Dünya Ellerimde 'Vatan Uğruna...

By _beyzanurcgrmn_

1.8M 96.3K 46.2K

"Çocukken yanağıma kondurduğun öpücük sayesinde tüm acılarım geçmişti. Şimdi ben senin kalbinden öpsem geçer... More

1.Bölüm:'Benim Hikayem'
2.Bölüm:'Cellat'
4.Bölüm: 'Ödeştik'
5.Bölüm:'Gülüşüne Hapsoldum'
6.Bölüm:'Vatanım'
7.Bölüm 'Ruh Hastası'
8.Bölüm 'Korkmadık, Savaştık'
9.Bölüm: 'Biz Bir Aileyiz'
10.Bölüm
11.Bölüm: 'Kardeşim'
12.Bölüm:'Gün Doğmadan'
13.Bölüm: 'Canım Feda'
14.Bölüm:'Sarı Civciv'
15.Bölüm:'Sevda'
16.Bölüm:'Melek'
17.Bölüm:'Eyvallah'
18.Bölüm:'Bozkurt'un Kızı'
19.Bölüm:'Söz'
20.Bölüm:'Yavru Kurt'
21.Bölüm:'Vatan Uğruna'
22.Bölüm:'Zeytinli Poğaçam'
23.Bölüm:'Asena Plus'
24.Bölüm:'Sevdaya Tutulmak'
25.Bölüm:'Güney'
26.Bölüm:'Tek Güzel Anım'
27.Bölüm:'Sevdiğim Adam'
28.Bölüm:'İlaç Gibisin'
29.Bölüm:'Sakın Açma'
30.Bölüm:'İlk Darbe'
31.Bölüm:'Mucize'
32.Bölüm:'Hangimiz Sevmedik'
33.Bölüm:'Sevmedim'
34.Bölüm:'Kara Sevda'
35.Bölüm:'Onuncu Koğuştaki Güzel'
36.Bölüm:'Affetme'
37.Bölüm:'Zalım Geceler'
38.Bölüm:'Kendini Sev'
39.Bölüm:'Gitme'
40.Yavru Kurt & Güzel Gözlü Çocuk
41.Bölüm:'İkizim'
42.Bölüm:'Son Nefesime Kadar'
43.Bölüm:'Mr. & Mrs. Voland'
44.Bölüm:'Sevdiğim Kadına'
45.Bölüm:'Sen Benimsin Ben Seninim'
46.Bölüm:'Şiir Gibisin'
47.Bölüm:'Sınırsız'
48.Bölüm:'Aşk Saçmalamaktır'
49.Bölüm:'Sert Adamlar Sert Oynar'
50.Bölüm:'Sadece Sana Deliyim'
51.Bölüm:'Maskeli Beşler'
52.Bölüm:'Veda'
53.Bölüm:'Bekleyeceğim'
54.Bölüm:'Uyuyan Devi Uyandırdınız'
55.Bölüm:'Gönlüm Hep Seni Arıyor'
56.Bölüm:'Ah Be Asena'm'
57.Bölüm:'Dünya Ellerimde'
58.Bölüm:'Benim Sevgilim'
59.Bölüm:'Sevene Zor'
60.Bölüm:'Suç Makinesi'
61.Bölüm:'Anne'
62.Bölüm:'I Said Yes'
63.Bölüm'Senin Uğruna'
64.Bölüm:'Ben Kimim'
65.Bölüm:'Kalbi Güzel Adam'
66.Bölüm:'İyi ki'
67.Bölüm:'Periler De Postal Giyer'
68.Bölüm:'Emanet'
69.Bölüm:'Biz Evde Yokuz'
70.Bölüm:'Karıcığım'
71.Bölüm:'Hoş Geldin'
72.Bölüm:'Öp ve Geçsin'
73.Bölüm:'Çılgın Mother'
74.Bölüm:'Vatanım Sensin'
75.Bölüm:'BKK'
76.Bölüm:'Bizim Hikayemiz' (Final)
Özel Bölüm (1)
Özel Bölüm (2)

3.Bölüm:'Anka'

33.4K 1.7K 749
By _beyzanurcgrmn_

İyi okumalar dilerim❣

Bol bol yorum ve beğenilerinizi bekliyorum.

3.Bölüm: ANKA

'Bir TÜRK asla teslim olmaz!'

Kıyafetlerimi değiştirdim hızlıca. Saçlarımı açık bıraktım. Tugaya gidene kadar kurur umarım. Silahı pantolonumun arkasına yerlestirip çantamı aldım. Mutfağa girdim. Çekmeceleri karıştırdım. En alt çekmecede bir sürü kek ve çikolata vardı, bir de küçük bir not.

'Kıvırcığım annen ve babandan gizli doldurdum aramızda.'

"Ya Savaş amcam benim ya. Yerim seni." Not kağıdını öpüp kaldırdım. Çantayı keklerle doldurduktan sonra evden çıktım.

Merdivenleri ikişer, üçer iniyordum. Hepsi arabanın yanında beni bekliyorlardı. "Beklettim kusura bakmayın." dedim. "Sorun yok komutanım." dedi Mert. Batu ön kapıyı açtı. "Buyrun komutanım." dedi. Gulümsedim. "Teşekkür ederim." dedim.

Poyraz sürücü koltuğuna geçti. Diğerleri de arka da oturdu. "Oğuzhan sen yaralı değil misin? Neden geldin?" dedim. "Komutanım sizinle ilk operasyonumuz kaçıramam." dedi. "Sen bilirsin." dedim. Çantamdan kekleri çıkarıp arkaya uzattım. "Atıştırmalık." dedim. Batu'nun gözleri parladı. Elimden birkaç tane kaptığı gibi yemeye başladı. Mert ve Oğuzhan tereddütlüydü. "Alsanıza. Merak etmeyin içinde zehir yok." dedim. Onlarda aldıktan sonra önüme döndüm.

"Komutanım almaz mısınız?" dedim. "Sevmem ben." dedi her zamanki sert sesi ile. "Komutanım ben yerim." dedi Batu. "Gözün doysun en çok sana verdim." dedim. Gülümseyip yemeye devam etti. Elimdeki keki aramızdaki kol dayama'nın üzerine koydum. Keke baktı sonra bana baktı daha sonra da önüne döndü.

Yolumuzun geri kalanı sessiz geçti. Tugaya gelince arabadan indik. "Kurt Timi 5 dakika içerisinde hazırlanıp toplantı odasında olun." dedi Poyraz.

"Emredersiniz komutanım."

Seri adımlarla odama çıkıp üniformamı giydim. 5 dakika da nasıl hazırlanırsa anlamadım. Postalları da ayağıma geçirip bağlamadan çıktım. Mavi berem de elimdeydi. Toplantı odasına girdim. Herkes buradaydı ama Albay henüz gelmemişti. En yakınımdaki sandalyeye geçip oturdum. "Ya 5 dakika da nasıl hazırlandınız?" dedim. "Alıştık." dedi Oğuzhan. Saçlarımı geriye atıp beremi taktım.

Albay gelince ayaklandık. "Hızlısınız çocuklar. Alıştın mı arkadaşlarına Asena?" dedi Taner Albay. "Biz çok sevdik komutanımızı." dedi Batu. "Alıştım komutanım." dedim. Gülümsedi. Sonra yüzü ciddiyete büründü ve baş köşeye geçip oturdu.

"Size sadece tek bir şey söyliyecem; Terörist ini tespit edildi. Orayı güzelce temizlemeden dönmeyin."

"Emredersiniz komutanım."

Albay birkaç detay verdikten sonra çıktı. Oğuzhan haritayı açıp masaya koydu. "Albay'ın söylediği yer burası." dedi Oğuzhan. "Biz bölgenin iki kilometre aşağısından yürümeye başlayacaz. Tahmini yarım saat içinde varıp sag taraftan baskın yaparız." dedi Poyraz. "Öyle yapmak yerine daha ileride helikopterden inip arkalarından dolansak. Hem yürüme mesafemizde kısalır ve kaçma fırsatları pek olmaz." dedim.

Haritayı inceliyordum. Kimseden ses çıkmayınca başımı kaldırdım. Hepsi gözlerini kocaman açmış bana bakıyorlardı. "Tamam plan hazır 10 dakika içinde tam teçhizat aşağıda toplanın." dedi Poyraz. Gülümsedim. Benim planımı uygulayacaktık. Eh bi zahmet. Bordo bereli kızıyım ben.

Kapıya doğru dönüp adım atacakken, postal'ın bağına ayağım takıldı. Yine tam düşecektim ki Poyraz yakamdan tutup beni kaldırdı. "Bak bu üç oluyor. Dördücüsünde seni tutmam." dedi ve gitti. Sende üçüncü defa beni boğuyorsun. Belimden tut, kolumdan tut, yakadan tutup çekmek ne arkadaş. Allah Allah.

Boynumu ovaladım. Bizimkilerin ardından bende teçhizat odasına girdim. Postalları sıkıca bağladıktan sonra çelik yeleğimi giydim. Ceplerini doldururken Batu elinde benim Sniper ile yanıma geldi. "Oha komutanım. Ne güzel. Adınız da yazıyor." dedi. Gülümsedim. Aslında annemin olur kendisi ama neyse. "Teşekkür ederim." dedim.

Çabucak hazırlandıktan sonra Askeri kaskımı takıp kemerini bağladım. Sniper'ı parçalarına ayırıp çantasına koydum. İlk yardım çantamı da aldım. İki meslek birden olunca. Odadan çıkıp aşağıya indim. Bizimkiler henüz inmemişti. Albay yanıma geldi.

"Asena dikkatli ol. Sonra Bozkurt başımızı ağırtır."

"Emredersiniz komutanım."

"Annenin adını aldın diye de delilik yapmaya kalkışma."

"Emredersiniz komutanım."

Poyraz gelince Albay sustu. Yanımdaki yerini aldıktan hemen sonra diğer tim üyeleri de geldi.

"Önce Allaha sonra birbirinize emanetsiniz. Güzel bir temizlik yapıp dönün."

Dedi Albay, kessin bir dille.

"Emredersiniz komutanım."

Deyip helikoptere bindik. Heyecanlanmıştım. İlk operasyonum olmasa bile Kurt Timi üyesi olarak ilk görevimdi. Ve uykusuzluğumun 20. saatine girmiş bulunmaktayım. Umarım halsizlesmeden hallederiz.

"Oraya vardığımızda Fırtına sen yüksek bir yere çıkıp etrafı kontrol et. Usta ve Casper, siz ikiniz ön cephede olacaksınız." dedi Poraz.

"Ben?" dedim.

"Sen benimle olacaksın Anka."

"Keskin nişancıyım ben. Fırtına'nın yapacağı görevi ben yapsam daha mantıklı olmaz mı?"

"Acemisin, şimdilik yanımda olacaksın."

"Yalnız ben acemi değilim komutanım."

"Konu kapandı Anka."

Kono kopondo onko. Kaşlarımı çatıp arkama yaslandım. Batu cebinden çikolata çıkarıp uzattı. "Yer misiniz komutanım?" dedi. "Hayır." dedim.

Bir saate yakın zaman geçmişti. "Herkes kulaklığını kontrol etsin." dedi Poyraz.

"Benim tamam."

"Benimde."

"Benimde."

"Anka?" dedi Poyraz. "Duyuyorum. Sağlam." dedim. Kaşlarını çattı.

Helikopter inişe geçince. Son kontrolleri yaptım. Batuya baktım. Gözlerini benden kaçırdı. Sessiz bir şekilde "Ya ben sesimi yükseltmek istemedim. Kusura bakma." dedim. "Sorun yok komutanım." dedi. Gülümsedi.

Helikopter iniş yapınca biz de sırasıyla indik. "Hadi Kurt Timi! Hızlı ve özenli bir şekildi bu işi bitirip dönelim." dedi Poyraz.

Üçe ayrıldık. Oflaya oflaya- içimden- Poyrazın arkasına takıldım. "Herkes yerini aldı mı?" dedi Poyraz. "Evet." dediler. "Yanımdan ayrılma." dedi. Cevap vermedim.

Poyraz ile birlikte mağarnın üstüne tırmandık. "Üç kişi var." dedi Batu. Sadece biri görünüyordu. Poyraz sessiz adımlarla teröriste yaklasırken ben de diğer tarafa gittim. İkisi de oradaydı. Kasaturamı elime alıp ilerledim. Bana daha yakın olana ulaşıp kafasını tutup çevirdim. Diğeri de bana dönünce kasaturayı fırlattım. Tam boynuna denk gelmişti. Moralim düzelmişti.

"Anka nereye gittin?" dedi Poyraz. "Diğer tarafı temizledim komutanım." dedim. Yerde yatan itin yanına gidip kasaturamı aldım. Cebimden ıslak mendil çıkarıp temizledim. Sonra sol bacağımdaki yerine koydum. "Komutanım az önce neler yaptınız öyle." dedi Batu. "İmkânlar kısıtlı yoksa neler yaparım ben." dedim. "Anka aşağı iniyoruz yanıma gel." dedi Poyraz. "Geldim komutanım." dedim. Seri adımlarla Poyraza ulaştım. "Bir daha uyarmam yanımdan ayrılma." dedi. Derin nefes alıp verdim. "Anlaşıldı mı Asker?" dedi. "Emredersiniz komutanım." dedim.

Aşağı atlayıp elini uzattı. Ters ters baktım. Ben de atladım. Sırtını sırtıma yasladı. "Sana güvenebilir miyim?" dedi. "Ne konu da?" dedim. "Kendini korumak konusunda." dedi. Göz devurdim. Devam etti. "İkiye ayrılacaz. Dikkat et." Gülümsedim. "O iş bende."

Silah sesleri başlamıştı. Seri ama bir o kadar da dikkatli adımlarla ilerliyordum. Karşıma bir terörist çıktı. Gözleri kocaman olmuştu. "Selam." deyip kafasına sıktım. Bir adım daha attım ki bana doğru sıkmaya basladılar. Geriye çekildim. "Tamam teslim oluyorum sıkmayın." dedim. "Komutanım ne diyorsunuz siz?" dedi Mert. "Bana bırakın." dedim. Silah sesleri susmuştu. Karşılarına geçtim üç kişiydi. "Anka yerinde kal geliyorum." dedi Poyraz. "Görüş alanım kapalı. Komutanım dikkat edin." dedi Batu.

"Silahlarını bırak ve yaklaş."

Silahımı yere koyar gibi çöktüm. Dizimi yere koyduğum gibi başımı kaldırıp güldüm. "Bir Türk asla teslim olmaz." dedim. Üçüsüne de sıktım. "Komutanım?" dedi Oğuzhan. "Komutanım size bir şey olursa ağlarım." dedi Batu. Sırıttım. Ayağa kalkıp ilerledim. "Burası temiz." dedim. "Öldüm ben burada ya." dedi Batu. Güldüm.

"Anka yanıma gel seni yalnız bırakmayacağımı gösterdin." dedi Poyraz. "Komutanım bensiz yapamıyorsunuz değil mi?" dedim. Batu ve Oğuzhan kahkaha atmaya başladı. Mağaranın önüne geldim. "Ben içeri giriyorum." dedim. "Hayır." dedi Poyraz. "Girdi bile." dedi Batu. "Komutanım ben de geliyorum arkanızdan." dedi Mert.

Mağaraya girdiğimde beş kişi vardı. Ellerinde silah bana mal mal bakıyorlardı. Kaçmaya başladılar. Mert te gelince hepsini hallettik. Poyrazdan ses gelmemişti son 3 dakikadır. Mağaradan çıkıp ilerledim. Etrafı kontrol ederek ilerliyordum. Görüş açıma Poyraz ve alnına silah dayamış terörist girdi.

"Son duanı et komutan." dedi Pislik, Poyraza. Yaklaşıp başına silahı dayadım. "Hoşçakal." dedim ve sıktım. Poyraz gözlerini dikmiş bana bakıyordu. "İyi misiniz komutanım?" dedim. "Borcum olsun." dedi. "Hediyem olsun." dedim. "Komutanım size doğru iki kişi geliyor." dedi Batu.

Poyraz ile yine sırt sırta verdik. Çöküp bekledik. "Tamam temiz." dedi Batu. "O kadar havaya girdim ya." dedim. "Alıştınız kelle almaya komutanım." dedi Oğuzhan. "Zevkli." dedim. "Bence sizin lakabınız Cellat olsun." dedi Batu. "Anka iyi." dedim. "Boş boş konuşma. Etraf temiz mi?" dedi Poyraz. "18 leş. Tamam." dedi Batu. "Kurt Timi toparlanın gidiyoruz." dedi Poyraz. "Emredersiniz komutanım. " dedik.

Oğuzhan bir taşın üzerinde oturmuş bacağını ovalıyordu. "Ben sana demiştim ama." dedim. Yanına gittim. "Sadece sızlıyor." dedi. Çantamı çıkarıp içinden ağrı kesici ve enjöktörü çıkarttım. "Bu seni gidene kadar idare eder." dedim. Dozunu ayarlayıp çektim. Sonra bacağına enjekte ettim. Batu da yanımıza gelince yola koyulduk.

"Komutanım çok iyi iş çıkardınız." dedi Mert. "Teşekkür ederim." dedim. "İyi ki gelmişim. Yoksa kaçırırdım." dedi Oğuzhan. Göz devirdim.

Islak mendil çıkarıp silahımı temizlemeye başladım. Ayağımın önündeki taşı farketmeyip düştüm. "Komutanım iyi misiniz?" dedi Mert. "Bileğim burkuldu galiba." dedim. Poyraza baktım. Derin nefes alıp verdi. Batu elini uzattı. Tutup kalktım. "Basabiliyor musunuz?" dedi Batu. "Sıkıntı yok ya her zaman olan bir şey." dedim. Biraz sızlıyordu ama çok kötü değildi.

Yavaş adımlarla ilerlemeye devam ettik. Önümüzden bir eşek ve sahibi geçiyordu. "Komutanım sizi eşeğe bindirelim daha çok basmayin şişer. Siz daha iyi biliyorsunuz?" dedi Batu. Mertte adamı durdurmaya gitti.

"Ama ben hiç eşeğe binmedim ki." dedim.

"Biz her gün biniyoruz zaten." dedi Poyraz. Diğerleri de gülmeye başladı. Suratımı astım.

Adam kabul etmişti. "Hadi üstüne çık kızım." dedi amca. "Ama yazık değil mi?" dedim. "Taşıyabilir." dedi amca. "Ya beni kaçırırsa." dedim. Yine güldüler. Amca bile kahkaha atmıştı. Seri katil kılıklı beyimizin kaşları her zaman olduğu gibi çatıktı.

Poyraz yanıma gelip çantamı ve silahımı aldı. Çantayı Mert'e, silahımı da Batu'ya verdi. Beni kucağına alıp oturttu. "Ama Oğuzhan'ın yarası daha kötü." dedim. "Kapandı benimki. Sadece sızladı siz iğneyi yapınca geçti zaten." dedi Oğuzhan. "Eşekcim kusura bakma." dedim. İlerlemeye başladı. Nedense gülesim geliyordu. "Komutanım alemsiniz." dedi Batu. "Yanıma gel. Eşek beni kaçırmaya kalkarsa çekersin beni." dedim. Güldü. Yanıma geldi.

Bölgeye gelince Batu'nun yardımı ile indim. "Sağolun." dedi Poyraz amcaya. "Amcacım teşekkür ederim." dedim. "Allaha emanet olun." dedi ve gitti. Eşeğe arkasından el salladım.

Helikopter gelince bindik. Sağ ayağımdaki postalı çıkarttım. Çantadan bandaj çıkarıp sardım. Postalı geri giydim. "Hani biz bir Timiz ya." dedim. "Evet." dedi Mert. "Benim bileğimin burkulduğundan Albayın haberi olmasın olur mu?" dedim. Poyraz yine kaşlarını çattı. "Niye ki komutanım?" dedi Oğuzhan. "Bir nedeni yok bilmesin." dedim. "Bizden sır çıkmaz." dedi Batu. Gülümsedim.

Tugaya gelince helikopter iniş yaptı. Biz de indik. Hava aydınlanmaya başlamıştı. Albay bizi karşıladı. "İyice temizlediniz mi?" dedi Albay. "Süpheniz mi var komutanım?" dedim. "Senin gibi deliden sonra yok." dedi. Güldüm. "Afferin Asker." "Sağol."

Albay yanına Poyrazı da aldıktan sonra gitti. Üç saatlik bir iznimiz vardı. Teçhizat odasına girdik. Üzerimdekileri boşalttıktan sonra revire gittim. Sinan dosyalarla ilgileniyordu. "Günaydın." dedim. "Günaydın." dedi. İlaçların yanına gidip merhem aramaya başladı. "Ne oldu Teğmenim?" dedi. "Bileğim burkuldu." dedim. "Siz oturun. Ben getiririm." dedi. "Zahmet etme." dedim. "Ne zahmeti. Oturun siz." dedi.

Sedyeye geçip oturdum. Postalları çıkardım. Bileğime bağladığım bandajı çözdüm. Sinan elinde merhemle yanıma geldi. Sandalye çekip oturdu. "Ben yapardım." dedim. Dinlemedi. Merhemi bileğime sürüp yaymaya başladı. "Benim bildiğim operasyondan kurşun yarası ile gelinir ama." dedi Sinan. "Operasyon sırasında koruyucu bir kalkanım var benim. Bu da sonradan oldu. Hava karanlıktı önümü göremedim. Biraz sakarımda." dedim. Güldü.

Bileğime bandajı da taktıktan sonra "Geçmiş olsun." dedi. "Çok teşekkür ederim." dedim. "Siz gidip dinlenin. Sonra kahve içmeye bekliyorum." dedi. "Harika olur." dedim. Vedalaştıktan sonra revirden çıkıp odama gittim. Gömleğimi çıkarıp koltuğuma uzandım. Sonunda uyuyacak olmanın rahatlığıyla gözlerimi kapattım.

😴💣💥😳

Alrmın sesiyle gözlerimi yavaş yavaş açmaya başladım. Doğrulduğumda üzerimdeki gömleğim yere düştü. İyi de ben bunu üzerime örtmedim. Kim odama girdi ki?

Ayağa kalktım. Bileğimin üzerine basınca bir şey hissetmedim. Çabuk iyileşmiş. Gömleğimi tekrar giyip üzerimi düzelttim. Saçlarımı açıp mavi beremi taktım. O sırada telefonuma ard arda mesajlar geldi. Elimi uzatıp masanın üzerinden telefonumu aldım.

'Bozkurt Timi'nden 5 mesajınız var'

Gülümseyerek mesajlara girdim.

*Ömer Amcam: Kıvırcığım operasyondan dönmüşsün iyisin değil mi?

*Ayaz Dayım: Benim Cadıma hiçbir şey olmaz.

*Biricik Aşkım: Kimin kızı babasına çekmiş.

*Savaş Amcam: Hadi lan oradan bana çekti asıl.

*Okan Amcam: Lan kız yeni geldi dinlensin. Bi rahat bırakın ya.

*Ben: Okan amca beni bir sen düşünüyorsun.

*Ayaz Dayım: Öyle mi Cadı?

*Ömer Amcam: O kıvırcık saçlarını yolarım senin.

Kahkaha attım.

*Annemm: Kızımı rahat bırakın.

*Annemm: İyisin değil mi güzel kızım?

*Ben: İyiyim annecim. Alparslan ve Yavuzdan haber var mı?

*Biricik Aşkım: İki saate evlerine dönecekler. Sen merak etme onları.

*Savaş Amcam: Kurt Timi ile anlaştınız mı?

*Ömer Amcam: Kimse bir yamuk yapmıyor değil mi?

*Ayaz Dayım: Kimse yan gözle bakmadı değil mi sana?

*Biricik Aşkım: Cellat sana yaklaşmıyor değil mi?

*Ben: İstediğimiz sorudan başlayabiliyor muyuz?

*Annem: Sen boşver onları annecim. Timin ile iyi geçin.

*Ben: Peki annecim.

*Okan Amcam: Bizden bahset onlara.

*Ben: Ben onlara değil, onlar bana sizden bahsediyor.

*Ben: Özellikle Annecim senden.

*Biricik Aşkım: Lan kim annenden bahsediyor. Getirmesinler beni oraya.

*Annem: Yiğit, sevgilim sakin mi olsan. Bahsettiği kişiler çocuklarım yaşında. Kaç yaşında adamsın hâlâ kıskançsın ya.

Annem ve babamın tatlı atışmalarını okurken kapım çaldı. "Gir!" dedim. "Albay sizi çağırıyor." dedi. "Tamam geliyorum." dedim.

*Ben: Albay çağırıyormuş. Ben kaçar. Hepinizi kocaman öpüyorum. Teyzelerime de selam söyleyin.

Telefonu kapatıp cebime koydum. Odamdan çıkıp Albay'ın odasına gittim. Kapıyı çaldıktan sonra açıp girdim. "Teğmen Asena ARAL! Emredin komutanım!" dedim. "Bir sorun yok değil mi?" dedi. "Yok komutanım." dedim. "Bir şey olursa haberim olsun." dedi. "Emredersiniz komutanım." dedim.

Kantine gidip iki kahve aldıktan sonra revire gittim. "Ben geldim." dedim. "Hoşgeldiniz komutanım." dedi. "Asenayı tercih ederim. Hem sen Doktorsun ya." dedim. "Peki Asena." dedi. Elimdeki bi kahveyi ona verip kendi masama geçip oturdum. "Ee alıştın mı?" dedi. "Eh işte. Alışmaya çalışıyoruz. Tek zorlandığım şey bizimkilerin hızına yetişmek." dedim. "Ama belli onlar sana alışmış." dedi Sinan. "Kendimi sevdiririm." dedim. "Fark ettim onu." dedi ve gözlerimin içine baktı. Başımı çevirdim.

Batu revire girdi. "Komutanım iki saat oldu sizi arıyorum." dedi. "Ne o? Çok mu özlediniz?" dedim. "Sıkıldım onlardan. Hem siz gelin çok önemli şeyler anlatacam." dedi. Ayaklandım. "Görüşürüz Sinan." dedim. Batu ile beraber çıktık. "Ee anlatacağın şeyler neydi?" dedim. Düşünür gibi yaptı. "Sizden makarna tarifi alacaktım." dedi. "Bu mu yani? Bunun için mi beni kaldırdın oradan?" dedim. "Yemek önemli komutanım." dedi. Kendimi tutamayıp güldüm. "Yani bari biraz farklı bir yalan uydursaydın. İnanma yüzdem artardı." dedim. "Olmadı bu değil mi?" dedi. "Olmadı." dedim.

Birlikte diğerlerinin yanına gittik. Yemek istemişlerdi. "Sürpriz." dedi Batu. Güldüm. "Kurt gibi aç olduğumu yeni fark ettim." dedim. Poyraz hariç diğerleri buradaydı. Oğuzhan tabağıma lahmacun bıraktıktan sonra yanına çatal ve bıcak bıraktı. "Umarım onları lahmacunu yemem için bırakmamışsındır." dedim. Gülümsedi. Lahmacunumu sarıp yemeye başladım. "O kadar güzel ki." dedim. "Afiyet olsun." dedi Mert. "Tatlı yok mu?" dedim. Hepsi değişik değişik bakmaya başladı. "Şu an içinizden 'önce şu önündekileri bitir' dediğinizi biliyorum ama tatlı hassas noktam." dedim. Yemeye devam ettim.

"Üstteğmenim yok mu?" dedim. "Önemli bir işi varmış." dedi Mert. "Şu biberi uzatsana Oğuzhan." dedim. Konudan konuya atlamakta üstüme yok. "Komutanım çok acı ama." dedi Batu. "Benim dayım Urfalı sıkıntı yok." dedim. "Anneniz İzmirli değil miydi?" dedi Oğuzhan. "Manevi diyelim." dedim.

Karnımızı doyurduk. Batu ve Mert dosyalarla ilgilenmek için gittiler. Ben ve Mert te çay içiyorduk. "Çay da çok güzel olmuş." dedim. "Ben yaptım komutanım." dedi. Güldüm.

Sert bir şekilde odanın kapısı açıldı. "Mert odadan çık." dedi Poyraz. Kaşlarımı çattım. "Mert bir daha tekrarlamıyacam odadan çık." dedi yine Poyraz. Ayağa kalktım. Mert odadan çıktıktan sonra Poyraz önümde durdu.

"Kimsin sen?"

_________________

Nasıl buldunuz?

Bol bol yorum yapın ki ilham perilerim kaçmasın.

Hoşçakalın❣

🐺🤞💞





Continue Reading

You'll Also Like

212K 11.5K 44
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
236K 9.7K 25
Bir komutana anonim olarak mesaj atarsak en fazla nolur? ‹ ·_· › Başlangıç: 04.03.2024
1.6K 119 7
Yeşili deniz, ah bir görseniz... Yüzü derya, hani aşk derler ya. ~ O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler, arkalarında doldurulması mümkün olmay...
2.1K 254 20
Genç bir kız, karmakarışık duygular... Huzuru sağlamak için kendi hayatını riske atan insanlar... Heyecan, macera ve tutkulu bir aşk! Gizli, zorlu...