'16

67.7K 2.3K 290
                                    

'Güllerin bedeninden dikenleri teker teker koparırsan,
Dikenleri kopardığın yerler teker teker kanar...

Şuan ıssız bir sokağın ortasında Fırat, Miray'ı tutkuyla öpüyor, fakat karşılık alamıyordu.

Genç kız iliklerine kadar hissetmişti bu öpücüğü. Eli, ayağı hatta beyni bile uyuşmuş gibiydi. Kendine gelir gelmez Fırat'ı itip, geri çekildi. Gözleri irice açılmış, hâlâ idrak etmeye çalışıyordu.

"Miray ben..." diye söze giren Fırat'ın konuşmasına izin vermeyip elini sus işareti yapıp yolda ilerlemeye başladı.

Fırat ise içinden kendine küçük bir küfür etmişti. Kendine hakim olamayışına kızıyordu. Ama Miray'ın da sürekli boşanmadan bahsetmesi canını sıkıyordu. Ne yapsaydı? Bir şekilde susturması gerekti.

"Miray dinle bi!... Miray!" Genç kızın arkasından bağırıyordu ama nafileydi. Hızlı adımlarla yürüyor, onu duymuyordu.

O gece Fırat'la hiç konuşmadan direkt odasına geçmişti Miray. Çantasını ve ayakkabılarını bir köşeye fırlatıp kendini yatağa attı.

Neden kızamıyordu ona? Neden orada suratına tokatı basmamıştı? Kendisine bu soruları soruyordu. Eli dudaklarına gitti genç kızın. Bir süre öyle bekledi. Derin bir nefes alıp gözlerini kapadı. Kafası çok karışmıştı. Ne yapacağını bilemiyordu.

Sabah olunca ilk uçakla dönmüşlerdi evlerine. Fırat birkaç kere dün geceki konuyu açmaya çalışmış, Miray araya birşeyler sıkıştırarak, konuyu açmasını engellemişti. Fırat'ın söyleyeceği şeylerden korkuyordu. Henüz buna hazır değildi.

Elindeki küçük çantayı gelişigüzel fırlatıp, kendini yatağa atmıştı. Yalnızca 1 hafta ayrı kalmasına kalmasına rağmen odasını, yatağını çok özlemişti.
Bundan aylar önce buradan gitmek için planlar yaparken şimdi burası kendi evi olmuştu.

Pencerenin önüne geçip, bahçeyi izledi bir müddet. Aklında hemen dün gece belirmişti. Bu heyecanlanmasına sebep olmuştu. Eli istemsiz dudaklarına gidince Fırat'ın seslenmesiyle kendini toparlayıp, aşağı indi.

Salona indiğinde geçen gün tanıştığı arkadaşı Carla gelmiş, Fırat ile sohbet ediyorlardı. Buna gülümseyip, hemen yanlarına oturdu.

"Carla! Hoşgeldin!"

"Hoşbulduk tatlım! Nasılsın ne yapıyorsun?" Diye sevecenlikle sormuştu.

Onlar aralarında muhabbet ederlerken Fırat kalkıp, kendi odasına geçmişti.

Miray ise Carla ile bir yandan atıştırmalıklarını yiyor, diğer yandan sohbet ediyorlardı.
Carla, 28 yaşlarında genç ve güzel bir kadındı. Güzelden kasıt fiziğiydi. Göğüsleri iri, beli inceydi. Kocaman, masmavi gözleri vardı. Henüz evlenmemişti ve tek yaşıyordu. Evde canı sıkıldığı için Miray'ı kendine yakın görüp, yanına geliyordu. Genç kızda bundan şikayet duymuyordu.

Akşam yemeğinin ardından Miray hava almak için bahçeye çıkmıştı. Karnı biraz daha büyüdüğü için, artık boğulduğunu hissediyor gibiydi.

Havada hafif bir esinti vardı ve bu tenini okşamış huylanmıştı. Elini şişen karnına götürüp, okşadı. Ve gülümsedi. Bebeğini kucağına alacağı günü sabırsızlıkla bekliyor, onu çok merak ediyordu.

Birinin kollarına dokunmasıyla irkilip, geri çekilmişti.
"Korkma benim!" Diyip elindeki örtüyü Miray'ın sırtına doğru örtmüştü.
"Teşekkür ederim."

O    G E C E 🌒Where stories live. Discover now