14.Bölüm

127 17 11
                                    

Arkamdan doğum günü şarkısı çalıyordu. Bu gün olamaz yah. Bu gün Jackson'un doğum günüydü ve ben bunu unuttum. Unuttuğum gibi birde doğum gününde onu istemediği bir şeye zorladım.
Hadi bakalım Sarang Jackson'a ne diyeceksin. Hem doğum gününü unut hem hediye namına hiç bir şey yok... Nasıl çıkacaksın bakalım işin içinden. Gariplerim de neler yapılmışlar. Etrafı süslemişler hepsi Jackson'un fotoğrafı olan kıyafetler giymiş bi ben anormalim yanlarında. Hadi bakalım Sarang acıtasyon başlasın.

"Jackson ben çok özür dilerim aptal gibi evli olmama rağmen evli bir adamın peşinden koştum ve seni de buna zorladım. Ben çok çok özür dilerim. Affet ben-."

Yine aynı şey olmuştu. Jackson yine kendimi ona açıklarken öpüşü ile sözümü kesti. Ve bu beni öperken huzursuz hissetmedim. Kendimi bulutların üstünde hissediyordum. Sevilmek böyle birşey olsa gerek. Jackson seni sevmeyi çok istiyorum. Kendi düşüncelerimden ayrılırken Jackson da benden ayrılıyordu. Başımı ona doğru  biraz daha ilerlettim ayrılmak üzere olan dudaklarımız tekrar birleşti. Jackson ilk baş öylece bekledi. Sonra öpmeye başladı. Arkadakilerin çığlık sesleri bile bize vızıldama gibi geliyordu.

"Belki sana ilk öpücüğümü veremiyorum ama bu sana son öpücüğüm olmasın Jaki"

"Belki bu ilk öpücüğün olmayabilir ama benim için sen yetersin Sarang'ım"

Keşke aklımı Nam Joon diye bozmasaydım. Jackson onu unutturmak için çok şey yaptı ben hep istemedim. Nam Joon belki benim olmayacak ama Jackson hep benimle olacak. Göz yaşlarım Nam Joon için bana isyan ederken gülüşüm Jackson için çiçek açıyordu. Herkezin bir dönüm noktası vardır. Benimki de Jackson oldu.

Jackson bana sarılmanın, gülümsemenin, gülmenin, sevilmenin, güldürmenin sayamadığım daha bir sürü duygunun ne demek olduğunu öğretti. Nam Joon ise sadece acıyı.  Belkide benim onu sevdiğimi bile bilmiyordur. Bilse bu kadar yakın olmazdı. Ama ben o gittikten sonra ona her gün mektup yazdım. Bu devirde ne mektubu diyeceksiniz Nam Joon telefon numarasını değiştirmişti tek bildiğim gitti üniversiteydi.  Yazdığım hiçbir mektuba cevap vermedi. Belkide hiç gitmedi. Üniversitede kayboldu.

"Jackson ben sana hediye alamadım bunu telafi edeceğim. "

Jackson en sıcak gülümsemesi ile bana baktı.  Onun gülüşü bulaşıcı gibiydi bende gülümsedim ama bu istem dışı birşeydi. Jackson iki eli arasına başımı aldı ve alnımdan öptü.

"Ben en güzel hediyemi aldım bu bana yeter."

"Olum biz gidelim ya bu iki aşık bizi unuttu bizi geçtim pastanın üzerindeki mumlar aşkları karşısında dayanamadı baksanıza eriyip gittiler."

Diye espri yaptı mükemmel Jinyoung'umuz. Pastayı Jackson'a uzatması gerekirken benim elime tutuşturdu. Mumların sönmesine daha doğrusu bitmesine. Pastayı Jackson'a uzattım gözlerini kapatıp dilek dilemek yerine gözlerimin içine bakarak mumları söndürdü. Bu kendince benim dileğim sendin demek falan mıydı? Kalbim bir Nam Joon'u gördüğünde böyle atıyordu şimdi ise Jackson bana böyle bakınca atıyor. Kalbim duracak şuan. Pasta elimden kayıp gidiyorken Jackson tuttu ama onun desteği ile pasta düşmedi. Keşke düşseydi pasta nasıl oldu da Jackson'un suratına yapıştı. Ben elimle ağzımı kapatıp Jackson'a masum bakışlar atıyorken Jackson yüzündeki pastayı temizlerken bir anda benim yüzüme yağladı. Şaşkınlık seviyem zirve yaparken Jackson'un son hamlesi ile bittiğimin simgesini veren domates gibi  kırmızı rengi aldım. Çünkü  pastayı sürdüğü yanağımdan öpmüştü.

Bizimkiler kendi aralarında bir şarkı mırıldanırken Jackson benimle dans etmeye başladı. Bu dans mezuniyet partisinde ettiğimiz danstı ve hala unutmamış. Bu dansı öğretene kadar canım çıkmıştı.

"Sarang dikkat et yine seni sakat bırakmasın."

Jae bunu dedikten sonra içimde tuttuğum kahkaha dışarı kaçtı. Hep birlikte olunca zamanın nasıl geçtiğini dahi anlayamıyorum. Benim nöbetim olduğu aklıma geldiğinde saatin kaç olduğunu öğrenmek için deli gibi koşturduydum. Jackson bu halime gülerken yüzümdeki pastayı temizliyordu.

"En çok da senin bu deli hallerini seviyorum "

Al işte yine aynı şey oldu. Jackson neden böyle yapıyorsun kalbim senin yüzünden iki kat hızlı atıyor kalp krizi geçirmem an meselesi. Yanaklarım sıcaklamaya başladı. Jackson bileğimden tutup motorun yanına gittik. Önce benim kaskımı taktı sonra kendi Kaskını takıp motora bindik. Yolda aklıma elbise gelince yol kenarında ufak bir mağaza buldu ve bana bir kaç kıyafet alıp orda giyindim.

Jackson beni hastaneye bırakıp gitti gitmek zorunda kaldı desem daha yerli yerinde bir cümle olur. Jackson gittikten sonra hastanedeki işlerimi yapmaya başladım. Dinlenmek için odama gittiğimde kocam olacak röntgenciye mesaj attım

"Ben boşanmak istiyorum. Babanın babama verdiği paranın iki katını vereceğim. Eve geldiğimde herşey bitecek."

Dakikasında mesaj geldi. Cevap vermişti. Mesajı gördüğümde her şey bitmişti benim için.

"Benden kurtarılmayı bu kadar istiyorsan ve Jackson'u çok seviyorsan boşanalım."

" Yarın yanına gelince tek bir imza ile kurtulursun benden "

Bu iki mesaj bana dünyayı verdi. Bir an önce gelsin diye o kadar çok istiyorum ki elim ayağım birbirine girdi.

"Tanrım bunlar gerçek mi yoksa rüya mı eğer rüyaysa bile uyanmak istemiyorum"

İyi geceler minnaklarım. Yeni kitabıma göz atmayı unutmayın. Diğer kitaplarımı da tavsiye ederim. Özellikle moraliniz bozuksa BTS ile hayal et kitabıma bakın. Yeni kitabım BELALIM. Jimin ile ilgili bir kitap.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 31, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Sana İhtiyacım var KNJ💫#wattys2019Where stories live. Discover now