Kelimelerin Sırrı 8. Bölüm

325 161 9
                                    

Savaş;

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Savaş;

Tam kırk dakikadır yoldaydık. Otoyol
gecenin iki buçuğu olmasına rağmen tıklım tıklımdı. Tipik İstanbul...

İnsanlar evde durmak yerine mekanlarda para saçmaya o kadar meraklıydı ki sabaha kadar gezseler de, yiyip içseler de doymuyor, ertesi gün aynı şekilde tekrar para harcamaya, sokaklarda fink atmaya devam ediyorlardı.

Ben aracı sürerken Burhan telefonuna yollanan ses kaydını açtı.

"İhbar telefonu. Olay yerinden aranmış."

"Aramayı kim yapmış?" İçimden keşke katil olsa da en azından sesini, tepkilerini duysak diyordum. Ne yazık ki genç bir çocuk sesi telefondan yankılandı. Kesik kesik "Yardım edin, ona yardım edin." diyordu. Karşı tarafın sorduğu hiçbir soruya yanıt vermeyip sadece sayıklıyor, 'Kan, her yerde kan var. O ölüyor, o ölmüş.' diye telefona mırıldanıyordu.

"Çocuk şokta galiba." dedi Burhan kayıt bitince. Adresi bile yarım yamalak veren bu yardım çağrısı bana da aynı şeyi düşündürmüştü. Korkudan altına kaçırmış bir çocuk...

On dakika daha sürüp olay yerinin olduğu mahalleye girdik.
Kurban Şarköy'de, gecekondudan bozma müstakil bir evde yaşıyordu.

Bahçe kapısını itekleyerek memurları aştık ve olay yeri şeridinin altından geçtik. Bizi karşılayan genç memur başta kim olduğumuzu anlamamış bize ters yapmaya çalışmıştı ama bu tavırlar kimliğimi görene kadar devam ediyordu işte. Hemen kendini toparlayıp; "Afedersiniz amirim, on dakikada bir meraklı komşuları olay yerinden uzaklaştırmaya çalışıyorum da, sizi de onlardan biri sandım."

Omuz silkerek yetkili birini aradım. İlerde etrafındaki memurlara emirler yağdıran, ellili yaşlarındaki göbekli adamı gördüğümde aradığımı bulmuştum. Adamın yanına gidip kendini tanıttım.

"Başkomiser Savaş Keskiner, Beykoz Cinayet büro Amirliğinden."

"Kemal Gürbüz." diyerek elini uzattı ve tokalaştık.

"Biz de sizi bekliyorduk, malum gazeteler sizin davanın üzerinden epey laf yapıyorlar. Benzer imzayı görür görmez yetkililere haber vermem gerektiğini anladım. Neyse ki bu konularda dikkatli biriyimdir. Olay yerine gelir gelmez vakit kaybetmeden benzerliği gördüm, hâlâ deliller tazeyken adli tabib de olay yerine ziyarete gelebildi bu sayede."

Ego kasmak isteyen bu yaşlı amcamızı kırmadım ve teşekkür ettim.

"Gerçekten öyle Kemal Amirim, sayenizde hemen olayı devralabileceğiz. Sizin gibi deneyimli Başkomiserler her yerde olmuyor."

Gururlanarak omuzlarını kabarttı ve eliyle evi göstererek "Buyurun vakit kaybetmeden siz de olay yerini görün. Size eşlik edip gözlemlerimi paylaşmak isterim."

Kafa salladığımı görünce duraksadı. Elini omzuma koyup hafifçe sıktı ve ufak bir gülümsemeyle konuşmaya devam etti.

"Beni bir abin olarak gör evlat, emekliye ayrıldığımda ardımda sizin gibi gençler olacak. Tecrübelerimi size aktarmak benim en büyük vazifem artık."

Koparılmış Kalpler (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin