𝑶𝒕𝒉𝒆𝒓 𝑯𝒂𝒍𝒇 |𝑱𝒊𝒎�...

By Armysmiler

137K 12.2K 14K

"Bu böyle devam edemez. Seni o insanlardan kurtarmam gerek." Bir eliyle göz yaşlarını silerken şaşkın bakışl... More

𝑻𝑨𝑵𝑰𝑻𝑰𝑴
①⓪
①①
①②
①③
①④
①⑤
①⑥
①⑦
①⑧
①⑨
②⓪
②①
②②
②③
②④
②⑤
②⑥
②⑦
②⑧
②⑨
③⓪
③①
③②
③④
③⑤
③⑥
③⑦
③⑧
③⑨
④⓪
④①
④②
④③
④④
④⑤
④⑥
④⑦
④⑧
④⑨
⑤⓪
⑤①
⑤②
⑤③
⑤④
⑤⑤
⑤⑥
⑤⑦
⑤⑧
⑤⑨
⑥⓪
𝑭𝒊𝒏𝒂𝒍
The real me

③③

2.2K 203 408
By Armysmiler

Keyifli okumalar
🐰

"Başım çatlıyor."

Jinsoul ile salonda Leblebi ile oynarken Ga Yoon sallana sallana yanımıza gelmişti. Ona bakıp gülerken, kendini koltuklardan birine attı. Dün gece bize kıyasla çok fazla içmişti. O yüzden güne böyle uyanmasına şaşırmıyordum.

"Sana çok içme demiştim."

Jinsoul kendince onu azarlamıştı. Ga Yoon ise çok modunda olmayacak ki, bir şey demeyerek sessiz kalmayı tercih etti. Bende leblebiyi kucağıma alarak sevmeye devam ettim.

Bana Jimmy'i hatırlatıyordu ve bu benim için gerçekten çok özeldi.

"Dün gece ne oldu ya? Hiçbir şey hatırlamıyorum."

Ga Yoon bacaklarını açarak koltukta gelişi güzel şekilde yayıldığı sırada mızmızlanarak konuşmuştu. O böyle sorunca dün gece aklıma geldi ve düşüncelerim kaşlarımı istemsizce çatmama sebep oldu.

Taehyung'u merak edip, arayıp durmuştum ama bana asla geri dönüş yapmamıştı. Lia ile konuştuktan sonra tüm modu değişmişti. Kesinlikle büyük bir sorun vardı.

"Bir şey olmadı." Jinsoul benim yerime geçiştirerek konuşmuştu.

Dün eve geldikten sonra Ga Yoon'u direk yatağına yatırmıştık. Ardından da Jinsoul ile bir iki saat sohbet etmiştik. Bir çok şeyi birbirimize açmıştık ve artık ondan bir şeyler saklamamak bana iyi geliyordu.

"Hiç olay filan olmadı mı ya? Az  dedikodu yapalım."

Kendimi tutamayarak güldüm. "Konuşmaya değer bir şey yok canım,üzgünüm."

Aslında konuşabileceğimiz çok fazla şey vardı ama bunların hiçbirini Ga Yoon ile paylaşmak istemiyordum.

"Aman." Dedi Ga Yoon son harfleri uzatarak. Ardından oturduğu yerden kalktı. "Ben odama gidiyorum."

Ve yine sallana sallana salondan çıkarak bizi yalnız bıraktı. Jinsoul Leblebiyi kucağına çekerek sevmeye başladı.

"işi gücü dedikodu ya!"

Ga Yoon gider gitmez sinirle konuşmaya başladığında kendimi tutamayarak sesli bir şekilde güldüm.

"Dün söylediği şeyler aklıma geldikçe çok sinirleniyorum."

Hırslı bir şekilde konuşmaya devam ediyordu. Leblebiyi severken ki hareketleride biraz daha hırslanmış gibiydi.

"Dur, ben yavrumu alayımda." Diyerek ne olur ne olmaz diye Leblebiyi elinden aldım. "Şimdi devam edebilirsin."

Alayla konuşmamın üzerine Jinsoul gözlerini devirdi. "Bir gün elimden bir kaza çıkacak cidden. Ga Yoon'a daha fazla katlanamayacağım galiba."

Dürüst olmak gerekise bende daha fazla katlanmak istemiyordum. Ailelerimiz arkadaştı. Babam artık önemli değildi ama annem Ga Yoon ile iyi geçinmemi istiyordu. Üstelik ailesine ona göz kulak olacağıma dair söz vermiştim.

"Bende senin gibi hissediyorum ama ona ne diyeceğiz?" Diye sordum. "Ga Yoon biz seninle yaşamak istemiyoruz bir gider misin filan mı?"

Jinsoul gözlerini devirip arkasına yaslandı. "Aslında ben öyle derim ama kesin 'beni evden kovdular' diye seni ailesine şikayet eder."

Söylediği şeyin ardından başımı sallayıp güldüm. Kesinlikle çok doğru bir tespitti.

"Ben bu konuyu bir annemle konuşayım."

Annemle konuşup açık bir şekilde hislerimi açmam belkide en mantıklı olanıydı. Bana bir şekilde yardım edeceğini biliyordum.

"Yada Ga Yoon'un bu evden kendi isteği ile gitmesini sağlayalım." Jinsoul yeni bir buluş bulmuş gibi birden heyecanla konuşunca şaşkın bir ifade ile ona baktım.

"Nasıl olacak o?"

Umursamaz bir tavırla omuzlarını silkti. "Ne bileyim bu ev cinli filan deriz."

Başımı arkaya atım bir kahkaha patlattığımda kucağımda duran Leblebi çıkan sesten dolayı ürkmüş ve irkilmişti. Onu göğsüme doğru çekip başından öptüm.

"Afedersin annecim."

Ardından dikkatimi yeniden Jinsoul'e vermiştim. "Beyaz çarşaf giyip hayalet diye onu korkutalım istersen."

Onu alaya almamın üzerine Jinsoul gözlerini devirdi. "Ben ciddiydim yalnız." Dedikten sonra Leblebiyi yeniden kendi kucağına çekti.

"Bunları yapmasak bile onu bu evden nefret ettirecek şeyler bulabiliriz." Ardından gözlerini kısarak hafif sırıttı. "Ben bir şeyler düşüneyim en iyisi."

Başımı onaylamazca iki yana sallayıp güldüm ve arkama yaslandım. Üşenmeyip cidden bir şeyler düşüneceğini biliyordum. Kim bilir? Belkide işe yarardı.

Jinsoul garip sesler çıkarıp Leblebi ile oynarken telefonumun zil sesi odayı doldurdu. Koltuğun üzerinde duran telefonu elime alarak ekrana baktım. Taehyung'un aradığını görüncede hiç beklemeden aramayı cevaplamıştım.

"Taehyung?" Dedim meraklı bir ses tonu ile. "Dünden beri sana ulaşmaya çalışıyorum nerdesin sen?"

"Lena seninle acil buluşmamız gerekiyor."

Sesi kötü geliyordu ama aynı zamanda sinirli olduğunuda anlayabiliyordum. Bir şeyler olduğunu bildiğim için şaşırmamıştım yalnızca kaşlarımı çattım.

"Evime gelebilirsin."

"Hayır öyle değil." Dedi aniden. "Atacağım konuma gel. Kendi gözlerinle görmen gerekiyor."

Derin bir nefes verdim ve birden berbat hissetmeye başladım. içimde adlandıramadığım bir sıkıntı belirdi. Kötü bir şeyler olduğu belliydi zaten ama o böyle davranırken kendimi daha da berbat hissediyordum.

"Tamam, konumu at."

Telefonu kapatıp hızla oturduğum yerden kalktığımda Jinsoul'ün şaşkın bakışları beni buldu.

"Ne oldu?"

"Ben Taehyung'la bulusacağım. Gelince konuşuruz."

Ve Jinsoul'ün bir şey demesine izin vermeden üzerimi değiştirmek için odama doğru ilerledim. içimdeki kötü his ise her geçen saniye daha da artıyordu.

*

Taehyung'un attığı konuma gelmiştim. Han Nehrine çok yakın bir parkın konumunu atmıştı. Büyük Parkın içinde yürümeye başladım. Bir yandan da gözlerimle etrafı tarıyordum. Hava soğuk olduğu için park çok dolu değildi ve az insan olduğu için Taehyung'u bulmam daha kolay olacaktı.

Fazla heyecanlı olduğum için adımlarımı hızlandırdım ve en sonunda Taehyung'u gördüm fakat yanında gördüğüm kişi ile kaşlarımı çatmam bir oldu.

Taehyung'un yanında Jimmy vardı.

Jimmy'i burada görmek beni olduğumdan daha da germişti. Sorunun Jimmy ile alakalı olmasını hiç istemiyordum.

"Taehyung?"

Sesimi duymalarının ardından ikisininde bakışları beni buldu ve Jimmy'nin şaşkınlıkla öylece kaldığını fark ettim.

"Lena?" Dedi soru sorarcasına." Senin ne işin var burada?"

Bence bu soruyu sorması gereken kişi bendim. Bir cevap vermeyerek yanlarına doğru ilerleyip Jimmy'in tam önünde durdum.

"Taehyung çağırdı. Görmem gereken bir şey varmış."

Ve Jimmy'nin yüz ifadesi bir anda değişti. Aslında yüzü şu an çok fazla duyguyu barındırıyordu ama başını Taehyung'a çevirdiği an dişlerini sıktı.

"Amacın ne?" Diye sorduğunda Taehyung'un alayla güldüğünü duydum.

"Senin amacın neydi Jimmy?"

Jimmy derken ismine vurgu yapmıştı. Kaşlarımı çatıp öylece onları izlemeye koyuldum.

"Ne diyorsun amına koyayım?"

Jimmy kendini tutamayarak küfürü bastı. Ortam iyice geriliyordu ve bu da benim daha fazla sinirlenmeme sebep olmuştu.

"Başlamayın yine." Dedim sert bir ses tonu ile. Ardından dikkatimi Taehyung'a verdim. "Ne oluyor acık acık söyle artık?"

Taehyung bununla birlikte derin bir nefes verip ellerini montunun cebine koydu. Her hangi bir cevap vermemiş yalnızca bakışlarını bir yere sabitlemişti. Ardından yüzü iyice ciddileşti.

"Bak." Dedi arka tarafımı işaret ederek. "Bence benim bir şey açıklamama gerek yok."

Merakla Taehyung'un işaret ettiği tarafa döndüm ama döner dönmez feci bir şekilde afallamıştım. Gördüklerime bir anlam getirmeye çalışıyordum ama şu an beynim bana oyun oynuyor gibiydi.

Lia buradaydı ve yanında bir Jimmy daha vardı.

Yutkundum.

Ardından kendime gelmeye çalışarak gözlerimi bir kaç kez kapatıp açtım. Karşımda duran bu saçma görüntünün kaybolmasını istedim ama kaybolmadı.

Sonra başımı tekrardan Taehyung'un yanında duran Jimmy'e çevirdim ve ardından yeniden Lia'nın yanında duran Jimmy'e baktım.

Her şey allak bullak olmuştu.

Taehyung'un varlığını yanımda hissedince bakışlarımı ona çevirdim. "Sana Jimmy'nin bir şeyler sakladığını söylemiştim."

Gözlerimi yumarak kendime gelmeye çalıştım ama karşımda duran bu görüntü kaldırabileceğim bir şey değildi. Ağzımı açıp tek kelime dahi edemiyordum.

"Ben en iyisi önce sizi tanıştırayım."

Lia gülümseyerek bana doğru yaklaştı. "Senin Jimmy sandığın kişi aslında onun ikizi,Jimin."

Dudaklarım şaşkınlıkla aralandığı an gözlerimi ne zamandır Jimmy sandığım kişiye çevirdim. Aynı benim gibi şaşkın ve tedirgin bakışları anında beni bulmuş, öylece bana bakıyordu.

"Yer değiştirdiler. Sebebinide onlar açıklasın." 

Lia konuşmaya devam ederken söylediği her şey teker teker beynimden vurulmuşa dönmeme sebep oldu. Ortam birden sessizleşti. Kimse bir şey söylemiyordu yada daha doğrusu söyleyemiyorlardı.

Gözlerim hayal kırıklığı ve yanında kocaman bir öfkeyle birlikte benden izinsiz doldu. Görüş alanım bulanıklaştığı an nefes almaya çalıştım ama kalbim sıkışıyor gibiydi.

Burada daha fazla kalmak istemiyordum. O kadar büyük bir şok yaşamıştım ki şu an burada kalmaya devam edemezdim.

Kendimi tutamayarak hareketlendim ve hırslı adımlarla yürümeye başladım. Belkide dönüp onları dağıtmam gerekiyordu ama istemiyordum. Yanlarında bulunmak istemiyordum.

"Lena?"

Bana seslendiğini duydum ama artık kimin kim olduğunu bile bilmiyordum. Ellerimle kulaklarımı kapatıp sesi görmezden gelmeye çalıştım.

"Lena?" Yeniden bana seslendi. Ben ilerledikçe sesin bana yaklaştığını hissediyordum. Tam arkamdan geliyordu.

"Lena lütden dur."

Elinin koluma değdiğini hissettiğimde daha fazla dayanamayarak hırsla ona döndüm. Benim gibi onunda gözleri dolmuştu ama şu an bunu umursamıyordum.

O Jimmy değildi. Adının Jimin olduğunu öğrenmiştim ama onu tanımıyordum bile. Beni kandırmıştı.

Beni kandırmışlardı.

"Ne ya, ne?" Diye bağırdım. Kendimi o kadar zorlamıştım ki boğazım ağrımıştı. Bir süre sessiz kaldı ve bana yaklaşmaya çalıştı ama ondan hızla uzaklaştım.

"Beni dinle lütfen."

Alay ve sinir karışımı bir şekilde gülerek onu var gücümle geriye doğru ittim.

"Kimsin sen ya, kimsin? Ben seni tanımıyorum bile."

Ben bağırmaya devam ederken diğerleri bize doğru yaklaştı. Taehyung oldukça tepkisiz duruyordu, Lia aptalı ise fazlasıyla mutlu. Ona bakarak yüzümü buruşturdum ve bu sefer bakışlarımı ona çevirdim.

Gerçek Jimmy'e.

Bunca zaman onun değiştiğini sanmıştım ama o hala eskisi gibi tam karşımda duruyordu. Yüzünde mahçup ve oldukça şaşkın bir ifade vardı ve benimle konuşabilecekmiş gibide durmuyordu. Konuşmasını istemiyordum da zaten.

O da beni kandırmıştı. ikiziyle birlikte beni kandırmışlardı.

Yaşanan şeyler aklıma geldikçe kafayı yiyecek gibi oluyordum. Nefret dolu bakışlarımı yine karşımda duran bedene çevirdim.

"Beni kandırdınız."

Ağlamak istemiyordum. Onların karşısında ağlamak istemiyordum ama benim elimde olan bir şey değildi. Kendimi tutamıyordum.

"Ya sen!..." ona doğru bağırdım ama cümlemim devamını getiremeyip bir anda sustum. Şu an ne yaptığımı bile tam olarak bilmiyordum.

"Sen beni öptün. Jimmy sanarken aslında tamamen yabancı bir insana kendimi açtım ben."

Ağlamaya devam ederken bir yandan da kurduğum cümlelerin ardından alayla bir kahkaha atmıştım.

"Üstelik hiçte bozuntuya vermedin. İğrenç." Yüzümü buruşturdum. Bir yabancıya dokunup öptüğüm için midem bulanıyordu.

Onun hiç midesi bulanmamış mıydı?

"inanamıyorum ya!" Ses tonum asla alçalmıyordu. Ne kadar bağırırsam bağırayım içimdeki büyük öfkeyi kusamıyordum.

"Lena lütfen, izin verde her şeyi baştan açıklayayım."

Fazlasıyla yüzsüzdü. Tüm bunlardan sonra şu an karşımda duruyor olması bile tamamen yüzsüzlüktü.

"Bırak ya." Diye bağırdım. "Açıklasan ne olacak?"

Hiçbir şeyi açıklamasını istemiyordum. Ondan bir şey duymak bile istemiyordum. Bakışlarım hala arkada duran gerçek Jimmy'i bulduğunda yüzüme hayal kırıklığa uğramış bir ifade geldi ve daha şiddetli ağlamaya başladım.

"Ben sandım ki..." yine lafımı tamamlayamamıştım.

Bunca zaman boyunca yanımdaki insanı Jimmy sanmıştım ama aslında bana tamamen yabancı bir insandı. Onu öpmüştüm,sarılmıştım,kendimi açmıştım ve o tüm bunlar olurken her şey normal gibi davranmıştı.

"Boş ver." Dedim sert bir şekilde göz yaşlarımı silerken. Ardından gözlerimi onunkilerle buluşturdum.

"Hepinizin canı cehenneme."

Gitmeye hazırlandım ama kolumdan tutarak beni yeniden durdurdu. Bu yaptığı hareketin ardından daha sinirlenip ona döndüm ve kolumu hırsla kendime doğru çektim.

"Sakın bir daha dokunma bana."

O öylece suratıma bakarken Taehyung hızlı bir şekilde yanımıza geldi ve Jimin'i sertçe geriye doğru gitti.

Jimin.

O kadar garip ve o kadar inanması güç geliyordu ki. O resmen başka bir insandı. Hiç tanımadığım bir yabancı.

"Kardeşinide al ve siktir git, puşt."

Jimin Taehyung'un bu hareketine her hangi bir tepki vermemişti. Hala gözlerimin içine bakmaya devam ediyordu.

"Yoksa elimden bir kaza çıkacak." Taehyung söylenmeye devam ederken kolumdan tuyarak beni kendine doğru çekti. Jimmy hala arkada duruyordu. Olaylara dahil bile olmamıştı.

En azından ikizi gibi değildi. Birazda olsa utanma duygusu vardı. Belkide bu yüzden yanıma gelip bir şeyler diyemiyordu.

"Neden böyle bir şey yaptığımızı sana açıklamam lazım."

Jimin Taehyung'u takmadan direk benimle muhattap olmaya devam etti. Hala konuşmasına ise inanamıyordum.

"Gerçekten siktir git." Dedim sert bir şekilde Taehyung'a destek vererek. Tam bu sırada gözlerimden bir damla daha yaş düşmüştü ama hiç beklemeden elimin tersiyle sildim.

"Bir dahada sakın benim karşıma çıkma." Ardından bakışlarımı gerçek Jimmy'e çevirdim. "ikinizde."

Suratında acı çeken bir ifade belirdi ve öne doğru bir adım attı ama buraya gelmedi. Bir süre öylece ona baktım.

Ben tanıştığımız günden bu yana hep onun yanında olmuştum. Ne olacağını umursamadan herkese karşı onu korumuştum. Peki aldığım karşılık neydi?

ikiziyle bir olup beni iğrenç bir şekilde kandırmıştı. Aklıma geldikçe kusasım geliyordu.

Burada daha fazla duramayacağıma kanaat getirip kimseyi umursamadan arkamı döndüm ve hızla yürümeye başladım. Taehyung'un arkamdan geldiğini biliyordum ama şu an tamamen yalnız kalmak istiyordum.

Tam sevdiğim insanla mutlu oldum derken inanılmayacak şekilde vurulmuştum. Tek istediğim gidip bir yerlerde deli gibi ağlamaktı ama bunun içimi soğutmayacağını biliyordum.

Bir sonraki bölüm emojileri:
🌧🏔🍾😞😫

Continue Reading

You'll Also Like

2K 213 22
Hepimiz şeytanların elinde kuklalardık, günahlarımızdan çemberler oluşturur, bizi kukla eden şeytanları avlar ve çemberimizde boğardık.
91.3K 6.1K 37
"Işık saçıyorsun." Gözlerimin en derinine baktığından emindim, o ise nefesimin kesildiğinin farkındaydı. "Bir odaya girdiğinde, tüm gözler sana dönüy...
11.8K 1.4K 20
"Çünkü bazen onun gözlerine bakıyorum ve orada bizden bir iz görüyorum." ~ Lalisa Manoban ve Jeon Jungkook, aylar önce ayrılmıştı. Ve hayatlarında bi...
68.6K 6.6K 32
Bir köşede oturup olanları düşünüyorum.İçimde herkese bi kırgınlık var.En çok da kendime kırgınım ve bunu asla telafi edemiyorum