SREİN | Texting ލ

By __sonsuzsiyah__

86K 8.4K 7.9K

İfrin'in devamıdır, 1. Kitap ile bağlantılıdır. ____________ Uyan. "Bu sadece kötü bir rüya." Uyan. "Bu ger... More

-Giriş-
‹|1|›
‹|2|›
‹|3|›
‹|4|›
‹|5|›
‹|6|›
‹|7|›
‹|8|›
‹|9|›
‹|10|›
‹|11|›
‹|12|›
‹|13|›
‹|14|›
‹|15|›
‹|16|›
‹|17|›
‹|18|›
‹|19|›
‹|20|›
‹|21|›
‹|22|›
‹|23|›
‹|24|›
‹|25|›
‹|26|›
‹|27|›
‹|28|›
‹|29|›
‹|30|›
‹|31|›
‹|32|›
‹|33|›
‹|34|›
‹|35|›
‹|36|›
‹|37|›
‹|38|›
‹|39|›
‹|40|›
‹|41|›
‹|42|›
‹|43|›
‹|44|›
‹|45|›
‹|46|›
‹|47|›
‹|48|›
‹|49|›
‹|50|›
‹|51|›
‹|52|›
‹|53|›
‹|54|›
‹|55|›
‹|57|›
‹|58|›
‹|59|›

‹|56|›

477 57 50
By __sonsuzsiyah__

SREİN
~elli altıncı bölüm ~

Poyraz canı yansa da kendini olabildiğince hızlı bir şekilde arabasına attı. Aldığı darbe bile ona yetmişken ilk darbenin başında yaratacağı acıyı ancak tahmin edebilirdi.

Elindeki bebeği yan koltuğa gelişi güzel bıraktı. Bu bebeği görmesi şüphesiz bela getirecekti. Acısı ve öfkesiyle arabanın direksiyonuna vurdu. Neyin içine düştüğünü anlayamıyordu bir türlü. O adamın geri dönme ihtimaline karşın oyalanmadan burayı terk etmesi gerektiğini biliyordu. On dakikalık bir mesafeyi geçtikten sonra arabayı yolun kenarına çekti ve  Hilal'i uyarmak için onu aradı. Telefona cevap vermeyince tek şansı mesaj atmak olmuştu.

Poyraz: Binadan çıkmadan önce saldırıya uğradım.

Poyraz: Eve geri dönmeyin ve dikkatli olun.

Poyraz: Umarım iyisindir...

Poyraz: Bana her şeyi anlatman gerekiyor.

Poyraz: O zamana kadar bebeği saklayacağım.

Poyraz mesaj yazarken Hilal'den bir yerin konumunu içeren bir mesaj geldi.

Hilal:*konum*

Poyraz konuma baktığında gördüğü yerle huzursuz oldu.

Poyraz: Hilal? (mesaj gönderilemedi)

"Hay böyle işin," diye söylendi sinirle.
Telefonu çalmaya başladığında Hilal'in aradığını düşündü. Ama arayan Kaan'dı.

"Alo,"

Telefonun diğer ucundan gelen gürültü ve siren sesleri duyuldu öncesinde. "Alo Poyraz. Neredesin?" Sesi aceleci ve panikti.

"Dışarıdayım." demekle yetindi Poyraz "Ne oldu?"

"Az önce Rıza öncü Oğuz Asil'i ihbar etti. Kendisini, seni ve Hilal Yağız'ı öldüreceğini ayrıca birkaç cinayetle bağlantısı olabileceğini de söylemiş. Elinde Oğuz'un tarihi eser kaçakçılığı yaptığına ilişkin kanıtlar var. Ortalık fena karıştı, her neredeysen dikkatli ol ve yerini bildir yanına geleceğim. Acele et... "

Duyduklarıyla şok olurken Kaan'a az önce Hilal'in attığı konumu gönderdi. Kendisi de konuma doğru hızla arabasını sürerken  Hilal'in başına bir şey gelmiş olmaması için dua ediyordu.
________________

Araba henüz yaşadıkları mahalleden biraz uzaklaşmışken Hilal kendine geldi. Yaptığı ilk şey eve geri dönmek için abisini ikna etmeye çalışmak oldu. Bayılmasının öğrendikleri yüzünüzden bedeninin verdiği basit bir tepki olduğunu, yıpranmış sinirlerinin tüm bunları kaldıramadığını söylemişti ısrarla. Abisi her ne kadar endişelense de kollarındaki çizikler ve üstlerindeki kan yüzünden zaten hastaneye gitmeye istekli değildi. Kardeşinin ısrarla eve dönmek istemesine en sonunda ikna oldu.

Hilal eve vardıklarında temkinli bir şekilde arabadan indi. Tekrar bayılacak olursa abisini hiçbir şekilde geri dönmeye ikna edemezdi. Tedirgince bir iki adım attığında titreyen bacaklarına rağmen ayakta kalmayı başardı. Abisi koluna uzanıp ona yürürken destek olmak istese de Hilal iyi olduğunu ona kanıtlamak için bu girişimi engelledi.

Eve girdiklerinde Çınar dış kapıyı kapatırken, "Dinlen biraz," dedi kardeşine. "Kendini kötü hissedecek olursan da haber ver."

Hilal başını salladı, "Tamam," dedi ve  cansız bir sesle sordu. "Sen iyi misin?Eğer olanlar hakkında... "

Sözü yarıda abisinin sesiyle kesildi. "İyiyim," dedi Çınar, "Sen beni düşünme. Sonra konuşuruz."

Hilal sessizce arkasını dönüp odasına gitti. Eve dönmeye bu kadar istekli olmasının tek nedeni Poyraz ve İfrin bebeğiydi. Odaya girdiği an yatağa baktı. Poyraz istediğini yapmış ve bebeği almıştı. Gözleri aradığını bulamayınca kaşları çatıldı.

Telefonu neredeydi?

Bebeğin yanında durduğuna emin olduğu telefonu yerinde değildi. Odaya göz gezdirip başka yere koyup koymadığına baktı. Telefonu odadan çıkarmadığını biliyordu. Yine de evi dolaşıp telefonunu aramaya başladı. Bir tek Çınar'ın odasına bakmamıştı ama zaten telefonun orada da olmayacağını düşünüyordu. Öte yandan odasında olan abisine gözükmek istemedi. Yabancı ile tüm mesajlarının olduğu telefonu ortadan kaybolduğu için yaşadığı tedirginliği hareketleri açıkça belli ediyordu.

Arayışı sonuçsuz kaldı, telefonu kayıptı.

Poyraz'ın telefona bakma ihtimalini düşünmek bile istemiyordu. Bebeği ona verdiğine pişman olmaya başlamıştı. Anlık bir korkuyla düşünmeden hareket etmişti. Yine de hissettiği garip duygular kendine geldiğinden beri yoktu. Bir şekilde yaptığının gerçekten işe yaradığını düşündü. En azından bedeninin ve hislerinin kontrolü geri gelmişti.

Telefonunun tanıdık melodisi çalmaya başladı o etrafı ararken. Uzaktan gelen sesi takip etmeye başladığında dış kapının ardından geldiğini fark etti. Kapıyı açtığında telefonu kapı eşiğinde duruyordu.

Yarım saat kadar önce eve girdiklerinde eşikte bir telefon olmadığına emin olan Hilal için o an yaşadığı şok ve korku tarifsizdi. Başını eğerek merdiven boşluğuna ve merdivenlere baktı birini görmekten korkarak. Telefonu yerden alıp kapıyı kapattı ve tekrar odasına döndü.

Telefonunu birinin aldığı ve sonrasında oraya koyduğu barizdi. Ekranı açtığında aramanın tanımadığı bir numaradan geldiğini gördü.

Poyraz, Hilal'in o an yaşadığı korkuya rağmen hala daha önemli bir meseleydi... Bebeği ona vermişti. Bir an önce onunla yüzleşmesi gerekiyordu ve Hilal bunu erteleyemeyeceğinin farkındaydı. Poyraz'ın gerçeği öğrenmesinin oluşturacağı riski veya yalan söylemeye karar verirse ne söyleyeceğini onu buraya çağırırken düşünmemişti. Şimdi mümkün olan en kısa zamanda bir şeyler yapmalıydı. Gerçeği anlatmak istemiyordu. Odasına döndü. Yatağa oturup Poyraz'ı aradı. Uzun bir bekleyişin ardından arama yanıtsız kaldığında tekrar denedi ama sonuç aynıydı.

Tekrar aramayı deneyeceği sırada bir mesaj geldi. Mesaj onu arayan tanımadığı numaradan gelen konum mesajıydı. Ancak hemen sonrasında gelen yeni mesaj bu numaranın sahibinin İfrin bebeğinin gerçek sahibi olduğunu anlamasına yetmişti.

05***: Arkadaşlar birbirine verdiği sözleri tutmalı.

05***: Endişelenme, ben verdiğim sözleri mutlaka yerine getiririm.

05***: Sana bu sır yüzünden hiçbir şekilde zarar görmeyeceğini söylemiştim.

05***: Ne kadar ciddi olduğumu göreceksin.

Bunca zaman ona yalnızca bir telefonla ulaşan bu kişinin tehlikeli doğasını bir süredir iliklerine kadar hissediyordu. Bir şekilde her şeyin farkında olduğu hissine kapıldı ve az önce Poyraz'ı aradığında yanıtsız kalan telefonu hatırladı.
Panikle cevapladı mesajı.

Hilal: Konuşmamız gerekiyor. Bir sorun var, büyük bir sorun. (mesaj gönderilemedi.)

Bu yeni numaradan engellendiğini gördüğünde onunla şimdiye kadar konuştuğu numara ile olan mesajlaşmaları açtı. O anda tüm mesajların temizlendiğini fark etmişti. Telefonunun ne için alındığını anlarken yabancının asıl amacının ne olduğu hala belirsizdi. Bu numaraya da mesaj attı.

Hilal: Konuşmamız gerek (mesaj gönderilemedi.)

Şimdi gerçekten büyük bir sorun vardı. Onu kızdırmış olmalıydı. Poyraz'ın düşüncesizliği yüzünden zarar görmüş olma ihtimali ile pişmanlığı gün yüzüne çıktı. Aceleyle çantasını kapıp odasından çıktı ve dış kapıyı usulca açtı. Çınar'ın onu duymaması için en ufak bir ses dahi çıkarmadan yavaşça evi terk etti.

Evlerinin yakınındaki taksi durağına yürürken mesajdaki konumu açtı. Burası alelade bir yer değildi. Hilal onu neyin beklediğinden habersiz bir taksiye binip bir ömür kadar uzun hissettiren bir yolculuktan sonra adrese ulaştı.

Yol boyunca Poyraz'ı arasa da arama yanıtsız kalmıştı. Arabadan indi, soğuk hava tenine işliyorsa da o anki korkusu ile hiçbir üşüme belirtisi göstermedi. Nereden geldiği belirsiz su ile ıslanmış kaldırımın üzerinde hızla yürüyüp ardına kadar açık büyük demir kapıdan içeriye girdi. Toprak zeminde ilerlerken etraftaki ağaçlardan düşen ölü yaprakların ezilme sesini duyuyordu yalnızca. Yoldan geçen birkaç arabanın gürültüsü dışında herhangi bir yaşam belirtisi yoktu.

Küçük bir koruydu geldiği yer, şehrin içinde bulunan bu alanda piknik alanları dışında birkaç kafe bulunurdu. Kafelerin bulunduğu yere ters bir konumda korunun diğer girişinde kaldığını biliyordu. Bulunduğu konum korunun daha çok terkedilmiş, bakımsızlıktan güzelliğini yitirmiş olan tarafıydı. Yıllar öncesinin aksine kasvetli ve ürkütücü bir havası vardı. Birkaç metre ötesindeki kapının ardındaki şehrin varlığı bile buradaki tenhalığı hissetmesine engel olmuyordu.

İlerlemeye devam etti, taşlarla örülü geniş yıpranmış bir yol gördüğünde vardığını anlamıştı. Çok geçmeden yüksek duvarları ile ağaçların arasında yükselen gri renkli bina karşısına çıktı. Yüksekte bulunan camları kırılmış, boyası yer yer rutubetten dökülmüş bina tıpkı ormanın kendisi gibi terkedilmişti. Binanın kapısına ulaştığında iki kanatlı geniş kapının üzerine geçirilmiş paslı zincirin kırık olduğunu gördü. Zincirin kesik halkasındaki  gri metal onun henüz çok yeni kesildiğini gösteriyordu.

Binanın önündeki ağaçlık alana park edilmiş arabayı çok geçmeden fark etti.

İçeride ne bulacağını bilmese de bu onu durdurmadı. Bu gözükaralığı Poyraz'a ulaşamadığı içindi.

Burası yedi yıl önce kapatılarak terk edilmiş oyuncak müzesiydi.

<><><><><>

Bilinmeyen kontrolü ele alıyor sanki... Konum ne için olabilir?

<><><><>

|21|22|19|

SONSUZSİYAH

Continue Reading

You'll Also Like

65.4K 5.2K 59
Elisa Snow 16. Yüzyılda yaşayan 16-17 yaşlarında bir asilzadedir. Babasıyla ve ablasından kalan tek şey olan yeğeni ile yaşamaktadır. Yaşıtları gibi...
7.6K 247 30
Kalbimdeki Cin serisinin üçüncü kitabıdır. Düzenleme bitene kadar yayımda kalacak.
7.2K 606 22
ailesi tarafından sürekli şiddet gören Kaan ailesinin aslında öz ailesi olmadığını öğrenir. Acaba gerçek ailesi onu kabul edecek miydi? Veya o gerçe...
22.8K 2.5K 27
Yorucu bir günün ardından sıcak yatağına gömülüp kendini rüyaların eline bırakmanın tadını çıkaran insanlara gıpta etmişimdir. Ben yatağa her yattığı...