Kelimelerin Sırrı 19.Bölüm

165 118 12
                                    

Pınar;

Oldukça iyi başlayan gün, annemi görmemle zehir olmuştu. Oysa hayalimde güzel, sevimli bir aile yemeği vardı. Kek hakkında endişelerimden bile arınmıştım. Şimdi ise tek endişemin kek hakkında olmasını diliyordum.

Annem beni görür görmez sarılmak için yaklaşmaya çalışmıştı. Geri adım atıp onu durdurdum. Numaradan gözyaşları ile doldurduğu yeşil gözlerini benimkilere sabitleyip konuşmaya başladı.

"Ah Pınar'ım sana ulaşmak için o kadar çok çabaladım ki, nihayet görüşebildik."

Üzerine atlayıp saçını başını yolma isteğimle savaştım. Karşımda Savaş'ın annesi olmasa belki de bu kadar sakin kalmaya çalışmazdım. Annemin beni delirtmeye sebep olacak sözü üzerine sakinleşmek için derin bir nefes alıp konuştum.

"Keşke boşuna çabalamasaydın. Son görüşmemizde birbirinizi silmiştik."
Sesim istediğim kadar sakin çıkmasa da hakaret etmediğim için memnundum. Oysa şu an içimden deli gibi küfürler edip, litaratüre duyulmamış küfürler sokma isteğim vardı.

"Yapma kızım, o zaman kendimde bile değildim. Ne dediğimi dâhi hatırlamıyorum. Eşimi kaybetmiştim. Can yoldaşımı. Acım gözümü kör etti."

Bu savunma üzerine resmen gözüm dönmüştü. Ses tonum daha da şiddetlendi.

"Ben de babamı kaybetmiştim! Senden bile çok sevdiğim, beni sevdiğini gösterebilsin diye uğraşıp durduğum babamı! Hoş öz babam bile değilmiş, söylediğin yalan er geç ortaya çıktı da öğrenmiş oldum."

"Pınar bir şans verirsen her şeyi açıklayacağım zaten."

İç çektim. Anlamıyordu, asla da anlamayacaktı. Ben açıklama istemiyordum. Ben özür istiyordum. Anlayış, ilgi, şefkat. Ve bunların hiçbiri onda yoktu!

"Ben sana şansı o gün vermiştim anne. Sen beni suçladın. Daha fazla konuşacak bir şey yok. Benim senin gibi bir annem yok."

"Söylediklerini kulağın duyuyor mu Pınar? Annenim ben senin, ne demek benim senin gibi bir annem yok!"

Göz devirdim. O beni evlatlıktan reddederken sorun yoktu da ben annelikten reddettiğimde mi olay oluyordu yani?

"Annelik dediğin şey bu değil. Sana ihtiyacım yok diyorum. İlla da bir anne şevkatine sığınmak istersem orada sevgisinden şüphe duymadığım Bade anne var. Senden çok daha ilgili ve sevecen. Şimdi izin verirsen mutlu bir aile yemeği yiyeceğiz ve burada istenmiyorsun. Kapı o tarafta. Çıkışı kendin bulabilirsin diye düşünüyorum!"

Annem kovulması üzerine öfke dolu bir bakış atıp kapıya doğru yöneldi. Çıkmadan önce "Büyük bir hata yapıyorsun, ileride sen de anne olacaksın ve çocuğun sana böyle davrandığında ne kadar kırıldığımı o zaman anlayacaksın."

İlerde anne olacaksın dediği gibi elim yine boş karnıma gitti. Kaybettiğim bebeğim aklıma geldi. Bu sözlerin beni ne kadar yaralayacağını nasıl farketmiyordu? Kaybettiğim meleği bilmiyor muydu?

Kulağıma bebek kıkırdamaları doldu. Doğmamış bebeğimin gülüşleri...
Annem bu sözüyle kalbimi avcunun içine alıp tüm kuvvetiyle sıkmıştı sanki. Sıkışan kalbim kan ağlarken dolan gözlerimi kaçırıp iç çektim. Bu acıyı onun anlayamayacağını biliyordum.

"Kalbimin kırılmasını istemiyorsam ben de onun kalbini kırmam. Merak etme örnek olarak seni kullanıyorum. Olur da bir gün çocuğum olursa ona senin gibi annelik yapmamak için elimden ne geliyorsa yapacağım."

Annem tek kelime etmeden kapıyı vurup çıktı. Savaş'ın annesi sessizliğini koruyor, bense adeta burnumdan soluyordum. Evde tek mutlu olan insan vardı, İclal.

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin