Kelimelerin Sırrı 33.Bölüm

169 26 6
                                    

Savaş;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Savaş;

Sanki tüm duygularım bir kerpetenle benden sökülüp alınmış gibiydi. Ne Pınar için endişe edebiliyordum ne üzülebiliyordum. Öfke duygusu bile benden koparılmış gibiydi. Sanırım Selma olsa bu cümlelerimin üzerine şokta olduğum tanısına varırdı. Muhtemelen de haklı çıkardı. Şoktaydım...

Aşağı kata inip kapıcının dairesine ulaştım. Birkaç kez yumrukladığım kapı orta yaşlı bir kadın tarafından aralandı. Kimliğimi gözüne soktuğumda aralık kapı biraz daha açıldı ve endişeli bir çift ela göz bana odaklandı. Aklım yine Pınar'a gitti. Pınar'ımın gözleri... Kadının endişe içinde söylediği sözler beni kendime getirdi.

"Ben hiçbir şey görmedim inanın. Tüm gün bebek uyutmaya uğraşıyordum."

Bakımsız ve derbeder halinin ardında kocaman göbeği bir diğer bebeğin de yolda olduğunun işaretiydi. Kadın gerçekten bitik görünüyordu.

"Burada olma sebebim bu değil hanımefendi, apartman görevlisi Hasan Bey'i arıyorum."

Kadının gözlerindeki endişe hâlâ silinmemişti.

"Eşim evde değil. İsterseniz telefonunu arayıp nerede olduğunu öğrenebilirim."

"Memnun olurum."
Kadın cevabımdan memnun olmadığını gösteren bir yüz ifadesiyle işaret parmağını kaldırıp müsade istedi. Bir dakikanın ardından elinde telefon kapıya doğru yürüyordu. Hızlıca kulağına götürüp adamın bir an önce telefonu açması için sık nefesler almaya başladı. Neyseki uzun sürmedi ve kadın eşine durumu izah edip nerede olduğunu sordu. Yanıt alınca telefonu kapatıp bana döndü.

"Bodrum kattaymış, borular yine su sızdırmaya başladığı için onun tamiriyle uğraşıyormuş. Hemen geleceğini söyledi."

"Müsade ederseniz kendisini içeride beklemek isterim."

Kadın istemeye istemeye kapının önünden çekilip geçebilmem için yer açtı.

Salonu işaret edip önden içeri girdi ve mahcup bir şekilde "Dağınıklığın kusuruna bakmayın lütfen." Dedi.
Cümlesini bitirir bitirmez eskiden krem rengi olduğunu tahmin ettiğim sarı koltuğa doğru bir hamle yapıp üzerindeki oyuncak ve bebek kıyafetlerini kucakladı.

"Buyrun rahatınıza bakın. Bir şey içer miydiniz?"

Kollarındaki eşyalar ona müthiş bir ağırlık yapıyor gibiydi. Kadına anlık bir acıma duygusu besleyerek "Hayır teşekkür ederim." dedim. O da elindekileri karşı duvara dayanmış boş beşiğin içine atarak elini beline koyup destek aldı.

"Hasan gelir şimdi, çay istemediğinize emin misiniz? Demleyeli uzun zaman geçmedi."

Tekrar reddetmek üzereyken kapı sesi duyuldu ve içeri tıknaz ve esmer bir adam girdi. Karısının omzuna hafifçe dokunup karşımda hazır ola geçmiş bir vaziyette selam verdi.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin