ÇH -43-

4.1K 175 24
                                    

Selam güzel okuyucular! Yorumlar yavaş yavaş artıyor, umarız eskisi gibi oluruz. Bölümleri artık sizin için daha uzun, daha özenli ve daha eğlenceli yazmaya çalışıyoruz.

Siz de vote ve ufak bir yorumu bizlerden esirgemeyin. İyi Eğlenceler!

Ayrıca Instagram hesabımız artık daha aktif, sizi heyecanlandıracak spoilerler ve karakterlerimizin fotoğrafları: cocukluk_hislerim

Hikayemizin resmi twitter hesabı açıldı: @chislerim

Spoilerler, yarışmalar, hikaye hakkındaki sorular için bu hesaplara hepinizi bekliyoruz!

Multimedia: Miray Dinçer.


------------------------------------------------

Barkın ve ben el ele bir şekilde, Burcu ve Rüzgar'ı arkamızda bırakarak lunaparka ulaşmıştık. Bir kaç dakika sonra Burcu ve Rüzgar birbirlerine bağırarak yanımıza ulaşınca korkuyla onlara döndüm.

Burcu hemen söze girdi, "Ya Miray söyle şu gerizekalıya, sevmediğim şeyleri yapmayı bıraksın. Yetti ama ha!" diyerek dahada sesini yükseltti. Kollarımı göğsümde birleştirerek Rüzgar'a baktım, açıklama istercesine.

"Ya arkamızdan köpek geliyordu ben de korkup Burcu'yu orda bırakıp koşmaya başladım. Kendi canımı kurtardım ne yapayım?" dediğinde Barkın elini Rüzgar'ın omzuna koydu.

"Dostum sen köpeklerden korkmazsın. Hatta en son evime bir sokak köpeği getirmiştin."

Burcu bunu öğrenince gözleri iyice alev saçmaya başlamıştı. Rüzgar'ın üstüne atlayarak onu yere düşürdüğünde bir çığlık kopardım. Burcu şu an Rüzgar'ın üzerinde yatıyor, tüm lünapark bize bakıyordu. Yaşlı bir teyze yanımıza yaklaştığında ise hala ayrılmamışlardı. Yaşlı teyze Rüzgar'ın yüzüne tükürerek yüzünü buruşturdu. "Bak şu terbiyesizlere. Parkın ortasında bi sevişmediğiniz kaldı! Zamane gençliği çok kötü." Şeklinde söylenerek yanımızdan uzaklaştığında hem şoktaydım hem kahkahlara boğuluyordum.

Barkın Rüzgar'ın yüzünü tırmalamakta olan Burcu'yu Rüzgar'ın üzerinden aldığında sinirliydi. "Ya siz çocuk musunuz. Rüzgar sen de şu kızı sevmediğin halde hala ne diye uğraşıyorsun?" Barkın son lafını ağzından kaçırdığını fark ederek eliyle ağzını kapadı, ama iş işten geçmişti. Burcu hışımla lavaboların olduğu tarafa yöneldiğinde peşinden gitmek zorunda kaldım. Burcu lavaboda kimsenin olmadığından emin olunca kapıyı hızla çarpıp ağlamaya başladı. Beş dakika boyunca ağlamasına izin verdim, ardından onu kollarımın arasına alıp, "Barkın'ın öyle densizlikleri vardır. O da Rüzar'a çok sinirli olduğu için böyle söyledi. Şimdi yüzünü yıka, buraya ağlamaya değil eğlenmek için geldik. Rüzgar gerçekten tam bir pezevenk." diyerek gözlerimi devirdim. Burcu yüzünü yıkayıp bir süre derin nefes aldı ve burnundaki kızarıklığın geçmesi için bekledi. İyi göründüğünden emin olduktan sonra koluma girdi ve ikimiz de lavabodan çıkarak çocukların olduğu tarafa yöneldik. Bir masa bulup oturmuş olan Barkın'ın yanında kimse yoktu.

"Rüzgar nerede?"

Barkın ayağa kalkıp Burcu'ya baktı. "Gitti. Çok sinirliydi. Kendine lanetler okudu ve gitti. Sanırım o pişman oluyor bu yaptıklarından. Ama neden yapıyor, hiçbir fikrim yok."

Omzumu silkip Burcu'ya baktım ve gülümsedim. "İlk olarak neye binelim?" dediğimde Barkın kolunu belime sararak yan yan sırıttı.

"Çarpışan arabalar!"

Çocukluk HislerimWhere stories live. Discover now