İNCİ

De asin1lnm

2.8M 131K 16.9K

Polis Bey Ahmet Emir'cim: Nasıl görmedim seni İnci: İşinin başında olduğundan görmemiş olabilirsin İnci: Vurm... Mai multe

1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57

35

35.9K 1.8K 113
De asin1lnm

❤️‍🔥İNCİ❤️‍🔥

İnci: Bir tanem

İnci: Beni düşündüğünü biliyorum

İnci: Ama olmazdı yani, çok zor ve ben tek başıma halledemem.

Ahmet Emir: Tamam demiyorum bir şey.

İnci: Diyorsun

Ahmet Emir: Senin mutluluğun her şeyden önemli

Ahmet Emir: Sadece bana bahsetseydin böyle bir durumdan insanlarla iletişime geçmezdim.

İnci: Özür dilerim

İnci: Zaten birden oldu

Ahmet Emir: Sorun yok bir tanem

Ahmet Emir: Yatıyorum ben, diyor musun bir şey

İnci: Yok

İnci: demiyorum

Ahmet Emir: İyi geceler o zaman

İnci: İyi geceler.

Tabii ki iyi geceler falan değildi. Daha 9'da uyunur muydu hiç?

Mutfağa girip yeni aldığım kahveyi alarak evden çıktım. Kırmıştık biraz onu, ama gerçekten aniden olmuştu ve bu fırsatı değerlendirmemek saçma olurdu.

Ahmet Emir'in dediğini yapmak çok zordu. Her şeyi en baştan ayarlamak, tek başıma bir şeyleri yürütmek... Olabilecek bir şey değildi. Kendime güvenmediğim bir işe kalkışmak istemiyordum.

Evin anahtarını pijamamın cebine atıp apartmanın kapısından çıktım. Hızlı hareket ediyordum çünkü korkuyordum. Karşıdan karşıya geçip lojmanın kapısında duran güvenliğe selam verdim. Tanışmıştık artık. Ahmet Emir Beyler sayesinde.

Lojmanın içine girer girmez hissettiğim rahatlık gerçekten bambaşka bir şeydi.

Ahmet Emir'in ziline basıp açmasını bekledim. Apartmanın kapısını açtığında içeriye girip merdivenleri ikişer ikişer çıktım.

Ay ben bu adamı her göreceğimde böyle heyecanlanacak mıydım ya?

Kapının önüne çıkmış kimin geleceğini bekliyordu çatık kaşlarıyla. Beni görünce kaşları havalandı. Beklemiyordu tabi.

"Selam." dedim elimdeki kahveyi kaldırıp. "Uykum gelmedi de biraz, yeni de kahve aldım. İçeriz diye geldim." diyerek kapının önünde beklemeye devam ettim.

Ben hiç böyle misafirperver değildim ya. Bu adam anlamıyordu bu işten.

Gülümsedi. "İyi yaptın ama içeride birileri var." dedi.

Of ya başkasına mı kaptırmıştık kahve hakkımızı?

"Tamam sonra mı içeriz kahveyi?" kahveyi sol elimden sağ elime geçirdim. "Yok, gel içeriye. Gider zaten onlar sen geldin diye."

Kafamı iki yana salladım. "Çok ayıp olur." diyerek reddettim. Eliyle elimi kavradı. "Olmaz bir şey gel sen." diyerek içeri soktu beni.

Yani zahmet olmazsa kalksalardı. Ayıplık umurumda değildi.

Bir tık yaşlı ve kel adam "Hoş geldin, İnci." dediğinde başımla selam verdim. "Hoş buldum." dedim. Ahmet Emir hâlâ elimi tutuyordu.

Diğer sakallı adam da gülümseyerek ayağa kalktı. "Sonra konuşuruz biz Emir." dediğinde kafasını salladı. "Konuşuruz abi, büyütülecek bir olay değildir. Sıkma canını." dedi ve tokalaştıktan sonra onlara kapıya kadar eşlik etti.

Bende koltuğa oturmuş açık olan televizyona bakıyordum.

İki dakika geçmeden yanıma gelip, koltuğa oturdu. Aramıza mesafe de bırakmıştı. "Evet." dedi kumandayı alıp televizyonu kapatırken. "Seni dinliyorum, kahve içmeye gelmemişsindir."

Biraz kaydırdım kendimi ona doğru. Gülüyordu o da yarım ağız.

Biraz daha yaklaşıp iyice yasladım kendimi ona. "Canım benim." dedim elini tutup. "Bal olsan seni kaşık kaşık yerim ya, şu haline bak." diyerek yanağını sıktım.

"Bal olmama gerek yok gibi duruyor ama."

"Kızdın mı bana?" diyerek kafamı eğdim yüzünü daha rahat görebilmek için.

"Kızmadım, anlık bir şeydi sadece. Ne yaparsan yap ben senin arkanda seni destekliyor olacağım. Hayat senin hayatın, istersen yardımcı olurum. Başka türlüsüne karışmam."

Bu adamın karşısında gerçekten de sakin kalmak imkansızdı.

"Benim için uğraştığını biliyorum ama kendime hiç güvenmiyorum Ahmet Emir, yani birazcık hissetsem o yapabilirim şeyini. Tamam diyeceğim ama yok."

Kolunun altına alıp saçlarımdan öptü. "Dediğim gibi, nasıl rahat edeceksen öyle olsun. Yüzünün güldüğünü görmek yeter bana." 

"Gerçekten kahve içeriz diye geldim bu arada." dedim ve kolunun altından çıktım. "Yeni aldım bunu, gel yapayım sana." Mutfağına doğru ilerledim.

Peşimden gelirken bir şeyler söylüyordu ama duyamıyordum. Şarkı söylüyordu sanırım.

Mutfak masasına oturup yapmayı en çok sevdiği şeyi yaptı, ben kahve yaparken beni izledi.

"Bak bakalım tadına." diyerek ona uzattığım kahveyi alıp bir yudum içti. "Harika olmuş." diyerek aniden dudağımdan öptü.

Ayol böyle şeyler birden yapılır mıydı?

"Ay." dedim istemsizce. Öyle deyince sesli bir şekilde güldü. "Ay." dedi beni taklit ederek, "Ne oldu?"

"Aniden öpünce anlayamadım ne olduğunu." dedim.

Aklına bir şey gelmiş olacak ki "A-aa." dedi. "Ben yemeğe giderken ne giyeceğimi bilmiyorum." Koluna girip kafamı omuzuna yasladım. "Allah'tan ben varım ya." dedim.

"Allah'tan sen varsın." dedi ama benim gibi alay içerikli değildi.

Şükür edermiş gibiydi.

Bu sefer ne olduğunu anlamadan ben öptüm onu ama o benim gibi tepki vermek yerine öpüşüme karşılık verdi. "Çok fenasın." dedi ve alnını alnıma yasladı. "Ben senden de fenayım ama." diyerek tekrar öpmeye başladı.

Buraya bunun için gelmemiştik ama şikayet edecek halimiz de yoktu tabi ki!

Mutfakta olduğumuzu hatırlayarak geri çekildim. Çarpılabilir miydik ki? Olabilir miydi yani.

"Gel, odama geçip ne giyebileceğime bakalım." Yüzüm anında güldü.

Olurdu, o gömlekleri giyerdi. Ben izlerdim. Sonra çıkarmasına yardım ederdim, başka gömlek giyerdi... Ya da öylece kalırdı. Her türlüsüne tamamdık.

Arkasından elimde kahvemle onu takip ediyordum. Giyinme odası mı vardı bir de.

Benim yoktu.

"Giyinme odan mı var?" dedim heyecanımı bastıramayıp.

Ne kadar çok kıyafet o kadar çok Ahmet Emir ve kaslı göğsü demekti.

Kafasını sallayıp kahvesinden içti. "Evet ama çok dolu değil. Doldurmak isteyen olursa diye." diyerek parmağıyla beni gösterdi.

Kendimi tutamayarak saçımı kulağımın arkasına attım. "Doldururuz ya." diyerek bilekliğimle oynadım. "Hemen, hemen utan ya." diyerek dolabın kapağını açtı.

Ay resmen şov yapacaktı bana.

"Utanmadım bu arada." diyerek sandalyeye oturdum. "Hoşuma gitti sadece."

Eline aldığı gömlek askısıyla yanağımı sıktı. "Burada giymem seni rahatsız eder mi?" diye sordu.

SAÇMALAMA İSTERSEN BİR TANEM.

Kafamı iki yana salladım. "Sorun değil." dedim ve asla umursamıyormuş gibi kahvemden bir yudum daha aldım. Karşımda üzerindeki tişörtü çıkarıp gömleği geçirdi üzerine.

Bismillahirahmanirahim dedim ya, ben hamileyim dedim.

"Beyaz gömlek giymeyi sevmiyorum hiç." diyerek düğmelerini iliklemeye başladı. "Yakışmıyor."

"Daha neler." dedim ve kahvemi bulduğum boş yere bırakıp ayağa kalktım. "Gayet yakışıyor bence de giyme."

Aynadan kendine baktı. Yakışıp yakışmadığını anlamaya çalışıyordu sanırım. Bende hemen arkasında başka nasıl gömlekleri var diye bakıyordum.

Elime aldığım lacivert gömleği Ahmet Emir'e uzatacağım sırada onun zaten arkamda olduğunu fark ettim. "Şey, bunu denesene bir." diyerek uzattım ona doğru.

Elimden alıp üst dolanın kapağına astı. "Çıkarayım üstümdekini." diyerek en üst düğmeden açmaya başladı.

Ellerimi kaldırıp altından da ben açmaya başladım. Benim açtığımı fark edince kendisi açmayı bıraktı. "Yap bari sen." dedi gülerek.

Ben de gülüyordum da o başka bir gülüyordu. Hoşuna gittiği belliydi yani. Omuzlarından geriye doğru kıvırdım gömleği. "Bunu eledik o zaman?" diye sordum. "Eleyelim onu." dedi ve benim üstümden uzanıp, astığı lacivert gömleği aldı. "Bunu mu giyeyim?" diye sordu.

Ateş basmıştı beni.

"Onu giy." dedim. "Altına ne giyeceksin?"

"Bilmiyorum, yardım ediyorsun ya işte. Buluruz bir şey." dedi ve gömleği kollarından geçirdi.

Yakası içine katlandığı için ona yaklaşıp ellerimi boynuna götürdüm. Ama o yanlış anlayıp beni öpmeye çalıştı. "Yakan." dedim elimle düzeltip. "Onu düzelttim.

Kaşı havaya kalktı ve sırtımı arkamdaki dolaba yaslayıp yüzüme eğildi. "Yakam." dedi, "Onu düzelttin"

Ellerimi boynuna bu sefer bilerek götürdüm. "Hıhım, ama istersen öpebilirim." dememe kalmadan o yapıştı dudaklarıma.

Bu gecenin sonu nasıl biterdi, bilemiyordum.

——

Se-lam!

Nabersiniz? BÖLÜM NASILLDI!!

biliyosunuz benden bu kadarı çıkıyo, biraz daha zorlama hakkım var kendimi de burada bu kadarı yeter🫡

instagram: asin1lnm

Continuă lectura

O să-ți placă și

675K 25.3K 41
0544 *** ****: Ne demişler? 0544 *** ****: Bende ki kalp sende olsa taşıyamazsın. 0544 *** ****: Nerdesin be yiğidim! Özleminden yataklara düştüm, ha...
576 56 28
Ait olmadığı dünyada yaşayan bir prensesin ülkesine dönme hikayesi..... - Burası da neresi böyle? - Burası Bosadenya prensesimiz, ait olduğunuz ülk...
1.3M 47.9K 93
[texting] aksa: 📸 fotoğraf aksa: sanırım bu baba oluyorsun demek aksa: iki buçuk haftalık hamileymişim 27.06.2021
49K 2.3K 18
Her şey babamın borçlarıyla başladı. Beni ilgilendirmeyen borçlar, benim hayatımı değiştirdi. Tanımadığım biriyle aynı çatı altında, aynı oda da kalm...