ÇH -8-

7.2K 323 59
                                    

Bölüm: 8

289319. Defa arayan Barkın ve Kaan'a hala cevap vermemiştim. Rüzgar da bir kaç kez arasa da beni umursadığını pek sanmıyordum. Koca bir haftasonu geçmişti ve ben yarın tekrar okula gidecektim. Normalde olsa, depresyonda olduğum için gitmezdim ama 2. haftadan devamsızlık edersem hocalar, annem bile fırça atardı kesin.

Başımı yatağın içinden çıkardığımda annemle karşılaşmam bir oldu. "A benim gerizekalı kızım. Seni yanlışlıkla mı doğurdum anlamıyorum ki? Yarım saat içinde bu oda pırıl pırıl olacak. Git duş al kendine gel." Annem bir hışımla odamdan çıktığında yatağımdan kalkıp telefonu elime aldım. Böyle sürdüremezdim, Barkın'ı aramaya karar verdim.

Telefonu açtığında öyle bir bağırıyordu ki, kulağımdan uzaklaştırmak zorunda kaldım. "Tamam Barkın tamam bağırma. Öğrendin mi?"

"Neyi lan neyi?! Ne halt ediyorsun telefonunu açmıyorsun gerizekalı!" Oh tamam, Kaan'ı hala öğrenmemişti demek. Rüzgar ve Burcu ağızlarını kapalı tutmuşlardı anlaşılan. "Şey, günlerdir telefonum sessizde Barkın hiç bakmamışım bile."

"Bana. Yalan. Söyleme." Her lafı üzerine basa basa söylemişti. "Yarın okula geliceğim zaten konuşuruz." Tam telefonu kapatacakken son anda bir şeyler söyledi. "Bir dakika, öğrendin mi derken neyi kast ediyordun?"

"Hiç, hiçbir şey" Telefonu bir anda yüzüne kapattığımda ellerim titremeye başladı. Elimle kafama vurup banyoya girdim ve uzun, sıcacık bir duş aldım. Duştan çıkar çıkmaz annemin hazırladığı pazar kahvaltısını da yaptıktan sonra, valide sultanın emriyle odamı temizledim. Bu tam 1 saatimi almıştı. Tüm işlerimi bitirdikten sonra sıkılmaya başladım. 'Miray sen depresyondasın. Böyle şeyler çok normal. Hem senin asosyal olman lazım. Nasıl ergensin sen lan.' diye kendi kendime söylenirken kapı zili çaldı. Can dışarıda oynuyordu, annem de bakmazdı bu yüzden kapıyı açmak bana düşüyordu. 

Kapıyı açtığımda karşımda Kaan'ı buldum. Şaşkınlıkla kekelerken, "S-senin burda ne işin var? Evimi-"

"Seni takip ettim." Yüzündeki sırıtış büyüyünce dışarı çıkıp kapıyı kapattım. "Annem görebilir."

"Barkın'a bir şey demiyorsa bana da demez." Diyip göz kırptı. "Neyse, güzel bir pazar geçirmek istedim. Beraber."  Yutkundum. Barkın görmemeliydi. "Tamam gidelim ama kısacık, evde işlerim var."

5 dakika öncesine kadar sıkılıyordun Miray. Mükemmel bir yalancısın. 

Kaan'la beraber sokak boyunca yürüyüp bir park bulduk ve banklardan birine oturduk. Pazar olduğu için yaşlılar, çocuklar ve aileler gelmişti ve kalabalıktı. Kaan'ın hoşuna gitmediğinin farkınaydım ama başka yapacak bir şey yoktu. Kaan bir süre sonra bana döndü. "Miray başka bir yere gitsek?"

"Daha ilk buluşmamız Kaan, yavaş." Güldüm, şaka yapıyormuş gibi. Ama gayet ciddiydim. "Ee biraz da kendinden bahset." Telefonum cebimde titreyince çıkarıp mesajı açtım. Kaan da yalnızca bana bakıyordu. 

Kimden: Yakışıklı Barkın

Nerdesin? 

Gülümsemeye çalışıp Kaan'a baktım. Kalbim sıkışıyordu. Bu iş böyle yürüyemezdi, Barkın'a sakin bir dille anlatmam gerekecekti. Sonuçta benim de bir hayatım vardı.

***

Kaan'la bir süre daha oturup konuştuktan sonra eve doğru yürüyordum. Hava serindi, siyah kapişonlumu giyiyordum. Derin düşüncelere dalmışken tanıdık bir sesle başımı kaldırdım. "Barkın..." diyerek onun adını seslendim. Bana doğru geliyordu.

Çocukluk HislerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin