Koparılmış Kalpler 29

En başından başla
                                    

Pınar, elindeki kartı sehpanın üzerine bırakıp karşıma dikildiğinde öfkelendiğini anlamıştım.

''Neydi bu şimdi? Adamı resmen kovdun. İşini yapmaya çalışıyordu sadece, kişisel meselelerini sonra hallet. Önceliğimiz katili yakalamak Savaş. Haksız mıyım?'' diyerek Burhan'a döndü bilmiş bir edayla.

''Haklısın valla yenge.'' diyen Burhan'a aynı anda ikimiz de öfkeyle dönünce direkt mutfağa geri kaçmıştı.

''Tamam kabul, haklısın Pınar. Şimdi daha önemli meselemize gelelim o zaman. Şu Kenan Coşkur'dan bahset mesela.''

''Bahsedilecek bir şey yok, ilk okulda aynı sınıftaydık, iki sokak ötemizde oturuyordu. Yaramaz bir çocuktu. Boş kaldıkça benimle dalga geçmeyi hobi edinmişti kendisine işte.''

''Ne gibi bir dalga geçmekten bahsediyoruz ve en son ne zaman görüştünüz?''

Omuz silkerek, boş boş suratıma baktı. Tek kaşını havaya kaldırdığında elleri de göğsünde birleşmiş, sinirli anneler gibi görünmeye başlamıştı gözüme.

''Ciddi olamazsın. Bu kadar soruyu Necdet bile sormadı, farkındasın değil mi?''

O aptalın bu soruları sormayı akıl edememiş olması benim umurumda mı sanıyordu acaba? Ya da dosyadan alındım diye, hâlâ katilin peşine düşmeyeceğimi mi düşünüyordu?
Öylece eli kolu bağlı oturamazdım ki burada. Ne kadar çabalarsak, o kadar çabuk kurtulur ve kendi normal hayatlarımıza geri dönebilirdik.

''O Necdet'in problemi Pınar'cığım. Haliyle ben ne öğrenirsem kârdır mantığıyla yaklaşıyorum olaya. Alacağım her ipucu bizim buradan kurtulmamız için hayati önem taşıyor, o yüzden seni dinliyorum.''

Kısa bir süre durup düşündü ve başını sallayıp anlatmaya başladı.

''Aslında anlatılacak çok bir şey yok. Bu üçü mahallenin çetesi gibi davranıyor, herkese sataşıyordu. Bisikletimin tekerini patlatıp, topumu falan çalıyorlardı. Klasik çocukça şeyler işte. Liseye geçtiğimde Kenan'dan kurtuldum zaten. Fen Lisesini kazandığı için ailesiyle beraber taşındılar mahalleden. O zamandan beri de görüşmedim.''

''İnternetten falan da mı ulaşmaya çalışmadı hiç?''

''Çalışmadı Savaş, o yüzden de araştır diye sana söylemek aklıma bile gelmedi.''

Burhan ıslık çalarak salona geldiğinde bizim bu ciddi konuşmamızı bölmüş ve gerginliğimizin farkına bile varmadan yandaki tekli koltuğa yayılmıştı. Ona baktığımızı fark edince ıslığı yarıda kesip konuşmaya başladı.

''Eee, gençler nasıl keyifler? Beni soracak olursanız iki saattir sıkıntıdan sofrayı topladım, bulaşıkları yıkadım siz hala lak lak ediyorsunuz. Bunaldım valla ya tek başıma. Açın da bir film falan izleyelim.''

''Burhan acaba sen de mi biraz kafa yorsan? Az önce kritik bir isim öğrendik, bizimkileri arasan da adamı araştırsalar mesela?''

''Of abi ya, gene mi iş? İzindeyiz izinde, azıcık kafalarınızı boşaltın, bir kendinize gelin. Şimdi Mehmet'i arayıp ne öğrenmişler ağızlarını yoklayacağım, sonra da film izleyeceğiz. Kabul mu?''

İkimiz de başımızla onayladık Burhan'ı. Ben arayamıyordum çünkü dikkat çekmemeliydim. Dosyadan çıkarıldığım için kimse bana bilgi de vermeyecekti üstelik. En azından Burhan'ın arasının iyi olduğu çocuklar vardı merkezde. Onun bilgi alma olasılığı daha yüksekti.

Dahili telefonu alıp, ezbere bildiği numarayı tuşladı ve hal hatır sorarak başladığı muhabbeti büyük bir ustalıkla Kenan Coşkur'a getirdi.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin