Sert botunun tersi ile önünde diz çökmüş, ağzı yüzü kan olan genç adamın burnunu bir tane tekme attığında adam acıyla feryat ederek yere yığılmıştı. İki eliyle burnunu tuttuğunda burnundan oluk oluk kanlar akmaya başlamıştı.
Esmer delikanlı adeta patlamış bir volkan gibi bu sefer diğerine yönelip art arda yumruklarını geçirdiğinde zaten ayakta zar zor duran gençler iyiden iyiye kendinden geçmişti.
Baran dakikalardır bu iki serseriyi dövüyordu ve resmen komalık etmişti. Semtteki birkaç kişi ve kendi arkadaşları ne yapıp edip bulmuştu o kişileri aynı gün içerisinde. Şimdi ise karanlık havada parkta dövüyordu.
"Abi tamam öldüreceksin herifleri." diyen mahalledeki çocuklardan birine bakmadan dövmeye devam ediyordu.
"Kız kardeşim lan o benim. Orospu çocukları, sizin gibi piçlerin nasıl iğrenç yaratıklar olduğunu anlamayacak kadar saf ve iyi niyetli." derken ayağa kalkıp tekmelerini geçirmeye devam etmişti.
Yusuf, Hasan ve Seyit öylece yerde yatan iki kişiyi döven Baran'ı izlerlerken hiçbir şekilde müdahale etmiyorlardı.
"Dokundunuz mu lan ona?" diye sordu Baran eğilip yerde yatan gencin yakasından tutarken.
Genç hızla kafasını iki yana salladığında zar zor kendindeydi. Dakikalardır yediği dayak yüzünden ağzına kanlar doluşmuştu.
Baran onun yakasını sertçe bırakıp eline bastığında sessiz parkta dövülen kişinin bağırışları yankılandı.
Baran son kez art arda sinirini boşaltmak ister gibi ikisine de yumruklarını geçirdikten sonra ayaklandı.
Nefes nefese bir şekilde yerde acıyla kıvranan iki gence bakarken üzerlerine tükürdü.
"Tamam bremın şimdi polisi falan ararlar çok ses çıkarttı itler. Gidelim mi?" diye sordu Hasan Baran'ın omzuna dokunarak.
Baran kafasını salladığında bu sefer onları bulmaya yardımcı olan parkta takılan serserilerden olan gence yaklaştı. Bulmalarına yardım etmişlerdi çünkü o da parkta takılanlardan biri olduğu için tanımıştı.
Baran ona yaklaştığında çocuk korkuyla sertçe yutkundu.
Baran yavaşça yaklaştıktan sonra çok da sert olmayan bir şekilde burnunun üstüne kafa attı çocuğun. Genç acıyla bağırdığında "Bir daha bana emir verme sikerim belanı." dedikten sonra arkasını döndü.
Hasan, Seyit ve Yusuf güldüğünde sırayla yerde yatan gençlere birer tekme de onlar geçirdikten sonra Baran'ın arkasından ilerlediler.
Baran siyah deri ceketinin cebinden sigara paketini çıkartırken ellerindeki kan izlerini görmezden geldi. Bir dal sigarayı dudaklarına götürüp ucunu yaktıktan sonra elini alnına götürüp ovdu. Az önce kafa attığı için sızlamıştı biraz.
"Ellerine sağlık kardeşim." dedi Yusuf gülerek.
"Sanat eseriydi." diye katıldı ona Seyit gülerek.
Baran gözlerini kısarak sigarasından bir nefes aldığında siyah saçları rüzgarın etkisiyle uçuşuyordu.
"Abime söylemeyin ha, hallettik bitti." dedi Baran sigarasını iki parmağı arasına alıp dudaklarından uzaklaştırdıktan sonra.
Şimdi Ahmet abisi duysa adamları dövmek yerine öldürürdü. Baran abisini biliyordu, abisi sinirlenince kimseyi görmezdi. Bu yüzden başını belaya sokmaya müsaitti. Bunu engellemek için söylemeyecekti.
"Yok yok sözümüz sözdür bilirsin." dedi Hasan.
Dar ve karanlık sokakta yürürlerken Hasan evine gitmek için köşeden dönmüştü.
Üçü birlikte yürürken gelen mesajı sesi ile duraksadı Baran ve telefonunu cebinden çıkardı.
053.........
Baran selam ben Doruk.
Numaranı Emine'den almıştım. Leylayı merak ettim de yazayım dedim.
Seni değil, Leylayı merak ettiğim için yazıyorum.
O yüzden yani cevap ver daha da rahatsız etmem.
Baran kaşlarını çatarak mesajı okuduktan sonra dudaklarında çok hafif bir kıvrılma oldu.
Baran
Aleykümselam
Leyla iyi çok şükür.
Beni merak etmedin ama ben de iyiyim.
053.........
İyi.
053........ >> Ceylan gözlü
Baran
Sabah için kusura bakma
Biraz sinirliydim
Baran Doruk gittikten sonra ona fazla katı davrandığını ve üzerine gittiğini düşündü. Sonuçta yardımcı olmaya çalışıyordu çocuk dediği gibi.
Hem Baran onun iyi niyetine inanıyordu. Gelip yardımcı olması Baran yüzünden değildi, gerçekten de onların yanında olmak istediği içindi. Tanımadığı biri için de yapardı aynısı.
Ceylan gözlü
Seni tanıdığımdan beri hep sinirlisin zaten.
Bu kadar sinir sana bile fazla.
Daha sakin olmayı öğrenmelisin.
Baran
Öğret o zaman
Ben bilmiyorum, sen öğret
Ceylan gözlü
Sen ciddi misin
Pekala, neyse.
Öğretemem, bu yaşına kadar öğrenemediysen zaten...
Üç arkadaş yan yana yürürken Baran'ın kısık gülüşüyle Seyit ona döndü. Yanında Yusuf car car konuşurken Seyit'in baktığı yere baktı o da.
Yamuk bir şekilde gülümseyerek telefon ekranına bakan esmere karşı kaşlarını çatıllar.
Baran bir elinde telefonu diğer elinde sigarası varken ekranda parmaklarını gezdirdi.
Baran
Vay be sen hayır demeyi biliyor musun
Hiç öyle bir yapın yok gibi duruyor da
Ceylan gözlü
Sayende öğrendim.
Baran sırıtarak sigarasından bir nefes alırken kara gözlerini kısmıştı. Uzun parmaklarının arasındaki sigarayı derince içine çektiğinde kafasını kaldırdı ve kendisine sırıtarak bakan ikiliyi görünce anında gülümsemesi soldu.
"Ne bakıyorsunuz, hayırdır?" dedi ters bir şekilde.
"Hayırlar sen de vallaha bremın. Gülümsemeler mesajlaşmalar falan. Ah! Yoksa buzdan adam birine gönlünü mü verdi?!" diye abartı oyunculukla bağıran Yusuf'un üzerine yürüdü Baran.
"Sus lan ne bağırıyorsun?" dedi kaşlarını çatarak.
"Şşt." diyen sesle bu sefer Seyit'e döndü. Seyit imalı bir şekilde göz kırptığında "Kardeşim. İnşallah düşündüğüm şeydir." dediğinde Baran uyarıcı bir şekilde baktı ona.
Yusuf kaşlarını çattığında "Hayırdır lan sen biliyor musun? Vay be artık ayrımsız gayrımız da var." diye trip attığında Baran Seyit'e bakarak kısık bir küfür etti.
Seyit hemen Yusuf'un yanına gelip kolunu omzuna attığında. "Oğlum ne ayrısı gayrısı? Düşündüğüm şey derken yani sonunda bir sevdiğin oldu kardeş hayırlı olsun bir an sap kalacaksın ömrünün sonuna kadar demek istedim." dediğinde Baran arkadan Seyit'in bacağına tekme attı.
"Salak salak konuşma. Mucize olmasını isteme." dediğinde Seyit ona döndü.
"Hayat mucizelerle dolu kardeşim, yeter ki sen bir öküzlük edip sikme bunu."
Baran gözlerini devirdiğinde ofladı.
"Ben eve gidiyorum hadi, sizin bu saçmalıklarınızı çekemem gece gece. Allaha emanet hadi." deyip onlara el salladıktan sonra yol ayrımında kendi evinin sokağına girerken Seyit ve Hasan gülerek diğer sokaktan yürümeye başladılar.
Omzunun üzerinden arkasına bakıp arkadaşlarının gözden kaybolmasını bekledi. Sonunda gözden kaybolduklarında cebinden telefonunu çıkardı tekrardan.
Ceylan gözlü
Neyse ben daha fazla rahatsız etmeyeyim.
Kardeşlerine selam söyle.
İyi geceler.
Baran
İyi geceler
Ceylan gözlü