Kızdan Mafya!

By ucan_kedi

486K 15.6K 1.1K

More

Kızdan Mafyada Olurmuş! -DÜZENLENECEK-
1. Bölüm -DÜZENLENECEK-
2.Bölüm -DÜZENLENECEK-
3. Bölüm -DÜZENLENECEK-
4. Bölüm
5.Bölüm
6. Bölüm
7. Bölüm
8.Bölüm
9. Bölüm
10. Bölüm
11.Bölüm
12. Bölüm
13. Bölüm
14. Bölüm
15. Bölüm
17. Bölüm
18. Bölüm
19. Bölüm
20. Bölüm
21. Bölüm
22. Bölüm
23. Bölüm
24. Bölüm
25. Bölüm
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
Üzgünüm :(
Açıklama
31. Bölüm
32. BÖLÜM
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
Uyan Ey TÜRK!
36. Bölüm
37. Bölüm
Özürlerimi İleteceğim Maalesef

16. Bölüm

13.5K 401 21
By ucan_kedi

Yeni bölüm geciktiği ve beklediğiniz gibi olmadığı için özür dilerim ama hem alerji hem de saoğuk algınlığı ile uğraşmak kolay olmuyor, iyileşince gerçekten iyi bölümler yazmaya çalışacağım. Multimedya da Berna ve Almilanın kıyafetleri ayrıca bacak kılıfı :)))))

Sabah aşağıdan gelen konuşma sesleri ile gözümü açtım, gece pencereyi açık bıraktığım için aşağıda kendi aralarında konuşan korumaların sesi geliyordu. Dediklerini umursamadan saatte baktım yine ve yine 6.30 da uyandım, üstüme rahat şeyler giyindikten sonra Berna'yı da zar zor uyandırarak aşağı spor salonuna indik her zaman ki gibi koşu bandında koşma, ağırlık kaldırma, şınav, mekik gibi hareketlerimi yaptıktan sonra yukarı çıkıp duş almış ardından kıyafetlerimizi giyindik ikimizde de rahat günlük siyah kıyafetler vardı benimki kol ve yaka kısmında kısa beyazlıklar olan geri kalanı siyah bir elbise varken Berna da siyah deri bir eteğin üstüne beyaz bir tişört onun üstüne de kot ceket giyindi . Tamamen hazır olduktan sonra çalışma masasına oturmuş elimizde ki bilgilere bakarak bize yapılan saldırıların kimin yapmış olacağını düşünürken aklıma dün ki zarf geldi, Berna'ya onu verdim ilk baş içinden okudu sonra bana anlamayan gözlerle bakarak dışından okudu.

* "Berna hanım'ı biz ağırlıyoruz, umarız o kadar çok aramamışsınızdır." Nasıl ya?
+ Dün gece yarısında geldi.
* Bunlar ben sanıp başka birini kaçırmış olmasınlar.
+ Bu ihtimali hiç düşünmemiştim, Hakan'a sorsana.
* Tamam bir dk ..... Alo Hakan, bizden biri eksik mi? ...... Peki bundan bizim niye haberimiz yok?...... Hakan her türlü işlerden haberimiz olacak.... Tamam siz bilgi toplamaya devam edin.
+ Ne oldu?
* Kızların bakıcısı olan Beril kaçırılmış.
+ Hahahaha bizi hala tanıyamamışlar mı ya? Neyse onların savunma eğitimi olduğunu sanıyordum hem o ev korumalar tarafından özenle korunuyordu nasıl olmuş ki?
* Biz kızları aldığımız için onlarda tedbir almamış karşı taraf tedbirli olarak fazla gelmişler zaten bizimkiler çoğunu indirmeyi başarmış ama yine de başaramamışlar ve Beril'i almışlar.
+ Ölü? Yaralı?
* Ölü yok ama 7 kişi yoğum bakımda diğerleri ufak tefek yaralanmışlar.
+ Tamam yürü kahvaltıyı yapıp şirkete geçelim, öğleden sonra bunlarla ilgilebiliriz ancak.
* Off umarım daha ölmemiştir.
+ Sanmıyorum o kadar yürekli olduklarını hem Beril de sağlam parçadır şuan eminim ki kaçmak için plan yapıyordur.

Ailelerimizin şakalaşarak yaptığı kahvaltı sofrasından kalkmış, yukarıdan hazır olan çantalarımızı alıp şirkete geçmek için garaja indiğimizde babam bizi karşılamıştı.

(Babam)- Dün güldüğün zarfı hatırlıyor musun?
+ O sıra da kafam biraz iyiydi, tam ciddiye almamış Berna yanımda olduğu için endişe etmemiştim.
(Babam)- Şuan o kadar rahat durmuyorsun ama.
* Evet çünkü o adamlar beni kaçırdıklarını sanarak kızların bakıcısı olan Beril'i kaçırmışlar.
+ Kesin kızları kaçıracaklardı ama bulamayınca Beril'i kaçırmışlardır.
(Babam)- Anladım bundan sonra kızlar bizimle kalacaklar, sizde işlerini adam akıllı yapın.
+ Ama annem?
(Babam)- Ben ayarlarım anneni.
* Adamların yanında başka birileri olduğunu da düşünüyorum.
+ Tek olmadıkları belli hep birinci çoğul ağzından konuşmuşlar.
(Babam)- Tamam, dikkatli olun sizin için endişeleniyorum.
* Görüşürüz Ahmet amca.

Berna beni kolumdan sürükleyerek siyah lamborginiye tıktıktan sonra babamın gidip gitmediğine baktı gittiğinden emin olunca da bana döndü.

* İkinizin de değişken ruh halleri var, kafanı topla almi şuan şirket hayatındayız ona göre davran değişken hallerini daha sonraya sakla.
+ Tamam atla da gidelim hadi.
* Bugün ayrı ayrı arabalarla gidiyoruz, şirkette görüşürüz.

Cevap vermemi beklemeden kapımı kapadıp yanımda ki kırmızı lamborginiye de o bindi. Yol boyunca annemin ne tepki vereceğini ve bu adamların kimler olabileceğini düşündüm. Annem yeni bir çocuğu olmaması durumunu hep bana bağlamış ve rahmetli babannemim de laf çarpıtması yüzünden çocuklara karşı sevgisini yitirmiş, yani bana anlatılan o ben de hep bir bakıcı tarafından yetiştirilmiştim annem ben büyüyene kadar hep iş seyehatlerine çıkmıştı. Annemin kendi adında yani "Fulya Turizm" şirketi olduğundan bu iş onun için zor değildi babamda zaten kendi işleriyle ilgilenir canı sıkılınca da annemle beraber iş seyehatine giderdi. Bende hep babamın emirleri tarafından eğitilmiştim, okul dışında o ne dediyse onu yapmış hatta adam bile öldürmüştüm. İlk defa birini öldürdüğümde babam da yanımda durmuş nasıl yapacağımı o anlatmıştı 6 yaşında ne kadar yapabildiysem o adama kurşunlar sıkarak öldürmüştüm. Ben düşüncelere dalmışken şirkete geldim ben çantamı yan koltuktan alırken şirketin güvenlik görevlisi tarafından kapım açıldı, arabadan indiğimde Berna hala yoktu güvenliğe sorduğumda daha gelmediğini söyledi hemen arayarak nerde olduğunu sordum gelince anlatacağını söyleyip kapattı, saate baktığımda 8'i biraz geçtiğini görerek odama çıktığımda arkamdan da Ayşe odama damladı. İçeceğimi bıraktıktan sonra bir kaç adım geri çekildi.

(Ayşe)- Efendim bugün iki toplantınız var, ikiside şirket içi birisi saat 9.30 da dünden bugüne ertelediğiniz muhasebe ile olan toplantınız diğeri de saat 11.00 da şirketin genel durumu hakkında.
+ Tamam Ayşe imzalanacak dosyaları getir.
(Ayşe)- Buyrun efendim, başka bir isteğiniz?
+ Şuanlık yok yerine geçebilirsin.

Ayşe odadan çıktıktan sonra önüme gelen ilk dosyayı açtım açmasına ama odamın kapısının çalınmadan açılması üzerine geri kapattım, gelen tabi ki Berna'ydı yoksa odama kimse kapıyı çalmadan giremezdi tabi babam dışında. Berna üstünde ki kot ceketi çıkarmış elinde ki çantasını masaya orta da ki masayakoyduktan sonra koltuğa oturdu.

* Al şunu tak.
+ Bu ne?
* Bugün elbise giyindin bense bu eteğe silahımı koyamayacağıma göre silahımızı nereye koyacağız almi?
+ İyi de bununla ne alakası var?
* Hala çözemedin mi kızım elimdekini?

Elime aldığım kemer gibi olan şeyi evirip çevirip baktım, kemer desem diğer tarafta küçük kısım kalıyor aynı zamanda tabanca kılıfı var. Tabi ya bulduum bu şey hani gizli ajanların bacaklarına silah saklardığı kemerden.(multide ki AS:DAS:D:SAD:SA)

+ Bu o mu?
* O derken?
+ Ya işte ismini bilmiyorum.
* Bacak kılıfı.
+ Hah işte o, neyse sen nereden buldun?
* Gelirken polis, asker kıyafeleri satan bir mağaza gördüm vitrininde de bu vardı bende aldım.
+ İyi yapmışsın şu kapyı kilitle de güzelce takalım.
* Kilitlemeye ne gerek var?
+ Meymenitsizin biri izin beklmeden dalar filan hiç gerek yok ekşına.
* Tamam ya tamam.

Bena kapıyı kilitledikten eteği yukarı sıyırıp önce belim için olan kemeri taktıktan sonra bacak için olan kısmı ayarladım ikisini birleştirdikten sonra bacağımdan aşağı inmeyeceğinden emin olunca silahı yerine koydum eteği üstüne örttüğümde belli oluyordu saliahı biraz sağa sola çekerek belli olmamasını sağladıktan sonra koltuğuma oturdum şimdi biraz belli oluyordu ama dikkatli bakmak gerekiyordu, işimi tamamladıktan sonra silahımı çıkatıp tekrardan çantama koydum çünkü şirkette silahımı kullanmaya gerek duymuyorum. Tekrardan yerime oturduktan sonra Berna'ya baktım ama onun işi zor gibi duruyor çünkü eteğinden beline taktığı kemer belli oluyor eğer o kemeri de takmazsa bacağında ki kısım ağırlıktan aşağı iner bunun için takması kesin gerekiyor, eteğin üstüne takınca kemeri hoş durmuyor ama eteğinin altına da takamıyordu offlayıp yerine oturdu bir süre düşündükten sonra hemen Ayşe'yi arayıp bana eteğe takmamız için boydan askı istedik, askı gelene kadar Berna odanın kapısını açıp kendi dosyalarının filan benim odama gelmesini istedikten sonra tekrardan gelip masamın önünde ki koltuğa oturdu kısa süre içinde Fatma da geldi önce dosyaları önüne koydu ardından odadan çıkıp bu sefer Berna'nın içeceği ile odaya geldi içeceğini koyduktan sonra konuşmaya başladı.

(Fatma)- Bugün 9.30 da Muhasebe ile toplantınız var, toplantının konuşmacısı muhasebe müdürü Gökay bey. Diğer toplantınız ise 11 de olacak şirket hakkında bir toplantı olacak, şirkete bağlı olan kurumların gelişimini ve şirketin isminin duyulmasını konuşulacak, konuşmacıları da halkla ilişkiler müdürü Asya hanım, Finansman müdürü Olcay bey, Mimari işler müdürü İlker bey, Satınalma müdürü Şükran hanım, Pazarlama müdürü Sevim hanım ve Personal müdürü Rafet bey olacak.
* Anlaşıldı Fatma çıkabilirsin.

Berna adlarını öğrenemediği için Fatma her toplantı öncesi isimlerini söyler ama yine de Berna toplantıda bana sorar genellikle isimleri bir hafta içinde ezberine katar, zeki olmasına rağmen isim hafızasında biraz sorun yaşar ama terim filan onları ezberlemekte bir numaradır işte garip bir kız. İkimiz de yarım saat içinde de bugün ki toplantı için görevlendirdiğim kişilerin raporlarını dinledik getirdikleri kayıtları izledik diğer yarım saat içinde de önüzde ki dosyalara gömüldük iki üç dosya kaldığı sırada kapı çaldı saate baktığımda 9.15 olduğunu gördüm bu sırada Berna gir komutubu vermişti, içeri elinde beş altı askı ile Ayşe girdi. İçinden eteğin modelini tamamlayacak bir kemer seçtikten sonra Ayşe odadan çıktı, Berna kemerleri üstüne taktıktan sonra tabancayı takmış üstünü kapatmıştı ama silahı belli oldu tekrardan eteğini kaldırıp kemerin yerini ayarladıktan sonra eteğini düzeltti bu sefer gözükmediği için silahını çıkarıp çantasına attı. Toplantıya 5 dk kalmıştı ikimizde oturup o beş dk iinde konuşmaya karar verdik nasıl olsa Ayşegil toplantı için bizi çağıracaktı.

* Annen ne yapacak acaba?
+ Bir şey yapacağını sanmıyorum.
* O kadar emin olma sonuçta Fulya teyzeden bahsediyoruz.
+ İki trip atar olmadı bir süre daha iş seyehatine çıkar babam otoritesini koyarsa da hiç bir şey olmaz.
* O kadar eminsin yani?
+ Yani sonuçta babam ben ayarlarım dedi hiç bir sorun çıkmaz.
* Tabi işe Ahmet amca parmak atıca sonuç kesin oluyor.
+ Yani öyle oluyor, hem ben onların yanına gitmeyi düşünüyordum ama şansa bakki onlar bizim yanımıza geldiler.
* Kızım bizi bırakmazlardı yani yanlarına gitme hayalini nasıl kurdun bilmiyorum ama.
+ İnat oluşum yeter bilyorsun bazı konularda babam kadar inatçıyımdır.
* Tabi canım babanı geçtiğini düşünüyorum ben ama.
+ Bilmiyorum bazen benden inatçı olduğu zamanları unutmuyor değilim mesela 10. dil lazım diye tutturduğunu hatırlıyor musun?
* Aynen ya Almaca, Fransızca, İngilizce, İspanyolca, Çince, Korece, Japonca, Rusça, Farça'nın üstüne İtalyanca almamızı istemiş her ne kadar itiraz etsek bile dediği olmuş İtalyancayı da öğrendik.
+ Şuan da bir dil daha diye tutturursa.
* Yok ya yapmaz çünkü o dilleri öğrenmemiz için ülkesine gönderdi, şimdi yeni bir dil için yeni bir ülkeye gidip zamanımızı orada nasıl harcayalım?
+ Babam şirketin başka bir binasına yönlendirir yani belli olmaz.
* Neyse sen rahat edebiliyor musun?

+ Bacağımın iç kısmından hareket ederken biraz huylansam da rahat.
* Yumuşak kılıflısı olan tek bu vardı.
+ Tamam tamam dayanırız sorun yok, sence Gökay iti toplantı da ne yapacak?
* Yine suçsuz birini getirip suçlu diye gösterip yırtacağını sanıyordur.
+ İki telefon taşımak zor ya.
* Eeee her telefon çalışında endişelenmek yerine sadece korumların telefonunda teleşlanırsın.
+ Yine de zor.
* Neyse ne hem korumalar dışında herkesin bu telefonlara ulaşması engellendi değil mi?
+ Aslında o iş öyle olmadı hattımız iptal oldu onun yerine Hakan bize yeni bir hat aldı bugün onu getirecekti.
* Tamam ikisininde ortada durmasına gerek yok bence korumalara ait olan telefonu elimizde taşımayalım.
+ Oldu bize nasıl ulaşsınlar mesela toplantıdayız diye yanımıza almadık bizi aradılar ne olacak?
* Olmaz o zaman bu neyse daha sonra düşünürüz.
+ Düşünecek bişey yok ama neyse .... (Tak tak tak)..... Gir
(Ayşe)- Efendim toplantı başlamak üzere.
* Tamam geliyoruz.

Odadan çıktıktan sonra toplantı odasına geçtiğimizde Gökay denen herif rahat rahat sırıtıyordu yani suçu atacak biri buldu. Oda da Gökay'dan başka Finansmandan bütçeleme müdürü, mimarlıktan kontrol müdürü, satınalmadan malzeme tedariki müdürü, pazarlamdan satış pazarlama müdürü ve sekreterleri vardı. Masa'ya yerleştiğimizde Gökay'ın yanında ki yerde kafasını yere eğmiş bir biçimde oturan Safa'yı görünce şaşırdım ama çaktırmadım ama o beni görünce asılan suratı gülmüş dik oturmaya başlamıştı, ona çaktırmaması için göz kırptım ağzımı oynatarak sesiz ol dedim umarım anlamıştır.

* Evet Gökay bey umarım o kişiyi bulmuşsunuzdur, hem dünde biraz para kaybolmuş.
(Gökay)- Siz? Nasıl? Yani nasıl öğrendiniz para'nın kaybolduğunu?
+ Bizimde elimiz armut toplamıyor ya çalışanlardan bir kaç belge aldık hepsi açığa çıktı
(Gökay)- Neyse efendim evet buldum bu yanımda ki mahlukat çalmış parayı.
+ Neden çalmış öğrendiniz mi?
(Gökay)- Evet efendim, kardeşi, anne ve babasında kanser teşhisi var onların masraflarını karşılamış.
* Bizim bildiğimiz kadar şirketten 5 milyar kadar para eksik.
+ Aynı zamanda kanser tedavisi üç kişi için toplasak toplasak bir milyar eder yani geri kalan dört milyar nerede?
(Gökay)- Ef- efendim bilmiyorum bizim ulaştığımız bilgi bu.
* İsmin ne?
(Safa)- Safa.
+ Safa ailende kanser cidden var mı?
(Gökay)- Efendim yalan söylediğimi mi ima ediyorsunuz?
+ Şuan da konuşmamaı bölüyorsunuz farkında mısınız Gökay bey?
(Gökay)- Afedersiniz ama bana yalancı denmesine sesiz kalamadım.
* Sesiz olun size daha yalancı diyen olmadı.
(Gökay)- Ama..
+ Lütfen şuan konuşma yapmaya çalışıyorum. -Gökay ağzını açıp açıp geri kapatmış bizim bakışlarımızı görünce geri kapatmıştı, ama ağzı dursa gözü durmuyordu gözlerini Safa'ya dikmiş sert bakışlar atıyordu-
* Safa bey tekrardan soruyoruz umarım bu sefer araya karışanlar olmaz umarım neyse gerçekten ailenizde ki insanlar kanser mi?
(Safa)- Evet efendim Gökay beyin de dediği gibi ailemde kanser teşhisi var.
+ Peki Safa bey bunun için şirketten para çaldığınız doğru mu?
(Gökay)- Dediğim gibi çaldı işte o da kabul etti.
* Eğer susarsanız ne diyeceğini merak ediyorum hem daha kabul etmediği bir şeyi sadece kanser olduklarını söyledi.
(Safa)- Hayır efendim ben şirketten para çalmadım.
(Gökay)- Yalan söyleme bari bana itiraf ettin ya neden şimdi yalan söylüyorsun yoksa aileni düşünmüyor musun?
(Safa)- Gökay bey siz bana söz hakkı tanımadınız sadece ailem hakkında tehtid savurdunuz.
(Gökay)- Efendim ya- yaln söylüyor inanmayın.
+ İnanmanız için kanıtınız var mı Gökay bey?
(Gökay)- Ona da yok efendim, hem benim şahidim var o suçunu itiraf ederken yanımda sekreterim de vardı.
* Fatmacım bize Gökay beyin sekreterini çağırır mısın?
(Fatma)- Tabi efendim hemen çağırıyorum.- O gittikten sonra herkes kendi arasında fısıldaşmaya başlamış Gökay da Safa'ya bişeyler söylüyordu ama duymuyordum, sadece " Bu sefer yakalandı galiba pezevenk" lafını duymuş buna gülmüştüm. Babam şirketten bağımsız mı yaşıyordu yahu? Biz şirkette ki otoriteyi nasıl sağlayabilirdik acaba? Fatma içeri geldiğinde yanında ultra mini elbiseli bir Alev vardı içerde ki bekar erkekler olduğunu tahmin ettiklerim baştan aşağı süzerken bazı erkekler kafalarını bize çevirmiş oraya bakmamaya özen gösteriyordu, Fatma yerine geçtikten sonra Alevde Gökay ile Safa'nın arasına sandalye çekip oturdu hemde izin almadan.-
(Alev)- Beni çağırmışsınız?
* Sana oturman için izin verdiğimizi hatırlamıyoruz değil mi Almila?
+ Evet daha izin vermedik.
(Alev)- Kusura bakmayın benim patronum Gökay.. Bey olunca izin almadım.
* Şuan da patronunda patronuyla buradasın sen farkında değil misin öncelikle yapman gerekenlerin farkına var.
(Gökay)- Onun adına özür dilerim efendim konumuza geri dönebilir miyiz?
+ Alev hanım Safa bey size bazı şeyler söylemiş galiba bize de anlatır mısınız?
(Alev)- Ben size ismimi söylememiştim?
* Siz gelmeden önce öğrendik ve şuanda konumuz isminiz mi cidden?
(Gökay)- O toplantıya ilk defa katılıyor bilgisizliğine verin bunu, Alev hanım şimdi sizinle beraber dinledimiz Safa'nın şirketten para yürütmesini itiraf ettiğinde neler dediğini söyler misiniz?
(Alev)- Iııı şey hah. bize parayı hastane masrafları için çaldığını söylemişti
(Gökay)- İşte dediğim gibi o yaptı.
+ Gökay bey biraz sesiz olun lütfen yoksa dışarı atmak zorunda kalacağım.
(Gökay)- Dışarı atmak mı? Tamam ben sustum.
* Hele şükür inşallah susarsınız.
+ Peki Alev hanım hastane masrafları demiş, hastane de ne işi var ki?
(Alev)- Iıııı şey ailesi kanser mi neymiş ondan yani anlıyacağın.
+ Alev hanım sözlerinize dikkat edin sen benli konuşmanız için izin vermedim.
(Alev)- Ama Gökay.. bey öyle istiyor.
* Öyle mi Gökay bey?
(Gökay)- Şey ıım şey ben sizli bizli konuşmaktan hoşlanmıyorum da efendim.
+ Her neyse, Safa bey bize para çalmadığını söyledi ama.
(Gökay)- Dediğim gibi yalan söyledi benim şahidim var onun kimsesi yok.
* Göaky bey siz çalışanlarınıza bağırır mısınız?;
(Gökay)- Konuyla alakası ne anlamadım ama hayır çalışanlarıma asla asla bağırmam.
+ Asla diyorsunuz yani? Peki dün sizin kattan bir bilgisayar kırılmış bilginiz var mı?
(Gökay)- Şeeey ımmm... Sakar bir çalışan düşürmüş.
* Sakar bir çalışan?
(Gökay)- Evet efendim bana öyle söylendi.
+ Ayşecim bana Fırat bey ile Pınar hanımı çağır.
(Gökay)- NE! ne gerek var onlara, bişey mi duydunuz?
* Gelince öğrenirsiniz, Ayşe sen hala burda mısın kızım?
(Ayşe)- Hemen gidiyorum efendim.-Ayşe gittikten sonra herkesin yüzünde mutlu bir ifade ile konuşmaya başladılar ama Gökay ve Alev birbirlerine endişe dolu bakışlar aıyorlardı biz konuşmaya başlayınca onlar susup dinlemeye başladılar.-
+ Bu şirkette güvenlik kamerası var biliyorsunuz değil mi Gökay bey?
(Gökay)- şey ıı siz onları mı izlediniz?
* Aslına bakarsan biz izlemedik ama biz dün buradaki diğer kişilere da bilgi geçmiştik onların da yardımı oldu tabi.
(Gökay)- Na-nasıl bir yardım?
+ Niye kekeliyorsunuz ki? sadece çalışanlarınız ile konuştuk bir kaç kayıt izledik filan. (Tak tak tak)
(Ayşe)- Pınar ve Fırat efendim?
+ Tamam Ayşe sen yerine oturabilirsin.
* Gökay ve Alev ayağa kalkın, onların kalktığı yere siz oturun Pınar ve Fırat
(Gökay)- Ama efendim.
+ Gökay ve Alev sizlerde masanın başına herkesin görebileceği bir şekilde durun
* Ayşe gelirken polisi aramıştın değil mi?
(Gökay)- Po- polis mi?
(Alev)- Ne- ne ol-acak?
+ Suçlu bir kişi polise teslim edilir değil mi?
* Bizde onu yapacağız.
(Gökay)- Nasıl olur?
+ Biz yokken babam nasıl bir politika izledi bilmiyorum ama biz bu kısacık zamanda bazı şeyleri farkettik ve düzelteceğiz.
* Ve siz diğer beyler ne olursa olsun bize geleceksiniz öğrendiğim kadar Ahmet amca şirket ile ilgili şikayetleri dinlemezmiş ama artık o kural değişti.
+ Her türlü sorun bize bildirilecek, direk yüz yüze kouşmamız belki zor olabilir o yüzden siz sorunlarınızı yazarak sekreterlerimiz olan Ayşe ve Fatma'ya bırakılacak umarım bu konu anlaşılmıştır, şimdi asıl konuya dönelim.
* Siz Gökay bey mesai saatleri içinde Alev hanımı da alarak işten çıkıyordunuz ******** oteline gidiyordunuz biindiği üzere İstanbul'un en pahalı otellerinden iki yıllık orada zaman geçirilmesi ile şirkette ki kayıp parayı geçen bir değer elde ediliyor.
+ Sizin çalışanlarınıza bağırmadığınızı dün biz de şahit olduk tabi siz görmediniz bilgisayarın kırılması da tamamen bir sakarın işiydi zaten Gökay kayıtları da izledik elde ettiğimiz sonuçlar ve otelden aldığımız verilere göre suçluyu bulabiliyoruz aynı zamanda kalan eksik para da maaşları düzgün bir biçimde yatmayanlardan toplayınca elde ediyoruz.
* Gökay beyin elinde ki tüm yetkileri alıyoruz ve Alev hanımla beraber bu işten kovuluyor zaten hapiste olacağınız için pek bir önemi yok, onların yerine hepinizin tanıdığı Pınar ve Fırat yerleşiyor.
(Ayşe)- Efendim polis gelmiş.
+ Tamam Ayşecim güvenliği çağır buradan bir kaç saatliğine işi olmayan kişilerde ifade vermeye gitsin
* Fatma sende şirketin kamera kayatlarını, otelin hesap fişlerini ve kamera kayıtlarını ver.
+ Toplantı bitmiştir, hepinize kolay gelsin.

Diğer toplantıya bir saat olmasının verdiği rahatlıkla odama geçtim, ardımdan Berna da gelmiş benim odam da bıraktığı çantasını ve dosyalarını alarak kendi odasına geçti o çıkarken arkasından Ayşe gelmiş yine toplantı hakkında kısa bir bilgi geçtikten sonra içeceğimi tazeleyip odadan çıktı. Bende bir süre elimde ki dosyalarla uğraşmış onlar bittikten sonra kafamı biraz masama koymuş yapacak işim var mı diye aramışdım daha sonra odaya yine Ayşe'yi çağırdım.

(Ayşe)- Efendim, bir şey mi istediniz?
+ Ayşecim şimdi bizim katta hangi odalar var?
(Ayşe)- Berna hanım ve sizin kişisel odalarınız dışında Pazarlama, Satınalma, Finansman, Mimari işler ve Personal müdürlerinin odaları var, üç büyük toplantı odası ve iki tane de küçük toplantı odası var. Diğer toplantı odaları iki kat aşağıda.
+ Tamamdır Ayşe, sen bu şirketten çok kişi tanıyor musun?
(Ayşe)- Sizin belirlediğiniz sınıra göre çokluğu değişir Almila hanım.
+ Mesela her kısımdan tanıdığın var mı?
(Ayşe)- Kısım olarak satış, bütçeleme gibi kısımlardan bahsediyorsanız evet tanıdıklarım var Almila hanım.
+ Tamam Ayşe şimdi bana her bölümden güvenebileceğim birisini gönder.
(Ayşe)- Yine bir sorun mu var Almila hanım?
+ Hayır tatlım sadece onları şirkette ki kulağım olarak kullanacağım.
(Ayşe)- Tamam Almila hanım çağırıyorum odanıza.

Ayşe gittikten sonra iyi bir şey yapıp yapmadığımı düşünmeye başlamıştım, sadece onlardan bilgi alacaktım tabi ki bir kişinin dediği ile yola çıkmayacaktım ama hiç yoktan işlerin Gökay da ki gibi aşırı ileri gelişinde az da olsa haberim olurdu hem ayda bu kişileri değiştirecektim kişinin doğru söylediğinden emin olmak içinde ara sıra başka birilerini de yanıma çağıracaktım. Umarım bu kişilerle anlaşırdım yoksa onların yerine yeni birileri işe alacaktım. Odamın kapısı yirmi dk kadar bir süre içinde sürekli çalınmıştı içeri giren onuncu kişinin ardından FAtma ve Ayşe de gelmişti. Kişileri tek tek eliyle göstererek hangi kısımdan geldiklerini söylemeyi de unutmamıştı.

(Ayşe)- İstediğiniz gibi her kısımdan kişiler reklam, satış, pazarlama, işçi tedariki, malzeme tedariki, muhasebe, bütçeleme, yatırım planlama, plan proje, kontrol bölümünden.
+ Tamam Ayşecim, evet arkadaşlar hoşgeldiniz ben yeni patronunuz Almila diğer patronunuz da karşı oda da Berna...
*.... Almi benim ismimi söyledin sen.. Pardon ya önemlimiydi?
+ Yokgeldiğin iyi oldu geç otur.
* Tamam bunlar kim?
+ Biraz sabret ya.
* Tamam.
+ Neyse nerede kalmıştık hah bu arkadaş da diğer patronunuz Berna, biz babamın kullandığı eski kurallara uyamyacağız mesela babam şirketten sekreter ve baş müdürler hariç kimse ile görüşmezmiş ama biz bir süre boyunca direk sizinle irtibata geçiceğiz. Siz sorun olduğunda bunu Ayşe ya da Fatma'ya bildireceksiniz, bizim yanınıza gelmenizi isterdim ama bu çok dikkat çeker onun için Ayşe ya da Fatma diyorum eğer gerçekten önemli bir sorun olduğunuzu düşünürsem sizi odama çağırmaktan çekinmem ama bunu diğer çalışanlara bildirmeyin yapılan hataların saklanmasını istemem her neyse yani size dediğim belirlediğimiz bir süre içinde bizim kulağımız olacak en az hafta da bir gün rapor vereceksiniz.
(Kontrolden)- Sadece patronların hakkında mı rapor vereceğiz?
+ Hayır çalışanlardan kişisel görüşleriniz de kullanmadan bahsedebilirsiniz mesela birinin işlerini başkasına yıktığını ya da etrafından birinin hasta/ Borçlu olduğundan gibi konulardan da bahsedebilirsiniz.
(Pazarlama)- Hasta?
+ Şirketten bir kaç kişiye ulaştığımızda lösemi kanser gibi hastalıklarla mücedele ettiklerini öğrendim onlara elimizen gelen desteği vermemiz için lazım.
(Bütçeleme)- Sizin yaptığınızı sorgulamak gibi olmasında bu olay nereden çıktı?
+ Bize karşı saygısızlık yapmadığınız ve özel hayatımıza girmediği süreçte her şeyi sorabilirsiniz ve sorunun cevabı da muhase bölümünde olan olay belki biliyorsunuzdur.
* Ben anlatıyım bunu da, şirkette önceden olan kontrol eksikliğinden dolayı eski muhasebe müdürü ve sekreteri şirketten para yürütüp çalışanlarına kötü davranıyorlardı şimdi biz de bunu engellemeye çalışıyoruz hatta ara sıra gelip sizleri de kontrol edebiliriz.
(Fatma)- Efendim toplantınıza üç dk kaldı.
+ Evet arkadaşlar biz size güvenerek bu işe başvurduk umarım kendi çıkarlarınız için kullanmazsınız yoksa sonuçlar biraz ters tepebilir.
* Şimdi hepinize kolay gelsin bir toplantıya girmemiz gerekiyor.

Odadakiler yavaşça boşalırken bizde yerimizden kalktık odadan çıktığımda Ayşegili görmeyi beklerken onların yerine staj yapmaya gelmiş öğrencileri gördüm saygıyla ayağa kalkarken bende baş selamı verdim bu kısa süre içinde Berna odasına geçmiş toplantı için gerekli olan dosyaları alarak yanıma geldi ikimizde iki kat aşağıda ki toplantı odasına geldiğimizde herkes gelmiş ve ayağa kalkmışlardı, biz yerimize geçtikten sonra yine bir toplantı seansı başlamıştı. Neyse ki bu sefer bir saat sürecek anlamadığım o kadar işi nasıl sığdıracaklar bu kısa süre içinde kısa bir konuşmadan sonra ışıklar kısılmış görsel sunum şeklinde anlatılmaya başlanmıştı iki üç müdür ayağa kalkıp konuşmalarını yapıp yerine oturdular. Bir saat bitmişti ama müdürlerin konuşmayı bitirmeye niyetleri gözükmediği için Berna olaya el atmış toplantıyı en kısa bir zamana daha uzun bir süre için yerleştirmelerini söyleyerek bitirdi.

Odaya geçtikten sonra önce silahımı yerleştirmiş ardından çantamı alarak kapıya çıktım bir süre Ayşe ve Fatma'ya yapmaları gerekenleri söyledikten sonra Berna da gelmişti ona "iş tamam mı?" bakışı atınca o da kafasıyla onaylamıştı yani silahını taktı şirketen ayrıldığımız da çoğu kişinin orta katlarda olan yemekhaneye gittiğini gördüm bi ara da oraya uğramayı aklımın kenarına not ederek şirketin önünde kapısı açık arabama bindim çantamı yan koltuğa attıktan sonra aynadan Berna'ya baktım o da arabsına yerleşmiş benim hareket etmemi bekliyordu çok bekletmeden arabamı sürmeye başladım mekana geçmeden önce bir restoranta uğrayıp karnımızı doyurduk ardından mekana geçtik Simge ve Hakan'ı aldıktan sonra bize ayrılmış odalara geçiğ hepimiz rahat bir şekilde oturduk.

+ Anlatın bakalım olayı?
(Simge)- Dün Sapancıkta ki deponun tekine baskın oldu evde de kızlar kalmıyor diye oradaki adamları çağırdım yardıma.
(Hakan)- Meğer bu adamlar plan yapmış dikkat dağıtmak için Sapancıkta ki depoda hasar bile olmadı ama bu sıra da o eve baskın yapmışlar adamlarımızın az olmasından faydalanmış evde kızları bulamayınca Beril hanımı aldıklarını düşünüyoruz.
* Dün bize bir zarf gelmiş onu aldınız mı?
(Hakan)- Evet Ahmet bey bize verdi zaten dünde adam vermişsiniz bize?
+ Evet o adam getirmişti zarfı.
(Simge)- Zarfı inceledik ama büyük bir titizlikle yapılmış parmak izi ya da ulaşabileceğimiz herhangi bir iz bulamadık.
* Ya adam?
(Hakan)- Adamı konuşturmaya çalıştım ama konuşmadı.
+ O zaman öldürseydin.
* Başkası deneseydi.
+ Hakan etkili yöntemleri işe yaramadıysa o adam konuşmaz.
(Simge)- Her türlü sorguya çektik psikolojik şiddet eğilimli ama yine konuşmadı en sonunda dayanamayıp öldü.
+ Hala bir bilgi bulamadınız mı?
(Hakan)- Bugünlerde bize sarabilecek beş ya da altı kuyruğuna basılan kişi var onları araştırıyoruz.
* Bu adamlar tek değil anladığınız üzere biz takısını kullanmışlar.
(Simge)- Bu da ihtimal bunun ve bir aldatmaca olacağı ihtimali de elimizde bulundurarak hareket ediyoruz.
+ Bence aldatmacayı düşünemezler Berna sanıp Beril'i kaçırdıklarına göre.
(Hakan)- Elimizde ki beş altı kişi ile devam ediyoruz.
+ Bu kişiler arasında Onur'un babası da var mı?
(Simge)- Bunu da düşündük ama Beril'i Berna sanmaları üzerine vazgeçtik çünkü sizile yakından irtibata geçmiş kişilerden.
* Tamam şimdi ne yapıyoruz.
+ Bir kaç depoyu ziyaret etmeliyiz bence.

****

Eve geldiğimizde saat sekizi az buz geçmişti herkes masada oturmuş yemek yiyordu bizi gören Mira ve Sima koşarak yanımıza gelip ve sarılıp bol bol öptüler. Onları bıraktıktan sonra ellerimizi yıkayıp masaya indik ikimizde çok yorgun gün boyu toplam 6 depo basmıştık adamlarımızdan ölü yada yoğun bakıma kalkan hiç olmamıştı şükürki. Masaya oturup sohbetlerine katıldık yemeğimizi yedikten sonra oturma odasına geçip sohbetimize orada devam ettik. Kızların uykusu gelince bizde onarla beraber yukarı çıkıp onları kendi yataklarımıza alarak uyuduk bugün ki yorgunluğumuz yarınkinin ardından bir hiç gibi kalacaktı, o kadar kişi almıştık onları konuşması için elimizden geleni yapacaktık.

Continue Reading

You'll Also Like

SARKAÇ By Maral Atmaca

General Fiction

1.7M 103K 7
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına...
118K 6.3K 18
"ya siz kafayı mı yediniz çocuk daha o çocuk iki gün önce papucu yırtıldı diye ağlayan kızı gelmiş bana koynuna al diyorsunuz o yetmezmiş gibi bid...
1M 57.2K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
ZEMHERİ By yudumsucan

General Fiction

117K 5.5K 14
Zemheri babası tarafından zorla evlendirilen bir kızdı. Akay ona yıllarca aşık bir adamdı. Zemheri Akay'ı sevecek mi?