'39

29.5K 1.4K 379
                                    

'Karlı bir çam ormanında nefes almanın, bahtiyarlığına benzer seni sevmek...

📍Herkese Merhaba!
Uzun süredir çektiğim bir sağlık probleminden ötürü bölümü tam anlamıyla yazamadım. Pek içime sinmedi yani. Çünkü gerçekten kötü bir baş ağrısı ile yazdım. Lütfen kusuruma bakmayın.🙏

📍Bölüm ithafı;
whyaleyna
nasiptevarsaa
nefha_asr

Yorum yapıp, ithaf edemediğim arkadaşlarımda lütfen kusura bakmasın.🙏🧡

•Oy sınırı: 270
•Yorum sınırı: 300

İyi Okumalar...❤

__________________________

Miray sabah gözlerini araladığında komodinin üzerinde duran telefonundan saate bakmıştı. Saat 08.43'ü gösteriyorken yerinden doğrulup, gerindi. Yanında mışıl mışıl uyuyan kocasını uyandırmamaya özen göstererek yanağına küçük bir öpücük kondurmuştu.

Ardından yataktan kalkıp, elini hafif şiş olan karnına koyarak dolabına doğru ilerlemişti. Altına siyah bir tayt, üzerine bol beyaz bir kazak geçirdi. Siyah uzun hırkasını da giyerek saçını dağınık bir topuz yapıp, odadan ayrıldı.

Minik kızına da bakmaya gittiğinde o da derin bir uykudaydı. Sessiz olmaya özen göstererek mutfağa indi.

Büyük bir hevesle kahvaltı hazırlamaya koyulmuşken, Fırat'ın sevdiği herşeyden yapmaya bizzat önem vermişti. Her türlü ayrıntıyı ince ince düşünüyordu.

Kahvaltı için herşeyin hazır olduğuna emin olduktan sonra minik kızı içinde bir sebze çorbası yapması gerekti. Doktor olan arkadaşı Nergis önermişti bunu.

Sebzeleri doğramaya koyulmuşken beline sarılan kollar irkilmesine neden olurken burnuna dolan koku ile rahatlayıp, gülümsedi.

Genç adam Miray'ın açık olan omzuna bir öpücük bıraktı.
"Günaydın güzelim!"

"Günaydıın!" diyip arkasını dönerek kollarını Fırat'ın boynuna doladı.
"Ama böyle olmayacaktı ki Fırat! Ben gelip öperek uyandıracaktım seni!"

"Ah aptal kafam!" Diyip yalandan vurmuştu kafasına. "Nasıl da düşünemedim! Ben çıkayım o zaman odaya tekrar, sen gel uyandır beni öprerek."

"Ya hayır geçti artık."

"Peki... bugünün özelliği ne? Erkenden kalkılmış, masa eksiksiz kurulmuş, öperek uyandırmalar falan? Ha?"

Fırat'ın bir şaka yapıyor olabileceğini düşünmüştü ilk başta. Ama şaka yapar gibi bir hâli yoktu. Gerçekten unutmuş muydu kendi doğum gününü? Yüzüne baktığında bunu netçe görebiliyordu. Son yaşananlardan sonra hatırlamasını beklenemezdi zaten. Şaşkınlığını gizleyip, onunla biraz uğraşmak adına söze girmişti.

"Böylesine özel bir günü unuttuğunu söyleme bana!" Diyip ellerini genç adamın omuzundan hızla çekti.

"Özel mi?" Diyip sorgular biçimde bakmıştı karşısında duran karısına.
"Evlilik yıldönümümüz değil, senin... doğum günün de değil daha birkaç ay var. E Defne'nin ki desem ona da daha var."

"Sana inanamıyorum Fırat! Ben haftalardır bugünümüz için planlarlar yaparken sen... hatırlamadın bile." Hamilelik hormonlarını kullanıp, sesini titreterek yüzüne ağlamaklı bir ifade yerleştirmişti.

O    G E C E 🌒Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin