ÇH-42-

4.4K 183 26
                                    

Arkadaşlar, hikayeye ara verdiğimizden beri yorum ve voteler çok düştü. Özellikle neredeyse hiç yorum gelmiyor. En azından bir iki cümlelik bir şey yazmak zor değil. Boş yazıyoruz, kimse okumuyor gibi bir his veriyor bu. Desteklerinizi bekliyoruz, lütfen.

Multimedia: Barkın

Zorlu bir okul haftasının ardından cumartesi günü de gelip çattığında Burcu'yu da peşime takarak Barkın'ın evinin önünde bağırmaya başlamıştım. En son mesajlaştığımızda bana verdiği bilgilere göre Rüzgar onda kalmış sabaha dek pes atmışlardı. "Barkın şimdi kampı evinin önünde kuracağım!" diye bağırdığımda En sonunda bir pencere açıldı. Pencereden kafasını eğen Rüzgar'dı. "Ne var sabah sabah ya?" Saçları uykudan yeni kalkmış gibi dağınıktı, muhtemelen de öyleydi. "Unuttunuz mu lan! Alışverişe gidecektik hani." Burcu'ya baktığımda yüzünde zorla bir gülümseme vardı. "Barkın uyanmadı mı hem?" Diyerek devam ettiğimde Rüzgar hiç takmadan içeri geri girdi. Yaklaşık 5 dakika daha geçtiğinde bağırmaktan sesim kısılmak üzereydi ve sokaktaki yaşlı teyzeler bana gıcık olmuş bir ifadeyle bakıyorlardı. "Teyzecim valla sizi rahatsız etmek istememiştim ama Barkın işte." Diyerek bakışlarına karşılık vermiş olsam da bir işe yaramamıştı. Apartmanın kapı açılma sesini işittiğimde derin bir iç çektim. "Sonunda be." Barkın üzerinde eşofman, ve kafasında siyah bir şapkayla gayet rahat bir giyimdeydi. Elleri ceplerinde bana öylece bakıyordu. Bir kaç saniye geçmeden Rüzgar'da arkasından çıktı. "Ya biz alışverişe gelicez dedik mi?" Barkın'a üç adımda yaklaşıp elimi omzuna koydum. "Demediniz ama fikrinizi soran yok artık. Ya siz kampa neyle gitmeyi düşünüyorsunuz alacak hiçbir şeyiniz yok mu?" Rüzgar sırıtarak lafa karıştı. "Ya şey ben ortaokulda izci kulübündeydim. O zaman küçük bir kamp yapmıştık kıyafet, piknik masası falan almıştım. Onlar var bana olur herhalde," Gözlerimi devirerek Burcu'ya baktım. "Siz ikiniz arkamızdan geliyorsunuz. Herkes ihtiyacı neyse onu alıyor. Grup grup yaparsak daha iyi olur." Rüzgar dik dik bana bakarken, "Öyle bakma. Barkın'ın fikrini almam gerekiyor alışverişte, sonuçta liseli aşıklar böyle olmalı"diyip güldüm ve Barkın'ın koluna girdiğim gibi hızlandım. Ama o öyle rahat bir tavırdaydı ki pek de kıpırdamak istemiş gibi görünmüyordu. Sonunda tempoyu tutturmuş yürümeye başladığımızda kulağına eğildim. "Barkın bu ne hal? Unuttun sanırım planlarımızı." Barkın yüzünde bir gülümseme yerleştirerek kolunu omzuma attı. "Unutur muyum hiç aşkım." Aşkım kelimesini üzerine basarak söylediğinde sesli bir kahkaha attım. "Maymuna ne oldu?"

''İki dakika romantik ol be.'' dediğinde yeniden güldüm.

***

Avm'ye girdiğimizde planları unutup Burcuyla beraber bütün dükkanları gezmiştik. Rüzgar ve Barkın da poşetlerimizi taşımışlardı. En sonunda bir cafede oturup soluklanmıştık.

''Siz birşey almayı düşünmüyor musunuz?'' diye sorduğumda Barkın ve Rüzgar aynı anda ''Hayır.'' diyerek kahvelerinden yudum aldılar.

''Çadırı olan kim var?'' diye sorduğumda Barkın ''Bende var.'' diyerek lafa atladı, arkasından Rüzgarda ''Bende de var.'' deyince pis pis sırıttım, tam da istediğim gibiydi.

''Bende yok, Burcu sende var mı?'' diye sorduğumda 'Hayır.' anlamında başını salladı. ''Ben Barkınla kalıcam.'' deyip ellerimi çıptığımda Burcu öksürmeye başladı. ''Benimle kalsan.'' deyip bana tatlı tatlı baktığında ''Asla, sevgilimle kalıcam.'' deyip Barkına biraz daha yanaştım.

Burcu ve Rüzgar neredeyse aynı anda gözlerini devirip tekrar bana baktılar. "Bakmayın öyle ya. Barkın da benimle kalmak istiyor yapacak bir şey yok" diyip Barkın'a çevirdim bakışlarımı. "Evet ben de sevgilimle kalmak istiyorum. Horlamalarına rağmen onu her şeyiyle kabul ediyorum." dediğinde hep birlikte bir kahkaha koyverdiler. Kollarımı göğsümde birleştirip kahvemi içmeye devam ettim.

Çocukluk HislerimWhere stories live. Discover now