KABADAYI [BXB]

By LordOfStory

3M 230K 146K

[Tamamlandı] Kabadayıların ve tehlikeli tiplerin olduğu şehrin en kötü mahallesi ve lisesi... More

1. BÖLÜM
2. BÖLÜM
3. BÖLÜM
4. BÖLÜM
5. BÖLÜM
6. BÖLÜM
7. BÖLÜM
8. BÖLÜM
9. BÖLÜM
10. BÖLÜM
11. BÖLÜM
12. BÖLÜM
13. BÖLÜM
14. BÖLÜM
15. BÖLÜM
16. BÖLÜM
17. BÖLÜM
18. BÖLÜM
19. BÖLÜM
20. BÖLÜM
21. BÖLÜM
22. BÖLÜM
23. BÖLÜM
24. BÖLÜM
25. BÖLÜM
26. BÖLÜM
27. BÖLÜM
28. BÖLÜM
29. BÖLÜM
30. BÖLÜM
31. BÖLÜM
32. BÖLÜM
33. BÖLÜM
34. BÖLÜM
35. BÖLÜM
36. BÖLÜM
37. BÖLÜM
38. BÖLÜM
39. BÖLÜM
40. BÖLÜM
41. BÖLÜM
42. BÖLÜM
43. BÖLÜM
44. BÖLÜM
45. BÖLÜM
46. BÖLÜM
47. BÖLÜM
48. BÖLÜM
49. BÖLÜM
50. BÖLÜM
51. BÖLÜM
52. BÖLÜM
53. BÖLÜM
54. BÖLÜM
55. BÖLÜM
56. BÖLÜM
57. BÖLÜM
58. BÖLÜM
59. BÖLÜM
60. BÖLÜM
61. BÖLÜM
62. BÖLÜM
63. BÖLÜM
64. BÖLÜM
65. BÖLÜM
66. BÖLÜM
67. BÖLÜM
68. BÖLÜM
69. BÖLÜM
70. BÖLÜM
71. BÖLÜM
72. BÖLÜM
73. BÖLÜM
74. BÖLÜM
75. BÖLÜM
FİNAL
YAN KİTAP/VERSİYON/AlTERNATİF

76. BÖLÜM

24.8K 2.1K 1.5K
By LordOfStory

Günün üçüncü bölümü hani bana iltifat?

-

"Ahmet abi nerede?"

"Gece çalışacak o, sen benim yatağımda yat ben abimin yatağında yatarım."

Doruk üzerindeki tişörtün eteklerini çekiştirirken "Niye ayrı ayrı uyuyoruzki? Beraber uyuyalım senin yatağında." dedi.

Baran Ahmet’in yatağını kendine göre hazırlarken duraksayıp doğruldu ve kumrala baktı.

"Sen rahat et diye dedim güzelim yoksa canıma minnet." dedi gülümseyerek.

Doruk da gülümsedi ve yatağa oturdu. Saat geç olduğu için ev halkı çoktan uyumuştu. Ahmet de çalıştığı için Dorukla Baran odada kalacaklardı.

Baran onun asık yüzüne baktı. Ne kadar annesine karşı çıksa da onunla böyle kavga etmeyi sevmiyordu, bu yüzden canı sıkkındı aslında. Yani annesinin bu denli inatla karşı çıkmasına anlam veremiyordu. Hiç mi vazgeçmeyecekti?

Baran bir nefes verdi ve birkaç adımda Doruğun yanına oturdu. Kollarını ona dolayıp kendine çektikten sonra saçlarının arasına bir öpücük kondurdu.

"Keşke biz de evlenebilseydik. Çok isterdim biliyor musun?" dedi Baran hafif kısık bir sesle.

Doruk kafasını çevirip ona baktığında nedense içi bir anda sımsıcak olmuştu. Az önce asık olan yüzü canlandığında gülümseyerek bir elini Baran'ın yanağına atıp okşadı.

Baran çenesini Doruğun omzuna yaslamışken kollarıyla sıkıca sarmıştı. Doruk ise yanağını okşarken dudağının kenarını öptü nazik bir şekilde.

"Güzel olurdu." dedi Doruk başını omzuna yaslanan başa yaslamadan önce. "Düşünsene evlenmişiz, hatta düğünümüz falan oluyor. Böyle benim annem çok mutlu senin abin tebrikler falan ediyor." dedi Doruk ve kıkırdadı.

"Anca rüyada işte." dedi Baran da kıkırdamadan önce.

"Böyle bahçeli bir evimiz var, ikimiz de istediğimiz şekilde dizayn etmişiz. Her şey tam bizim istediğimiz göre. Ailelerimiz çok iyi anlaşıyor, sık sık aile yemekleri veriyoruz falan." dedi Doruk gülümseyerek hayallerini dile getirirken.

"İzin günlerimizde hep beraber oluyoruz. Tüm günümüzü yatak odasında geçiriyoruz, hatta hiç çıkmıyoruz ordan." dedi Baran.

Doruk kıkırdadı."Ya Baran bozma bir ya."

"Ne var ben de hayallerimi söylüyorum. Hem seninle bir evimiz olursa en sevdiğim bölümü kesinlikle yatak odamız olur." dedikten sonra kumralı kendine biraz daha çekip boynunu öptü.

"Düşünsene bebeğimiz var, evlatlık almışız tabii. Bir de köpeğimiz var. Dört kişilik bir aileyiz, sıcacık." derken iç çekti ve buruk bir şekilde ellerini beline dolanan kolların üstüne yerleştirdi.

Baran gülümseyerek ona baktığında bu hayallerin gerçek olmayacak olması ikisini de üzmüştü.

"Keşke mümkün olsaydı. Keşke öyle bir dünya olsaydı." dedi Doruk buruk bir sesle.

"Elimde olsa sana öyle bir dünya yaratmak için bir an için bile durmazdım. Maalesef çaresiz insanların hayal kırıklıklarının mezarlığı olmuş koca bir dünyada yaşıyoruz." dedi Baran.

Birbirini seven bu iki kişi aşklarını bile özgürce yaşayamıyorlardı. Tüm bu şeyler hayal olarak kalmaya devam edecekti ömür boyu. Doruk açısından bunun gerçekleşmesi ne kader imkansızsa Baran açısından çarpı iki imkansızdı.

Onlar bu hayali kurarken bile diğer yandan olumsuzlukları düşünüyorlardı.

Baran Doruğun bu üzgün haline dayanamıyordu. Elinde olsa bu hayalleri onun mutlu olması adına gerçekleştirmek için her şeyini verirdi. Maalesef öyle toz pembe bir dünyada yaşamıyorlardı. Özellikle Baran'ın dünyası oldukça karanlıktı. Tüm bunları birbirlerine vermeyeceklerinin ikisi de farkındaydı.

Sessizce birbirlerine yaslanmışken öylece boşluğu izlediler.

"Üzülme canımın içi, benim dünyamda istediğin her şeyi yapabiliriz." dediğinde Doruk kafasını hafifçe kaldırıp baktı. "Tabii benim dünyam bu oda kadar." diye ekleyip güldüğünde Doruk da güldü.

Uzanıp aşık olduğu dudakları öptüğünde anında karşılık veren dudaklar yumuşakça ama bastırarak öpmeye başladı. Birbirlerinin dudaklarını çekiştirerek öpüşmeyi uzattıklarında son bir öpücükle geri ayrıldılar.

Alınlarını birbirine yasladılar ve bir süre birbirlerinin nefeslerini hissetti ler dudaklarında.

"Hadi gel, uyuyalım." dediğinde kafasını salladı kumral çocuk.

Baran ışığı söndürdükten sonra yorganınını kaldırdı ve içine girip yan dönerek duvara doğru yapıştırdı kendini. Doruk da onun için ayrılan boşluğu doldurduğunda Baran arkadan sevgilisine sarıldı ve yorganı üzerlerine örttüler.

Baran arkadan sıkıca sarıldığı bedenin boynuna burnunu daldırdığında koklayıp öptü yumuşakça.

"Her gece seninle uyuyup her sabah seninle uyanmak için ne yapmam lazım?" diye sorduğunda Doruk elini arkaya atıp yanağını okşadı onun gülümseyerek.

"Bir gün tüm bu şeyler gerçekleşirse, belki o zaman bir şey yapmana gerek kalmaz."

-

"Allaha emanet kardeşim. Varınca ara bak."

Baran sırtında kocaman çantası ve elinde bir bavuluyla gitmeye hazırlanan Bedirhan'a sıkı sıkı sarılırken sırtını dostane bir şekilde pat patladı.

"Sen de kardeşim." dedi Bedirhan ve geri çekildi. "Herkese çok çok selam söyle tekrardan, bir dahakine Ahmet abinin düğününe geliriz abimle beraber. O zaman görüşürüz artık." dediğinde Baran kafasını salladı gülümseyerek.

"İnşallah."

Son kez sarılıp bebeklik arkadaşına veda etti Baran ve bavulunu taşımasına yardım ederken Bedirhan için ayarladığı mahallenin korsan taksisinin bagajına koydu.

Aslında onu yolcu etmeye havaalanına gelmek istemişti ama Bedirhan gerek olmadığını söyleyerek engellemişti. Hem işe gitmesi gerekiyordu onun bu yüzden zaman kaybetsin istememişti.

"Dikkat et Allaha emanetsin." dedi Baran onu arabaya bindirmeden önce.

"Sen de Baranım." dedi Bedirhan ve yolcu koltuğuna geçti. Baran kapısını kapatıp el salladığında araba gözden kaybolana kadar arkasından baktı.

Gülümseyerek arkasını döndüğünde okulun yolunu tuttu. Dorukla sabahın erken saatinde vedalaşmıştı ve onula okulda buluşmak için eve bırakmıştı.

Biraz sonra okula vardığında arkadaşlarını aynı yerde gördü. Oraya doğru ilerlediğinde Seyit'in yanında Utku da vardı. Bir nefes verdi. Utkudan hâlâ haz etmese de Seyit sevdiği için ve mutlu olduğu için ses çıkarmıyordu. 

Yanlarına gelip "Selamünaleyküm." dediğinde hepsi hepbir ağızdan "Aleykümselam." dedi.

"Doruk gelmedi mi henüz?" diye sordu.

"Görmedik valla bremın." dedi Hasan.

Baran kaşlarını çattığı anda telefonunu çıkardı ve Doruğu aradı fakat ulaşamadı. Bir kez daha aradığında yine açmamıştı. Mesaj kısmına girip mesaj attığı sırada zil çaldı.

Hep beraber derse girdiklerinde bekledi ama Doruk gelmedi. İkinci derse girdiklerinde hâlâ ortalarda yoktu. Baran'ın aramalarına da çıkmıyordu.

Üçüncü derse girecekleri zaman iyiden iyiye endişelenmeye başlamıştı Baran. Bu yüzden teneffüs olur olmaz arkadaşlarına Doruğa bakmak için okuldan çıkacağını söyledi.

Hepsi bahçede konuşurken telefonu çaldı Baran'ın. Doruk arıyordu. Hızla cevaplayıp kulağına tuttu.

"Doruk?" dedi hemen heyecanlı bir sesle. "Neden açmıyorsun güzelim?"

İlk başta ses gelmedi ama daha sonradan bir hıçkırık ve ağlama sesi geldiğinde Baran'ın kaşları çatıldı.

"Baran..." dedi Doruk ağlamaklı bir sesle.

"Doruk ne oldu? Neden ağlıyorsun güzelim ne oldu söyle." dedi endişeyle.

"Baran babam." dedi Doruk ve şiddetli bir şekilde ağlamaya başladığında bir an için eli ayağı boşaldı Baran'ın. Anında içine yayılan korku zehir gibi tüm damarlarına karıştı.

"Ne oldu babana? Nerdesin sen?"

"Hastanedeyiz. Babam dün gelirken yolda kaza yapmış." dedi Doruk ağlayarak. Öyle içten ve şiddetli ağlıyordu ki Baran ilk kez böyle duyduğu için içinin parçalandığını hissetti.

"Nasıl durumu? Hangi hastanedesiniz söyle geliyorum." dedi Baran ve koşmaya başladığında arkadaşları hastane ve babasının lafının geçmesiyle Baran'ın arkasından koştular.

"Çok kötü. Ameliyatta saatlerdir, henüz bir bilgi vermedi doktorlar. Biliyor musun dün gece olmuş bu. Annem beni aramış defalarca ama Allah beni kahretsin ben telefonumu kapatmıştım." diyerek daha şiddetli ağlamaya başladı Doruk.

"Sakin ol güzelim geliyorum ben." dedi Baran ve ağlamalarının arasında zar zor konuşan çocuktan hastaneyi öğrendikten sonra taksi bakmaya başladı.

Arkadaşları endişeyle ne olduğunu öğrenmeye çalıştıklarında Baran hızlıca anlatmıştı.

Utku benim arabayla gidelim diyince mecburen kabul etmişler ve arabaya atlamışlardı.

Baran korkudan ve endişeden dizini sallarken içinden dua ediyordu. Umardı ki Kemal Beye bir şey olmazdı. Çok iyi bir adamdı ve severdi. Üstelik sevdiğinin babasıydı. Eğer o adama bir şey olursa nasıl toparlanır Doruk?

İçindeki sıkıntı her geçen saniye katlanıren boğulacakmış gibi hissediyordu.

Hastaneye geldiklerinde daha araba durmadan Baran kapıyı açtı ve koşarak içeriye girdi. Doruktan öğrenmişti ama bir de danışmaya sorup merdivenlere koştu. Hasan, Yusuf, Seyit ve Utku da peşinden koşmaya başladı.

Merdivenden inen insanlara çarparken kimseyi gözü görmüyordu. Ameliyathanenin olduğu koridora girdiği an gördüğü görüntüyle kalp atışları ağzına gelirken adımları yavaşladı.

Doruk ve annesi birbirine sarılarak öyle ağlıyorlardı ki Baran bir an için ne yapacağını bilemedi. Arkadan gelen dört genç de hemen esmer oğlanın arkasında durup bakındı.

Baran yavaşça onların yanına adımlamaya başladığında "Doruk." dedi korkuyla.

Doruk kafasını çevirip gelen sevgilisini gördüğünde "Baran," dedi gözleri ağmaktan şişmişken. "Babam öldü!" diye ağlayarak sarıldığında göğüs kafesi sıkıştı.

Hızla Doruğa sarıldığında kumral çocuk ağlayarak kollarını ona doladı ve yüzünü göğsüne gömdü. Yüksek sesle sarsılarak ağlarken göz yaşları gözlerinden akıp Baran'ın gömleğine dökülüyordu.

"Babam..." diye ağlayan çocuk sürekli tekrarlarken içi çıkacak gibi ağlıyordu.

Yutkundu Baran. Nefesleri sıkışmıştı adeta. Yüreğinin sızladığını hissetti göğsündeki çocuğun haline. Dünyası başına yıkılmış olan çocuğa içi acıdı. Babasız büyümüş birisi olarak babasız kalmanın ne denli acı bir şey olduğunu çok uzun zamandır tatmış kendisi şimdi nasıl teselli edecekti sevdiğini?

Kollarındaki bedenin acısını dindirmek istercesine sıkıca sarılırken kafasını çevirdi ve  ayakta zor duran kadına bakıp ona yaklaştı bu sefer. Sıkıntılı ve üzgün bir nefes verip çekinerek de olsa kolunu kadına sardı. Kadın aynı şiddetle ağlarken kendini uzun boylu gence yasladı ve oğluyla birlikte Baran'ın göğsünde ağlamaya başladı.

Onları izleyen dörtlünün gözleri dolarken Utku sessizce ağlayan sarışının omzuna dokundu.

Duvarlar sevdiğinin ve annesinin çığlıklı ağlamaları ile sarsılırken canı yanıyordu. Böyle görmek içinin parçalanmasına neden olurken gözleri dolmuştu ister istemez.

Saçının tek bir telinin zarar görmesine dayanamadığı sevdiği göğsünde böyle çaresizce ağlarken bir şey yapamıyor oluşu daha çok canını yakıyordu.

Koridorda yankılanan ağlayışlarla ayakta zor duran çaresiz iki beden hayatlarının dayanağı olan adamın arkasından bir daha hiç eskisi gibi yaşamayacaklarını, onsuz nasıl hayatta kalacaklarını düşünüyorlardı. Böyle bir şeyin bu kadar ani olması daha kötü ve şok etkisiyken inanmak istemiyorlardı.

Hayat acımasızdı. En sevdiklerimizi önce alırdı bizden. Yarın bir cenaze kalkacaktı. Arkasında yaşayan iki cenaze bırakarak.





-


Bir sonraki bölüm final....

Continue Reading

You'll Also Like

1.3M 99K 51
Her şey, sosyetenin ve iş dünyasının gözdesi Affan Saltan'ın kirli işler denildiği zaman ilk akla gelen çete lideri Ziko'ya işinin düşmesiyle başladı...
3.6K 449 10
Sen benim en sevdiğim kitap karakterisin. Ve sonunun böyle olmasını istemiyorum. 27/07/2019
ZAAF By Khalesi

Teen Fiction

3.5M 196K 37
[TAMAMLANDI] Sinan homofobikti, ama Karan onun zaafıydı.
2.2M 136K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...