SON BÖLÜM: "Kâmkâr"

13.3K 593 67
                                    

*

Melek'ten

Ah benim deli adamım, belalı kurtarıcım..

Huzur, bu hissettiğim tarifi imkansız duygunun tek tercümesi huzur olmalıydı. Yaslandığım, tüm varlığımı emanet ettiğim bu beden bana feleğin hediyesi olmalıydı. Tanrı tarafından bana bahşedilen kader yoldaşıydı. O, şimdi tüm heybetiyle bana güvenini aşılarken vücudundan yükselen ısısı da yuvamın asıl yerini kanıtlar gibiydi.

Bedenimin çoğu onun üzerinde, çıplak tenine temas eden sarhoş sırıtışla mesken tutmuş yüzüm ve tuhaf bir biçimde tüm çekiciliğinin temeli gibi gördüğüm tenini süsleyen seyrek kılları ile dans eden parmağım..

Bu halimiz bana utancı baskılarken aksine mutluydum. Hatta mutluluktan çığlık atacak zihin ve yürekteydim.

Evet, ben ona o da bana karışmıştı geçen gece. Biz ruhlarımızın yanı sıra bedenlerimizi de birleştirmiştik. Tıpkı ruhlarımızı bir araya getirmeye çabaladığımız ilk anlardaki gibi. Çeşitli sınavlardan ve sabır dolu vakitlerden geçmiş olsak da ben yine yeniden onun desteği ile başarmıştım ona kapılmayı.

Tıpkı zehir gibi tüm varlığıma çöken o gecede bana destek olduğu gibi..

"Şşşt! Melek benim, bak! Melek bana bak"

"S-Ser-hat ağa-bey"

Öyle çok saygımı ve hayranlığımı kazanmıştı ki büyük şaşkınlıklar içerisinde savruluyordum. Her sürünün öteki yarısı gibi beni suçlamak yerine benim için çabalamıştı. O, hep korktuğum hatta haz almadığım adam gitmiş yerine bir kurtarıcı gelmişti sanki.

Yeni anlıyordum aslında; o zamanlar ben ona olan minnet borcumu ödemek için çırpınırken o yaralayan sözleriyle beni uzaklaştırmaya çalışıyordu..

"Hadi kızım hadi. Çocuklarla oynayacak yaşı çoktan geçtim ben"

Belki bende aylar boyunca bu isteğine sessiz kalarak razı olmuştum ama bir yerde olasılıklar ve bilinmezlikler canıma tak etmişti. Ne derse desin peşinde dolanmaya karar vermiştim bir kere! Her ne kadar o zehir zemberek sözleri ile beni yaralamaya çalışsa bile..

"Ne bizinden bahsediyorsun sen?! Asla, anladın mı asla! Sen olmayacaksın bu işin içinde, ben yakalansam da, idam da yesem sen bulaşmayacaksın. Kendini ortaları atmayacaksın, seni alakadar etmez!"

Henüz şimdi anlıyorum; onları bile beni korumak için söylüyordu.

"Unutmalısın, çok zor biliyorum ama unutmak zorundasın. Daha iyi olmak için unut Melek. Yeter artık bunu tekrar edip durma bana, hatırlatıp durma!"

Sonra ne olduysa geri döndü bana. Önceden de biliyordum gelgitlerini ama bu hıza kapılacak kadar tecrübeli de değildim ki! O tüm yönünü bana çevirmiş olsa bile ben bunu algılamayacak kadar toy ve fazlaca korkak bir kızdım.

"Diyorum ki beni gelene kadar bekler misin?"

"N-Ne diyorsun-"

"Madem unuttun onu, başka kimse de yoksa beni bekle diyorum. Ben sana talibim. Vallahi de billahi alırım seni-"

"Höst! Sen ne diyorsun Serhat efendi. Ortada mı kaldım ki seni bekleyeyim. Ne sen böyle bişey dedin ne de ben duydum!"

"İster hiç gitme, ister ömür boyu gelme, beklemem seni, beklemem! Andım olsun ki önüme gelen ilk herifle de gideceğim!"

DELİ GÖNÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin