MÜZİĞE BULANMIŞ BEDENLER (BİT...

By Nava2018

444K 40.1K 24.9K

"Bu diyarı değiştirelim sevgilim." Dudağına doğru fısıldayarak devam ettim. "Bu krallıkları yerle bir edelim... More

•TANITIM•
1.BÖLÜM • YENİ DİYAR
2.BÖLÜM•KALKAN
3.BÖLÜM• OYUN
4.BÖLÜM• AURA
5.BÖLÜM• BASKI
6.BÖLÜM•KISKANÇLIK
7.BÖLÜM•ZEHİR
8.BÖLÜM•HAVUZ
9.BÖLÜM•YEMİN
10.BÖLÜM• ÖPÜCÜK
11.BÖLÜM• MIZRAK
12.BÖLÜM•İDAM
13.BÖLÜM•UYARI•
14.BÖLÜM•SKYFALL
15.BÖLÜM• SÖZ
16.BÖLÜM•RÜZGÂR
17. BÖLÜM•BAĞLILIK
18.BÖLÜM•SALDIRI
19.BÖLÜM•ATEŞE ATEŞ
20.BÖLÜM•SESSİZ CÜMLELER
21.BÖLÜM•ALTIN YUMURTA
22.BÖLÜM•ÖLÜM RÜZGÂRI
24.BÖLÜM•ŞARKIDAKİ SİHİR
25.BÖLÜM•SİYAH DUMAN
26.BÖLÜM• TARTARUS
27.BÖLÜM•HAYAL KIRIKLIĞI
28.BÖLÜM•SIĞINAK
29.BÖLÜM•RUH
30.BÖLÜM•BASTIRILMIŞ KİŞİLİK
31.BÖLÜM•DÖVMELER
32.BÖLÜM•OLAYLI BALO
33.BÖLÜM•KAJUNELER
34.BÖLÜM•AYRILIK
35.BÖLÜM•KRALLIĞIN TEMELLERİ
36.BÖLÜM• KOCA JOE
37.BÖLÜM•MEZARLIK
38.BÖLÜM•GERİ DÖNÜŞ
39.BÖLÜM•BÜYÜLÜ EVLER
40.BÖLÜM•GÖKLERDEKİ ÖFKE
41.BÖLÜM•YENİ ÇAĞ
42.BÖLÜM•BEKLENMEDİK SIRLAR
43.BÖLÜM•KALPTEKİ LEKE
44.BÖLÜM•SEZON FİNALİ•PART 1
45.BÖLÜM•SEZON FİNALİ•PART2
DUYURU!!
46. BÖLÜM•2.SEZON
47. BÖLÜM•UYANIŞ
48.BÖLÜM•YILDIZ
49.BÖLÜM•GÖKYÜZÜNÜN SAVAŞI
50.BÖLÜM• YOK OLUŞ
51.BÖLÜM•KIRIK KALPLER
52.BÖLÜM•KARMAŞA
53.BÖLÜM•FİNAL PART 1
54.BÖLÜM • FİNAL PART 2

23.BÖLÜM•TANRININ GAZABI

7.3K 743 185
By Nava2018

   İmparator Felix hızlı hızlı taht salonunda yürüyor, düşünceler içinde boğuşuyordu. Eşi Lilith ise o kıza duyduğu nefrete engel olamıyordu. Oğlu orada o kız için savaşıyordu. Bir varis kendini daha nasıl düşürebilirdi?

Tüm diyara yayılan bu akıl ötesi güç, kendi oğlundan geliyordu. Aiden'ı bu kadar öfkelenmesine sebep olan şeyi merak ediyordu çünkü şuan da halkta huzursuzdu. Hayvanlar yuvalarına çekilmiş, insanlar evlerine kapanmıştı. Ortalığı kasıp kavuran bir rüzgâr, sanki can almak için dolaşır gibiydi.

"Bu çocuk ne yapıyor?"Öfkeyle bağıran Felix'in bilmediği bir şey vardı. Yada Lilith'in.

Onlar Aiden'a engel olamazlardı.

Buna karşı çıkamazlardı.

Eğer bunu deneyecek olurlarsa Aiden kendi ailesini de yolundan çekerdi. Melody ile aralarında ki ilişki gitgide daha da hastalıklı bir hâl alırken ikiside bunu umursamıyordu. Kader iplikleri bu ikisi arasında düğüm olmuşken , onların hayatları birbirine işlenmişti. Ne Aiden Melody'den, ne de Melody Aiden'dan uzak kalabilirdi.

Bunun sonuçlarını ise tüm diyar görecekti.

~~~

Melody, kendinden geçtiğinde burada ki savaş sona ermişti. Çünkü bu artık bir savaş değildi. Aiden'ın yaptığı katliamdı.

Theo, Mario, Noyan, Cara ve Charlotte geri çekilmişti. Charlotte üstlerinde bir kalkan oluştururken kendilerini korumaya almışlardı.

"Bu yetmeyecek. Bir kat daha."dedi Noyan. En yakın arkadaşını çok iyi tanıdığından biliyordu ki bu onları asla korumazdı.

"Askerler şuan bize saldırmıyor. Ki yakın mesafelere de büyülü bombalar bıraktım."dedi Charlotte ona anlam veremeyerek

"Çok mu korktun mavi kafa?" Cara,alay edercesine ona bakarken Noyan gözlerini devirdi.

"Tamam,bir kalkanla kalalım ve Aiden bu krallıkla beraber bizi de tuz buz etsin."

İkisi de yutkunduğunda Charlotte hemen bir kat daha kalkan eklemişti. Herkes auralarıyla kalkanı güçlendirdiğinde bakışlar Noyan'a döndü.

"Bu yeter mi?"dedi Charlotte

Noyan , kalkanda gözlerini gezdirdi. Düşünceli bir ifadeyle başını salladı.

"Yeteceğini umuyorum." Bu hepsini gererken olası bir duruma hazır olmaya devam ettiler.

   Arbion, elinde ki son kozu da Melody'yi harcayarak kullanınca var gücüyle kaçmaya başlamıştı. Işınlanmayı denemişti ama Aiden'ın alana bariyer yerleştirmiş buna engel olmuştu.

"Nereye kaçıyorsun Arbion iti?"

Arbion korkuyla arkasını döndüğünde kendisine bomboştu bakan Titanya'yı gördü. Bir kafasını omzuna yatırmış, düz bir suratla Arbion'a bakıyordu. Elinde ki kılıcı toprağa batırdı ve yerde sürüye sürüye Arbion'un üstüne yürümeye başladı. Toprağı çizerek ilerleyen kılıç Arbion'un askerlerinin kanıyla kaplıydı.

"Yanına kalacağını mı sandın?"

"Kaçabileceğini mi sandın?" Kylie, konuşmaya devam ediyor, konuştukça yüzünde ki ifadesizlik bir an için kaybolmuyordu.

Arbion geri geri yürürken ayağı takılıp yere düştüğünde sürünerek kaçmaya çalıştı. Güçlerinin zerresini bile hissedemiyordu. Buna sebep olan da Aiden'dı. Korkuyla bir küfür savurdu.

"Anlaşabiliriz Kylie. Bu krallığı sana veririm. Kraliçe olursun." Arbion aklına gelenleri söylerken karşısında ki kızında bir krallığı olduğunu unutuyordu. İsterse istediği krallığı zaten alabileceğini de.

"Bu krallık zaten bizim. Aiden ve benim." Kaşlarını çatarak konuşmaya devam etti.

"Ama seninle anlaşmanın farklı yollarını biliyorum." Yüzünde bir gülümsemeyle belirdi. Ruhsuz, soğuk buz gibi bir gülümseme. Arbion, iliklerine kadar titredi.

"Ayaklarıma kapan ve ellerini toprağa daya." Arbion, ikiletmeden onun dediğini yaparken Kylie'nin hemen ayaklarının önündeydi.

Bir kaç saniye öyle durduktan sonra Kylie'nin bir şey demesini bekliyordu ama aldığı tek cevap parmağına saplanan kılıç oldu. Parmağı, vücudundan ayrılırken bir bağırtı kopardı. Kylie, hiç beklemeden diğer parmağını da kesti ve bunu on parmağına da yaptı.

Kral Arbion'un haykırışları meydanda yankılanıyor, Kylie'ye onu öldürmesi için yalvarıyordu.

"Seni kolay öldürür müyüm Arbion?" Kylie eğilerek onun yüzüne fısıldadığında Arbion sefil haliyle bu küçük kıza acılar içinde bakıyordu. Tanrıçalara canını almaları için yalvarıyordu. Gururu ayaklar altına alınmış, itibarı yerle bir edilmişti. Sinsi, acımasız kral Arbion'un devri sona ermişti.

Kylie, kajunesi olan kurda seslendi.

"Sweet," Kylie'nin dövmesinden gelen parıltılarla dışarı çıkan Sweet tüm kudretiyle kükredi. Yer sallanmış, insanlar iliklerine kadar ürpermişti. Kylie yanında küçücük kaldığı devasa kurdu okşadı bir kaç kez.

"Kaçmasına izin verme bebeğim." Sweet aldığı emir doğrultusunda Arbion'un yüzüne hırladığında Arbion yutkundu. Devasa kurdun gözleri göğsünde kılıçla ceseti andıran Melody'ye kayıyor, öfkeyle Arbion'un üzerine yürüyordu.

"Kaçmaya çalışırsa bacaklarını kopar."

Kylie, Aiden'a döndüğünde bir kaç saniye onu izledi. Gökyüzüne yükseliyor, askerleri ateşe boğuyordu. Kimisini toprağın altına çekiyor, kimisini de dikenlerle param parça ediyordu. Aiden her saniye yüzlerce can alıyordu. İnanılmaz kudreti, hayret edilmeyecek gibi değildi. Ama Kylie boş boş bakmaya devam etti. Göğsünde ki boşluk sanki hissetmesine engel oluyordu. Tek hissettiği üzüntü ve intikamdı. Elini kalbinin üstüne koyup üstüne bastırdı. Bu boşluğun sebebinin orada asılı duran kız olduğunu biliyordu.

Kylie, Melody'nin önünde durduğunda kılıcı çıkarmak ya da Melody'yi indirmek için bir hamle de bulunmadı. Aiden'ın büyüsünü Melody'nin üzerinde hissediyordu. Melody için zaman durmuştu. Saç telleri havada sabit kalmış, bir heykel gibiydi. Nefes bile almıyordu. Vücudundan düşen bir kan bile havada asılı kalmıştı.

"Çabuk bitir Aiden!"diye bağırdı Kylie gözleri hâlâ Melody'deyken

Askerler pes ediyor, teslim olmak istiyordu ancak Aiden hiçbirini affetmiyordu. Melody'yi taşlayan bu varlıklar ölmeyi hakediyordu. Aiden'ın son hamleyi vuracağını anlayan Kylie tüm aurasını kullanarak Melody ve kendi etrafında bir kalkan oluşturdu. Diğerlerine bakmamıştı ancak Noyan'ın akıl edip kalkan oluşturduğuna emindi.

Oluşturduğu aura bariyerinin içinde Melody'ye iyice yaklaştı. Havada asılı olduğu için Melody'nin yalnızca karnına geliyordu. Başını kaldırıp onun yüzüne baktı. Kan ağlamış, akan kanlar gözyaşı misali yanaklarında kurumuştu. Kylie gözlerinin dolduğunu hissettiğinde eli yumruk olmuş, ağlamasını durdurmak için dilini ısırmıştı. Ağzına yayılan kan tadıyla yüzünü buruşturdu. İçinde ki öfke dinmemiş, onu tatmin etmemişti. Kılıcı yere düşerken, ellerini ağzına kapatıp ağlamaya devam etti.

Noyan ve diğerleri uzaktan sessizce Kylie ve Aiden'ı izliyor. Hiçbiri konuşmuyordu. Hepsi Kylie'yi ilk kez böyle görmüştü. Aiden ise bir canavar gibiydi. 

Aiden iki elini de kara bulutlarla kaplı gökyüzüne kaldırdığında Noyan mırıldandı.

"Geliyor, hazır olun."

Kara bulutlar iki yana ayrılıp gökyüzünde bir yarık açıldığında yarıktan çıkan ütopik boyutlarda bir güç demeti tüm gücüyle yeryüzüne, Arbion topraklarına düşmüştü. Bu sesi tüm gezegen duymuştu. Bu güç asırlar boyunca sadece iki kişinin sahip olduğu bir güçtü. Ve birine Aiden sahipti.

Buna Tanrının gazabı diyorlardı. O an herkes anladı ki bir krallık diyardan silinmişti. Varisin öfkesi yüzbinlerce kişiyi canından etmişti. Aiden, dokunulmaması gereken bir bomba gibiydi. Savaş sona ermişti ama Kylie ve Aiden ilk kez kaybetmiş hissediyorlardı.

Parlak bir ışık tüm gezegeni etkisi haline alırken Arbion topraklarında ki her şey toza dönüştü. Ne bir ağaç, ne bir ev ne de bir asker. Her şey yok oldu. Geriye sadece kuru, kırmızı bir toprak kalmıştı.

Noyan dışında hepsi dehşetle yerden kalkarken Charlotte bacaklarının titrediğini farketti. Bir an öleceğini zannetmiş, ödü kopmuştu. Kat kat yaptıkları kalkanlar yok olmuş, geriye ilk başta oluşturduğu sıradan bir bariyer kalmıştı. İyi ki Noyan'ı dinlemişiz diye düşündü. Gözleri Kylie'ye kaydığında şaşkınlıkla baktı. Onlar burada kaç bariyer oluştururken, zar zor dayanırken Kylie için ufak bir rüzgar esintisi gibiydi. Charlotte, Kylie ile aralarında ki güç farkına bir kez daha şahit oldu. En az sahibi kadar güçlü olan Sweet bile kolay atlatmıştı. Arbion'un altını ıslattığına emindi.

"Tanrının gazabı."diye mırıldandı Mario şaşkınca. Aiden'ın kudretinin farkındaydı ama böylesini beklememişti.

Theo ağzı aralanmış ,ne diyeceğini bilemiyor gibiydi. Cara ise kendisine 'gördün mü?' bakışları atan Noyan'dan gözlerini kaçırdı.

"Bu-bu nasıl olur?"dedi inanamazcasına

Noyan hepsine ufak bir bakış attı." Bu gördükleriniz sadece ufak bir kısmıydı. Melody yüzünden Kylie tam gücünde bile değildi. Onları hiç tanımıyorsunuz."dedi başını iki yana sallarken

Aiden, hızla Melody'nin önünde belirdiğinde bu süre bir göz kırpma süresi gibiydi. Kanatlarıyla biraz yükseldi ve Melody'nin göğsünde ki kılıcı tuttu. Noyan ve diğerleri de koşarak gelmişti.

Yavaşça kılıcı dışarı çıkarmaya başladığında, az önce yüz binlerce kişilik bir orduyu yok etmemiş gibi elleri titriyor, içi ürperiyordu.

"Aiden sakin ol. Şuan baygın ve onun için zaman durmuş durumda." Noyan'ın dedikleriyle Aiden silkelenip kendine gelmiş ,kılıcı çıkarmıştı.

"Kylie, ipi kesin. Bende Melody'yi tutacağım." Aiden'ın dedikleriyle Kylie sıçramış ve Melody'nin bileklerinde ki ipi kılıcıyla kesmişti. Aiden, Melody düşmeden onu kucağına aldığında Noyan da onun ayak bileklerinde ki ipi kesmişti.

Aiden, kollarında ki kıza şefkatle baktı. Bu haliyle bile Aiden'ın gözünde o en güzel olandı.

"Gidiyoruz." Aiden, hepsini ışınladığında belli etmese bile o da oldukça güçten düşmüştü. Ama daha Melody'yi iyileştirmesi gerekiyordu.

Stern sarayına ışınlandıklarında muhafızlar etraflarını sarmış, şifacılar koşa koşa gelmişti. Aiden şifahaneye gidip Melody'yi yavaşça yatağa yatırdı. Tüm saray şifacıları ve arkadaşları içerideydi.

"Onun için daha fazla zamanı tutamam. Vücudunu dondurdum ancak daha fazlası olmaz." Aiden, konuşmaya başladığında herkes dikkatle onu dinliyordu.

"Tüm şifacılar yatağın etrafında çember oluşturun. Gücünüzle beni destekleyin. Noyan, sizde aura aktarımı yapın. Daha fazla güce ihtiyacım var."

Noyan onu onaylayarak kafa salladığında  Aiden yatağın kenarına oturdu ve Melody'nin elini elleri arasına aldı.

Ve Melody için durmuş olan zaman yeniden akmaya başladı. Yaralardan kanlar boşalırken herkes olanca gücüyle şifa güçlerini kullanıyordu. Bir süre sonra hepsinin gücü tükendiğinde Aiden hâlâ devam ediyor, Kylie de aurasını Aiden'a aktarıyordu.

"Sadece kanaması durdu ama yaralar hâlâ açık. Bir kaç kırığı ve neredeyse her yerinde ezilmeler ve morluk var."

Aiden, anlat anlat bitiremezken , sıkkın canı daha da sıkılıyor, sinirleniyordu. Şifacılar, ilaçlarla, sargılarla, bitkilerle Melody'nin yanına doluştuklarında Aiden geri çekildi ve hiçbir tepki vermeyen kızı izlemeye devam etti.

"O iyileşecek. Çok güçlü bir kız o."dedi Theo hemen Aiden'ın yanından. Aiden kafasını salladı ve gülümsedi hafifçe.

"Evet, her ne kadar kendisi kabul etmese de güçlüdür Melody."

Aiden kollarında bir baskı hissettiğinde bunun Kylie olduğunu saniyesinde anlamıştı. Başını eğdi ve buz mavisi gözleriyle kendisine bakan kıza baktı. Ağladığı kızarmış burnundan belli olan Kylie'yi kolunun altına alıp iyice kendine çekti.

"Şşt, tamam bak hallettik. Gücümüz yerine gelsin, tekrardan iyileştiririz." Aiden'ın mırıldanarak dedikleriyle Kylie onu kafasıyla onayladı.

O sırada şifahane de yayılan katı sesle herkes yaptığı işi bırakmıştı.

"Ne oluyor burada?!" İmparator Felix ve İmparatoriçe Lilith tüm ihtişamıyla şifahaneye girmişti. Herkes onların önünde eğilirken Aiden sinirle şifacılara baktı.

"Eğilmeyi kesin ve işinize devam edin!" Diye bağırdı. Kral ve kraliçe oğullarının bu saygısız tavrına bozulsalarda bir şey demediler. Lilith, tiksintiyle yataktaki kıza baktı ve kızın kim olduğunu bilmesine rağmen bilmiyormuş gibi yaptı.

"Bu pis köylünün burada ne işi var Aiden?"dedi Lilith sinirle

Aiden ve Kylie aynanda Lilith'e döndüğünde Lilith o an ne demesi gerektiğini bilemedi. Oğlu ona sanki bir düşman gibi bakıyor, elinde büyüdüğü kendi kızı gibi olan Kylie ona her an saldıracak gibiydi. 

"Aiden. Seni ve arkadaşlarının hepsini taht odasına bekliyorum. Hemen. Şimdi." Felix bastıra bastıra konuşurken ihtişamlı pelerinini savurarak oradan ayrıldı. Onlara kırgın bir bakış atan Lilith de koşar adım çıkmıştı oradan.

İmparator böyle konuşuyorsa yapacak bir şey yoktur. Aiden ve Kylie gitmese bile diğerleri gitmek zorundaydı. Felix hepsinin kralıydı.

"Gidelim."dedi Aiden sıkıntıyla. Hepsi şifahaneden çıktığında Aiden'ın aklı yatakta yatan kızdaydı. O yüzden olabildiğince hızlı olmak istiyordu. Koridorda ki muhafızlar onları gördüklerinde eğiliyordu. Karşılarında üç prenses, varisleri ve üç prens vardı. Kafalarını kaldırmaya bile cesaretleri yoktu.

Taht odasının devasa, ağır kapıları onlar için açılırken en önde Aiden olmak üzere hepsi içeriye girdi. Tahtında oturan anne ve babasına sakin olmaya çalışarak baktı. Arkadaşları eğilip selam verirken Aiden en ufak bir harekette bulunmadı. Bu yaptığı Felix'in sinirlenmesine sebep olmuş, alnında bir damar atmıştı.

"Biz yokken bir orduyu hazırlayıp hemen ardından bir krallığı yok etmeye onlar olmadan gitmek ne demek Aiden?! Bana bunu bir açıkla." Felix öfkeyle konuştuğunda Aiden oldukça umursamaz görünüyordu.

"Zaman yoktu."dedi kısaca. Felix aldığı tavırlar karşısında deliye dönerken elinin üstünde karısının elini hissetmesiyle sakin olmaya çalıştı.

"Bu savaşın sebebi neydi? Sen böyle düşüncesizce hareket etmezdin."dedi Lilith kaşlarını kaldırarak

"Melody içindi."dedi Aiden net bir sesle. Kaç kişinin öldüğü veya yaptığı düşüncesiz hareketler , Melody'nin yanında önemsizdi.

"O kız için mi? Sen benimle dalga mı geçiyorsun?!" Lilith sinirle bağırdığında Cara Aiden'a bir bakış attı. Bu çocuk yüzünden hepsi başından olacaktı.

"Kraliçem, izninizle konuşmak istiyorum."dedi Cara öne çıkarak. Lilith, başını salladığında Cara söze girdi.

"Bu krallık, geçen hafta akademimize saldırıp iki prenses, bir prensimizi ve yıllarca bizi eğiten bilge bir eğitmenimizi öldürdü. Tüm asiller ve soylular bunu destekledi efendim. Varisimiz Aiden'a hepimizin intikamını aldığı için minnettarız."

Cara, kilit cümleler kullanıyor ,olayı lehlerine çeviriyordu. Hainler tarafından kayıplar verdiklerini, soyluların o krallığın yok olmasını desteklediğini ve bir prenses olarak herkes adına Aiden'a minnet duyduklarını söylemişti. Noyan kaşlarını kaldırarak ona bakarken Aiden Cara'ya ufak bir bakış attı. Bu kızın zekasını beğenmişti ancak annesi ve babası gram umrunda değildi şuan.

Felix, böyle bir savaş döneminde daha fazla krallığın karşı tarafa geçmesini göze alamazdı. Lafı zekice ağzına tıkayan kıza düz bir ifadeyle bakmaya çalıştı ancak, siniri belli oluyordu.

"Kim bu Melody?"dedi sakin olmaya çalışırken.

"Kardeşimiz."dedi Theo bir an bile düşünmeden. İzin almadan konuşmuş olsa da Melody için herhangi bir kötü cümleye daha tahammülü yoktu. Theo inanılmaz güçlü bir krallığın prensiydi. Öyle ki İmparatorluğun kilit noktalarındandı. Theo bir kaç yıla kral olacaktı ve Felix onunla arasının şimdiden açılmasını istemiyordu.

"Ruh ikizim, kardeşim."dedi Kylie. Lilith ve Felix herkesin bu kıza nasıl böylesine bağlandığına hayret etti.

"Aiden?"dedi Felix oğlundan bir cevap beklerken

Aiden derin bir nefes alıp düşünceli bir sesle konuştu.

"Bilmiyorum baba ama bu saatten sonra o kızın hep yanımda olacağını biliyorum. Şuan bile size odaklanamıyorum."dedi Aiden dürüstçe

Lilith tahtından fırlarcasına ayağa kalktı." Kim olduğu belli olmayan bir kızı böyle sahiplenemezsin Aiden!"
Bas bas bağırırken hepsi sakin duruyordu. Mario söze girdi.

"Söyledik ya, kardeşimiz." Lacivert gözleri kısılmış, ifadesizdi. Hepsi savaştan gelmiş,oldukça yorgun ve yıpranmışlardı. Melody'nin durumu da göz önüne alınınca bir çocuk gibi hesap vermek hepsini sinirlendirmişti. Lilith şaşkınlıkla tahtına geri oturdu. Bir avuç çocuk tarafından saygısızlığa uğruyordu. Sinirle bir eli yumruk oldu.

Kylie öne çıktı ve itiraz istemeyen bir ses tonuyla konuştu. "İzninizle efendim. Gitmemiz gerekiyor. Hepimiz çok yorgunuz."

Kylie'nin kıyafetleri pis ve kan kaplıydı. Tıpkı diğerleri gibi. Felix gitmeleri için izin verdiğinde hepsi hızla taht odasından çıkmıştı.

"Durum hiç iyi değil Felix. Bu kız herkesin aklını başından almış." Lilith eliyle alnını ovarken Felix az önce ki saygısızlıkları sindirmeye çalışıyordu.

~~~

"Bir an kellemiz uçacak sandım."dedi Charlotte korkuyla

"Bir şey olmaz."dedi Noyan umursamazca

"Ben olmasam görürdün bir şey olmazı."diyen Cara'ya gözlerini devirdi Noyan

"Kraliçe Lilith durmayacak."dedi Theo Aiden'a yandan bir bakış atarak. Bu açık açık 'annene sahip çık' demek gibi bir şeydi. 

Aiden ona cevap vermezken şifahaneye girdiklerinde yerde baygın yatan muhafızlara, hemen ardından Melody'nin yüzünü okşayan adama baktılar. Hepsi bir anda saldırma pozisyonu alırken adam sinirle bağırdı.

"Sizde mi saldıracaksınız?! Saldırında vereyim dersinizi!" Adam sinirle bağırdığında hepsi de garip garip adama baktı.

"Sen de kimsin?"dedi Aiden kaşlarını çatarak

Adam sinirle elini havada salladı.

"Melody'nin babasıyım, seni varis bozuntusu!"

*****
Vote vermeyi unutmayın!

Continue Reading

You'll Also Like

28.6K 1.1K 11
"Seni çok seviyorum Çavê Şîn. Seninle gözlerimi açıp kapatacak kadar. Seninle doğup ölecek kadar. En çokta o mavi gözlerine aşık oldum."
387K 32.8K 81
'Kafamın içindeki çığlıkları, senin ruhunun fısıltısı susturdu.'~Ayza A. *ESKİ İSİM: ABİLERİM Mİ?* ... Bir kız düşünün, şizofren.. Evet bu kız Ayza...
102K 11.2K 18
En sevdiğim kitabın içine yan karakter olarak düştüğümde tek bir görevim vardı : mutlu sonun gerçekleşmesini sağlamak. Her şey tam da olması gerektiğ...
183K 2.8K 24
En yakın arkadaşımla kocamı bastığım andan beri alevler içindeydim. "Daha hızlı aşkım," diye inleyerek dans eden bedenlerini seyrettim kapıda. Sevgi...