ÇH -39-

4.4K 204 21
                                    

Bundan sonraki bölümler biraz geç gelebilir, bu da geç geldi ne yazık ki. Sınav haftasına giriyoruz.  Haftada bir veya iki haftada bir gibi. Hepinize ne kadar teşekkür etsek az, 56K olduk giderek büyüyoruz, çok sabrettiniz, bölüm yayınlayamadığımız zamanlarda bizi hiç bırakmadınız. Siz mükemmel okuyucularsınız! Lütfen yorumlarınızı da esirgemeyin, sizin yorumlarınız bizim için en güzel ilham kaynağı.

Wattpad'de ufak değişiklikler olmuş. Multimedia'da sorun var ne yazık ki, fotoğraf koyamadık, koymaya çalıştık ama muhtemelen görünmeyecektir. Bunun için üzgünüz.

Eve geldiğimde hala ağlamamıştım, ilk kez Barkın ile kavga ettikten sonra ağlamamıştım. Dünyanın en rahat şeyleri olan pijamalarımı ve pofuduk terliklerimi giyip kendime bir bitki çayı yaptım ve çalışma masama oturdum. Barkın yüzünden dersleri oldukça ihmal etmiştim ve bu gidişle mezun olamayacaktım. Ama onunla kavga ettikten sonra ders çalışabilecek miydim? Evet, çalışabilirdim. Buna kimse engel olmamalıydı. Onu hala seviyordum, onun da beni sevdiğini biliyordum fakat ikimiz de bir anda parlamıştık. Ama bana bu şekilde karışıp aynı şeyleri kendi yapmasına gerçekten çok sinir olmuştum.

Biyolojiden bir test bitirip güzel bir net çıkarmış olmanın keyfiyle çayımı yudumlarken telefonum titredi. Barkın olduğunu düşünerek bakmak istemedim fakat bir kaç saniye sonra bu düşünceme yenik düşerek telefon kilidini açtım ve whatsapp'a girdim.

Rüzgar : Bebeğim nasılsın? ;) Rüzgarla da uzun zamandır konuşmuyordum, açıkcası o bu kadar değiştiğinden beri. Burcu'yu  bu kadar üzdüğünden beri, yine de ev kiramızı ödememiz için hepsine ayrı ayrı borçluydum ve hepsinin yeri kalbimde ayrıydı. Geçmişte çok kırılmış olsa da hala kalbimdeydiler.

İyiyim, ya sen? yazdıktan sonra kalemi tekrar elime aldım fakat Rüzgar buna fırsat vermeyip anında cevap yazdı.

Rüzgar: Barkın ile atıştığınızı duydum. İyi olduğuna emin misin?

Ah, demek Barkın hemen anlatmış ona. Daha ben eve geleli bir saat olmuştu, hemen mi anlatmıştı? Doğru ya anlatırdı tabii. Biz dördümüz çok yakın arkadaştık, ve onların da erkek erkeğe dertleşmesi gayet doğaldı. Ama bu yine de sinir bozucuydu.

Evet ama iyiyim, çok iyiyim. Hatta şu an biyolojiden harika netler çıkarmaya başladım, biliyor musun? İnanılmaz keyifliyim. 

Mesajımı yolladıktan sonra, aslında o kadar da keyifli olmadığımı fark ettim. Kim sevdiği kişi ile tartıştıktan sonra mutlu olabilir ki? Rüzgar'dan beş dakika boyunca cevap gelmeyince telefonu tamamen sessize alıp yatağa fırlattım ve tekrar masanın başına geçtim. Ne olursa olsun çalışmalıydım, fakat kafamın içinde dolaşan Barkın buna izin vermiyordu. Defol çık aklımdan artık, diye söylenerek kafama vurdum. Çıkmak bilmiyordu ve anlaşılan barışıp, ona sarılana dek de çıkmayacaktı. Masadan kalkıp çalışma lambamı kapadım ve kendimi yağata attım. Mesajlara tekrar girdiğimde iki kişiden mesaj vardı, Barkın ve diğeri ise Rüzgar. İlk olarak heyecanla Barkın'ın mesajını açtım. Daha doğrusu mesajlarını

Barkın (5 yeni mesaj): 

-Hey

-Üzgünüm. Cidden

-Seni kırmak istemedim ve kaba bir erkek değilim. Sadece korktum senin için, o Kaan olayından sonra...

-Sana bir şey olacak diye çok korkuyorum.

-Orada mısın? 

Mesajları okuyunca gülümsememe hakim olamadım. Beni seviyordu, o beni gerçekten seviyordu.

Çocukluk HislerimWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu