ÇH -16-

7.3K 291 28
                                    

Bölüm: 16

Multimedia: Barkın Samyeli.

Okulda ders bitiminin ardından, cezam yüzünden yine okulda kalmak zorundaydım. Etütler genelde sınıflarda olurdu, ben de kendi sınıfımda kalmayı tercih ettim. Bir süre müzik dinledikten sonra, 9.sınıflar sınıfa doluşmaya başladı ve gözlerimi devirdim, bugün çok büyük ısrarlarımdan sonra sonunda Rüzgar'ı etütte beni yalnız bırakmaması için ikna edebilmiştim. Bu yaptığı fedakarlıktı, eğer benden isteselerdi kesinlikle kalmazdım. Bu okuldan koşarak uzaklaşmak için türü bahaneler uyduruyordum zaten ve bu ceza hiç ama hiç hoş olmamıştı.

9. sınıflar yerlerine oturduğunda sınıfa en son giren Rüzgar oldu. Herkes ona dik dik bakıyordu, Rüzgar 12. sınıf olduğu için ve tabii ki çok taş olduğu için. 

"Nerde kaldın ya bir saattir seni bekliyorum burada." Rüzgar yanıma oturur oturmaz başımı omzuna koydum. "Şşh kaytarmak yok, ders çalışacaksın yoksa annene söylerim." diyip sırıttı. Bir bezelye kafalıdan ne beklenirdi ki? Başımı derhal kaldırım suratına bön bön baktım. "Bana bak Rüzgar seni çağırdığıma pişman etme." İkimiz de gülünce başımı tekrar omzuna koydum. Kimi sessiz bir şekilde ders çalışıyordu, kimi müzik dinliyor, kimi sohbet ediyordu. Ara sıra bir öğretmen kontrole gelse de pek takan yoktu ve Rüzgar'la ben de bir şeyler konuşmakla meşguldük.

"Allah aşkına Rüzgar akıl var mantık var. Gerçi o sende yok, neyse, Finn ve Arcihe'ye nasıl çirkin dersin sen?" Bir dakika durun, onlara asla laf söyletmezdim ve bir saattir bunları tartışıyorduk. "Kıskanıyor musun onları yoksa?" dedim pis pis sırıtıp. "Saçmalama Miray alt tarafı oyuncu onlar." deyip sessizce kıkırdadı.

"Hayır oyuncu değil. İlerdeki kocam onlar. Doğru konuş bezelye kafalı." Dedim, kolunu omzuma attı. "Ne o harem mi kuracaksın?" deyip yeniden sırıttı.

"Evet." dedim bir çocuk edasıyla. "Finn, Archie, Sonra bir de Teen Wolf var. Scott, Stiles, Ha bir de Supernatural var. Dean aşkım ya, off adamda bir vücut var..." Sözlerime nefessiz ve büyük bir heyecanla devam ederken Rüzgar kesti. "Tamam tamam sus, ben sana dersini yap demedim mi?" Sınıfın kapısı açıktı ve koridor bomboş görünüyordu. 

"Hadi 2 dakika koridora çıkalım, bunaldım burada." dedim ayağa kalkıp. Kaytarmaya çalıştığımı fark ederek sırıttı ve koridora çıktık, sınıfın hemen yanındaki duvara yaslandık. Merdiven çıkan ayak seslerini duyduğumda, "Hoca mı geliyor yoksa?" dedim yoklamaya çalışarak. En sonunda kızıl bir kafa gördüğümüzde Rüzgar kolunu omzumdan çekip Burcu'ya aval aval baktı, fazlasıyla şaşırmıştı. Bugün Burcu'yu da çağırmıştım ama gelmek istememişti, demek ki fikrini değiştirmişti. Bizi görünce oldukça şaşırmıştı o da. 

"Aa selam, ne güzel karşılaşma." Ses tonunda rahatsız edici bir şeyler olsa da, belli etmemeye çalıştım. "Fikrini mi değiştirdin? Harika yapmışsın, Rüzgar da çok sıkmıştı beni zaten." dedim ona bakıp gülerek. Omzuma vurdu, "Hemen sattın beni değil mi pislik?" Biz gülüşürken Burcu sessiz bir şekilde durup izliyordu, bunu aklıma getirmemeye çalışsam da kıskanabileceği fikri aklımın ucundan geçmişti, ama mümkün değildi. Olamazdı. Değil mi? En sonunda suskunluğunu bozdu. "Barkın eksik bir tek." Bu cümle üzerine ikimiz de gülmeyi kesmiş, sessizliğie bürünmüştük.

"Barkın, eksik." diyerek tekrarladım. Sahi, Barkın da gelsin. En son aç kaldığımda onun evine gidip trip yapmıştım ve her nasılsa o günden beri konuşmamıştık. Cebimden telefonumu çıkarıp numarasını tuşladım, bir kaç kez çaldıktan sonra kalın ve seksi bir ses "Miray?" dedi. İsmimi söylemesini dahi özlemiştim.

"Barkın sonunda açtın  telefonumu. Okuldayız biz, sen de gel." Bir süre cevap vermeyince, "Lütfen." kelimesini de ekledim. Telefonun diğer ucundan derin bir iç çekiş duyduktan sonra, "Tamam geliyorum." dedi ve kapattı, ardındansa kendi kendime zafer dansı yaptım. Rüzgar ve Burcu'nun alaycı bakışlarına aldırmadan. 

Çocukluk HislerimWhere stories live. Discover now