Böyle bir şey beklemiyor olacak ki elleri buz kesmişti. Battaniyeyi iyice üzerimize örterken mırıldandım.
"Affettim...ama bir daha böyle bir şey olursa yüzüne bile bakmam."
Kolunu omzuma sarıp beni kendine çekerken mırıldandı.
"Hayır, bir daha olmayacak. Konuştum, benim nişanlım beni öldürür vallahi dedim."
Kıkırdayarak başımla onayladım.

"Bir de...."
Gözlerinin bana döndüğünü hissetsem de gözlerimi açmadım.
"Seni çok seviyorum fırtına."
Bedeninin rahatladığını hissederken gözlerimi usulca açıp ona baktım. Gözleri ışıl ışıldı.
Anlımı öpüp başını başıma yasladı.

Ömrümün sonuna kadar seni seveceğim fırtına...

🤍🐣🤍🐣

"Komutanım!"

"Asel!kalksanıza ya."

Üzerime gelen titremeyle yerimden sıçrayıp gözlerimi açıp kapadım. "Sonun da uyanabildiniz asel hanım!"
Alyanın sesini duymamla sağ tarafıma döndüm. Kaanla birlikte yan yana durmuş sırıtarak bana bakıyorlardı.
"Ne oluyor lan?"

Yanımdan gelen sesle gözlerimi kocaman açarak oraya döndüm. Karan gözlerini kısarak alya ve kaana bakıyordu. Olduğumuz yere bakınca gözlerim olabildiğince daha çok açıldı.
"Biz burada mı uyuduk?"
Mırıldanarak konuşmamla alya sırıtarak başını salladı.
"Vallahi aselcim bu ne biçim nöbet tutmak böyle. Hastaları kontrol etmemişsin, burada uyuyup kalmışsınız."

Açılan ağzımı elimle kapatıp ofladım.
"Of inanamıyorum, hastaları unuttum! Ben nasıl uyuya kaldım ki?"
Alya şefkatla gülümseyip eliyle kolumu sıvazladı.
"Doktor olduğundan beri ilk defa böyle bir şey oldu biliyorsun değil mi? Olur arada hem böyle şeyler."

"Komutanım siz de uyuya kalmışsınız bakıyorum."
Kaan dalga geçerek karan'a bakarkan karan'a bakmaya cesaret edemiyordum.
"Kes lan! Zevzek herif."

"Tamam komutanım, aa ben bir şey dedim sanki."
Üzerimizde ki battaniyeyi elime alıp ayağa kalktım. Karan'a bakmadan battaniyeyi katlarken alya çığlık atarak bana sarıldı.
"Yüzüğünü takmışsın!Barıştınız mı?"

Anlamadan kaşlarımı çatıp ona baktım.
"Ne yüzüğü?"
Gözleriyle elimi işaret edince gözüm elime kaydı. Yüzük! Kaşlarım havaya kalkarken elimde ki yüzüğe bakıp tek kaşımı havaya kaldırarak karan'a döndüğüm de yüzünde ki tebessümle gözlerime bakıyordu.

"Boşuna bordo bereli demiyoruz anasını satayım."
Öırıldanarak söylediğim şeyle karan duymuş olacak ki kıkırdamıştı.
"Ne dedin kız duymadım."
Derin nefes alarak gözlerimi devirdim.
"Demedim bir şey alya, yürü hadi benim kabanımı felan getir. Eve gideceğim başım çatlıyor."

Başını sallayarak hastaneye doğru gittiğin de
Karan kaana dönüp konuştu.
"Hadi kaan sen de git benim kabanımı getir kardeşim."
Kaan ikimize bakarak sırıtıp ıslık çalarak arkasını döndü. Onun gitmesiyle karan'a dönüp koluna vurdum.

"Ne ara taktın sen bu yüzüğü?"
Sırıtarak beni yanına çekip kolunu omzuma attı.
"Yaptık bir ara işte."
Mırıldanarak söylediği şeyle gülümseyerek ona sarıldım.
"Çok üşüdüm."
Saçlarıma bir buse kondurup kollarını sımsıkı bedenime sardı.
"Bizimkiler getirsin kabanlarımızı gideriz hemen."

"Biliyor musun? Annemin kokusuyla uyumuş gibi hissettim, seneler sonra annemin kokusuyla uyudum."
Kalbim duyduğum şeyle heyecanla atarken ona doğru dönüp elimle yanağını okşadım.
"Eminim annen gibi olamam..ama hep yanındayım, her zaman. Söz veriyorum yanındayım."

Gözlerime pırıltılarla bakıp fısıldadı.
"Hep yanımdasın."
Hep yanındayım fırtına...hep.
"Bir gün annen ile babanın yanına gidelim mi? Onlarla tanışmak çok isterim."
Gözlerime uzunca bakıp başını heyecanla salladı.
"Olur. Olur tabi ki gidelim..."

"Eveeet, sevgi pıtırcıkları. Alın bakayım kabanlarınızı."
Alyanın sesiyle yavaşça karandan ayrılıp ayağa kalktım.
"Sağol alya, bir şey olursa haber ver gelirim. Tamam mı?"
"Tamam yahu sen dert etme. Gerçi sen iyi bir uyku çekmişsin ama."
Sırıtarak kaan ile bana bakarken onlara yüzümü buruşturarak baktım.

"Siz ne gıcık bir çift oldunuz böyle ya! Iyy! Tam birbirinizi bulmuşsunuz tam!"
Karan yanıma gelip elini belime atarak beni onayladı.
"Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş."
Kaan sırıtarak alyaya bakıp göz kırptı.
"Siz de ne suratsız çiftsiniz be, hep sert yüzler. Aaa."

Karam bacağıyla kaanın bacağına sert tekme atıp onu susturdu.
"Sus lan patavatsız!"
"Hadi doktor gidelim."
Elimden tutup yürümeye başladığımız da kıkırdayarak beline sarıldım.
"Kaanla çok komiksiniz."
"Her ne kadar yılışık olsa da kardeşim gibi severim onu."

"Cidden...işiniz de bu kadar sert olup dışarıda birbirinizle başka olmanız beni şaşırtıyor. Gerçi..sen hep böylesin."
Düşünerek başımı koluna yaslayıp yürürken durup bana döndü.
"Nasılmışım ben?"

Sırıtarak durup düşünüyormuş gibi yaptım.
"Hmm sert bakışlar, dimdik duruş, hiç değişmiyor. Ama tabi benim yanım da başkasın o ayrı, hoşuma da gitmiyor değil yanii."
Kaşları havaya kalkarken hoşuna gitmiş olacak ki sırıtarak bana baktı.
"Demek öyle, hoşuna gidiyor yani?"
Omuz silkerek ona cevap verecektim ki çalan telefonumla bakışlarımız ekrana dönmüştü. Abim beni neden arıyordu ki?

"Abicim?"

"Asel."
Abimin sert sesiyle kaşlarımı çatıp konuştum.
"Abi ne oluyor?"

Karan gerilerek bana dönerken abimden gelen yanıtla yerim de mıhlarcasına kalmıştım.

"Babam burada."

Umarım beğenirsiniz:)
yazım hatası varsa affola
Yorum yapmayı ve oylamayı unutmayın

Sizleri seviyorum
Kendinize iyi bakın
Hoşçakalın🤍🌵

FırtınaWhere stories live. Discover now