𝑶𝒕𝒉𝒆𝒓 𝑯𝒂𝒍𝒇 |𝑱𝒊𝒎�...

By Armysmiler

136K 12.2K 14K

"Bu böyle devam edemez. Seni o insanlardan kurtarmam gerek." Bir eliyle göz yaşlarını silerken şaşkın bakışl... More

𝑻𝑨𝑵𝑰𝑻𝑰𝑴
①⓪
①①
①②
①③
①④
①⑤
①⑥
①⑦
①⑧
①⑨
②⓪
②①
②②
②③
②④
②⑤
②⑥
②⑦
②⑧
③⓪
③①
③②
③③
③④
③⑤
③⑥
③⑦
③⑧
③⑨
④⓪
④①
④②
④③
④④
④⑤
④⑥
④⑦
④⑧
④⑨
⑤⓪
⑤①
⑤②
⑤③
⑤④
⑤⑤
⑤⑥
⑤⑦
⑤⑧
⑤⑨
⑥⓪
𝑭𝒊𝒏𝒂𝒍
The real me

②⑨

2.4K 193 486
By Armysmiler

Bölümleri atmadan önce alıntılarını paylaştığım bir instagram hesabı açtım. Takip etmek isteyenler için hesap adı= armysmiler1

Keyifli okumalar
🐡

Bir süre daha ona yaslı kaldığımda çok geçmeden benden biraz uzaklaştı. Az önce yaşanan duruma hala bir anlam veremiyordum. Kafam allak bullak olmuştu. Beni öpmesi her ne kadar büyüleyici ve nefes kesici bir şey olsada aklım hem çok karışıktı hemde çok şaşkındım.

Jimmy geri çekildiğinde başım hala yere doğru bakıyordu. Sanırım böylesine tutkulu bir öpüşme yaşadıktan sonra ondan biraz çekinmeye başlamıştım.

"Lena?"

Bana doğru kısık bir ses tonu ile seslenip nazik bir şekilde çenemden tuttu ve başımı kaldırmamı sağladı. Göz göze geldiğimiz an içimde bir şeylerin koptuğunu hissettim.

"Kafanın karıştığının farkındayım."

Başımı olumlu anlamda sallayarak onu onayladım. Kesinlikle bana bir açıklama yapması gerekiyordu.

"Benden hoşlanmadığını söylemiştin." Dedim soru sorarcasına. Bunun ardından sıkıntılı bir nefes verip bana biraz daha yaklaştı. Bu arada kar yağışıda iyice yavaşlamıştı.

"Yalan söyledim."

Yaptığı itirafın ardından kalbim biraz daha hızlı atmaya başladı. Aslında bana karşı olan bakışlarının hep çok yoğun olduğunu düşünüyordum ama o bu şekilde itiraf edince içimde bir şeyler kopmuştu işte.

Mutlu hissediyordum. Hemde çok mutlu.

"Neden?" Diye sorduğumda sesimi oldukça düz tutmaya çalışıyordum fakat içimde çok başka şeyler oluyordu.

Jimmy iki elimide tuttu ve iki baş  parmağınıda dairesel şekilde hareket ettirerek ellerimin üstünü okşamaya başladı. Yaptığı her hareketi ile nefesimin kesildiğini hissediyordum fakat sakin olmam gerekiyordu.

"Çünkü gerçekten sana uygun biri olmadığımı düşünüyordum. Seni üzmekten korktum. O yüzden de bu bahaneyi uydurdum."

Onunda bana karşı hisleri vardı. Bunu biliyor olmak her ne kadar şu an beni çok iyi hissettirsede hala anlam veremediğim noktalar mevcuttu.

"Peki şimdi ne değişti?"

Sanırım ona sürekli sorular sormaya devam edecektim ama bunları sormam gerekiyordu. Birden neyin değiştiğini merak ediyordum. Jimmy hafif bir şekilde gülüp elini yüzüme doğru çıkardı ve yanağımı okşamaya başladı.

"ilk başta bununla başa çıkarım diye düşündüm ama olmadı. Kendimi sürekli seni düşünürken buldum. Bence bu kadar dayanabilmem bile bir mucize."

Yanağımın üzerinde gezen eli soğuktu ve bu vücudumun titremesine sebep oluyordu. Kendini bana açmasını dinlerken mutluluğumun gittikçe artışını fark ediyordum.

Ardından yüzünü bana doğru yaklaştırıp dudaklarıma doğru eğildi. Beni yeniden öpmesi için kendimi hazırladım fakat öpmedi. Yaptığı tek şey dudaklarını benimkilerin üzerinde gezdirmek olmuştu. Sanırım kalp krizi geçirmemi istiyordu.

"Senden gerçekten çok hoşlanıyorum Lena."

Dudaklarıma doğru fısıltı ile konuştuğunda kendimi tutamayarak derin bir nefes verdim. Verdiğim nefes onunkine çarpınca bir elini belime koyarak sıkmıştı.

"Karşılık vermeyecek misin?"

Dürüst olmak gerekirse kilitlenmiş gibiydim. Onunda benden hoşlanıyor olmasını hala idrak edemiyordum ama kendime gelsem yok iyi olurdu.

"Sana karşı olan duygularımı zaten biliyorsun. Tekrar söylememe gerek var mı?" Diye sorduğumda güldü.

"Var. Ben yeniden duymak istiyorum."

Derin bir nefes aldım. Aslında utangaç bir insan değildim ama şu an kendimi öyle hissediyordum. Özelliklede ondan karşılık alıyor olmak beni mutlu etsede bir yandan da gereğinden fazla heyecanlandırıyordu.

"Bende senden çok hoşlanıyorum. Çok uzun zamandır."

Sonlara doğru sesimin kısıldığını fark ettim. O kadar uzun zaman geçmişti ki duygusal hissetmemek neredeyse imkansızdı. Ne zamandır bunu anı bekliyordum ve şu an resmen gerçekleşiyordu.

"O zaman..." Jimmy'nin dudakları yukarı doğru kıvrıldı. Bu hareketi ise beni güldürmüştü. "Bence şu an yeniden öpüşmeliyiz."

Gözlerimi devirip sesli bir şekilde güldüğümde bakışları dudaklarıma kayıp daha sert bir hal aldı. Bunu fark ettikten sonra da ifademi düzleştirdim. Jimmy beni yeniden kendine çekti ve dudaklarımızı ikinci kez buluşturdu.

Aynı heyecan duygusu beni yeniden sarkı. Öpüşmemiz ise yavaş bir şekilde başlayıp her geçen saniye kendini daha da çok tutkuya bırakıyordu.

*

Bakışlarım önümüzde duran iki bisiklette gezindi. Bana açıldığı gecenin ardından bir gün geçmişti ve bugün resmi olarak Jimmy ile ilk randevumuza çıkmıştık. Onunla çıktığım gerçeğini hala kabullenemediğim için bundan kimseye bahsetmemiştim.

Taehyung öğrendiği zaman muhtemelen ortalık baya karışacaktı fakat şu an bunları düşünüpte randevumuzu mahvetmek istemiyordum.

"Bunu yapabileceğimi pek sanmıyorum en son bisiklete bindiğimde beş yaşında filandım."

Jimmy'nin bakışları şaşkın bir hal aldı. Bana sanki çok garip bir şey söylemişim gibi bakıyordu ama bu hali çok tatlı duruyordu.

"Beş yaşından beridir hiç mi binmedin?"

Emin olmak için tekrardan sorduğunda başımı geriye atarak güldüm ve onu onayladım.

"Evet." Ardından aklıma gelen anılarla yüz hatlarım gerildi. "Bisiklet sürmeyi babam öğretti ama ögrendikten sonra hiç sürmedim. Dışarı çıkmama pek izin vermezdi."

Babam aklıma gelince yaptıklarıda aklıma geliyordu ve kendimi çok berbat hissediyordum. Jimmy'nin bakışları bu söylediğim şeyle birlikte sert bir hal aldı ve bana yaklaştığını fark ettim.

"Neden izin vermiyordu?"

"O zamanlar oturduğumuz mahalle pek tekin bir yer değildi. Sadece bana değil Taehyung'a izin vermezdi."

Ardından başımı iki yana sallayarak gülümsemeye çalıştım. Babamdan bahsetmeyi kessem iyi olurdu.

"Neyse, hadi binelim. Umarım dengede durabilirim."

Jimmy başını sallayarak beni onayladı ve başka bir şey söylemedi. Kendi bisikletine binmeden önce benim binmemi bekledi.

Bisiklete bindiğimde kenara doğru hafif savruldum ama Jimmy beni tutmuştu.

"Düşündümde bisiklete binmek o kadar da iyi bir fikir olmayabilir."

Dalga geçercesine konuştuğunda alınmış gibi suratımı astım. Jimmy yüzümün bu halini gördükten sonra bir kahkaha attı ve kolunu omuzuma atarak başımım tepesine bir öpücük kondurdu.

"Takılıyorum bebeğim, alınma."

Gözlerimi bir kaç kez kırpıştırıp bana hitap etme şeklini sindirmeye çalıştım. Anında moralim yükselmiş, yüzüme bir gülümseme yerleşmişti. Bana bu şekilde seslenmek ağzına çok yakışıyordu.

"Alınmadım. Ayrıca artık bırakabilirsin."

"Emin misin?"

Uzun zamandır kullanmıyor olsamda yinede bir sorun olacağını pek sanmıyordum. Yalnızca biraz alışmam gerekiyordu bence.

"Evet, hadi sende binde yarış yapalım."

Jimmy bunun ardından sesli bir şekilde güldü. "Yarış mı?" Diye sorduktan sonra kendi bineceği bisiklete doğru ilerlemişti.

"Evet, eğer korkmuyorsan yapabiliriz."

"Korkmak mı?" Dedi alay dolu bir ses tonu ile. "Yıllardır bisiklet sürmeyen sensin yalnız."

Çok haklıydı ama bu kaybedeceğim anlamıda gelmiyordu. Yada iddialı olmadığım.

"Ben kendime güveniyorum. iddiaya girmek ister misin?"

Jimmy bisikleti sürerek tam önümde durdu ve başını bana doğru çevirdi.

"Tamam, nesine giriyoruz?" Diye sorduğunda bir süre düşündüm ama şu an aklıma hiçbir şey gelmiyordu.

Benden her hangi bir cevap alamayınca Jimmy araya girmeyi tercih etti. "Kaybeden üç gün boyunca kazananın istediği her şeyi sorgulamadan yapacak."

Gözlerimi kısarak bir süre düşündüm. Tabii ki kaybetme ihtimalimde vardı ve üç gün boyunca istediği şeyleri yapmak kulağa pek hoş gelmiyordu. Yinede kabul edecektim. Eğer etmezsem korktuğumu düşünecekti.

Elimi ona doğru uzattım. "Anlaştık."

Jimmy'nin yüzüne bir sırıtış geldi ve uzattığım elimi tutarak sıktı. Fazla keyifli görünüyordu. Sanırım kazanacağından baya emindi. Üstelik eğer kaybedersem bana ne yaptıracağınıda çok merak ediyordum.

"Şu karşıdaki durağın oraya kadar gideceğiz. Üç deyince başlıyoruz tamam mı?"

Başımı sallayarak onu onayladım ve kendimi hazırladım. Umarım düşmezdim. "Bir, iki., üç."

ikimizde aynı anda bisikleti sürmeye başladık. Ona çok fazla odaklanmamaya çalışıyordum çünkü onun tarafına bakarken dikkatimim dağılmasını istemiyordum. Bisiklet yolundaydık ve neyseki önümüz açıktı. Jimmy birden beni geçince bakışlarım şaşkın bir ifade aldı ama kendimi toparladım.

Onun kadar hızlı süremiyordum. Çok fazla alışık olmadığım içinde hemen yorulmuştum ama yinede hemen pes etmek ve durmak istemiyordum. Ayaklarıma biraz daha baskı uygulayarak hızlandım fakat Jimmy hala benden çok öndeydi.

Aramızdaki fark baya bir açılmıştı ve bu sinirle bağırmama sebep oldu. Jimmy çoktan hedef noktasına ulaştığında umutsuzca somurtup yavaşladım. Bir kaç saniye sonrada yanına ulaşmıştım.

"Şanslı günündeymişsin."

Jimmy bu söylediğim şeyin ardından başını geriye atarak bir kahkaha attı ve bisikletten indi. Bende gözlerimi devirip bisikletten inmiştim.

"Bir dahakine de sen kazanırsın güzelim. Moralini bozma olur mu?"

Dalga geçiyordu. Ona ters bir bakış atıp elimi yumruk yaptım ve çokta sert olmayacak şekilde yumruğumu karnına geçirdim.

"Ahh!" Abartılı bir şekilde inleyip elleri ile karnını tuttu. "Acıdı."

"Abartma." Dedim gülerek. Kesinlikle bilerek yapıyordu.

Jimmy kendini toparlamaya çalışarak dikleşti ve bana doğru yaklaştı.

"Bence bu kadar hırçın davranma. sonuçta üç gün boyunca insafıma kaldın."

Dudaklarını yalayarak beni incelemeye başladı. Yüzünde oldukça pis bir bakış vardı ve korkmuyor değildim. Beni zor durumda bırakacağını pek sanmıyordum ama yüzünde böyle bir ifade varken ona nasıl güvenebilirdim ki?

"Hava iyice soğudu sanki." Diyerek konuyu geçiştirmeye çalıştım. Bir yandan da üşümüş gibi ellerimi birbirine sürtüyordum.

Jimmy ne yapmak istediğimi anladığı için alaylı bir şekilde güldü.

"Şu karşıdaki kafeye gidip bir şeyler içebiliriz." Dedikten sonra hala birbirine sürttüğüm ellerimi tutup dudaklarına götürdü.

Ben ona hayran olmuş bir şekilde bakarken önce sağ elimi ardından da solu öpmüştü.

"Daha fazla üşümesin sevgilim."

Sevgilim...

Ona bakarak derin bir iç çektim. Biz resmen sevgiliydik değil mi? Benim için buna inanması hala oldukça güçtü. Ona kısa bir bakış atıp hafif gülümsediğimde bisikletleride alarak karşıya geçtik. Bisikletleri kafenin hemen önüne koyduktan sonra birlikte içeriye girmiştik.

Jimmy ellerimizi birbirine kenetleyip hafif sıktı ve cam kenarında duran boş bir masaya doğru ilerledi.

"Eğer acıktıysan yemekte yiyebiliriz."

"Çok aç değilim. Sadece sıcak bir şeyler içmek istiyorum."

Başını usulca sallayıp beni onayladı. O sırada da oturacağımız masaya ulaşmıştık. Biz oturur oturmazda garson gelmişti. siparişlerimizi verdikten sonra beklemeye başladık.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

Başımı ona doğru çevirip içten bir şekilde gülümsedim. "iyiyim ama hala biraz şaşkınım. Yani, aramızda olanlara hala inanamıyorum."

Ondan çok uzun zamandır hoşlanıyordum ve şu an resmen bir ilişkinin içerisindeydik. Dürüst olmak gerekise bir ara sonsuza kadar arkadaş kalacağımızı düşünüyordum.

"Keşke gerçek hislerini bana daha önce söyleseydin."

Beni reddetmesi beni gerçekten kötü etkilemişti. O günü hatırlamak istemiyordum. Her şey bir yana birde şu Lia konusu vardı.

"Seni üzdüğüm için özür dilerim."

Ona kızamıyordum. Aslında ortada kızacak bir şeyde yoktu. Beni neden reddettiğini bana açıklamıştı.

"Kendimi sana layık hissetmiyordum. Gerçi hala öyle hissetmiyorum."

Bunu söylemesinin ardından kaşlarım çatıldı ve uzanarak elini tuttum. 

"Böyle söyleme. Sen mükemmel birisin. Ayrıca ben kendimi senden başka biriyle hayal edemiyorum."

Anlayamadığım bir şekilde kaşları çatıldı ve vücudunun gerildiğini fark ettim.

"Etme zaten." Ters bir şekilde konuşunca tek kaşımı yukarı kaldırdım.

"Etmem merak etme." Derken alay dolu bir ses tonu ile gülüyordum. Jimmy ise bana bakarak gözlerini devirdi. Sanırım ona takıldığımı anlamıştı.

Tam o sırada verdiğimiz siparişler geldi. Önüme konulan sıcak çikolataya bakarak gülümsedim ve bir yudum aldım. Garsonda afiyet olsun diyerek yanımızdan ayrılmıştı.

"Sence ilişkimizi insanlara hemen söylemeli miyiz?"

Jimmy önünde duran kahvesinden bir yudum alıp geri masaya bıraktı. Yüzünde ise söylediğim şeye anlam veremez bir ifade oluşmuştu.

"Saklamak seçenekler arasında mıydı ki?"

"Aslında öyle değil. Biraz bekleyebiliriz. Taehyung'un öğrenmesini istemiyorum."

Jimmy yeniden gerildi. Derin bir nefes alıp oturduğu yerde dikleştiği sırada yüzünde sert bir ifade belirmişti.

"Lütfen beni sinirlendirme Lena. Sana şu çocuktan çekinme demiştim."

"Çekinmiyorum." Dedim hiç beklemeden. Gerçekten de çekinmiyordum.

"Taehyung'un şu sıralar kötü olduğunu biliyorsun. Senden hoşlanmıyor ve aramızdakileri öğrenince daha kötü hissedeceğini biliyorum."

Şu an yalnızca kardeşimi düşünüyordum. En azından psikolojik olarak biraz daha iyi olmasını bekleyebilirdik.

"Onun için üzülüyorum desem yalan olur." Dedi gözlerini devirerek. "Ama eğer istediğin buysa diyecek bir şeyim yok."

Taehyung'u sevmese bile kararlarıma saygı duyması ve istediğim şeyi yapması beni gülümsetti.

"Teşekkür ederim. Sadece bir süreliğine, sonra söz veriyorum söyleyeceğim."

Kahvesinden bir yudum alıp başını olumlu anlamda salladı ve arkasına yaslanarak başını cama doğru çevirdi. Bende hazır o bana bakmıyorken onu incelemeye koyuldum. Yan profili çok mükemmel görünüyordu.

Bir süre aramızda bir sohbet geçmedi. Sıcak çikolatamdan bir yudum daha aldıktan sonra gözlerimi Jimmy'nin üzerinden çekip başka bir tarafa çevirdim.

Ama bunu yapmamın ardından pişman olmam çok uzun sürmemişti.

"Ne oldu?"

Jimmy şaşkın bir şekilde konuşup başını baktığım tarafa çevirdi ve çevirir çevirmez husursuzca yerinde kıpırdanması bir oldu.

"Babam." Dedim fısıldayarak. Yanında yine o kadın vardı ve oturmak için bir masa arıyorlardı. Birazdan beni fark edeceğini biliyordum ve bunu hiç istemiyordum.

"Kalkmak ister misin güzelim?"

Hiç beklemeden başımı olumlu anlamda salladım. Jimmy bunun ardından hesabı ödemek için garsonu çağırdı. Tam o sırada da istemediğim şey oldu.

Babam beni fark etmişti.

"Olamaz." Bıkkın bir şekilde konuşup oturduğum yerden kalktım ve bize doğru gelen babama ters bir bakış yolladım. Jimmy hesabı ödedikten sonra ayağa kalktı ve tam yanımda durdu.

"Lena?" Babam heyecan dolu bir sesle bana seslenmişti. O kadın ise uzaktan bize bakıyordu.

"Merhaba kızım."

Yutkundum ve hiçbir şey söylemedim. Jimmy huzursuzluğumu sezmiş olacak ki bana biraz daha yaklaşıp kolunu belime sardı. Bu hareketinin ardından babamın bakışları onu bulmuştu. Şaşkınlığını fark edebiliyordum.

"Bu genç adam kim?"

Kaşları hafif çatılmış bir şekilde Jimmy'i süzdü. Babamın tepkisi sinirimi bozduğu için kendimi Jimmy'e biraz daha yasladım.

"Erkek arkadaşım." Ardından elimle Jimmy'i işaret ettim. "Jimmy."

Babam adını duyunca iyice şaşırdı ve ona yeniden bir bakış attı. "Sizin arkadaş olduğunuzu sanıyordum."

Ona bir çok kez Jimmy'den bahsetmiştim. Daha önce hiç tanışmamışlardı ama isim olarak onu iyi biliyordu.

"Arkadaştık." Dedi Jimmy geçmiş zaman ifadesine vurgu yaparak. Sesi fazlasıyla düzdü. sanırım babamla konuşmaktan hoşlanmamıştı ve ona hak veriyordum.

"Her neyse, bu konuyu daha sonra detaylıca konuşuruz."

Ciddi miydi?

"Bu konuyu seninle neden konuşayım ki?"

Babam sıkıntılı bir nefes verip eliyle çenesini sıvazladı. "Baban olduğum için olabilir mi?"

Sinirlenmemem gerekiyordu. kafede bu kadar çok insan varken sakin kalmalıydım. üstelik Jimmy'nin yanında onunla tartışmak istemiyordum.

"Bizim gitmemiz gerekiyor."

Konuyu kapatarak gitmek için hareketlendim ama babam benden önce davranarak elini bana doğru uzattı.

"Günlerdir sana ulaşmaya çalışıyorum. Biraz konuşalım, lütfen."

Jimmy'nin bakışlarının üzerimde olduğunu hissedebiliyordum ama dönüp ona bakmadım.

"Ne konuşacaksın?"

Babam bir süre sessiz kaldı. Ardından hala arkada bizi izleyen kadına kısa bir bakış atmıştı. Bunun ardından kadında bize doğru yürümeye başladı. Gözlerim şaşkınlıkla irileşti.

"Jessica ile tanışmanı istiyorum."

"Ne saçmalıyorsun ya?"

Kendimi tutamayarak sesimi hafif yükseltiğimde Jimmy'nin belimde duran elinin hareket ettiğini fark ettim.

"Fevri tepki verme lütfen. Sadece tanışmanızı istiyorum."

Gerçekten daha da çok üzülmemi istiyordu sanırım. Ben hala şaşkınlıkla onlara bakarken kadın çoktan yanımıza ulaşmıştı bile. Koreli değildi ve orta yaşlı duruyordu.

Yüzündeki gülümseme ile birlikte babamın tam yanında durdu. "Merhaba Lena. Jessica ben."

Korece konuşmuştu. Ona oldukça ters bir bakış atarak yeniden babama döndüm. Onu benimle tanıştırmak istemesine hala inanamıyordum.

"Sevgilinle tanışmak istediğimi sana düşündüren ne?"

Jessica denen kadının yüzü garip bir hal aldı. Bozulduğunu anlayabiliyordum. Babam ise tepkisiz kalmaya çalışıyordu ama afalladığı belliydi.

"Gidelim mi?"

Jimmy kısık bir ses tonu ile kulağıma yaklaşarak konuştu. Rahatsız olduğumu anladığı için bana böyle bir soru sormuştu. Başımı ona çevirerek olumlu anlamda salladım.

Elimden tutmasının ardından birlikte bir adım attık fakat babam bizi yine durdurdu. Tek fark bu kez bakışları Jimmy'nin üzerindeydi.

"Kızımla konuşmamız daha bitmedi."

Babam bana kızamadığı için şu an Jimmy'e yükleniyordu. Jimmy'nin elimi biraz sıktığını fark ettim. Üstelik kaşları anında çatıldı."

"Bence bitti." Dedi babama karşı gelerek.

"Bu konunun dışında kalsan iyi olur." Dedi babam yeniden. "Seni alakadar eden bir durum yok."

Böyle giderse Jimmy çok daha fazla sinirlenecekti. iyice gerilmişti ve karşıdaki kişi benim babam olsa bile kendini tutmakta zorluk çekeceğini biliyordum.

"Sakin ol lütfen." Elimi omzuna koyarak okşadım ve gülümsedim. Jimmy derin bir nefes alıp bedenini bana döndürdü.

"Bu konuşma benim için burada bitmiştir."

Bakışlarımı Jimmy'den çekip babama bakarak konuşmuştum. Babam ağzını açmış bir şey diyecekti ama Jimmy ile birlikte hızla hareket ederek oradan uzaklaştık. Arkamdan sesleniyordu fakat onu umursamadım. Fazla yüzsüzdü. Birde sevgilisini karşıma getiriyordu.

Kafeden kışarı çıktığımızda olduğum yerde durdum. Benim bu hareketim Jimmy'ninde durmasına sebep oldu.

"Babamla muhattap olmak zorunda kaldığın için özür dilerim."

Jimmy'nin bakışları az öncekine kıyasla daha yumuşaktı ve derin bir nefes vererek beni kendine çekti.

"Özür dilemesi gereken kişi sen değilsin. Yapma böyle."

Alnıma ufak bir öpücük kondurduğunda otomatik olarak gözlerimi yumdum ve kollarımı beline doladım ardından da başımı göğsüne yasladım.

"Bebeğim?"

Bana bu şekilde seslenmesi yüzüme bir gülümsemenin yerleşmesine sebep oldu.

"Efendim?" Diyerek onu cevapladım ama başım hala göğsüne yaslıydı.

"Hani üç gün boyunca istediklerimi yapacaksın ya?" Konuyu birden buraya getirmesi beni şaşırtmıştı. Anlamaz bir şekilde ona bakmaya başladım.

"Evet?" 

"ilk isteğimi şimdi söylemek istiyorum."

Bakışlarım daha da şaşkın bir hal aldı. Birden konuyu bu şekilde değiştirmesi beni şaşırtmıştı.

"Neymiş o?"

Elleri yüzüme doğru çıktı ve dudaklarımın üzerinde durdu. iki parmağı ile dudaklarımın kenarını yukarı doğru kaldırmıştı.

"Sürekli gülümse."

Bunu söylemesinin ardından yüzüme otomatik olarak bir gülümseme yerleşti. Parmaklarıyla beni gülümsetmesine gerek yoktu.

"Aynen böyle."

Gülümsemem daha da genişlediğinde o da gülümsedi ve dudaklarını benimkilere yaklaştırarak gülüşümden öptü. içime dolan huzurla birlikte gözlerimi yumarak ona sıkıca sarıldım.

Sanırım beni bu derece özel ve mükemmel hissettiren tek varlıktı ve hep öyle kalacaktı.

Bir sonraki bölüm emojileri:
🏢🤕🙀🙊👊📷

Merak ettiğim için bir şey sormak istiyorum. Sizce Lena, Jimmy ile mi, yoksa Jimin ile mi birlikte olmalı? Ve nedeni?
Yada siz hangisi ile olmasını isterdiniz?

Continue Reading

You'll Also Like

4.6K 451 20
Yüzüne yerleştirdiği amansız bir gülüş birilerinin kalbini delip geçebilirdi. Gözlerindeki o ifade birilerinin mezarı olabilirdi. Bir de gamzeleri va...
266K 10.4K 76
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi
46.4K 3.2K 44
Genç kadının gözlerindeki hayal kırıklığı ve elindeki silah sonun başlangıcıydı, kimse bilmiyordu.
273K 21.9K 15
Tek başına bebeğiyle Seule taşınan omega jeon jungkook ve komşusu safkan alfa kim taehyung . Omegaverse! SafkanAlfatae! Omegakook! Text&Düzyazı!