Hediye almayı sever misiniz?
Peki ya aldığınız hediye kutularının içinden eski sevgililerinize ait kalpler çıkmaya başlarsa? Hâlâ hediye almayı sevdiğinizden emin misiniz?
Öldürdüğü adamların kalplerini hediye kutusuyla gönderen psikopat bir katil...
Selam dedektifler nihayet bölüm geldi :) Medyada size bir klip bıraktım, filmde de geçtiği için başlamadan bir göz atın isterseniz.
Aynı zamanda kitapla ilgili paylaşımlar için instagram koparilmiskalpler hesabını takip edebilirsiniz.
İyi okumalar
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Savaş;
Gülüşüne methiyeler düzeceğim kadının, gözyaşlarına boğulmasına sebep olmanın üzüntüsünü hâlâ atlatamamıştım. Gözyaşları ela gözlerinden süzülüp, boynuna yuvarlanırken kalbime kor ateşler düşüyordu sanki. O ağlarken benim canım acıyordu artık.
Anlamlandıramadığım duygular yaşıyordum ve bir anda içimde biriken her şey, kalbime sığmayıp taşmış gibiydi. Duygularımı özgür bırakmıştım, bileklerime doladığım o prangalar paramparça olmuştu.
Uzun bir süre düşünecektim bu durumu sanırım. Kendime bile itiraf edemediğim bu duygular, görevden alındığım için mi özgür kalmıştı? Yoksa katilin yolladığı not mu etkilemişti beni?
Yasak olan şeyler her zaman daha cazip gelirdi insan oğluna tabii. Belki de yasak olarak gördüğüm için Pınar'a karşı duygular beslediğimi düşünüyordum.
Pınar'ın, Burhan'a seslenmesiyle kendime gelip peşlerinden gittim. Gelenin Necdet olduğunu görmek canımı sıkmıştı. Pınar ile baş başa kalıyor oluşu da öyle. Fakat en çok canımı sıkan şey, Pınar'ın küçüklüğünde sorunlar yaşadığı yeni isimleri ona açıklıyor oluşu oldu sanırım. Benim bilmediğim bir şeyi bu herif öğrenmişti. Sorgulayacak yeni isimler vardı elinde artık. Pınar'ın geçmişine benden daha çok hakim olacağını mı kıskanmıştım, benden daha başarılı olmasını mı emin değilim. Tek bildiğim şey, bu bok çuvalının bir an önce buradan gitmesi gerektiğiydi.
Pınar ile daha fazla konuşmasına müsaade etmeyerek ''Evet elinde araştıracak isimler olduğuna göre, gidip çalışmaya başlasan mı artık? Onca yol gelmişsin üşenmeden bir de.'' dediğimde Necdet alaylı gözleriyle bana döndü. Cebinden naneli şeker çıkarıp sakince ağzına attığında, bize de ikram etmişti. Resmen alay eder gibi bir hali vardı. Uzattığı ikramı sertçe geri çevirdim, o da hafifçe öksürerek konuşmaya başladı.
''Elimizdeki görüntüleri duman yoluyla izletemeyeceğime göre gelmek mecburiyetinde kaldım Savaş, onca yolu çeken benim, rahatsız olansa sen. Benimle bir sorunun mu var senin?''
Utanmadan bir de soruyordu. Ben daha görevden alındığımı bilmeden gelip işimi elimden almıştı. Elbette sorunum vardı.
''Sadece bu adresi açığa çıkaracaksın diye endişeleniyorum. Katil rahatlıkla seni takip edip, burayı öğrenebilir bu sorumsuz davranışın üzerine.''
''Merak etme, izlenmediğime eminim. Anlaşılan burada daha fazla istenmiyorum, gideyim ben. Pınar Hanım, aklınıza bir şey gelirse bu numaradan bana ulaşabilirsiniz.'' diyerek kadının eline bir kart tutuşturdu ve Burhan'a selam verip gitti.
