Çocukluk Hislerim

By ikiyazarbayan

342K 13.9K 1.8K

Dört yakın çocukluk arkadaşı. Gizlenen aşklar. Karşılıksız sevgiler. Oyunlar, kötülükler. Eğlenceler, en mutl... More

ÇH -1-
ÇH -2-
ÇH -3-
ÇH -4-
ÇH -5-
ÇH -6-
ÇH -7-
ÇH -8-
ÇH -9-
ÇH -10-
ÇH -11-
ÇH -12-
Karakterler belirlendi! (Duyuru)
ÇH -13-
ÇH -14-
ÇH -15-
ÇH -16-
ÇH -17-
ÇH -18-
ÇH -19-
ÇH -20-
Önemli Duyuru!
ÇH -21-
ÇH -22-
ÇH -23-
ÇH -24-
ÇH -25-
ÇH -26-
ÇH -27-
ÇH -28-
ÇH -29-
ÇH -30-
-ÇH- 31
-ÇH- 32
ÇH -33-
ÇH -34-
ÇH -36-
ÇH -37-
ÇH -38-
ÇH -39-
ÇH -40-
ÇH -41-
ÇH-42-
ÇH -43-
ÇH -44-
ÇH -45-
ÇH -46-
ÇH -47-
ÇH -48-
ÇH -49-
FİNAL
DUYURU /2.KİTAP

ÇH -35-

4.9K 209 21
By ikiyazarbayan

Playlistteki Şarkı: Alexander Rybak - Oah

Multimedia: Kaan 

''Günaydın uyuyan maymun.'' Kulağımda hissettiğim nefesle aniden kalkarak yanımda öylece yatan ve masum gözlerle bana bakan Barkına gülümsedim. Uyandığımda benim gözlerimin Mesut Özil'in gözlerinden farkı yokken, Barkının ki nasıl hala aynı olduğunu düşünmeye başladım ve ardından dudaklarına yaklaşarak küçük bir buse kondurup utanarak geri çekildim. Yastığın içine gömdüğüm başımı ellerinin arasına alarak kendine yaklaştırdı ve burnuma ufak bir öpücük kondurarak güldü. Güldü ve ben eridim adeta, bir insanın gülüşünü anca bu kadar güzel olabilirdi çünkü.

''Bugün daha iyisin.'' diyerek elimi alnına götürerek ateşine baktım. Alnında olan elimi, sıcak ellerinin arasına alarak ''Ateş böyle ölçülmez.'' diyerek gözlerini kapadı. Dudaklarımı alnına bastırırken bir yanda da kalbimin ritminin düzelmesi için hatim indiriyordum. Her ne kadar uzun bir süre beraber olsakta, hala böyle ufak şeyler beni heyecanlandırıyordu. İlk gün ki gibi.

''Varmıymış ateşim?'' deyip gözlerini açan ve sinsice kıkırdayan Barkına bakışlarımı çevirerek. ''Anlayamadım valla.'' diyerek güldüm ve alnına bir kez daha dudaklarımı bastırdım. Geri çekilirken ''Bence yine anlayamadın.'' diye mırıldanan Barkına gülerek yeniden bastırdım dudaklarımı. Ve ardından yeniden, yeniden ve yeniden.

***

''Hadi Barkın ye şunu!'' diye bağrırken elimde tuttuğum çatalı alarak kenara koydu ve biraz daha masaya yaklaşarak ''Seni seviyorum.'' diye fısıldadı. Bir kaç saniye afallamamın ardından ''Teşekkür ederim.'' diyerek geri çekildim. Bir ilişkide odun olan tarafın erkek olması gerekirken, bizim ilişkimizde odun olan taraf bendim. 

Derin iç çekişinin ardından kıkırdayarak kendi sandalyesine sindi. ''Ee napıyoruz bugün?'' derken bir yandan da salatalıkların birini ağzına atmakla meşguldü. ''Hiç bir şey. Sen yatıyordun.'' deyip elimde tuttuğum çatalı ona doğru yönelttim. ''Rüzgarı ve Burcu çağırırz buraya.'' dememin ardından ayağa kalkarak sofrada olanları yavaş yavaş buzdolabına yerleştirmeye koyuldum. ''Burak ve Cenkde gelsin.'' dediğinde tek kaşımı kaldırmaya çalışarak Barkına döndüm. ''Onlar kim?'' diye sorarken yine tezgaha döndüm. ''Bizim sınıfta kiler, sende bir kaç kız çağır eğlenelim bari.'' dediğinde güldüm. ''He tam cümbüş havası.'' diyerek yeniden güldüm. 

***

''Burcu! Kapa çeneni!'' diye bağırışımın ardından Barkının derin kahkahası kulaklarımı doldurdu. Barkının dediği gibi Burak ve Cenk' i de çağırmıştık. Bizim kızlardanda Selin ve Hazal gelmişti. Şimdi ise Burcu'nun aklına uyup Doğruluk ve Cesaret oyununu oynuyorduk.

''Hadi Miray, bizde kaldığın gece altına yaptığını söyle herkese.'' diye bir kere daha bağırdığında kafamı gömecek yer aradım adeta. Şu an rezilliğin daniskasını yaşıyordum ve Barkın bey sadece gülüyordu!

''Tamam kabul.'' diyerek yenilgiyi kaybettim ve ellerimi teslim olur derecesinde havaya kaldırarak ''Yaptım!'' diye bağırdım. Burağın kahkahası kulağımı doldurduğunda iç çektim. Ve önümde duran şişeyi çevirerek gözlerimi kapadım. 

''Hazal Barkına soruyor.'' diye hönküren Burcuya bakışarımı çevirdim. ''Doğruluk.'' diye kısa bir cevap veren Barkına kıkırdayarak Hazala çevirdim bakışlarımı. ''Mirayla öpüşmekten fazla ileri gittiniz mi?'' dediğinde ''OHA!'' diye hönkürerek Barkına döndüm. ''Cesaret de.'' dediğimde güldü ve ''Cesaret.'' diyerek kıkırdamasına devam etti. Burcu ''Haksızlık ama ya.'' diye söylensede gülerek Hazala baktım. ''Öpüşün.'' dediği anda ağzımı beş karış açarak kalakaldım. ''Ya ne meraklısınız be!'' diye çemkirdiğimde Burcu alkış tutarak ''Hadı, hadi.'' diye bağırmaya başladı.

Bakışlarımı Burcudan çekip, Hazala, Seline, Cenke, Burağa ve ardından Rüzgara çevirdiğimde Rüzgarda takılı kalarak yüzünü inceledim. Çatılmış kaşlarıyla bize bakan Rüzgara gülümseyerek Barkına döndüm ardından dudaklarımı Barkının o mükemmel hissettiren, dudaklarına yaklaştırarak iç çektim ve ardından dudaklarımı, Barkının yumuşak ve öpülesi dudaklarıyla kapayarak kendimi zamanın içine bıraktım ve anın tadını çıkarmaya çalıştım. Bir süre sonra ilk geri çekilen kişi Barkın oldu. Hazal gülerek el çırptı.

"Vay, harikasınız. Barkın fena öpüşmüyormuşsun."

İstersen gel dene öp Barkın'ı. Sonra senin saçlarından tutup iki kere çevirip çatıya fırlatayım. Ne dersin Hazal? Barkın benim. Ona iltifat bile etmeyin.

"Hiç de bile o kadar güzel öpüşmüyor" diyerek omuz silktim. Barkın kıskançlığımı sezerek yan yan güldü. Rüzgar bize hala öylece bakıyordu. Donuk bakışlar, silik bir ifade, eski gülümsemesinden en ufak bir iz olmayan dudaklar. Barkın hızla şişeyi çevirdi. Döndü, döndü ve en sonunda durdu. Rüzgar, Barkın'a soruyordu.

Gülümsedi, ama bu gülümsemesi samimiyetten çok yine bir zafer gülümsemesi gibiydi. 

"Doğruluk, Cesaret?" Barkın bir bana, bir Rüzgar'a baktı. Yutkundum. Barkın, "Doğruluk" diyerek cevap verdi. Rüzgar kısa bir süre düşünüp, aklındakileri tartarmış gibi gözlerini kıstı ve tekrar Barkın'a baktı.

"Miray ve beni hiç kıskandın mı?" Sorunun üzerine hepimizin yüzü bembeyaz kesildi. Sırtıma bir ürperti geldi. Bu soruyu sormasındaki asıl amaç neydi? Barkın sahtece güldü.

"Evet. Bilirsin ben Miray'ı her şeyden, herkesten kıskanırım. Kim olduğu önemli olmaz." 

Rüzgar kahkaha  attı. "Barkın tam bir aşk çocuğu oldu yani desene." Şişeyi ortadan alarak bir kenara fırlattım. "Bence bu kadar oyun yeterli. Barkın kalk gidelim sen daha iyileşmedin yine üşüteceksin soğuk burası" Rüzgar kollarını göğsünde birleştirmiş bize bakıyordu. Burcu ise Rüzgar'a. Umutsuzca, ona dönmesini bekleyerek. Barkın ile iki adım attığımızda bana döndü.

"Miray biz ne yapıyoruz?" Dedi aklı karışmış gibi.

Saf bir edayla sordum. "Ne yapıyoruz?"

"Burası zaten senin evin. Nereye gidiyoruz? Onlar gitsin" Kaşlarımı çattım. Hani demiştim ya, ilişkimizde en odun taraf benim diye. Barkın da genel halinde odundu. Öküzün önde gideniydi. 

"Barkın çok ayıp! Onlar misafir" Burcu, Rüzgar ve diğerleri  oturdukları minderlerden kalktılar. Rüzgar elini bana uzattı ve yanağımı öptü. Bu hareketini Barkın'a inat yaptığını düşünsem de, bunu düşünmeyi pek istemedim. Çünkü Rüzgar'ın beni ne olarak gördüğünü, her şeyi bildiği halde Burcu ile ilişkisini yürütmüş olduğunu öğrendiğimde çok iyi anlamıştım.

"Görüşürüz Miray'cığım" Rüzgar'ın sesi binlerce kez beynimde yankılandı. Onlar kapıyı kapatıp gittiklerinde Barkın hala dik dik bana bakıyordu.

"Ne var?"

"Niye öptü o seni?"

"Hep öyle öperdi o. Eskiden de."

Barkın dişlerini sıkıyordu. "O eskideydi. Hem bu defa uzun öptü."

"Saçmalama Barkın artık. Onu unuttum ve başka bir şeyin önemi yok, o bizim grubumuzda hala ve hala en yakın arkadaşımız. Kes şunu" Barkın salondaki koltuklardan birine yayıldı. Televizyonu açtığında hala hızlı bir şekilde nefes alıp veriyordu. Yanına oturup başımı omzuna koydum. "Öküzsün ama beni kıskanman bile çok sevimli" diyerek güldüm. Kapının zilini duyduğumda saate baktım. Hava kararmak üzereydi, annem bu akşam gelecekti. "Çocuklardan biri eşyasını falan unuttu herhalde" diyerek ayağa kalktım ve kapıyı açtım. Karşımdakini algılamam bir kaç saniyemi aldı, hatta daha fazla. çünkü şoktaydım. Kaan tam karşımda, hislerine göre değişen okyanus mavisi gözleriyle, kumral saçlarıyla tam karşımda dikiliyordu. Deri ve simsiyah ceketi, bot ve pantolonuyla uyum sağlıyordu. üzerindeki açık olan tek renk beyaz tişörtü ve mavi gözleriydi.

Barkın içerideydi ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Sesimi oldukça kısık tutmaya çalıştığımda bacaklarımın titrediğini fark ettim.

"Kaan senin burada ne işin var?" Gözlerini gözlerime sabitlemiş olan Kaan, yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

"Seni gerçekten özlemişim Miray. Gerçekten"

Evet, yine doğruluk cesaretlilik oynadık bu bölümde. Kaan geri döndü, sizce Miray'ı gerçekten seviyor mu, yoksa peşini hala bırakmamasının nedeni başka mı? Lütfen bol bol yorum yapın. Yorumlar azalmış gibi. Teşekkürler!

Continue Reading

You'll Also Like

7.3K 437 67
Bir savcı, onun yüzünden cezaevine giren bir kurtadam. Çıkınca Savcı'nın Kızı'ndan intikam almak ister ve oğlunu bu işe karıştırır ve onların kütüpha...
646 30 13
055** = Daha ne kadar böyle ağlayacaksın Papatyam? Anonim Bey ve Papatya Hanımın hikayesini okumaya hazır mısınız? NOT : Olaylar çok hızlı ilerliyor...
6.2K 4.7K 41
Yepyeni bir kurgu! Belki de böylesi görülmedi. 🦋 Kalp durur birkaç anlığına. Esen yapraklar bırakır esmeyi, yağmaya yakın yağmur geri çekilir gökyüz...
119K 6.7K 26
Hayatımdaki şanslarını hepsini kullanmış olabilirim.Çünkü bunun bir tek böylece açıklması olabilir!. Sıkıntıdan telefonumdan rastgele numara sallarke...