu sevdiğim haliyle sevişiyorduk. Birbirimizi seviyorduk...

   "Aklımı kaçıracağım." Söyledikleri beni güldürürken karnımdaki öpücüklerinin yarattığı etkiden kurtaramıyordum.

   "Aklın olsa şuan burada olmazdım." Bana hoş bir cevap verdi. Parmakları bacak aramda bir noktaya hafifçe baskı uyguladı. Bacaklarımı refleks olarak onun belime dolayıp yüzünü avuçlarım arasına alıp öpebilmek için kendime çektim.

    "Onu da benden sen aldın An..." Konuşuyordu. Ama benim duyduğum tek ses kalbim güçlü ritimleriydi. Eli dokunduğu noktada dairesel izler bıraktı. Kalbim sanki dokunduğu noktada atıyordu. Bir elimle yüzünü dhaa sıkı tutarken diğer elimde üzerindeki son kumaşı aşağı çekiştirmeye çalıştım. Dudaklarını ısırırken baskın bir homurtu ile inledim.

    Bir ritim odadaki nefes seslerine dahil oldu. Dylan kendini benden uzaklaştırmayı başarıp komodinin üzerindeki telefona baktı. O telefon benimdi. Telefonum çalıyordu. Ama şuan en son umursadığım şey telefonumdu. Arayanın kim olduğu umrumda değildi. Tek istediğim oydu. Bana her şeyi unutturmaya devam etmesiydi...

   Telefon ısrarla çalmaya devam ederken bakışları bana kilitlendi. Yutkunması dikkatimi dağıtıyordu. Adem elmasını öpmek hoşuma gitmişti. Yutkunduğunu dudaklarım altında hissedebiliyordum.

    "Israrla çalıyor. Bence açmalısın." dedi ve benim bir cevap vermemi beklemeden komodinin üzerine uzandı. Telefonu alıp bana verirken üzerimden hafifçe kalktı. Hala bacaklarım arasında duruyordu.

    Telefonun rahatsız edici ritmini çağrıyı yanıtlayarak susturdum. Tam anlamıyla tüm ilgim ondayken "Efendim." demeyi başardım. Bir gülümseme sesi duydum. Tını tanıdık gelmedi.

   "Melek." dedi heyecanla. Soğuk bir su gibi ürpermeme sebep oldu.

   "Özledin mi beni?" O beni aramıştı. Az önce ona ihtiyacım vardı. Bunu hissetmiş gibi şuan beni arıyordu.

   "Endra?" dedim emin olmak ister gibi. Gülüşü sorumu destekledi. "Benim, melek. Seni özledim."

    Endra...

   Onu sadece ona ihtiyacım olduğunda özlerdim. Çünkü sırlar her zaman hatırlanmazdı.

    Ama o beni özlemişti.

   Sırlar açığa çıkabilir miydi? Ona güveniyordum. Ama onun kaşısında alak bulak olan ruhuma hiç güvenmiyordum.

   Hemde hiç...

  
  

 

  

  

Continue Reading

You'll Also Like

22.3K 4.3K 30
Huzurla yaşadığın evinde yalnız mısın gerçekten? Hiç tanımadığın ve sokakta gördüğünde yüzünü çevirdiğin biri ile paylaşmak ister misin? Peki ya on...
AHZA |gay| By 🦩

Mystery / Thriller

116K 6.1K 32
"Ehline denk gelmeyen her şey ziyan olur. Can da, inci mercan da..."
71.3K 2.6K 25
Kızın tecrübesiz masum aşkı gözüne perde indirmişti. Çıkışı olmayan karanlık, her yönden onu sararken nasıl bir çıkmaza girdiğinden habersiz yaşıyo...
ELIYS (+18) By Duru

Mystery / Thriller

152K 9.1K 52
Asırların içerisinde daha kaç kez öldürecekti kendisini? Kaç yüzyıl daha acı çekecekti? Bir yandan ölesiye nefret ettiği, öte yandan da, yüzyıllarca...