Kelimelerin Sırrı 25.Bölüm

170 87 14
                                    


Savaş;

Şaşırtıcı bir şekilde trafiksiz İstanbul yolları sayesinde eve hızlıca vardım. Araçtan inip koşarak çıktığım basamaklar sonucu daireye nefes nefese girdiğimde Pınar çoktan hazırlanmış, elinde cep telefonu ile oynuyordu. Beni görünce başını telefondan kaldırıp gülümsedi.

"Geç kalacağını düşünmüştüm."

"Koşarak geldim güzelim. Hızlıca bir duş almaya vaktim var mı? Kaçta buluşuyoruz şu dallamayla?"

"Adresi telefonuma yolladı. Sen karar ver duş için vaktin olup olmadığına." diyerek telefonu bana uzattı. Mesajda yazan adrese bakıp rahatladım.

"Tamam ya, arabayla on beş dakikada gideriz buraya. Daha saat sekiz. Bir beş dakikada duş alsam, hızlıca giyinirim çıkarız."

"Acaba gitmesek mi?" dedi Pınar her zamanki kararsızlığıyla.

"Niye gitmeyelim, adam çoktan rezervasyonu yaptırmıştır."

"Ne bileyim, senin de iki ayağın bir pabuca girdi bu yüzden. Hem niye buluştuğumuzu bile bilmiyorum."

"Bunu öğrenmeye gidiyoruz işte ya canım, merak etme. Benim tüm hayatım bir pabuca girerek ilerliyor zaten. Ben alışkınım fakat biraz daha oyalanırsam duş almak için olan kısıtlı vaktimi de kaybedeceğim."

Pınar kafa sallayınca hemen odaya gittim. Dediğim gibi hızlı bir duşun ardından üzerime temiz bir gömlek ve pantolon giyip odadan on beş dakika civarında çıktım. Pınar da ben çıkınca ayaklandı ve montunu giymeye başladı. Beraber tek kelime etmeden arabaya kadar inip yola koyulduk.

Sessizliği bozan ben oldum.

"Eğer oradan ayrılmak istersen kolumu çimdikle. Bir bahane bulup hemen kalkarım."

"Buna gerek kalmaz. Direkt adamın yüzüne daha fazla saçmalamalarını dinlemek istemiyorum der ben kalkarım."

"Bu da bir seçenek tabii." diyerek gülümsedim. Adamın yolladığı restoranın adresini biliyordum. Bir kez Pelin'le tanışma yıldönümü kutlamak için gitmiştik. Fiyatları ateş pahası, oldukça lüks bir yerdi. O yüzden bir tekrarı daha olmamıştı ya. Yemek para ödedikten sonra her yerde lezzetli olmuyor muydu zaten? Sırf adı var diye niye buraya bir çuval para bırakacaktım ki?

Arabayı girişe çekip kapının önünde duran çocuğa anahtarı verdim. O bizim için arabayı otoparka bırakırken biz de içeri girip rezervasyondaki adama Pınar'ın ismini verdik. Neyseki Cengiz de Pınar'ın adıyla yapmıştı rezervasyonu. Kendi adını kullanıp ego kasmaya çalışmamıştı. Şaşırtıcı bir durum.

Adamın bize gösterdiği masaya ilerlemeye başladık. Restoranın en ücra köşelerindeki masaya vardığımızda Cengiz'in bizi izleyen bakışlarıyla karşılaştık. Bizi getiren adam uzaklaşmaya başladığında Pınar'ın sandalyesini çekerek oturmasını bekledim. Ardından ben de otururken Cengiz konuşmaya başladı.

"Hoşgeldiniz, tek geleceğini düşünmüştüm Pınar." Bana attığı iğneleyici bakışlarına dayanamayarak oturduğum sandalyede yerleşip yanıtladım.

"Sevdiğim kadını tanımadığım bir adamla baş başa bir yemeğe göndermeyecek kadar kıskanç bir yapım vardır belki." Sana ölesiye güvenmiyorum, ondan buradayım demedim tabii.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin